Her mesleğin, bir günü ve haftası olduğu gibi "Bizim kimden ne eksiğimiz var" diyen, pilotların da bir günü vardır..
Her mesleğin, bir günü ve haftası olduğu gibi "Bizim kimden ne
eksiğimiz var" diyen, pilotların da bir günü vardır..
Geride bıraktığımız 26 Nisan Dünya Pilotlar Günü olarak her yıl
kutlanıyor. İlk Türk pilotu olan ve 1 Numaralı uçuculuk brövesine
sahip, Mehmet Fesa Evrensev, ilk uçuşunu 26 Nisan 1912'de yaptığı
için bu tarih seçilmiş.
Kim, ne derse desin Türkiye'de de pilotluk gözde bir meslektir.
Havacılığın son yıllarda gösterdiği gelişmeye paralel olarak pilot
sayısı da artmıştır.
Önceleri Hava Kuvvetleri'nden ayrılanlar, ardından özel okullar,
üniversiteler ve dış ülkelerden gelenler mesleğin insan kaynağını
oluşturmuştur.
Türkiye'de pilotları, önceleri 1958'de kurulan Türk Hava Yolları Pilotlar Derneği
temsil ederdi. Dernek, özel sektörde çalışan pilotları da üye yapabilmek
için, kendini feshederek Türkiye Havayolu Pilotları Derneği adını
almıştır. Daha çok İngilizce yazılışının kısaltması olan TALPA adıyla
bilinir. TALPA, üyelerini, binlerce üyesi olan Avrupa Kokpit Birliği (ECA) Uluslarası Havayolu
Pilotları Derneği (IFALPA) ve Star Alliance Pilotlar Derneği (ASAP) nezdinde de başarıyla temsil etmektedir.
TALPA yönetimi her yıl, 26 Nisan'da İstanbul'da Taksim Atatürk
Anıtı'na askeri disiplinle çelenk koyarak saygı duruşunda bulunur ve geleneksel balo ile
sorunları biraz olsun unutmaya gayret ederler. Pilotlar Günü kutlandıktan sonra, dönüp neler
değişti diye bakmak istedim. Gün kutlanmasın demiyorum, elbette
kutlansın. Çünkü, halkın binde biri bile böyle bir günden haberdar değil.
Fakat, ilginçtir uçağı yeni tanıyan halkımız pilotluk mesleğini kendince çok iyi bildiğini zanneder.
Türk halkının çoğunluğu, pilotları kokpitte keyif çatan, çok yüksek maaş
alan, en iyi evlerde oturan, en lüks arabaları kullanan, hep beş
yıldızlı otellerde yatan ve en güzel hatunlarla evlenen, bir eli
yağda, bir eli balda ehl-i keyf kişiler olarak bilir. Acaba
gerçek, gerçekten böyle midir?
Her ne kadar kokpitin kralı değil, kuralı olsada halk onları uçağın
kralı gibi görür, onların nikah kıyma ve tutuklama yetkilerinin bile
olduğunu bir şehir efsanesi gibi imrenerek dile getirirler.
Birçok mesleğe göre, kaptan pilotların maaşlarının iyi olduğu
söylenebilir. Fakat, aldıkları ücret bazı ülkelerin pilot maaşlarının da gerisindedir.
First Officer (F/O) diye bilinen yardımcı kaptanların maaşları da
ehven-i şerden yukarıdadır.
Maaşlarının çok yüksek olduğu kanısı toplumda hakim düşünce olduğu için, herkes pilot
olma hayali kurmakta hiç bir sakınca görmez.
Ne yazık ki, bu ülkede herkesin pilot olma gibi bir şansı hayalden öteye gidemiyor.
Çünkü, pilot olmak için, iyi bir zeka, tam sağlıklı bir bünye, iyi derecede
İngilizce konuşabilmek ve de orta halli bir ev alabilcek kadar (80-90
Bin Euro) hazır paranızın olması gerekmektedir. ATPL adı verilen
pilotluk lisansını alabilmek için ayrıca, 12 ile 36 ay arasında değişen
750 saatlik bir eğitimi ve de 195 saatlik uçuşu en iyi şekilde
yerine getirmek lazım.
Bu zorlu etapları geçip lisansı aldınız diyelim. Hemen iş bulup uçarım
diyorsanız bunda yanılırsınız.
İş buldunuz diyelim, ardından sağ koltuktan sol koltuğa terfi
edebilmek, yani kaptan olabilmek için de titiz abilerin, eleştiri
okları altında en az 4 bin saat uçuş yapmanız gerekir.
Türkiye'de, bu mayınlı sahaları geçip gelen ve pilot olanların sayısı SHGM'ye göre aynen şöyle: CPL-A sahibi pilot 2 Bin 374, ATPL-A sahibi pilot 4 Bin 081 ve yabancılar 969 pilot olmak üzere 7 Bin 424'tür. Çalışmayan ve kayıtlarda olmayanlarla bu sayı 8 Bin kişiyi geçmez.
Bu arada ne kadar pilotun işsiz olduğunu ise, SHGM ve
TALPA'nın bilebilmesi de hiç mümkün değil. Halen faal olarak çalışan
pilotların yüzde 60'dan fazlası THY çatısı altında, diğerleri özel
havayolu ve hava taksi şirketlerinde görev yapmaktadır.
Mesleği temsil eden TALPA'nın faal uçan üye sayısı, 112'si kadın olmak üzere,
sadece 3 bin 451. Oysa, aidatı 50 Lira olan bu derneğe tüm
pilotlarımızın üye olmaması doğrusu çok şaşırtıcı.
TALPA'nın öncülüğünde kurulan Türkiye Pilotlar Vakfı'nın (Pil-Vak) ise
aynı miktardaki aidatla 4 bini aşkın üyeye sahip.
Bünyesinde Pil-Vak Sigorta ve Apron Havacılık gibi iki ticari kuruluşu
bulunan vakfın üyelere ölüm, maluliyet,işsizlik, lisans kaybı ve
çocuk eğitim yardımı gibi konularda destek olması tercih sebebi olsa
gerek.
Pilotluk, dışardan çok albenisi olan bir meslek olarak bilinsede,
sorunlu bir sektöre mensup oluşu önde gelen dezavantajıdır.
Tüm bunlara rağmen, binlerce genç pilot olabilmenin cazibesi ile yanıp
tutuşmakta, rüyalarına Top Gun filmindeki Tom Cruise girmektedir. Tüm
zorluklarına rağmen, hiç kimseye bu güzel sevdadan vaz geçin demiyor,
hayalinizi gerçek yapmak için doğru mecrayı bulup, pilotluk için
ebeveyninizden gerekirse evinizi bile satmasını isteyin derim. Yeni
havalimanı, gelişen THY ve özel şirketler, kurulması muhtemel yeni
şirketler, biliniz ki bir gün mutlaka sizin için ekmek kapısı olacaktır müstakbel pilotlar.
Güzel yarınlara Türkiyem..