22 Aralık 2024
  • İstanbul6°C
  • Ankara3°C
  • Antalya14°C

TURİZMİN GELECEĞİ, ÇEVREYE SAYGILI TURİZMDEDİR

YAPDER, Büyük Kulüp işbirliğinde ortak akıl toplantısında “Turizmde yeni arayışlar” başlığı altında turizmin geleceği konuşuldu.

Turizmin geleceği, çevreye saygılı turizmdedir

31 Ekim 2019 Perşembe 16:00

ÖZKAN ALTINTAŞ- TÜRKİYE TURİZM
İSTANBUL- Yeni Arayışlar Girişimi Platformu Derneği (YAPDER) ve Türkiye’nin en köklü sosyal kurumlarından olan Büyük Kulüp Genç Girişimciler Komitesi işbirliği ile gerçekleştirilen ortak akıl toplantısında “Turizmde yeni arayışlar” başlığı altında turizmin geleceği konuşuldu.

turizm-toplanti.jpg

Ekonomi Gazetecileri Derneği (EGD) Başkanı Celal Toprak’ın moderatörlüğünde yapılan toplantıya Turizm eski Bakanı Bülent Akarcalı, Türsab eski Başkanı Başaran Ulusoy, Türsab Başkan Adayı Hasan Erdem, Türob Sektör Temsilcisi Sevda Yılgaz katıldı.

celal-toprak.jpg

turizm-toplanti-001.jpg

Konuşmacılar turizmde yeni arayışlar üzerine görüşlerini bildirirken dünyanın çevreye duyarlı tesislerde tatil yapmayı tercih ettiklerini belirterek turizmin tüm paydaşlarını buluşturan güçlü bir çatı örgütü, liyakat ve vizyon sahibi insanları göreve getirerek sorunların çözülebileceğini belirttiler. Ayrıca Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nın yapısı aüzerine görüş bildirdiler.

bulent-akarcali-001.jpgBÜLENT AKARCALI: TURIZME ÇATı ORGÜTÜ LAZıM
Turizm ve Sağlık eski Bakanı Bülent Akarcalı, sözlerine “Yıllardır savunduğum turizm Türkiye’nin en büyük sektörüdür” diye başladıktan sonra görüşlerini şöyle anlattı:
“Merkezi idarenin yer aldığı Ankara turizme sadece para getiren sektör olarak baktı. Turizmin sosyal ve kültürel yanlarını ihmal etti. Ancak bu durumda sektörün kendisinden kaynaklanan temel hata var, çünkü bir türlü bir araya gelmiyorlar. Onları bir araya getirecek bir çatı örgütü yok. Turizmde bir çatı örgütü kurulmasını çeşitli girişimler olmasına rağmen TOBB büyük bir harislikle engelledi. TOBB içinde yer alan turizm komisyonu dışında çatı örgütü kurulamaz diyerek büyük baskı uyguladı. Aslında turizmin devlete, mahalli idarelere ve yurdışındaki paydaşlara muhatap olacak çatı örgütü lazımdır.

KARTELLERIN ELINDE OYUNCAK OLUYORLAR
Yurtdışında dijital ortamda çalışan rezervasyon siteleri büyük komisyonlar alıyorlar. Hak arandığı zaman hemen kötüleme başlıyor ve sıralamada Türkiye’yi alta alıyorlar. Bunlara karşı oteller ferdi olarak yalnızlıktan çaresiz kalıyorlar. Güçlü bir birlik olmadığı için uluslararası kartellerin elinde oyuncak oluyorlar. Bu durumda güçlü bir çatı örgütü turizmin bu sorunlarını çözer.

bulent-akarcali-002.jpgTURIZMI BÖLÜP PARÇALıYORLAR
Bunu tarihi bir olayla anlatayım. Roma Kartaca’ya karşı hep kaybediyor. Sonunda Kartaca ortadan kalkacaktır diyerek inatla mücadele ediyor. Sonunda Kartaca ortadan kalkıyor. Yani mücadeleye devam etmek gerekir. Yoksa Ankara’nın işine gelen böl ve yönet politikasıdır. Turizmi bölüp parçalıyorlar. Kimsenin görüşü alınmadan tanıtma vergisi konuldu. Dünyanın hiçbir yerinde ciro üzerinden para alınmaz. Zarar etseniz bile para ödeyeceksiniz. Olmaz böyle şey. Thomas Cook’un zararı bile acentelerin cebinden çıkacak.
Bu çatı örgütü olursa ne olur? Sektör temsilcileri turizm konusunda Ankara’nın sahip olduğu birikimin bin misline sahiptir. Ankara’nın turizm hakkında hiçbir bilgisi yok. Para olduğu için herkes turizme çullanıyor. Bu nedenle Ankara’nın böl ve yönet politikasının üzerine gidilmeli. TOBB’un varlığı TÜSİAD’ın önüne çıkardı.

