• BIST 9827.23
  • Altın 2954.659
  • Dolar 34.7445
  • Euro 36.5021
  • İstanbul 10 °C
  • Ankara 5 °C
  • Antalya 13 °C

Ömer Torosluoğlu - İnter Havayolları YKB

Turizmci Ömer Torosluoğlu, kendi deyimiyle "10 yıl işsiz kalmış bir babanın oğlu". Cebinde 150 dolar varken, "40 yaşına gelmeden 1 milyon dolarım olacak" dedi, oldu. Hollanda'dan Türkiye'ye turist taşıyan Birce Tours'u kurdu, Inter Havayolları gibi pek çok yatırım yaptı. 'Sonra Hollanda temalı bir otel kuracağım' dedi. Kemer'e Orange County otelini kazandırdı.

Ömer Torosluoğlu, 20 Kasım 1961'de Kilis'te doğuyor. Babası Mustafa Ferit, annesinin adı ise Zahide, Şerif ve Behiye'den sonra ailenin üçüncü çocuğu. Ona isim koymalı. Kağıt parçalarına yazılan isimler kibrit kutusunun içine atılıyor. Kura çekilecek. Amca Turgay çocuğa adını vermeye çok istekli. Hile yaparak emeline ulaşıyor. Adı Turgay, Annesi 'Hz. Ömer'in Adaleti" filminden çok etkilenip adının başına Ömer'i ekleyince Ömer Turgay oluyor adı. "Okumamı en çok teşvik eden ve isteyen annemdi. Bilirsiniz Güneydoğu'da hayat zordur. Aslında babam zengin bir ağanın oğluydu. Benim doğduğum yıllarda, Suriye ve Mısır'daki mallara hükümet el koyduğu için bir gecede fakir olmuş, 16 yıl işsiz kalmış bir babanın oğluyum. Annem akıllı bir kadındı, bir kazak makinesi almıştı 100 TL taksitle. Annem o kazak makinesi ile bize 16 yıl baktı" diyerek başlıyor söze.

 

LASTİK TERLİKLER

 

Kilis'te onlar için hayat çok zor. Yaşadığı sıkıntıları, "Ben lise 2'ye gidene kadar ayakkabımın olmadığını hatırlıyorum. Lastik terliklerle gidip geliyordum. Lise 2'de spor öğretmenim acıyıp beni evine götürmüş ve eski bir ayakkabısını giymem için bana vermişti. Benim ilk defa o zaman ayakkabım olmuştu" sözleriyle örnekliyor. İlkokul, ortaokul ve liseyi Kilis'te bitiriyor. İlkokula yaşıtlarından daha erken başlıyor. Aynı zamanda komşuları olan öğretmenleriyle annesi, sık sık sinemaya gidiyor, onu da mecburen yanlarına alıyorlar. "Sinemalardaki yazılardan, koltukların arkasındaki numaralardan, okumayı yazmayı öğrenmeye başlamıştım. İki yıl önce başladım okula" diyor Torosluoğlu.

 

İlk kez, ortaokulda gazete satarak para kazanmaya başlıyor. Sabah erkenden Kilis'in tek gazete bayiine gidip gazetelir koltuğunun altına alıyor ve bağıra bağıra caddelerde satıyor. Günde 1-2 lira kazanıyor. Onun için çok iyi para. Lise bitene kadar, şu an aklına bile gelmeyecek kadar birçok işte çalışıyor.

 

En çok kâr ettiği iş, yazın kamyonlardan karpuz indirmek. Onu hiç unutmuyor. Kendisine takılır bir ifadeyle hafifçe tebessüm ederek, "Çok profesyonelce yapardık. 4 arkadaş bir kamyonu boşaltır, adam başı 2 lira alırdık" diyor. Lise bitince maddi imkansızlıklar nedeniyle iki yıl üniversiteye gidemiyor. Siyasi olaylar nedeniyle herkes korksa da o okumayı çok istiyor. Okumasını çok isteyen babası, "Oku oğlum, seni ceketimi satar yine okuturum" dese de satılacak ceket yok. 1980 yılında Eskişehir Anadolu Üniversitesi Maden Mühendisliği'ni kazanıyor. Okumalı. Fakat hayat ondan daha fazlasını bekliyor. Çalışmalı da...

"Üniversiteye gitmeye başladığımda, ilk üç yılımın tamamı, Kilis'ten getirdiğim hesap makinelerini satmakla geçti. Kilis'e kaçak gelirdi ben de getirenlerden alır okulda satardım. Üç yılın sonunda okul doydu. Hesap makinelerini satacak talebe kalmadı" diye anlatıyor.

 

NET HEDEF KOYUYOR

 

Üniversitede başarılı bir öğrenci. Not ortalaması çok iyi. Üçüncü sınıftayken İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü'ne yatay geçiş yapıyor. Çalışıp kazandığı paralarla yurtdışına gidiyor ve yaz aylarında otostopla neredeyse bütün Avrupa'yı da o dönem geziyor.

 

İTÜ'ye geçtikten sonra babası, kendi babasından kalan tek varlık olan evi satıyor. O evin parasıyla İstanbul'a taşınıyorlar. Suadiye'de bir bakkal dükkanı açıyorlar. O da bir taraftan üniversiteye gidiyor, akşamları da bakkalda babasına yardım ediyor. Üniversite yılları boyunca, maden mühendisi mi olacağını, yoksa başka bir işle mi uğraşacağını sorguluyor. 6 ay Eczacıbaşı'nda işiyle ilgili staj yapıyor. Sevmiyor, sevemiyor. Uzunca düşündükten sonra turizmci olmaya karar veriyor.

