23 Kasım 2024
  • İstanbul4°C
  • Ankara18°C
  • Antalya21°C

TURMEPA- ÖZEL ÇEVRE- BELEDİYE ÜÇLÜSÜ

Can Pulak

02 Eylül 2010 Perşembe 11:36

Şu turizm öyle hassas bir sektör ki, biri hapşırsa sektör grip oluyor, biri öksürse zatürreye çeviriyor.
Bir siyasi gerginlik, bir diplomatik çatışma, bir dikkatsiz ifade sadece turizme değil, ülke ekonomisine de büyük darbe vuruyor. Başbakan Recep Tayyip’in bir “one minute” çıkışını düşünsenize, Türkiye’ye nelere mal oldu...
Tüm İsrail rezervasyonları iptal edildi. Otellerin bir bölümü boş kaldı. Gıda, ulaştırma, eğlence alışveriş firmaları büyük zararlara uğradı. Bu krizden deniz turizmi bile etkilendi, mavi yolculuk teknelerinin bazıları palamarını çözemedi, demirini alamadı, koylara açılamadı.
Onun için sivil-resmi idarecilerin konuşurken çok dikkat etmeleri, kılı kırk yarmaları,ağızlarından çıkacakları kulaklarının iyice duyması lazım. Dikkatsiz bir ifade, iyi niyetle söylense bile hedef şaşırtıyor, farklı yorumlanıyor.
Bunları niye anlatıyorum biliyor musunuz? Turizmimizin gözbebeği Göcek’te ki maksadını aşan bir ifadenin, sektöre nasıl zarar verdiğini belirteyim diye…
Biliyorsunuz TURMEPA adında, denizlerin temizliği ve insanımızın eğitimi için büyük savaşlar veren başarılı bir kuruluşumuz var. Karada TEMA neyse, denizlerimizde de TURMEPA öyle...
Son zamanlarda TURMEPA’nın iyi niyetle başladığı girişimler, iyi planlanmaması, şartların dikkate alınmaması ve bilgi-altyapı noksanları yüzünden ters tepmeye başladı.
Önce apar topar hazırlıksız başlatılan mavi kart uygulaması hem denizcileri birbirine kattı, hem de fiyaskoyla sonuçlandı. Ardından bir yetkilinin, devletten yardım görmedikleri gerekçesiyle’ “Göcek’ten çekiliriz’’ tehtidi, hem
bu şirin ilçeyi öfkelendirdi, hem de deniz turizmine önemli ölçüde zarar verdi. Oysa TURMEPA Göcek’te çok başarılı işler yapıyordu. Gücünün önemli bir bölümünü buraya harcıyor, yat turizminin merkezi sayılan Bodrum’u ihmal etmek pahasına varını yoğunu Göcek’e döküyor, iki tekneyle tüm deniz araçlarının pisliğini toplamaya gayret ediyordu.
Göcek’e sadece TURMEPA değil, Çevre Bakanlığı da, Belediye de tüm imkanlarıyla yardım ediyorlardı. Özel Çevre Koruma Kurumu-Belediye ve TURMEPA işbirliği tam hedefine gidiyor, altyapı noksanları tamamlanıyor ve Göcek
denizsuyu son yılların en temiz dönemini yaşıyorken, bir talihsiz ifade her şeyi berbat ediverdi. O ifade Göcek’e çok şeyler veren TURMEPA’nın yaptıklarını bir çırpıda sıfıra indiriverdi. Şehrin ortasındaki mükemmel TURMEPA İlkokulu’na ,hala teknelerden pislik toplamaya çalışan tam donanımlı iki teknesine rağmen TURMEPA, neredeyse Göcek’te istenmeyen kuruluş haline düşürüldü.
Gelişmeleri yerinde izlemek üzere, ülkenin yat dergilerinin yöneticileri ve deniz yazarlarından oluşan bir kadroyla Göcek’e gittik. Belediye Başkanı Recep Şatır ile ilçe esnafı ile vatandaşlarla konuştuk. Hepsinin ortak görüşü,TURMEPA adına yapılan talihsiz ifade yüzünden bu yıl yüzde 30 gelir kaybına uğradıkları şeklindeydi. Evet, ülkemizdeki olumsuz gelişmeler, ekonomik sıkıntılar, Ramazan ve öğrencilerin sezon içindeki imtihan yoğunluğu da gelir düşüşüne sebep olmuştu ama, hiçbiri TURMEPA adına yapılan o talihsiz beyanın yarattığı ölçüdeki zarara yaklaşamamıştı bile..
