YEREL SEÇİMLERDE SİYASET VE TURİZM
Osman Özbuldu
26 Mart 2009 Perşembe 12:30
29 Mart 2009 tarihi Türkiye demokrasi tarihinde önemli açınımlara vesile yeni bir süreçtir.
Ülke vatandaşları olarak önümüze konan sandığa demokrasi ve birey hakkı adına sahip çıktığımız ölçüde övüncümüz olacaktır.
Sandığa yönlenirken, Yerel seçimlerde partilerce bizlere önerilen adaylardan; Saygın, Saygılı ,Doğal değerleri gözeten, Kaliteli bir yaşam için vizyonu, cesareti olan ve Uzmanlara danışmayı zayıflık görmeyen ve yükümleneceği sorumluluğun farkında olan bir belediye başkanın bizlere hizmet edeceğini dilemekteyim, Hayırlı olsun !
Aşağıda Turist Rehberler Birliği(TUREB) Genel Sekreterimiz Recep KARACAN'ın yazısını sizlerle paylaşmak isterim;
YEREL SEÇİMLERDE SİYASET VE TURİZM
Siyaset, Siyasetcinin politikalar üretip, halka dair yaptıkları tüm etkinliklerdir. Asgari anlaşma ve uzlaşma temeli üzerine toplumun düzenini sağlar.
Ülkemizin kültürel ve etnik zenginliği, siyasi partiler ile politikacıların rant kapısı, varoluş nedeni olmamalıdır. Siyasiler politikalarını, TC kimliğini taşıyan her vatandaşın bireysel hak ve hukuklarını ön planda tutarak, yaşam kalitelerini yükseltmek ve daha ileri götürmek için yapmalıdırlar. Seçmenlerden, kendi kalitelerini ve niteliklerini vurgulayarak oy istemelidirler.
Tabii ki amaç, Devlete ve Millete hizmet olmalıdır. Siyasilerin ürettiği Politika, Devlete ve Halka hizmet etmenin en güzel yollarından biridir.
Toplumun yararına politikalar üreten siyasetçi olmak güzel. Amaçları Devlete ve Halka hizmet olan siyasilerin, Devletin Malı Deniz Yemeyen Domuz, Bal Tutan Parmağını Yalar gibi kültürümüze sokulmuş itici ve çirkin ifadeleri, yüreklerinden ve beyinlerinden silmeleri gerekmektedir.
Gerçek şudur ki; artık Türk halkı Takım tutar gibi Parti tutmamaktadır. Bu gerçek, ülkemizde son 10 yılda yapılan seçim sonuçlarına bakıldığında ortaya çıkmaktadır.
Halkımız artık; köy ağalarından, şehir ağalarından, medya ağalarından, sendika ağalarından ve siyasi parti ağalarından bıkmış, usanmıştır. Dünya tarihinden çok krallar, hükümdarlar, padişahlar ve sultanlar gelip geçmiştir. Ne yazık ki çağımızda bunlar yok olmamış aksine çoğalmışlar, şekil ve şemalarını değiştirmişlerdir. Ne mutludur ki halkımız artık bunları görüp fark etmekte ve Kral Çıplak diye bağırma noktasına gelebilmiştir.
Politikasında dürüst olmayan siyasiler, siyasetlerini temiz zeminde yapmayanlar ya iktidar olamamakta, ya da iktidar olsalar bile orada kalamamakta ve zamanla yok olup gitmektedirler.
Türkiye'de politikaları düzgün olmayan siyasilerin, siyaset yapması kolay mıdır? Kimler bu ülkeyi yönetmeye talip olmalıdır? Elbette bu sorulara cevap vermek için çok söylemek, çok yazmak, çok konuşmak gerekir. Ama şunu söyleyebiliriz, bu sorulara cevap olacak şu soruları kendimize sormalıyız. Türkiyeyi yönetmek çok mu kolaydır? Türk halkı dünyada ve ülkemizde olup bitenlerin farkında değil midir?
Ülkemizi idare etmeye talip olan siyasilerin ülkemizi idare eden politikacıların söyledikleri köylerde, kasabalarda, şehirlerde, ülkelerde ve ülkenin bulunduğu bölgede hapis olup kalmamaktadır.
Ne söyleyebiliriz! Dünyamız küçülmüştür, hiç bir şey saklı ve gizli kalmamaktadır. Sonuç nedir? Sonuç olarak ne söyleyebiliriz? Artık siyasetçiler, halkımızın yaşadığı sorunlara çözüm olacak, ülkemizi geleceğe taşıyacak politikalar üretmeli, kısır, faydasız çekişme ve tartışmaları bırakmalı, halkın gündeminde olan konulara önem vermeli ve halkımız ayrışmışlığından, kamplaşmasından medet ummamalıdırlar. Hizmet yarışı yapmalıdırlar.
Bunu sormalıyız, halkın karşısına çıkıp; İşsizlik azaldı, çaresizlik kalmadı, yoksulluk bitti, vatandaşlar hastanede rehin olmuyor, okumak isteyen çocuklar okulsuz kalmıyor, üniversite mezunu gençler kapıcılık yapmıyor, doğal ve tarihi güzelliklerimiz yağmalanmıyor, uluslararası alanda ülkemiz ve ülkemiz vatandaşları ikinci sınıf muamele görmüyor, diyebilen siyasileri görebiliyor muyuz?
Turizm sektörünün ülkemiz ve halkımız için ne kadar önemli bir sektör olduğunu bilmeyenimiz yoktur değil mi? Ülkemizin bir turizm cenneti olduğunu, ülkemize gelen turist sayısını iki katı kadar olması gerektiğini ve bu gerçekleştirildiği zaman; istihdam edilen personel sayısının iki katına çıkacağını dolaysıyla ekonomik girdilerimizin de iki kat artacağını ve bununda 50 ye yakın sektöre olumlu etkisi olacağını söyleyenimiz, yazanımız, dile getirenimiz çoktur da!
Peki, bunu gerçekleştirmek için ne yapmamız gerektiğini, bu konuyla ilgili somut projelerini ortaya koyan ve turizm sektörünün ve bu sektörde çalışanların problemlerini vurgulayıp bunları kısa zamanda çözüme kavuşturacak önerilerini söyleyebilen siyasileri hiç gördünüz mü?
Siyasetin olabilmesi için insanların ortak yaşamını barışçıl yollardan sürdürebilmesi için iktidarlarda yalnız güç bulunması yeterli değildir. Ortak bir paydada her kesimin hak ve adalet içinde yaşam koşullarının sağlanması siyasetin temiz olmasını sağlayacaktır.
Ülkemizi ve bizleri yöneten ya da buna talip olan siyasilerin, farkında olmaları ve hiç unutmamaları, yüreklerinde bir meşale gibi taşımaları ve de tüm vatandaşlara hissettirmeleri gereken duygu şu olmalıdır.
Ne mutlu ki bizlere TÜRKİYE'de yaşıyoruz. Ne mutlu ki bizlere büyük önder Atatürk'ün kurduğu TÜRKİYE CUMHURİYETİ vatandaşıyız.
Haydi, Aydın bir gelecek için, Sandık başına...
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2005 Türkiye Turizm