ÖZKAN ALTINTAŞ- TÜRKİYE TURİZM
İSTANBUL- Türkiye’de otelciliğe önderlik etmiş değerli girişimcileri anmak ve deneyimlerini gelecek nesillere aktarmak amacıyla, Özyeğin Üniversitesi Türkiye'de Otelciliğin Önderleri Bieanali ve “Mehmet Kemal Dedeman ve Dedeman Hotels & Resort Sergisi" düzenleniyor. Özyeğin Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu, Otel Yöneticiliği Bölümü yenilikçi ve girişimci, katma değer yaratan eğitim modeliyle öğrencilerini hayata hazırlayan Özyeğin Üniversitesi, yeniliklere ve ilklere imza atmaya devam ediyor.
AİLESİ DEDEMAN HOTELS'İ BÜYÜTÜYOR
Mehmet Kemal Dedeman’ın anılacağı bienal Türk otelciliğine ışık tutan ve Türkiye’den ‘yerli otel zinciri’ kavramını geliştiren Dedeman Grubu’na karşı bir minnet gösterisi olacak. Ancak geçtiğimiz günlerde Nazire Dedeman’ın ölümü ve Murat Dedeman’ın bypass tedavisi görmesi üzüntülü günler yaşanmasına neden oldu. Ancak Dedeman Hotels’in yönetiminde olan Banu ve Rıfat Dedeman kardeşler güçlü kurumun varlığını ileriye taşıyacak enerjiye sahip bulunuyorlar.
VEHBİ KOÇ ANILMIŞTI
Özyeğin Üniversitesi, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu, Otel Yöneticiliği Lisans Programı Müdürü Teoman Alemdar, öğretim üyesi Tekin Ertan ve bölüm öğretim üyelerinin gayretiyle düzenlenen bienallerde daha önce 38 yıl genel müdürlüğünü yapan rahmetli Orhan Başdoğan ile Divan Hotels’in kurucusu Vehbi Koç anılmıştı.
Kemal Dedeman ve zamanın Başbakanı Cevdet Sunay
KAYSERİLİ OLMAKLA ÖVÜNÜRDÜ
Bu kez Mehmet Kemal Dedeman anılırken, Dedeman Hotels’in geçmişi yakınları tarafından anlatılacak. Bir iş adamı olduğu kadar aynı zamanda bir düşünce adamı olan Mehmet Kemal Dedeman’ın ‘Düzmece’ adını verdiği dizeleri ile bir çok insana ışık tutmuştur. Güçlü bir Kayserililik duygusuna sahip olup; Kayserililer'in temsili ve dayanışması için Ankara'da Kayserililer derneğini kurmuştur.
MEHMET KEMAL DEDEMAN KİMDİR?
Hacı Nazire Hanım'la, Hacı Rıfat Şükrü Bey'in oğlu olan Mehmet Kemal Dedeman, 1903'te Kayseri'de doğdu.
Babasının vefati ile öğrenimini bırakmak zorunda kalan Mehmet Kemal Dedeman, kendi ticarethanesinde genç yaşta is hayatına başladı.
1924 yılına kadar süren bu çalısmalar; ticarethanenin tasfiyesi, Mehmet Kemal Dedeman ' ın Izmir'e gitme kararı ve ardından askerlik görevi nedeniyle Kahramanmaraş'a gitmesiyle noktalandı.
Askerlik görevi dönüşünde Mehmet Kemal Dedeman Kayseri Adliyesi'nde Zabit Kâtibi olarak göreve başladı. 1931 yılında görevinden ayrılarak, yeniden ticaret hayatına atıldı.
Bir dönüm noktası da sayabileceğimiz bu tarih kurumsal anlamda " Dedeman "ın kuruluşu sayılabilir.
1934'te Ankara'ya giderek gıda ve taahhüt işleriyle uğraşan Mehmet Kemal Dedeman, ilerleyen yıllarda Istanbul Yeşilköy, Ankara Etimesgut ve Kütahya Askeri Havaalanları ile Kayseri Tayyare Fabrikası gibi insaatlarda müteahhitlik yaptı.
1945 yılında, zamanın hükümetince başlatılan Yıldırım Yolları Projesi kapsamında, Kayseri, Kırşehir, Sivas arasındaki yol inşaatlarının yapımını üstlendi ve gerçekleştirdi.
