İSTANBUL - DETUR Yönetim Kurulu Başkanı ve TÜRSAB 2'inci Başkanı Firuz Bağlıkaya, yürürlüğe giren yeni Rehberlik Meslek Yasası ile acenta ve rehberlerin sanki birbiriyle çelişen zıt taraflarmış gibi gösterildiğini söyledi. Bağlıkaya, "Yeni yasayla rehber arkadaşlarımız öyle bir konuma getirilmiş ki patronun kim olduğu belli değil" dedi.
TÜRSAB 2'inci Başkanı ve Detur Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, turizm sektörünü yakından ilgilendiren konular hakkında konuştu. Bağlıkaya şunları söyledi:
Detur 1994 yılında kuruldu. Ana faaliyet alanımız tur operatörlüğü. Yurt dışında tur operatörlüğü yapıyoruz. İsveç, Norveç, Finlandiya ve Danimarka'dan, Türkiye, Mısır ve Tunus destinasyonlarına turlar düzenliyoruz. Kapasitemizin ağırlığı Türkiye'de, sonra Tunus ve Mısır geliyor.
EUROLİG VE FIBA'NIN RESMİ ACENTASIYIZ
Tur operatörlüğü faaliyetlerimizin dışında Türkiye, Tunus ve Mısır'da gönderdiğimiz yolcuların yerel hizmetlerini yapan bir de incoming organizasyonumuz var. Türkiye'de, Alanya, Side, Antalya, Bodrum ve Marmaris bölgelerinde operasyonlarımızı sürdürüyoruz.
Bu çalışmalarımızın dışında Detur'un İstanbul'da ağırlıklı spor organizasyonları olmak üzere ihtisaslaşmış bir ekibi var. Eurolig ve FIBA'nın resmi acentasıyız. Çok kısa bir zaman önceye kadar Basketbol Federasyonu'nun resmi acentesiydik. Büyük spor organizasyonları yapıyoruz. Bu tip organizasyonların Türkiye'ye alınması aşamasından itibaren görevler üstleniyoruz.
Turgut Özal dönemindeki turizm hamlesiyle oteller ve destinasyonlar öne çıkmaya başladı. Tabii burada Türk tur operatörleri ve Türk charter uçak şirketleri önem taşıyor. Bu iki lokomotif, Türk turizmini Akdeniz Çanağı'nda öne çıkartmıştır. Rakiplerimizle mukayese ettiğimiz zaman bu iki faktörün diğer ülkelerde eksik çalıştığı veya tam olarak çalışmadığını görüyoruz.
REHBERLİK MESLEK YASASI BİR BİLİNMEZLİK YARATTI
Türkiye'deki tur operatörleri seyahat acentacılığı yaparak bu işe başladılar. Türkiye'de seyahat acentalarının sorunlarıyla TÜRSAB ilgileniyor. Buradaki görevim itibariyle sorunlarla yakından ilgilenme fırsatı buluyorum.
Şu anda önemli olan birkaç sorun gündemde. Bir tanesi rehberlerle ilgili çıkmış olan meslek yasası. Bu yasa acente ve rehberleri sanki birbiriyle çelişen zıt taraflarmış gibi gösteriyor. Aynı zamanda rehber arkadaşlarımızı da şaşırtan bir yasa. Aslında işverenle işgörenin arasına bir bilinmezlik sokan ve sanki bugüne kadar bir sorun varmış gibi ne olduğunu anlamadığımız bir durumla karşı karşıyayız.
‘PATRONUN KİM OLDUĞU BELLİ DEĞİL’
Uygulamada da bazı sıkıntılar var. Yasanın çıkış sürecinde biz ciddi şekilde dışarıda kaldık. Görüşlerimiz çok fazla dinlenmedi. Ümit ediyorum yönetmelik aşamasında TÜRSAB'ın görüşleri ciddiye alınır. Aksi taktirde acenteler ve rehberler dışında tüm sektörün önünde bir problem yumağı duruyor. Herkes ne yapacağını karıştırmış vaziyette. Yeni yasayla rehber arkadaşlarımız öyle bir konuma getirilmiş ki patronun kim olduğu belli değil.
