TÜRKİYE DÜNYARA KENDİ KENDİNE VİZE KOYAN ÜLKE

Bir zamanlar bir bakan "Okullar olmasa milli eğıtimi ne güzel yönetirdim” demişti.
Şimdi ise kasada parası biten Maliye Türk halkının yaşam şeklini kısıtlamak için yeni önlemler almaya başladı.
Yani Türk halkı yemese, içmese, gezmese ve oturduğu yerde kalsa piyasada sirkülasyon olmaz ve harcamalar ortadan kalkar diye düşünülüyor.
Bunun son göstergesi yurtdışı çıkış harçlarına getirilmek istenen büyük zam oranı. 80 milyonluk Türkiye’deki ekonomiyi sanki yurt dışına gittiği söylenen TÜK kayıtlarına göre 11 milyon 67 bin 359 kişi oldu.
Bunların kişi başı ortalama harcaması 639 dolar olarak gerçekleşti.
Aslında bu rakamlarda Avrupa’da yerleşik yaşayan 4 milyon Türk ve diğer ülkelerde yaşayan 5 milyona yakın Türk’te bulunuyor.

Bu hesaba göre yurt dışına gezmek amacıyla veya iş amacıyla giden sayı bir milyonu zor buluyor. Türizm amacıyla giden sayısı ise 500 bini biraz zorluyor.

Yurt dışı çıkış harcınvdanhz en büyük darseyi ise Türk turizmi yuiyecek gibi görülüyor.
En düşüğü 300 euro (Yaklaşık 10 bin TL) olan yurt dışı tur fiyatında acente karı 1000 veya 2000 TL iken, üzerine birde yüksek çıkış harcı eklenince turizmci satış yapamayacak gibi görülüyor.
Türk halkıo vize sıkıntısı çekerken, Maliye’nin yüksek çıkış harcı sonrası Türkiye kendi kendine vize koyan bir ülke durumuna düşülüyor.
Yurt dışı çıkış harcı hukukçulara göre yasalara aykırı.
Ama dinleyen kim?
Türkiye’ye yatırım yapıyor diye getirilen yabancılara ödenen büyük paralar ekonomiyi allak bullak etti. Altından kalmayan Maliye halka yüklenmeye başladı.
Sadece yurt dışı çıkış harçı mı?
Emekliye zam yok, ama herşeiye zam var.
Yani halkı kuş misal kafese tıkmışlar su ve yem vermiyorlar.
Ne olur? Kuş ölür.
Bu işi sonu nereye varır bilemiyorum.
Yapılan zamlar aklıma hep şu örneği getirir.
Padişah her şeye zam yapmış ertesi gün vezire sormuş:
- Halkın durumu ne?
- Çok üzgünler, kara kara düşünüyorlar.
Padişah bir zam daha emretmiş ve ertesi gün yine vezire sormuş:
- Durum ne?
- Ağızlarını bıçak açmadı efendim.
Padişah bir zam daha emretmiş, vezir de haberi yetiştirmiş.
- Efendim, çok garip, herkes zil takıp oynuyor. Davul zurna halay çekiliyor, göbek atan atana... Vur patlasın çal oynasın
Padişah yerinden fırlamış.
- Aman ha! Bir daha zinhar zam yapmayın.
- Neden efendim?
- Üçüncü zamdan sonra bunların ne yapacağı belli olmaz.
Allah halimize acısın, demekten başka çare göremiyorum.