Dedeman Topluluğu, çalışmalarına 1947 yılında madencilikle başladı. Krom, çinko, kurşun ve manyezit madenlerinin işletmesi ve ihracatı bu alanda gerçeklestirilen ilk çalısmalar oldu.
Mehmet Kemal Dedeman ' ın turizm sektöründeki ilk girişimi, 1966 yılında Otel Dedeman Ankara'nın açılması ile başladı. Bu tarihten itibaren bşsta oteller olmak üzere, eğlence ve hizmete yönelik işletmelerle yeni yatırımlar birbirini izledi.
önce, içindeki ülke sevgisi ve inancıyla yola çıkan Mehmet Kemal Dedeman, gerçekleştirdiği yatırımların yanı sıra eğitim-sağlık kurumları inşası ve iç donanımlarına yaptığı bağıslarla ülkesine hizmet vermeye devam etti ve "Devlet Üstün Hizmet Madalyası”na layık görüldü.
1933 yılında Ankara’ya sonra da İstanbul’a yerleşti. Kayserili olmaktan hayatı boyunca gurur duyan mümtaz iş adamı Kemal Dedeman, mahkeme zabıt katipliğinden müteahhitlik ve madenciliğe atılmış bu arada Ankara, Antalya, İstanbul ve Nevşehir başta olmak üzere Dedeman Oteller zincirinin sahibi olmuştur
“Doğru olduğum sürece, cesur oldum” diyen Kemal Dedeman: “Ticaret hümayin gömleğe benzer, leke götürmez” tarzındaki sözün, Kayserililer için itici kuvvet rolü oynadığını da ifade etmiştir. Sosyal konularda son derece hareketli ve hassas bir zat olan ve merkezi Ankara’da bulunan Kayseri İli Yardım Derneği’nin kurucuları arasında da yer alan Kemal Dedeman: Kayseri’de bir Dedeman Ortaokulu ve Dedeman Temel Eğitim Okulu, Yahyalı’da Dedeman Camii ve Dedeman Müftülük Binası ile Pınarbaşı’nda Dedeman İmam Hatip Okulu inşa ettirmiştir.
Kemal Dedeman, son olarak Kayseri Erciyes Üniversitesi bünyesinde, 5300 metrekare kapalı alanı olan 100 yataklı Kanser Hastanesi yaptırmış, ayrıca çeşitli kuruluş ve kurumlara büyük çapta yardım ve katkıları aralıksız sürmüştür.
95 yıllık hayatının son yıllarında, başkanı olduğu Dedeman grubunun işlerini oğlu işadamı Murat Dedeman’a devretmiş ve 12 Şubat 1998 günü İstanbul’da vefat etmiştir.
“YARINA BIR ‘DEĞER’ BIRAK” ETKINLIKLERI ILE ANISI YAŞATILIYOR
Dedeman Topluluğu'nun kurucusu Mehmet Kemal Dedeman'ın anısını yaşatmak ve ilkelerini geleceğe taşımak adına, “Yarına bir ‘değer’ bırak” sloganı ile her yıl etkinlikler düzenleniyor.
Mehmet Kemal Dedeman’ı oğlu Murat Dedeman 11.12.2007’de şöyle anlatmıştı.
AHMET YAŞAR DEDEMAN'A MEKTUP
Rahmetli babam Mehmet Kemal Dedeman, büyük umutlarla bağlandığı ilk oğlu Ahmet Yaşar’ın on beşinci yaş gününde ona yazdığı mektup şimdi küçük bir kitapçık halinde elden ele dolaşıyor.
Babam, bu mektubunda daha sonra kaybettiği oğlu, rahmetli ağabeyime şöyle seslenmektedir:
MEKTUP
Sevgili Oğlum, Ankara 14.11.1961
Sana bu satırları bulunduğum otel odasında yağmurlu ve kasvetli bir sonbahar gününün akşamında yazıyorum.
Bir babanın hayatta en büyük dayanağı evlatlarıdır. Evlatların yekdiğerinden zerre kadar farkı bulunmamakla beraber, baba kuvvetini evvela oğlundan alır. Onun tertemiz faziletili, ahlaklı, saygılı, bilgili, çalışkan, atılgan, nefsine güvenen, hakka inanan, haksızlığı kabul etmeyen, herkes tarafından beğenilen, sevilen , sayılan bir karakterde olmasını ister oğlum.