ÇOBAN ANLAYIŞINA KARŞIYIZ
Biz turisti yurt dışından getireceğiz; risk alacağız; otellerini ödeyeceğiz, uçaklarını kiralayacağız, gerekirse zarar edeceğiz ama turist ülkeye geldiğinde rehbere teslim edip dönüşte havalimanından teslim alacağız. Bu kabul edilebilir bir durum değildir. Turistin sahibi tur operatörüdür, acentedir.
Rehberlerden alınan hizmet, süreli ve ihtisaslarıyla ilgili alınan bir hizmettir. Rehberi, turistin çobanı yapan anlayışa biz tamamen karşıyız. Böyle bir şeyi ne rehber ne de turist kabul eder. Neredeyse rehbersiz tuvalete bile gidemez şeklinde bir yasa çıkmış. Böyle bir sorunumuz var. Umarım bakanlıktaki yetkililer yönetmeliklerle bunu düzeltir."
‘MESLEĞİMİZİN ANA UNSURU TRANSFER’
Diğer bir konu ise acentelerin önemli iş kollarından biri olan transfer. Acenta, turu, rehberler vasıtasıyla, transferi de araçlarla yapar. Şimdi bu fonksiyonlardan bir tanesi elimizden alınmaya çalışılıyor. A1 belgesi denilen belgeyi almadan binek araçlarla havalimanından turist alınamayacağı söylendi. A1 belgesi almak için belediyelere başvuran arkadaşlarımız bu belgeleri alamadılar. Trafik yoğunluğu sebep gösterilerek bu belgeler verilmedi. Dolayısıyla arkadaşlarımız A1 belgesi alamadıkları için bu sefer minibüs ile transfer yapmaya başladı ki bu daha çok trafiği sıkıştıran bir durum. Ardından minibüslerle tek kişi transfer edemezsiniz denilerek arkadaşlarımızın araçları bağlandı.
Burada kaotik bir durum var. Ulaştırma Bakanlığı başka belgeler çıkartıyor, belediye başka belgeler istiyor. Bizim istediğimiz çok basit bir şey; bu tip araç uygulamalarında seyahat acentası olan firmaların muaf tutulması.
Tabii ki biz de korsan taksiciliğin yapılmasını, haksız kazancı istemiyoruz. Ama bizim mesleğimizin ana unsuru transfer. Transferi biz yapamazsak otobüsleri olan acenteler var. En azından buna tek elden bir düzenleme getirilmesi gerekiyor.
‘MESLEK YASASI'NDA SONA YAKLAŞTIK’
1618 sayılı yasanın güncellenmesi ve günün ihtiyaçlarına göre bazı maddelerinin değiştirilmesine dönük bakanlıkla birlikte bir çalışma başlattık. Neredeyse 1 seneye yaklaşıyoruz. Bazı konularda bakanlıkla ayrılsak da anlaştığımız bazı noktalar oldu.
Bizim son öneri olarak hazırladığımız taslağı da Bakanlığa ileteceğiz. Yeni yasada temel bazı konular var. Bunlardan bir tanesi ihtisas belgeleri ve standartları konusu. Bu konuda TÜRSAB kendisini görevli olarak görüyor.
Bunun yanında tur operatörlüğü gibi bir kavram getiriyoruz. Acente ve tur operatörlüğü kavramı birbirine karışmış durumda. Her acente tur yapabiliyor, vatandaştan para toplayabiliyor. Bazı turlar sıkıntılı çıkıyor ve bazı müşteriler o hizmeti alamamış oluyor. Dolayısıyla yurt dışında yıllardır var olan tur operatörlüğü kavramını yasanın içine yerleştirdik. Tur operatörleri bazı teminatlar vermeden tur organizasyonu yapamayacaklar. Biz bu işlerde geç de olsa bir adım atılıyor olmasından ve bakanlığın da bizimle aynı fikirde olmasından memnunuz.
Yeni Alanya
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.