• BIST 9724.5
  • Altın 2968.283
  • Dolar 35.1895
  • Euro 36.7272
  • İstanbul 6 °C
  • Ankara 2 °C
  • Antalya 12 °C

National Geographic'ten deprem makalesi:'Türkiye'de hiçbir şehir...'

National Geographic'ten deprem makalesi:'Türkiye'de hiçbir şehir...'
Anadolu'nun güneyi ve doğusu, özellikle Antakya çevresi neden sıklıkla yıkıcı depremlere sahne oluyor? Bilim bu durumu nasıl açıklıyor?

NEW YORK - National Geographic dergisi bilim editörü Rick Gore'a göre, depremlerden doğaüstü güçleri sorumlu tutmak oldukça eski bir alışkanlığımız. Ancak bu, sorunun çözümüne güvenli bir katkı sunmuyor. Peki, Anadolu'nun güneyi ve doğusu, özellikle Antakya çevresi neden sıklıkla yıkıcı depremlere sahne oluyor? Bilim bu durumu nasıl açıklıyor?

Merkez üssü Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesi olan 7.7 büyüklüğündeki deprem Güney ve Güneydoğu Anadolu'da bütün şiddetiyle hissedildi. Depremde son belirlemelere göre 1014 yurttaşımız yaşamını yitirirken 7 binden fazla yurttaşımızın da yaralandığı bildirildi. İlk depremin etkileri sürerken, Elbistan merkezli ikinci bir deprem meydana geldi. Çoğunlukla, ilk depremde ağır hasar almış olan binalar üzerinde etkili olan bu sarsıntı sonrası bölgede tedirginlik arttı. 

national-geographic.jpg

Pek çok insan göçük altında yaşam mücadelesi verirken, evlerinden canlı çıkmayı başaranları dışarıda ağır kış şartları bekliyor. Bölgenin, tarih boyunca büyük depremlere sahne olduğu biliniyor. National Geographic dergisi bilim editörü Rick Gore bu durumu şu sözlerle özetliyor:

"Antik kentin bulunduğu yerdeki modern Antakya hâlâ sık sık depremlerin kurbanı olmakta. Öyle ki Antakya'nın üçte biri 1872 yılında yerle bir oldu. Jeologlar kentin, biri Ölü Deniz'i kesen olmak üzere üç büyük fayın kesiştiği noktada yer aldığını biliyor. Peki insanlar neden burada yeni evler inşa etmeye devam ediyor?"


national-geographic-001.jpgDeprem sonrası Hatay'dan görüntüler


"ANADOLU, FELAKETİN ŞEKİLLENDİRDİĞİ BİR TARİH"

Gore'a göre, depremlerden doğaüstü güçleri ve günahlarımızı sorumlu tutmak oldukça eski bir alışkanlığımız. Ancak bu, sorunun çözümüne güvenli bir katkı sunmuyor. Peki, Anadolu'nun güneyi ve doğusu, özellikle Antakya çevresi neden sıklıkla yıkıcı depremlere sahne oluyor? Bilim bu durumu nasıl açıklıyor? 

Gore'un National Geographic dergisinde yayınlanan, "Anadolu; felaketin şekillendirdiği bir tarih" makalesinden önemli kesitleri Cumhuriyet okurları için çevirdik.

"İLAHİ MESAJ..."

Anadolu'nun sakinleri bin yıllardır Dünya'nın ani ve şiddetli değişimlerinden doğaüstü etkenleri sorumlu tutuyor. M.Ö. 464 yılında, bir deprem Sparta'yı yerle bir edip serflerin ayaklanmasına neden olduğunda, eski Yunanlar yeryüzünü sarsan Poseidon'u suçlamıştı. Ve daha geçen yıl, Atina'nın banliyölerini harap eden bir depremin ardından, Aziz Kyprianos Manastırı'ndaki bir rahip bana felaketin ilahi bir uyarı olduğunu şöyle aktardı: 

"Bizi, günahlarımızdan alıkoymak için gönderildi..."

KITALARIN İLERLEYİŞİ

MIT'de jeofizikçi olan Rob Reilinger ise buna bilimsel bir açıklama getiriyor: "Afrika ve Arap Yarımadası'nın kuzeye doğru ilerlediği ve Avrasya ile çarpıştığı tam ölçekli bir kıtasal çarpışma yaşanıyor" diyor. Geçtiğimiz beş milyon yıl boyunca devam eden bu çarpışma, antik kültürleri şaşırttığı ve harap ettiği gibi bilim insanlarını da büyüleyen karmaşık bir jeolojik model yaratıyor.

Çarpışma Türkiye'nin doğusunda başladı ve daha çok Anadolu'yu, yani ülkenin yarımada kısmını etkiliyor. Afrika'dan biraz daha hızlı kuzeye doğru hareket eden Arap Yarımadası hareket eden ilk parçaydı ve Avrasya'nın altına doğru itildiğinde sadece Nemrud Dağı'nı değil Kafkas Dağları'nı da yukarı fırlattı.

Hatay'da deprem sonrası havalimanı pisti yarıldı

DEPREMLERLE SARSILAN ŞEHİR: ANTAKYA

Ancak Türkiye'de hiçbir şehir, depremlerden antik metropol Antakya kadar acı çekmemiştir. M.S. 115 yılında İmparator Trajan, şehri yerle bir eden depremden Hıristiyanların varlığını sorumlu tutmuş ve piskopos Ignatius'u aslanlara attırmıştı. Surlar M.S. 458 yılında tekrar yıkıldı. Tarihçi Procopius'a göre, 526 yılında bu bölgede meydana gelen bir depremde 300 bin kişi ölmüştü. Bu sayı biraz abartılı olabilir, ancak aynı yıl başka yıkıcı depremler de meydana geldi. 542'de veba, 573'te Pers orduları, 588'de de bir başka deprem bölgeyi vurarak yıkımlarla dolu bir yüzyılı kapattı.

Antik kentin bulunduğu yerdeki modern Antakya hâlâ sık sık depremlerin kurbanı olmakta. Öyle ki kentin üçte biri 1872 yılında yerle bir oldu. Jeologlar kentin, biri Ölü Deniz'i kesen olmak üzere üç büyük fayın kesiştiği noktada yer aldığını biliyor. Peki insanlar neden burada yeniden evler inşa etmeye devam ediyor? 

Bazıları buranın bir kavşak noktası olduğunu söylüyor. Diğerleri ise iklimin ılıman ve toprağın zengin olduğunu. İşadamı Joseph Naseh, "Her zaman riskle yaşadık" diyor ve ekliyor; 

"Depremler olmasa, istilalarla..."

Bu haber toplam 1129 defa okunmuştur
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
Tüm Hakları Saklıdır © 2005 Türkiye Turizm | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.