23 Kasım 2024
  • İstanbul4°C
  • Ankara18°C
  • Antalya21°C

UKRAYNA’DA SAVAŞI İZLEMENİN GÜNLÜĞÜ 2 BİN DOLAR

Doğan Satmış

22 Mart 2023 Çarşamba 09:16

ŞİLİ’den Kazakistan’a kadar 20 ülkeden 95 gazeteci geçen hafta, Kanada’da birlikteydi.
Değişik uluslardan gazeteciler, 1950’lerden beri kayak tatili için birer hafta toplanıp, hem
spor yapıyorlar hem de mesleği konuşup, bilgi paylaşıyorlar.
2012 yılındaki toplantısı Erzurum’da yapılan bu Uluslararası Gazeteciler Kayak
Yarışı’nın bu yılkinin ortak konusu Rusya-Ukrayna savaşı ve Türkiye ve Suriye’deki
depremler oldu. 95 gazeteci arasında, savaşı ve deprem felaketini yerinde izleyen
gazeteciler de vardı.
Rusya-Ukrayna savaşını izleyen bir foto muhabirinin anlattıkları çok ilginçti. Savaşta,
elektrik direğinde asılmış insanları görüntüleyen bu başarılı foto muhabiri, bir
gazetecinin Ukrayna’da çatışmaları izlemesi için günde 2 bin dolar (38 bin TL)
harcaması gerektiğini anlattı.
Habercilik çok pahalı hale geldi, başka ülkelere gazeteci göndermek, zaten pahalıydı,
artık çok daha pahalı bir iş. Bu yüzden olayları, ancak Reuters veya AP Ajansı, CNN,
BBC, RAI, New York Times, Guardian gibi nitelikli ve zengin medya kuruluşları
yapabiliyor. Bu amaçla özel birer birim kuran bu kuruluşlar, savaşa gazeteci
gönderirken, önce eğitimden geçiriyorlar, her türlü tedbiri alıyorlar. Bilindiği gibi
savaşlarda pek çok gazeteci ölüyor, sadece 2022’de bu sayı 57 oldu, Suriye savaşının
doruğa çıktığı 2012’de ölen gazeteci sayısı 147 idi. (Suriye’de öldürülen İngiliz gazeteci
Marie Colvin’in hayatı A Private War adlı bir filme de konu oldu, savaş muhabirliğinin
zorluğunu görmek için izleyebilirsiniz.)
Kanada toplantısında gazetecilerin anlattıklarını özetle şöyle:
“Rusya-Ukrayna Savaşı’nı izlemek için bir yıl içinde çok kez Ukrayna’ya gittim, toplam 4
ay kaldım, gitmeden önce, ajasımızda oluşturulan özel birimde eğitimden geçtim.
Ukrayna içinde gazetecilik yapmak çok zor. Önce askeri birimlere kayıt yaptırılması
lazım. Her adımda bir kontrol noktası var, zırhlı araç kirası günde bin dolar ve bir aydan
az süreyle kiralamıyorlar. Ayrıca dil bilen bir rehber, otel masrafları, yeme, içme, iletişim
derken günde iki bin dolar gerekiyor. Kısaca buralarda gazetecilik yapmak çok pahalı bir
iş. Bu süre zarfında çok sayıda fotoğraf çektim. Askeri birlikler, aleyhlerine olan
haberlerin yayınlanmasını doğal olarak istemiyorlar. Dayanışma ve birlik içinde
olduklarının gösterilmesini istiyorlar, bunun dışında herhangi bir baskıyla
karşılaşmadık.”
“İtalyan Radyo-TV kurumu RAI’de özel bir ‘Emniyet ve Güvenlik Yönetimi’ birimi kuruldu.
Eğer bir gazeteci bir yere gönderilecekse, önce onlara danışılıyor, onay çıkarsa,
gazeteci eğitimden geçiyor, tehlike anında, kaçırılma anında, ne yapacağı anlatılıyor.
Bana, ‘bir editör olarak gazetecileri savaş bölgesine gönderirken, nasıl karar alıyorsun?’
diye sorarsanız, doğrusu cevabını bilmiyorum. Ama her şartta gazetecinin güvenliğini
sağlamak ön şartımız. Bu arada Rusya-Ukrayna Savaşı çıkınca, RAI, Moskova’daki
ekibini kapattı, gazeteciler kalıp, çalışmak istediler ancak buna izin verilmedi, BBC ve
CNN de ayrıldılar. Bence kalmalıydılar, çünkü haber akışı bir şekilde durdu.
“Gazetemizin RAI veya Reuters gibi imkanları yok, daha kısıtlı bütçelerle çalışıyoruz.
Emniyet ve emniyet birimlerimiz yok mesela. Gitmek isteyenler çelik yelek ve kask
bulmak zorunda. Meslektaşlarımdan biri bu savaş sırasında Ukrayna'ya gitti ama ben