Baba, kendisinden bir parça olan, kanını, sanını taşıyan oğlu ile iftihar etmek ister. Hele çocukluğunda, gençliğinde ve hatta bütün hayatı boyunca kimsenin maddi ve manevi bir alakasını görmeyen, inanacak güvenecek bir büyüğü bulunmayan, en kederli ve en acılı günlerinde dahi etrafında kimseyi bulamayan, kimsesizliğin, yanlızlığın sonsuz acı ve ıstırabını çekmiş bulunan, ayrıca en küçük yaştan itibaren daima çalışmak, kazanmak ve bir aile geçindirmek zorunluluğu altında çocukluğunu, gençliğini, delikanlılığını ve hatta orta yaşlılığını dahi sonsuz bir mücadele içinde geçiren, hususuyla dağınık işleri tedvir etmek için gece gündüz demeden, şehir, dağ, tepe dolaşmak zaruretinde kalan, hareketelerinde ve kararlarında istişare edecek, içini dökecek, icabında kederini, icabında sevincini paylaşacak bir kimsesi bulunmayan bir babanın oğluna karşı duyduğu alaka, sevgi, güven burada tarif edilemez oğlum.
Senin doğduğun, yürümeye başladığın, konuşmak için uğraştığın, okula başladığın zamanları hatırlıyor, büyük bir ümit kanyağı olarak okul içi ve dışı hareketlerini izliyor, anneye , kardeşlerine davranışlarında ve arkadaşlarınla olan münasebetlerinde normal olmanı arzu ediyorum oğlum.
Aşırı olmayan isteklerini yapmanı, daima etrafındakileri de düşünmeni, kendine layık görmediğini başkalarına da görmemeni, bütün hareketlerinde bencil hislerden sıyrılarak insancıl olmanı istiyorum oğlum.
Çocukluk yaşı ile gençlik çağı arasında olduğunu biliyorum. Bu yaşta senin bir çok arzuların, isteklerin olacağını, yalnız başına karar veremediğin düşüncelerin bulunacağını kabul ediyorum. Beni yalnız bir baba olarak değil, aynı zamanda bir arkadaş, bir sırdaş olarak kabul etmeni, her müşkül zamanında bana sıkılmadan, açık açık, her düşündüğünü sormanı, kafanda meçhul hiçbir şey taşımamanı, bana güvenmeni, itimat etmeni istiyorum oğlum.
Derslerine ve vazifelerine layık olduğu derecede alaka göstermeni, hocalarını, arkadaşlarını candan ve samimi olarak sevmeni, kendini de sevdirip saydırmanı, temiz giyinmeni, doğru konuşmanı, ne olursa olsun, en küçük yalana dahi tenezzül etmemeni, itimat edilecek, güvenilecek bir insan olmanı, okulda ve okul dışında vazifelerini layıkıyla kavrayarak yapmanı ve her yaşta, her devrede yaşayan her insanın vazife ve mesuliyetleri olduğunu bilmeni istiyorum oğlum.
Evde kardeşlerine, annene, daha büyük ve küçüklerine davranışlarında dikkatli olmanı, onları üzmemeye ve incitmemeye çalışmanı, okuldan vaktinde dönmeni, ayakkabılarını rastgele fırlatıp atmamanı, çalışma odanızda intizam içinde, zamanında derslerine çalışmanı, kardeşlerini de çalıştırmanı, derslerin bitince kitaplarını muntazam şekilde yerlerine koymanı, ertesi güne ait kitaplarını hazırlayarak çantana yerleştirmeni, yemekte, yatak odanda daima intizamlı olmanı, senden küçüklere örnek olacak derecede güzel hareket ve tavırlar takınmanı, vaktinde el ve ayaklarını yıkayarak, banyonu yaparak yatmanı, sabahları vaktinde kalkmanı, idmanlarını yapmayı, ondan sonra yıkanıp giyinmeni, akşam soyunurken elbiselerini ,sabah giyinirken pijamalarını muntazam bir şekilde yerlerine koymanı, okula vaktinde gitmeni, otobüste, dolmuşta senden büyüklere hürmet senden küçüklere şevkat göstermeni, icabında yerini onlara terk etmeni, otobüse binerken ve inerken sırana riayet etmeni istiyorum oğlum.