"Yıl 1985, '40 yaşıma kadar 1 milyon dolar para kazanmak istiyorum ve turizmde iyi bir yere gelmek istiyorum' dedim. Bu hedefi önüme koydum ve hiç çıkmadım" diyor.

 

Dayısının İstanbul'da bir turizm şirketi var. Orada temizlikçi kadrosu ile işe girebiliyor. Yurtdışına tur işleri ile uğraşıyorlar. O zaman onlara lüks gelen şimdi pek fazla bir şey ifade etmeyen teleteks ile çat pat İngilizce kullanıp turizm firmalarına mesaj yolluyorlar. Orada çalışırken birkaç da güzely iş buluyor.

"Turistlerle gezmek, onları gezdirmek ve hizmet vermek çok hoşuma gitti. O zaman çok İngilizcem de yoktu. Bu kararı verdikten sonra uçak biletimi aldım ve Londra'ya gittim. Yaklaşık 3,5 yıl Londra'da kaldım. 1990 yılına kadar Londra'da idim. Londra'da bir taraftan İngilizce kurslarına gittim, bir taraftan da bir Türk seyahat acentesi firmasında ofis boy olarak çalıştım. Sonrasında aynı firmada sırasıyla rezervasyon, muhasebe ve bilet satış işleri ile uğraştım. Sonra şef oldum" diyerek, turizmdeki basamakları nasıl çıktığını kısaca özetliyor.

 

ONUR HAVAYOLLARI

 

İngilizce eğitimini tamamladığı sırada Londra'da bir turizmci olmak isteyen Kıbrıslı işadamıyla tanışıyor. 1990 yılında ailesinin trafik kazası geçirmesi nedeniyle o iş adamı ile birlikte Türkiye'ye dönüyor. İşadamından aldığı destekle, ilk 1 yıl bir arkadaşının ofisinde Londra'ya uçak bileti satma işine başlıyor. İş tutuyor. Öyle bir büyüyor ki, 1.5 yıl sonra o işadamı ile Onur Havayolları'nı kuruyorlar. 2 yıl içinde yurtdışına kayması gerektiğine inanıyor. Almanya'ya Onur Havayolları'nın Avrupa Sorumlusu olarak gidiyor. Almanya'nın şehirlerinde, İsviçre'de, Londra'da, Hollanda'da acenteler oluşturuyorlar. Yaklaşık 300 çalışanları oluyor. Ama bir süre sonra patron aniden şirketi satıyor ve ortada kalakalıyorlar.

 

AKTİF HAVAYOLLARI

 

"1994 yılında bu vesile ile hayata sıfırdan 'merhaba' dedik. Aynı yıl Antalya'da tanıştığım benim gibi hevesli bir arkadaşımla birlikte, kendimiz 25'er bin mark para koyarak, GTI Almanya diye bir firma kurduk. Arkadaşım Antalya'daki işleri, ben Almanya'daki işleri yapıyordum. 1996'da Ali Şen'den borç harç Aktif Havayolları'nı satın alıp, adını değiştirip GTI Havayolları yaptık. Hollanda'da GTI diye firma kurduk. Sonra 1998 yılında ortağımla yolları ayırdık. Ben Hollanda'da, o Almanya'da kaldı" diyor.

 

Hollanda'da bir ev tutuyor, Türkiye'ye turist getiriyor. TUI'nin ve yabancı tur operatörlerinin işlerini alıyor. Antalya'da Birce Tur'u kuruyor. Almanya'da ITT diye bir şirketi var. Almanya'dan da turist getiriyor aynı zamanda. "O zamandan bugüne Türkiye'ye 2 milyondan fazla turist getiryor. Daha sonra 2002 yılında İnter Havayolları'nı kuruyor, yurtdışındaki bütün yatırımları Türkiye'ye çevirmeye başlıyorlar. Kemer'de 2005 yılında Orange Country Hotel'i hizmete açıyorlar. "Şu anda Orange Country Hotel, Birce Turizm, Inter Havayolları, yine Almanya ve Hollanda'daki şirketlerle Türkiye'ye yılda ortalama 150 bin turist getiriyoruz. TUI Hollanda'nın yıllık ortalama 800-900 bin taşımacılığını uçaklarımızla yapıyoruz" diyor Torosluoğlu.

 

TARİH KİTABI OKUYOR

 

Seyahat etmenin en büyük hobisi olduğunu belirten Torosluoğlu, "Şu an kızımın büyümesini görmek en zevk aldığım şey" diyor. İnsanın hayatını çoğu zaman korkuların yönlendirdiğini söylüyor. "Neden korkuyoruz. İnsanın kendisini çaresiz görmesi en büyük korku. İş ve para-pul kormkum hiçbir zaman olmadı. Her zaman kendime çok güvendim" diye ekliyor.

 

İki çocuk sahibi daha olmak isteyen Torosluoğlu, üç çocuğuyla birlikte dünyayı turlamak istediğini belirtiyor, kendi yaşadığı olumsuzlukları onlara yaşatmamak ya da iyi taraflarını yaşatmak istiyor. Boş zamanlarında tarih kitapları okuyup felsefeyle uğraşıyor.

Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.