“Niye vermiyeyim Hasan’a, niye vereyim Andreas’a?”

ÖZKAN ALTINTAŞ – TÜRKİYE TURİZM
GÜZELYURT / KKTC - Kıbrıs Meyve ve Sebze Üreticisi CypFruvex Ltd. Genel Müdürü Cemal Redif, Türkiye'deki üreticilerin "Ağaçlarda hastalık var" şeklindeki oyunu ile Güzelyurt bölgesinde üretilen 60 bin ton narenciye Türkiye’ye sokulmadı ve elimizde kaldı. Türkiye almayınca bunu fırsat bilen Güney Kıbrıs'taki rumlar narenciyeyi satın alıp Avrupa Birliği ülkelerine gönderiyorlar. Elimizde 10 bin tonluk soğuk hava deposu var. Çaresiz Rum'a veriyoruz. burada kaybeden Türkiye ve Kıbrıs Türk Cumhuriyeti oluyor. Niye vermiyeyim Hasan’a, niye vereyim Moni’ye” dedi.
Ellerinde yeterle soğuk hava deposu bulunmadığını belirten Cemal Redif “Yalan haberler yayarak Rumları kazandırıyorlar. Akdeniz’in en iyi portakal ve mandalinası Kıbrıs’ın Güzelyurt bölgesinde yetişir. Türkiye’nin buna müdahale etmesi lazım” dedi.



Ağustos ayı sonunda kısır denilen Asya fiziliti denilen böceğin yarattığı yeşillenme denilen olay Akdeniz İhracatçılar Birliği'nden çıktı. Sadece yapraklarda deformasyon yapıyor. Uzun vadede ağacı öldürüyor. Ancak Güzelyurt’ta böyle bir şey görülmedi. Bu dedikodu yüzünden narenciyeyi istediğimiz fiyat yerine daha ucuza rum’a satmak zorunda kalıyoruz.



ALMANYA’DAN GELEN İŞADAMLARI CYPFRUVEX’İ GEZDİ
Almanya’nın Baden-Würtenberg Eyaleti Türk İş Adamları Konseyi’ni ağırlayarak tesisleri gezdiren ve bilgiler veren Cemal Redif, 1974 Kasım ayında Güzelyurt’ta kurulan şirket ile 100 bin dekar alandaki narenciyenin hayat bulduğunu söyledi. Tesisi 1979 yılında Asil Nadir’in babası İrfan Nadir’in yaptığını daha sonra ise 1983 yılında Asil Nadir’in 2 bin 650 m2’lik araziye 3 bin m2’lik tesis kurduğunu belirterek şunları anlattı:



80-100 MİLYON DOLAR GELİRE ULAŞABİLİRİZ
“1983’ta Asil Nadir 1,5 milyar dolara dünya devi Del Monte’yi aldı. Narenciye ve meyve sularını kendi gemileri ile taşımaya başladı. O dönem altın yıllardı. Asil Nadir, Poly Peck’i kurunca batırıldı. 1960’da rumlarla yapılan anlaşmaya göre Güzelyurt bataklıktı. Bölge narenciye bölgesi yapıldı. 90’lı yıllarda susuzluk felaketi oldu. Ekil alana 30 bin dönüme düştü. Köylü başka bölgeden su taşıdı.

TÜRKİYE’NİN SU BORUSU GÜCÜMÜZÜ ARTTIRDI
Türkiye Manavgat Çayı’ndan su getirince bir yıldır üretimde önemli yere ulaştık. Türkiye 75 bin ton günlük su akışı verdi. Adadaki Türklerin ihtiyacı 35 bin tondu. İsterseniz üzerine rumlara satın diyerek takdiri bize bıraktı. Bu bizim rum kesimi ile pazarlık gücümüzü artırdı. Ayrıca narenciye bölgeleri sulanarak üretim arttı.
Türkiye’nin üretimi ise 7.5 milyon ton. Kıbrıs narenciyesini rakip gören Türkiyeli üretici zehirliyor yalanını ortaya attı. Ayrıca Güzelyurt’un rumlara verileceği söylendi. Buradan göç oldu. Ama Türk hükümeti böyle bir şey olmadığını açıklayınca köylü geri döndü ve üretime başladı.



GÜNLÜK 1000 TON KAPASİTEYİ HEDEFLİYORUZ
Ayrıca önümüzdeki yıllarda günde 350 kilo üzüm işlemeye başlıyoruz. Halen 30 milyon dolarlık ciromuz. 1200 kişi yılda 6 ay çalışıyor. 28-30 milyon dolarlık rakam yeni ürünlerin katma değeri ile 80-100 milyon dolar gelire ulaşabiliriz. Günde 350 ton üretim 25 milyon dolarlık yatırımla 1000 ton kapasiteyi hedefliyoruz.”