Okulda hocaların ve arkadaşların tarafından zeki ve çalışkan çocuk olarak tanınmanı, dersini bilmeyene yardım etmeni, bilmediğin dersleri öğrenmek için gururuna kapılmadan arkadaşlarından , icabında öğretmeninden soracak kadar cesaret sahibi olmanı, düşündüklerini, inandıklarını cesaretle savunmanı, yanlış kanaatleri değiştirecek kadar realist olmanı istiyorum oğlum.
Müslüman olduğunu, Tanrı buyruklarını yapmanın bir vecibe, aynı zamanda ruhi, bedeni bir huzur temin edeeğini bilmeni, yapılan her kötülüğün cezasının ve her iyiliğin mükafatının bir gün karşına çıkacağına inanmanı, herşeyden evvel doğruluğun, dürüstlüğün mertliğin huzur kaynağı olduğunu, aksi hareketlerin insaları daima felakete sürükleyeceğini kabul etmeni istiyorum oğlum.
Zaruret karşısında senden sık sık uzakta bulunmanın acısını çektiğimi, yüzüne bakmakla doyamadığımı, daima yanımda olarak körpe ve taze duygularına tercüman olamadığımdan dolayı üzüntümü ifadeden acizim oğlum. Fakat şunu bilmeni istiyorum ki, hayatta baba ve annesini kaybetmiş, okuldan evvel ve sonra, ekmek, gazete, vs. satmak suretiyle ailesine yardım zaruretinde bulunan, sen yaşta birçok insanların bulunduğunu, bir taraftan geçim zaruretinde bulunanların intizam ve gayretleri neticesi, her iki ödevi de mükemmelen yerine getirdiklerini, hayat yolculuğunda muvaffak olmuş birçok kimselerin bu mesuliyetlerini müdrik insanlar arasından yetiştiğini bilmeni istiyorum oğlum.
Hayatta her istenilen ve arzu edilenin elde edilemeyeceğini, insanların başarıları nisbetinde hayatlarını tanzim etmek mecburiyetinde olduklarını , her türlü imkana sahip olsa dahi ilerisini düşünerek daima ölçülü ve herkesin şımarıklık diye tavsif edeceği hareketlerden kaçınılması lazım geldiğini, insan hayatında muvaffakiyet veya ademi mıvaffakiyet hallerinin daima görülegeldiğini, ak ve kara gün bulunduğunu, ak akçenin kara gün için saklandığını daima hatırda tutmanı gösterişten, şımarıklıktan kendini korumanı istiyorum oğlum.
Arkadaşlarını seçerken çok dikkatli olmanı, huyu, suyu göreneği, geleneği ailemizin inanış ve davranışlarına uygun olanından tercih etmeni, toplum içinde hor görülen hareketlerden sakınmanı, fertlerin evvela kendisine, sırasıyla ailesine, millet ve memleketine bir takım vazife ve mesuliyetlerle bağlı bulunduğunu daima hatırında tutmanı, icabında bu vazife ve mesuliyetlerin yerine getirilmesi için gereken feragat ve fedakarlığı gösterecek kadar medeni cesarete sahip olmanı istiyorum oğlum.
Hayatta daima mütevazı olmanı, etrafındakileri en az kendi derece ve ayarında görmeni, gurur ve kibirden sakınmanı, iyilik ve cömertliğin insanlara Tanrının bir ihsani bulunduğunu öğrenmeni istiyorum oğlum.
İnsanların hayat yolculuğunda kara günlerle karşılaşacağını, mahrumiyetlere maruz kalacağını hatırdan çıkarmamanı, böyle zamanda asla metanetini kayıp etmemeni, nevmidiye düşmemeni, nefse itimadın, kendine güvenmenin daima hayatta en büyük destek olduğunu kabul ve bu hususta devamlı olarak kendine telkinde bulunmanı, enerjik ve dinamik olabilmenin tek mesnedinin manevi kuvvet bulunduğunu bilmeni istiyorum oğlum.
