Yaza girdik,sıcaklar aniden bastırdı.Ormanlarımız için tehlikeli dönem başlıyor.Çok dikkatli olmamız gerek.Özellikle tatilciler için söylüyorum.En küçük bir ihmal,ortalığı cehenneme çevirir.
Arabadan fırlatılan bir yanık sigara,önce otları tutuşturur,sonra da ormana sıçrayarak büyük bir felakete sebep olur.Ormanda mangal yakmak da,yangına davetiye çıkarır.Nerede bir duman görsek,hemen Orman teşkilatına haber vermeliyiz.
Orman konusunda çok titiz olmaya mecburuz.Soluduğumuz havadaki oksijeni ve günlük yaşamımızdaki pek çok ihtiyacımızı ormandan sağlıyoruz.Beslendiğimiz toprakların erozyondan korunması görevini dahi orman yapıyor.Sellerin önünü kesiyor,fırtınaların hızını yavaşlatıyor,kavurucu sıcakların etkisini azaltıyor.
İnsanlar, kendisine yararı sayılamayacak kadar fazla olan ormanların korunmasına, maalesef fazla önem vermiyorlar.
8000 yıl önce dünya 8 milyar hektar ormanlık alana sahipmiş.
Şimdi bu rakam 3 milyar hektara kadar düşmüş. Dünyamız her yıl 13 milyon hektar orman kaybediyor.10 yılda kaybedilen 130 milyon hektarlık alanı geri kazanabilmek için,14 milyar ağaç dikmek gerekiyor.Yani her insan tüm dünyada ikişer ağaç dikerse,ancak o zaman ormanları eski haline getirmek mümkün olacak.
Türkiyede son 17 yılda kaybettiğimiz ormanlık alan yaklaşık 240 bin hektar civarında..Son verilere göre yangınların yüzde 47si ihmal,dikkatsizlik ve kaza sonucu
çıkıyor.Bunu yüzde 13le kasıt,yüzde 6 ile yıldırım düşmesi izliyor.Geri kalan yüzde 34ün 11i elektrik hatlarındaki kopmalardan meydana geliyor.Yüzde 23ün sebebi ise meçhul..
İhmal ve dikkatsizlikte ilk sırada sigara izmariti yer alıyor.Onu yıldırım düşmesi ve çoban ateşi takip ediyor.Piknik ateşi,kundaklama ve anız yakmadan çıkan yangınlar ise geriden geliyor.Eskiden anız yangınları üst sıralarda görülürdü.Şimdi alınan tedbirler sonucu,sıralamada hayli gerilere düştü.
Yangınların yüzde 90ı Haziran-Ekim dönemine rastlıyor.
Büyük bölümü gündüz çıkıyor..Yüzde 55inin çıkış saati 10.00-
16.00 arası,yüzde 27si 16.00-20.00 saatlerinde ,gerisi ise gece oluyor.
Türkiyede 70 yılda 75 binden fazla yangın çıkmış.Son 17 yılda bu rakam 40 bini aşıyor.Demek ki,son yıllarda yabana atılmayacak bir miktarda tırmanış var.Ama şunu itiraf etmek zorundayız ki,son 10 yılda alınan ciddi önlemlerle yangın miktarında düşüşler de sağlanıyor.
En çok yangın Muğlada çıkıyor.Onu İzmir ve Antalya takip ediyor.Örnek vermek gerekirse,1994 yılında 3239 yangın çıkmış.İleriki yıllarda bu rakam yarının da altına düşüyor.Bunu iyi bir başarı olarak değerlendirebiliriz.
Orman yangınlarının ne kadar büyük bir felaket olduğunu,şu çarpıcı örnekle gösterebiliriz.Dünyada bir dakikada 36 futbol sahası büyüklüğündeki ormanlık alan yok oluyor.Bu demektir ki,önlem alınmazsa yakın bir gelecekte dünya ormanları telafi edilemeyecek zararlara uğrayacak.
Ormanlar dünyamızın yaşayan akciğerleri..Bunları koruyup geliştirmezsek,ciddi bir oksijen sıkıntısı çekeriz.Rahatça
soluk alamayız yani.Bunu okullarda çocuklarımıza iyice belletmeli,yetişkinlerimize de dikkatle anlatmalıyız.Bu konudaki eğitim programlarına ağırlık vermeliyiz.Medyadan mutlaka yararlanmalıyız.
Ülkemizin yüzde 20si ormanlarla kaplı.Aslında fena bir rakam sayılmaz.Ama ciddi bir seferberlikle bunu iki katına çıkarmak işten bile değil.Orman tüketim hızımız,üretim hızımızın çok üzerinde.Bunu dengelememiz gerekiyor.
Hatıra ormanları işi iyi yürümedi.Biz sadece dikmeyi başardık,ama bakımını beceremedik.Bu nedenle hatıra ormanlarının çoğu heder oldu.Sadece ordunun oluşturduğu ormanlar bakımlı,diğerleri ya kurudu yada keçilere yem oldu.
Keçiler dedim de aklıma geldi.Son zamanlarda keçilerin ormanlara zararlı olmadığı,aksine yedikleri yaprak ve filizleri dışkı yoluyla attıklarında ,toprağa tohum olarak kazandırıldığı iddia ediliyor.Bunu bazı bilim adamları söylüyor.Ne derece ciddi olduğunu bilemeyiz.Çünkü keçilerin ormana verdiği zararı tüm dünya biliyor ve onları ormandan uzaklaştırmanın çareleri hala araştırılıyor.Örneğin Avrupa ormanlarını koruyabilmek için,hayvancılık yapanların elinden keçileri alıp,yerine koyun veriyor.Ama keçi neslinin kaybolmaması için de,onları özel ve etrafı çevrili bir alanda tutup besliyor.
Orman Bakanlığı iyi bir planlama ve etkili bir kampanya ile ağaç dikimini teşvik edebilir.Örneğin,her doğan çocuğa nüfus kağıdı alınırken,çocuklar ilkokula başlarken,liseyi bitirirken,
üniversiteye girerken,mezun olurken,askere başlarken ve
terhis olurken,hatta evlenirken birer ağaç dikme mecburiyeti
getirebilir.Diplomalar,evlenme cüzdanları,terhis belgeleri ancak fidanlar dikildikten sonra verilebilir.Bu zor bir iş değildir. Bakanlık organizasyon işini yüklenirse,fidan dikip belge alması gerekenlerin adına,parasını yatırmaları ve yerini belli etmeleri kaydıyla dikimleri yaparsa,kısa zamanda Türkiye orman zengini bir ülke olup çıkar.Ayrıca genç nesil de bir dikili ağacasahip olur.