Gazetecilik aslında çok kolaylaştı. Pandemi ve teknolojik gelişmeler evde otururken, inanılmaz gerçekleri öğrenme imkanı sunuyor.
Bir turizmci dostum, Clubhouse’da ‘Türkiye turizminin geleceği’ konusunun tartışıldığını söyleyince, hemen bağlandım. Kimler yoktu ki, biri Belçika’dan, biri İtalya’dan, biri Almanya’dan, biri Diyarbakır’dan ve daha çok Türkiye’den pek çok katılımcı.
Turizmcilerin çok dertli olduklarını biliyordum ama yine de yeni duyduğum bir şey var ki, size anlatmadan geçemeyeceğim.
Avrupa’da yaşayan ve turizmle uğraşan bir profesyonel anlatıyor:
“Paris’i bilenler bilir. Türkiye’nin Paris’teki Turizm Ofisi Champs-Elysees’de, çok merkezi bir noktada ve dijital tabelalarla çok göze batan bir konumdadır. Geçenlerde Belçika’dan Paris’e gitmiştik, tam da bizim Turizm Ofisi’nin önünde park ederken, otomobilin lastiği kaldırıma çarpınca patladı. Dolayısıyla onarım için yardım istememiz gerekti. Ben de Paris’i çok iyi bilmediğim için, gidip bizim Turizm Ofisi’nden yardım isteyeyim, onlar buraları bilirler, bir tamirci çağırsınlar diye Turizm Ofisi’ne çıktım. Turizm Ofisi’nde 10 görevli vardı, 9’u Fransızca bilmiyormuş. Bilen tek kişi yönetici imiş, o da o anda ofiste değildi. Dolayısıyla yardım isteyecek birini bulmak için bir telefon açamadık.”
Kulaklarıma inanamadım. Türkiye’nin Paris’teki Turizm Ofisi’nde 10 görevli var ve 9’u Fransızca bilmiyor mu? Bırakın Fransızcayı tam konuşmayı, bir telefon açıp, tamirci çağırmaktan aciz mi?
Söz alıp, konuşan hanımefendiye sordum:
“Efendim, kusura bakmayın, az önce anlattıklarınıza inanamadım. Acaba biraz abarttınız mı? Yani 10 kişi var ve 9’u Fransızcayı gerçekten bilmiyor mu?”
Yanıtı net:
“Hayır, Doğan Bey, niye abartayım. Anlattıklarım birebir yaşandı. Bir telefon açıp tamirci çağıramadık.”
Hatta kendisi ekledi:
“Duyduğum kadarıyla Türkiye’de bir karar çıkarılmış, yurtdışında çalışmak için yabancı dil bilme şartı gerekmiyormuş. Olur mu böyle şey? Yabancı dil bilmeyen biri yurtdışında görevlendirilir mi?”
Hanımefendinin sözünü ettiği yabancı dil şartının kaldırılması kararı da gerçekti. Yani diyanetten, basın müşavirliklerine kadar pek çok kurum, kendi temsilcileri için bu şartı sırayla kaldırdılar. Son olarak İçişleri Müşavirleri için de yabancı dil şartı kalktı. Bu konuda TBMM’de bir rapor da hazırlandı. Raporla ilgili haberde şöyle deniyordu: (*)
“Yurt dışında Aile Müşavirinden Din Hizmetleri Müşavirine, Adalet Müşavirinden Tarım Müşavirine kadar 3 bin kadar personel bulunuyor. TBMM'de geçmişte Türkiye'nin yurt dışı teşkilatı konusunda meclis araştırması yapılmış ve hazırlanan raporda, “Türkiye, yurt dışında müşavirler ordusuna sahiptir. Büyük bölümü ihtiyaç dışıdır ve yabancı dil bilmemektedir” denilmişti.”
Hatta öyle ki, yurtdışında görevlendirilen bazı kişiler yabancı dil bilmedikleri için, onlarla birlikte birer yüksek maaşlı tercüman gönderildiğini de sık sık gazetelerden okuyoruz.
Tüm bunları okuyunca, Türkiye niye bu halde, turizm niye can çekişiyor, ekonomi niye bu halde gayet iyi anlaşılıyor?
Ama hala “Turizm ne halde ki, gayet iyi?” diyecek biri çıkarsa tek bir örnek vereyim.
Taksim’deki mahalle arası küçük oteller, bundan 5 yıl önce 130 Euro’ya oda satıyorlardı, şimdi 130 TL’ye müşteri bulamıyorlar. Yani fiyatlar 10 kat ucuzlamış durumda.
Bir de iyi haber vereyim.
Diyarbakır’da, Sur İlçesi 5 yıldır güvenlik nedeniyle kapalıydı, buradaki iddialı Green Park Otel de 5 yıldır kapalıydı. Bu otel nihayet açılıp hizmete girmiş. Ancak ülke ucuzladığı için 5 yıldızlı bu otelin odaları da sadece 20 Euro’ya satılıyor.
Fransızca bilmeyen ama maaşlarını Euro ile alan Paris Turizm Ofisi elemanlarına duyurulur.
(*) https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/yurt-disinda-musavir-olmak-icin-dil-bilme-sarti-kalkti-1345958