Hulusa, seni sıhhatli, kuvvetli, vazifesini müdrik, sevilen sayılan, muvaffak bir insan-ı kamil olarak tahayyül ediyor, seninle bütün ailemizin iftihar etmesini düşünüyor ve kardeşlerinin de seni örnek almalarının ve hatta senin telkin, tesir ve yardımınla iftihar edeceğin bir seviyeye ulaşmalarını ulu Tanrıdan diliyor, bu ricalarımın yerine getirilmesini senden ve kardeşlerinden bir baba hakkı olarak talep ediyorum oğlum.”
Mehmet Kemal Dedeman
NAZIRE DEDEMAN ÇAĞATAY’IN VEFATI
Dedeman Holding’de 2014 yılına kadar Yönetim Kurulu Başkan Vekili görevini yürüten iş kadını ve sivil toplum lideri kimlikleriyle tanınan Nazire Dedeman Çağatay 05 Şubat 2019’da yaşamını yitirdi. Umut Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı, iş kadını Nazire Dedeman’ın ‘Nazire’ ve ‘Bir Avuç Göl’ adlı yayımlanmış iki adet şiir kitabı bulunuyor.
NAZİRE DEDEMAN ÇAĞATAY KİMDİR?
1949 yılında Ankara’da doğan Nazire Dedeman Çağatay, TED Ankara Koleji mezunudur. Dedeman Holding’de 2014 yılına kadar Yönetim Kurulu Başkan Vekili görevini yürüten Nazire Dedeman Çağatay, Dedeman Holding’in iş dünyasındaki başarısında aktif rol aldı. 2014 yılında Dedeman Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili görevinden ayrılarak 3DE3 Gayrimenkul Turizm ve Yönetimi A.Ş’yi kurdu. Nazire Dedeman Çağatay halen Dedeman Madencilik şirketinde Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevini yürütmekteydi.
Nazire Dedeman Çağatay, hukukun üstünlüğünün egemen kılınması, bireysel silahsızlanma konusunda toplumsal farkındalık yaratma ve anlaşmazlıkların çözümünde barışçıl yöntemleri gençlere benimsetme hedefiyle 1993 yılında Umut Onurlu Önderler Yetiştirme Vakfı’nı (Umut Vakfı) Türkiye’ye kazandırdı.
2014 yılına kadar Dedeman Holding’de hissedar olarak tüm hayır işlerine katkıda bulundu. Bu süre zarfında, ülkemiz madencilik ve turizm sektörlerinin gelişimine katkıda bulunmak ve özgün, uygulanabilir fikirlerin yaratılmasını teşvik etmek amacıyla her yıl iki dalda düzenlenen Mehmet Kemal Dedeman “Yarına Bir Değer Bırak” başlıklı Araştırma Ve Geliştirme Proje Yarışması, Nazire Dedeman Çağatay’ın liderliğinde 2004 yılında başlatılarak 2014 yılına kadar yine kendisinin aktif katılımı ile devam etti.
Umut Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı olan Nazire Dedeman Çağatay, Türkiye Üçüncü Sektör Vakfı (TÜSEV) ve TED İstanbul Koleji Vakfı’nın da kurucuları arasında yer aldı. Nazire Dedeman Çağatay, aynı zamanda TED Ankara Kolejliler Derneği, Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD), Türkiye Otelciler Birliği (TÜROB), Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB), Türk Kalp Vakfı, Kayseri İli Yardımlaşma Derneği (KYD) İstanbul Şubesi ve Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM), Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Eğitim Sağlık ve Bilimsel Araştırma Vakfı Onursal üyesiydi.
İş kadını ve sivil toplum lideri kimlikleriyle tanınan Nazire Dedeman Çağatay’ın çok sayıda tebliğleri, makaleleri ve röportajları yayınlanmıştır. Kariyeri boyunca 40’dan fazla ödül ve plakete layık görülmüştür. ‘Nazire’ ve ‘Bir Avuç Göl’ adlı yayımlanmış iki adet şiir kitabı bulunuyor. Bazı şiirleri bestelenerek ‘Her Şey Alt Üst’ adlı albümde yer aldı. Yağlı boya tabloları ile sergilere katılan Nazire Dedeman Çağatay’ın uğraşı alanları arasında organik bağcılık ve zeytincilik de yer alıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.