UÇAKLAR UÇSUN, FAKAT GÖKYÜZÜ MAVİ KALSIN
Musa Alioğlu
21 Mayıs 2018 Pazartesi 13:10
Trabzon'un yetiştirdiği ünlü şair, temiz bir gökyüzü özlemini şöyle dile getiriyor.
Gökyüzü mavi kalsın
Akşamı kızıl, sabahı sarı
Boyarsa, güneş boyasın ufukları
Değmesin insanın eli umudun mavisine
Sadece gece kararsın gökyüzü
Yeniden aydınlanmak için sabaha..
Sabahattin Eyüboğlu
Trabzon'un yetiştirdiği ünlü şair, temiz bir gökyüzü özlemini böyle dile getiriyor.
Guy Deutscher'in "Baba, gökyüzü neden mavi" diye soran çocuğa "Gökyüzü ne renk, gökyüzünün rengi var mı?" diye cevap vermesine de karşı çıkarcasına.
Her ne kadar, gökyüzü her doğa olayında farklı renklere bürünse de, bizler de hep mavi olmasını, mavi kalmasını isteriz. Gökyüzünün maviliğini yok edenler arasında, insanoğlunun da suçu büyük.
Karada, egzoz dumanı, fabrika bacaları nasıl ki gökyüzünü kirletiyorsa, havada ise, teknolojik nimet olan uçaklar da gökyüzünü acımasızca kirletiyor.
Kim, gökyüzünü ne kadar kirletiyor diye bakalım. Çin, karbon salınımında 9.04 milyar ton ile ilk sırayı alırken, ABD 4.99 milyar ton, Hindistan 2.6 milyar ton, Rusya 1,5 milyar ton ve Türkiye ise 317 milyon ton ile 18. sırada yer alıyor. Sektörel dağılımda ise, enerji yüzde 26, endüstriyel faaliyetler yüzde 20, ormancılık yüzde 17 ve ulaşım ise yüzde 17'lık bir oranla küresel karbon salınımında ne yazık ki dördüncü sırada yer alıyor. Tabii, ulaşım deyince ilk sırada Jet motorlu hava araçlarını görmekteyiz.
Uçaklarda kullanılan ve Jet-A1 de denilen uçak yakıtı Kerosone, Japon sobalarında yaktığımız gaz yağından başka bir şey değil. Diğer akar yakıtlara göre daha ucuz olduğu için uçak motorları bu yakıta göre dizayn edilmiştir. Örnek vermek gerekirse, 4 motorlu Airbus 340 tipi bir uzun menzilli uçak 10 bin km.'lik bir mesafede tam 85 ton yakıt tüketir.
Kerosene denen bu yakıt, gökyüzüne başta Co2 diye bilinen Karbon di oksit ve diğer bazı zararlı kimyasal gazları salar.
Uçak motorları bu yakıtla uçtuğu sürece karbon di oksit de gökyüzünü kirletmeye devam edecektir. Fakat, Cambridge Üniversitesi Öğretim Üyesi Bartlomiej Glowacki, hidrojenin gelecekte süper bir enerji olabileceğini belirterek “Hiç öyle karbondioksit yayımından, salınımından metanı parçalamaya uğraşmak gibi işlere gerek yok. Güneş enerjisini kullanarak hidrojen elde edebiliriz. Bu da alternatif bir yakıt olabilir. Böyle bir proje üzerinde çalışıyoruz. Tamamen hidrojen enerjisiyle çalışan büyük bir yolcu uçağı yapacağız” diyor. Yani, gelecekte bu gerçekleşebilir. Fakat, bu gün durum hiç de iç açıcı değil.
Dünyada şu anda irili ufaklı 5 bine yakın havayolu şirketi ve bunların da filolarında 20 bini aşkın faal uçak bulunmaktadır. Dünya hava trafiği haritasına bakınca her gün yüzlerce uçak, binlerle ifade edilen seferler yapıyor ve bir yılda tam 4 milyarı aşkın yolcu taşıyor. Tüm bu uçuşlarda da milyonlarca ton uçak yakıtı sarf ediliyor ve gökyüzüne karbon di oksit salınıyor. Bu miktarın ne kadar olduğunu saptamak zor olsa da, imkansız değil. Karbon di oksidin yanı sıra, havaya nitrik asit de salınır. Tüm bunlar küresel ısınmayı tetikliyor. Alman Havacılık ve Uzay Merkezi'nin Fizik Enstitüsü Başkanı Prof.Dr. Ulrich Schumann, havayolu ulaşımının küresel ısınmaya etkisine dikkat çekip, kerosone adlı yakıtın, yüzde 86 karbon ve yüzde 14 hidrojenden oluştuğunu belirterek “Karbon yanma sırasında havadaki oksijenle birleştiği için, bir uçağın yaktığı her bir kilo kerosone için türbinlerden 3.15 kilo karbon atmosfere salınmakta” diye çok önemli bir görüş bildirmektedir.