Yüzde 30 rakamı için bir şey söyleyebilmem mümkün değil.
Elimde sağlam bir istatistik yok. Ama şunu gözlemlediğimi rahatlıkla ifade edebilirim. Göcek’ten çekiliriz tehtidi ile son
zamanlardakı yasaklama kararları, charter teknelerini Göcek’e girmekten ve alışverişten alıkoymaktadır. Kaptanlar TURMEPA’nın çekiliriz tehtidini, deniz suyunun iyice kirleneceği şeklinde yorumluyorlar çünkü.
Peki, Göcek’te deniz suyu kirli mi?
Belediye Başkanı Şatır ile 12 gazeteci bir tekneye binerek koyları dolaştık, oralarda denize girdik ve gördük ki, GÖCEK’te deniz suyu pırıl pırıl. Bu sonucun alınmasında TURMEPA dahil tüm resmi-sivil kurumları kutluyorum. Öyleyse kavgaya gerek yok, işbirliği ile karşılıklı anlayışlarla,sabırla çok şey halledilebiliyor demek. Ayrıca devletle kavga ile çekiliriz tehditleriyle bir noktaya varmak da mümkün değil. Karşındaki ‘”çekilirsen çekil” de diyebilir sonuçta. Marifet çekilmek de filan değil, koyduğun hedefe kararlılıkla ama akılla yürümekte. Bunu unutmamak gerek...
Şimdi yapılması gereken iş, zararın neresinden dönülse kardır diyerek, TURMEPA-ÖZEL ÇEVRE-BELEDİYE üçlüsünü eskiden olduğu gibi verimli çalıştırabilmenin yollarını aramaktır. Bunun için TURMEPA’nın tavrını ve ifadelerini yumuşatması, tüm denizcileri anlayış ve sevgiyle kucaklaması,ödevine bilinçli bir şekilde tekrar dönmesidir. Keskin sirke küpüne zarar verir çünkü. Kavga, sertlik, gerginlik TURMEPA’nın işi olamaz. Aksine TURMEPA denizlerimizin en dingin kuruluşu halinde çalışmalı, herkese sevgiyle yaklaşmalı, tüm camiayı kucaklamalıdır.
Göcek’te 4 marina, iki bağlama iskelesi, 1200 tekne var. Bu içdeniz sayılan Göcek için çok fazla bir rakamdır. Özel Çevre Koruma Kurumu’nu kuran ve 1987’li yıllarda Göcek’i pilot bölge olarak ilan eden biri olarak ifade etmek isterim ki, bu
yoğunluktaki bir deniz trafiğini disipline etmek ve yaratacağı kirliliği önlemek kolay bir iş olmadığı gibi, gelecek yıllarda çözümü giderek zorlaşabilir. Onun için mevcut trafiği arttırmamak gerek. Göcek’in geleceği ve daha da iyi korunması için şimdiden çareler düşünmeli, bunun için denizi ve konuyu iyi bilenlerin görüşlerinden de yararlanmalıyız.
Yazıyı noktalamadan önce, olmayacak bir işin üzerinde de durmak istiyorum. Göcek adalarında yaşayan olmadığı halde, iki küçük caminin bulunduğunu ve buranın resmi kadrolu iki imamının da mevcut olduğunu söylersem inanır mısınız? Olmaz olmaz demeyin, bu iktidar döneminde her şey oluyor işte... Evet,yolu olmayan ve ancak birkaç çobanın patikalarla ulaşabildiği yerlerde cemaatimiz yok ama, iki camimiz var artık. Haydi yerlerini de söyleyeyim... Biri Göbün koyunun tepesi, diğeri ise Ağa Limanı’nın üstündeki Kapisi bölgesi.
Ha bu arada şunu da belirteyim, imamlardan birinin oğlu Tıp Fakültesini bitirmek üzere. Yani doktor olacak. Bu da işin tek iyi yanı...