gitmedim. Savaş başladığında önce Ukrayna-Polonya sınırına gittim ve Aralık ayında
Romanya ve Moldova sınırlarına gittim. Oradan mülteciler ve uluslararası yardımlar
hakkında yazılar yazdım. Aslında gazetemizin Kiev'de bir muhabiri vardı ama savaşın
başında kendi güvenliği için şehri terk etti. Yenisini bulduk.
Ukrayna'da Rus işgali altındaki bölge 'kara delik' gibi. Rusya'dan özel akreditasyon
olmadan gazetecilerin orada çalışmasına izin vermiyorlar. Ukrayna tarafında, savaşı
haber yapmak istediğinizde de akreditasyona ihtiyaç var.”
xxx
“Türkiye’deki depremi duyar duymaz yola çıktım, bölgede 10 gün geçirdim, çok
soğuktu, kalacak yer yoktu, biz şanslıydık, çünkü otomobilde uyuduk, oysa insanlar
sokaktaydı, biz ancak son iki gece çadıra geçebildik. Askerlerin bölgeye geç gelmesi
hem halka yardım sağlanmasını hem de insanların moralini olumsuz etkiledi. Depremde
11 ilde hasar vardı, AFAD bölgeye geç geldi. Mesela ben madencilerin arama kurtarma
ekibini izliyordum, gelmelerinin geciktirildiğini söylediler, bir enkazda insanlar vardı,
sesleri geliyordu, madenciler gelip, tünel açarak alttakilerden birini kurtardılar ama
onların gecikmesi nedeniyle bazıları kurtarılamadı. Bence gazeteci dernekleri, böyle
şeylere hazırlık yapmalı, eğitim vermeli ve konteyner bulundurup işe yarayacak
malzemeleri hazır tutmalı.”
“Türkiye depremini duyunca hemen harekete geçtik, çünkü böyle durumlarda kaos
oluyor, çabuk davranmak lazım ama bölgeye nasıl ulaşacağımızı bilmiyorduk. Türkiye’yi
bilen bir Sırp gazeteciden bilgi aldık, depremin olduğu günün akşamı uçağa binip
Adana’ya geldim. Ertesi gün Adana’dan Hatay’a gitmem 6 saat sürdü, bir 6 saat de
dönüş olunca, çalışma zamanı kalmıyordu, bunun üzerine Hatay’da kalıp Adana’ya
dönmemeye karar verdim. Bölgede olduğunu duyunca, bu organizasyondan tanıdığım
bir Türk gazeteci ile temas kurdum, buluştuk. O gazeteci bana çok yardımcı oldu, çünkü
dil bilmiyordum, bölgeyi tanımıyordum, onsuz bir şey yapamazdım. Bölgede çok fazla
acı vardı, her şeyi unutup hikayeleri anlatmaya çalıştım.”
Xxx
Kanada’nın doğusundaki Newfoundland Adası’ndaki Marble Mountain Kayak
Merkezi’nde toplanan gazeteciler, kendi aralarında yarışmayı da ihmal etmediler. Türk
takımında Gamze Düşmez, Barçın Yinanç, Doğan Satmış ve Serkan Ocak vardı. Bir de
güzel haber var, Türk takımından Serkan Ocak, kayaklı koşu kategorisinde birinci oldu
ve Türkiye’ye organizasyonda ilk altın madalyayı getirdi.
Bir güzel haber de organizasyondan; resmi adı The Ski Club of International Journalists
(SCIJ) olan derneğin Uluslararası kulübün başkan yardımcılığı görevini 2019’dan beri
gazeteci Gamze Düşmez yürütüyordu, kendisi aynı göreve yeniden seçildi. Derneğin
1951’de, Soğuk Savaş’ın başlarında, iki kutuptan gazetecileri kaynaştırmak amacıyla
kurulduğunu da hatırlatalım.