Avrupa Adalet Divanı, 2011 yılında aldığı bir kararla, Avrupa hava sahasında uçuş yapan şirketlerin, karbon di oksit salınım sertifikası alarak, kirlettiği havanın bedeli parayı ödemesi gerektiğine karar verdi.
Atmosferi kirletmemek için bio yakıt gibi bir uygulamada gündemde, fakat bunun yaygınlaştırılması şimdilik mümkün değil.
Bu konuda, çevreye saygılı ve duyarlı tüm şirketler aldıkları önlemlerle atmosferin daha temiz kalması için çaba sarf ediyor.
Eski nesil uçakların yerine, daha az Co2 salınımı yapan uçakları tercih ediyorlar. Uluslararası bazı kuruluşların ve çevreci örgütlerinin baskısıyla bu konuda mesafe alınsa da, artan uçak ve sefer sayısıyla birlikte havayolu sektörünün büyümesi havacılığın sebep olduğu kirletme oranı ne yazık ki günden güne giderek artıyor.
Türkiye'de havacılıkta en büyük filoya ve pazar payına sahip olan Türk Hava Yolları, Atatürk ve Esenboğa Havalimanlarında SHGM ve TSE'nin gerekli şartlarını yerine getirip, “Yeşil Kuruluş” unvanını alarak, hem çevreye olan saygısını ortaya koydu hem de sürdürülebilir bir dünya için de katkıda bulunmuş oldu. Tüm uçuşlardan kaynaklanan sera gazı emisyonlarını tek tek hesaplayan THY, bu konuda önemli ve titiz çalışmalar yapmasıyla tanınıyor.
THY, örneğin “Yakıt Tasarruf Projesi” ile son dönemde 47 bin ton yakıt tasarrufu sağlarken, aynı zamanda 148 bin ton karbon emisyon salınımını da engellemiş oldu. Diğer bir ifadeyle, bu tasarrufun karşılığı, 1,5 yıllık İstanbul-Londra arası uçuşlardaki tüketime veya İstanbul'un trafiğinden 53 bin aracın çekilmesine eş değer bir durumdur. AHL Kargo tesisinde bulunan trijenerasyon tesisiyle Genel Müdürlük ve Kargo binalarının elektrik ihtiyacı üretiliyor. Aynı zamanda egzoz gazlarından da faydalanarak kargo binası ısıtma ve soğutma ihtiyacı karşılanıyor.
Tüm bu çabalar, doğal kaynakları koruyan ve çevreye zarar vermemeye çalışan THY'nin dünyadaki diğer büyük havayolu şirketleri arasında iyi bir yeri olduğunu söyleyebiliriz. THY, SHGM ve TSE gibi ulusal kuruluşların kural ve kriterleri yerine getirilirken, uluslararası kurumlar ve teşkilatların koyduğu müeyyidelere de harfiyen ve aralıksız riayet etmektedir.
THY, bu uygulama ve çalışmalarıyla hem maddi kayıpları önlemekte, hem de çevresel kirlenmenin önüne geçmiş olmaktadır. Bu konu da özel havayolu şirketlerimiz de aynı şartlara tabii olduğu için, onlar da bu konuda aynı hassasiyeti göstermektedirler. Her şeye rağmen tüm şirketlerimiz daha temiz bir gökyüzü için ellerinden gelen gayreti sergilerken, biz de uçaklar uçsun, havacılığımız daha da gelişsin, dünya çapında söz sahibi olalım diyoruz. Ardından da gökyüzünün hep mavi ve hep temiz kalması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz.
İyi uçuşlar Türkiye'm...
NOT: Bundan tam 85 yıl önce, 20 Mayıs'ta, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün emriyle, 20 Mayıs 1933 tarihinde kurulan Türk Hava Yolları bugün 85'inci yaşını kutluyor.
Üstün başarı dileklerimle, bayrak taşıyıcı şirketimiz THY'yi ve tüm çalışlarını yürekten kutluyorum.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2005 Türkiye Turizm