Otel yatırım yapmak sanıldığı gibi kolay değildir. İleride çıkacak sorunları yaşamamak ve yatırımın uzun soluklu gelir getiren bir tesis olması için için her detay üzerinde çalışmalar yapılmalıdır.
Önceki yazımda otel yatırımcısının ne yapması gerektiğini anlatmıştım.
Şimdi ise otel yatırımı yapmayı kararlaştıranın ikinci aşamada hangi kararları alarak yola devam etmesi gerektiğini anlatacağım.
Yatırımcı, yatırım kararı ile birlikte başlangıç aşamasında ve işletme süresi boyunca bazı kararlar almak durumundadır.
Bunlar yatırımda kendi rolü ve otelin ne şekilde işletileceği ile ilgili temel olarak, bir dizi kararlardır.
Şöyle ki;
A. Oteli kendisi mi işletecek?
Eğer, kararı evet ise, kendi oluşturacağı marka ve kadro ile mi işletecek, yoksa bu alanda deneyimli ve marka olmuş otel yönetim firmasından isim hakkı mı alacak?
Veya yatırımcı kendi otelini, kendi yarattığı markayla işletirken global bir otel pazarlama markasının şemsiyesi altına girerek, hizmetlerinden yararlanmayı mı tercih edecek?
B. Eğer, yatırımcı oteli kendisi işletmek istemiyor ve sadece yatırımcı olarak kalmayı tercih ediyorsa, oteli kiralama veya yönetim şirketi ile anlaşma yoluna girerek otelin işletilmesi opsiyonlarından birini mi tercih edecek?
İşletmeci, yönetici seçimi, yatırımcının hedefleri ve beklentileri ve pazar koşulları dikkate alınarak yapılmalıdır.
Bu karar otelin nasıl bir işletme yapısı altında işletileceğini ve yatırımcının hedeflerine erişebilmesi için gereken temel şart ve koşulları belirleyecektir.
İşletme anlaşmaları, konaklama endüstrisinin kendine ait özellikleri nedeniyle en özgün olanıdır. Otel sahipleri ile işletme şirketlerini uzun süreliğine bağlayan kontratlar ilk yapıldığı 1950’li yıllardan bu yana, gelişmelere paralel değişimlere uğradı.
Son yıllarda işletme modellerinin bölgesel ve global pazarlarda oldukça çeşitlenmesine yol açtı.
Otel işletme şirketleri ile geçmişte ağırlıklı olarak yönetim anlaşmaları çoğunlukta iken, günümüzde, özellikle gelişmiş pazarlarda “Franchise” İsim Hakkı modeli daha çok tercih ediliyor.
Anlaşmalarda bu yöne doğru yapılan değişikliklerin gelecekte de devam edeceği bekleniyor.
Yatırımcıların son yıllarda artan beklentilerine paralel, işletme şirketleri üzerlerinde ciddi baskı görülüyor.
Pazar paylarını geliştirebilmek için değişen koşullara uymaya çalışılıyor, geçmişte olmadığı kadar mal sahiplerinin taleplerine esnek yaklaşım sergileniyor.
Değişen pazar koşulları yatırımcının önüne farklı anlaşmalar imkanı çıkarıyor.
Bu konuda en avantajlı olanı belirlemek ve yatırımın verimli olabilmesi için için uzmanlar aracılığı ile görüşme yapmak gerekiyor. Ayrıca yatırımın doğru yönetilmesi de önemlidir.
Gelecek yazıda otel yatırımlarının nasıl yönetileceği hakkında bilge vereceğim.
