23 Aralık 2024
  • İstanbul8°C
  • Ankara0°C
  • Antalya11°C

TÜRKİYE TURİZM MECLİSİ VE TUREB BULMACASI

Özkan Altıntaş

30 Haziran 2012 Cumartesi 12:15

Türkiye’de olan işlere insan şaşırıyor doğrusu...
İsteyen istediğini yapıyor.
Memlekette demokrasi var ya...
Bir yanda Türkiye Turizm Meclisi kurularak, tüm turizmin sivil toplum kuruluşları bir çatı altında toplanmaya çalışılıyor.
Diğer yanda bu sivil toplum kuruluşlarının her birine ayrı yasa çıkartılarak, çatışmaya yol açacak ayrı kutuplar yaratılıyor.
İnsan bunun için “bu ne fasulye, bu ne lahana turşusu” demekten kendini alamıyor.
Aslında Türkiye Turizm Meclisi’nin kurulması tek yasadan çıkar.
1618 Sayılı Yasa revize edilerek Türkiye’nin Turizm Yasa’sı çıksaydı ve turizm tek çatı altında toplansaydı Türkiye Turizm Meclisi gibi girişimlere ihtiyaç kalmazdı. Herkes Turizm Yasası’na uyar. Yasa emriyle birlik beraberlik içinde olurdu. Böylece her kafadan bir ses çıkmazdı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin yasaları bunun için örnektir. Herkesi kapsayan tek Anayasa, tek Medeni Kanun, tek Türk Ceza Kanunu, tek Ticaret Kanunu ve diğerleri... Hepsi de toplumdaki bütün birlikleri ve katmanları bir yasa altında topluyor.
Kültür ve Turizm Bakanı "her birliğe bir yasa" açıklamasını yaptığı toplantıda kendisine "Bu durum kargaşa yaratır" demiştim. Aldığım cevap "Bir şey olmaz" şeklindeydi.
Halbuki turizmde geleceği görmek ve ona göre tedbir almak gerekiyor.
Avrupa Birliği ülkelerindeki gibi Türkiye Turizm Kanunu çözümdür.
AB’ye uyum süreci içinde kargaşaya değil uyuma ihtiyacımız vardır.
Turizmde her çalışan birimin derneği var. Yakında hepsi birer yasa ister. O zaman Hanya’yı Konya’yı görürüz.
Birisi birisine bir lâf söylemeye kalkarsa “benim kanunum var” diyebilir.
Çünkü biz demokrasiyi bile yanlış algılayan bir toplumuz.
Adamın biri İstiklâl Caddesi’nde nara atarak dolaşıyormuş.
Etraftan esnaf müdahale ederek ”Kardeşim ayıp değil mi, ne bağırıyorsun?” demişler.
Adamın cevabi ise anlayışımızı özetliyor:
“Memlekette demokrasi var. İstediğimi yaparım.”
Yakında Turizm Meclisi için yeni demokrasiler ortaya çıkarsa şaşmayın!

Gelelim Tureb bulmacasına...
Bir bakıyorsunuz İstanbul Rehberler Odası-İRO, dünya kadar para harcayarak halen yasal bir zemini olmayan, Türkiye’nin tüm illerinden üyesi olduğu bile belli olmayan, genel kurulu yapılmayan, sadece turist rehberlerinin ‘mealen içinde olduğu’, bir ‘platform’ halinde kalan“sanal” Turist Rehberleri Birliği, Tureb adına teşekkür ilânı yayınlıyor. Hem de 1700  üyesi olan İRO, Türkiye’deki 14 bin rehberi temsil ettiğini iddia ediyor.
Yasal zemine bakıyorsunuz.  Böyle bir birlik yok.  
Ama seminerlerde, toplantılarda her yerde İRO için TUREB deniliyor.
Hatta Kültür ve Turizm Bakanı başta olmak üzere tüm kurumlar “Tureb” adını sürekli telaffuz ediyorlar.
Ortada ise Türkiye’yi kucaklayan böyle bir kuruluş yok. “Ben yaptım oldu” mantığıyla bu iş sürdürülüyor.
Burada biz mi aldanıyoruz, yoksa “Tureb” diye bir ‘birlik’ var da biz mi bilmiyoruz.
Bizim bildiğimiz İstanbul’da sessiz sedasız kurulan “TUREB Rehberleri Birliği Derneği” diye üyeleri yine İRO’da bir kaç kişiden oluşan dernektir.
Bunun benzeri Antalya’da da “Tureb Rehberleri Birliği Derneği“ adıyla vardır. Yakında İzmir’de de olur. Trabzon’da, Çanakkale’de, Şanlıurfa’da, Konya’da da olur.
Türkiye’deki turist rehberlerin bağlı olduğu odalar bellidir.
İstanbul Rehberler Odası-İRO, İzmir Rehberler Odası-İZRO ve Antalya Rehberler Odası-ARO, ‘oda’ olarak varlar. Bunların hepsi Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’ne bağlıdırlar.
Diğer illerdeki rehberlerin bağlı olduğu sivil toplum kuruluşlarının hepsi dernektir. Onlarda Dernekler Kanunu’nun gerektirdiği kuruluşlara bağlıdırlar. 
Yapılan ve çok eleştiriye uğrayan yasa ile bunların hepsi daha yeni ‘birlik’ haline getirilmeye çalışılıyor.
Görüğünüz gibi “Tureb” bir bulmaca...
İnsan diyor ki, çık işin içinden...
Bari devletin yetkili organlarına yasal başvuruyu yaparak “sanal” halden kurtulsalar. Sonra Türkiye’deki 14 bin rehberin bulunduğu kuruluşları üye yapsalar. Sonrada bir genel kurul yapsalar...
O zaman kimin kim olduğunu anlayacağız.
Dedim ya... Şimdilik “Tureb” bir bulmaca...
Bunları neden mi yazdım?
O gazetelere verilen koskoca ilân insana daha neler düşündürmüyor ki?