MALİYE KAYBINI TURİZMDEN ÇIKARMAK İSTİYOR
Turizme özel sektörün yaptığı yatırımların 40 milyar dolar olduğu sanılıyor. Devletin payı ise yüzde 10’u geçmiyor. Devletin bu kadar az katkısıyla Türkiye ekonomisine bu kadar katkı yapan başka sektör yoktur. Diğer sektörler harç alıyor. Harç alan Milli Emlak hizmet getiriyor mu? Hayır. Örneğin 10 odalı butik bir otel 4 daireli apartman kadardır. Her apartmana bir çevre mühendisi konulmalı denildi. Pansionlardan bile doktor istendi. Maliye tahakkuk eden kdv’nin ancak yüzde 50’sini tahsil ederken, kendi yetersizliğini turizmden alacağı paralarla karşılamak istiyor.

bulent-akarcali-007.jpgTANıTıM VE MEMNUNIYET
Tanıtım hiçbir zaman müşteri memnuniyetinin önüne geçemez. Öncelik müşteri memnuniyetidir. Tanıtım dişin ağrısının geçmesidir, aldığın ağrı kesici ile tedavi ise müşteri memnuniyeti gibidir.
Memnun bir müşteri 10 müşteri getirir. Biz bunu bıraktık bir tane getirsin, 30 milyon turist olsun. Çatı örgütü olmadığı için müşteri memnuniyetini çözümleyecek hiçbir şey yok. 40, 50 milyon dolarlık havalimanı bir kaç şöför grubuna teslim edilerek müşteri memnuniyeti gözardı ediliyor. Havalimanında dünyadan gelecek turiste yardım edecek bilgilendirme sistemi kurulmalıdır.
Turistin sorunu olduğunda anında yardım önemlidir. Bir zamanlar Kadıköy’de Hollanda belediyesine hizmet veren çağrı merkezi vardı. Bu sistemleri kurmak kolaydır. Maliyeti 5-10 milyon dolardır.

ALTIN YUMURTLAYAN TAVUĞU YOLMASINLAR
Yurtdışında tanıtımdan önce, gelen turistin yüzde yüz memnuniyetini sağlamamız lazım. Yurtdışından diğer gelmek isteyenleri bilgilendirmemiz lazımdıdr. Türkiye’nin çevresindeki bütün sıkıntılarını rağmen 30-35 milyon turist geliyor. Türkiye büyük başarı sağlamıştır. Bunda herkesin payı var. Artık turizm gibi altın yumutlayan tavuğun tüylerin yolmaktan vazgeçsinler. Bunun çözümü sektörün böl ve yönet anlayışından uzaklaşıp çatı altında toplanmasıdır.

basaran-ulusoy-033.jpgBAŞARAN ULUSOY: ÇEVREYİ ANLATMAMIZ LAZIM
Türsab eski başkanı Başaran Ulusoy, konuşmasına bir Temel fıkrası ile şöyle başladı: “Temel okul müdürü olmuş. Okulun oradaki elektirik direğine okulun adresinin tarifi için levha koşmuş ve şöyle yazmış. ‘Sokağa gireceksin. 50 adım gittikten sonra köşeyi döneceksin şuradan geçeceksin ve okul karşına gelecek.’ Ancak Elektrik İdaresi Temel’e yazı göndererek ‘Levhayı oradan kaldır. Direk müesseseye aittir” diye bildirmiş. Temel şöyle cevap vermiş: ‘Benim levha duracak, sen direği kaldır.’ İşte turizmde sorunlar böyle karmakarışık bir halde. Turizm ne günlerden bugünlere geldi. Biraz geçmişe bakalım.
Otele müşteri gitmiş.Yemek yiyecek. Sofrada zeytin yarım, ekmek yarım, makarna yarım. Müşteri o ana kadar susmuş. Şarap istemiş. Şarapta yarım gelince bozulmuş. ‘Neden her şey yarım?’ diye sormuş. Otelci cevap vermiş “Vouchere baksana yarım pansiyon yazıyor’ demiş
İşte biz bu yarım pansiyonları aşarak bu günlere geldik. Türkiye’nin sahip olduğu bu kadar zengin medeniyetin içinde çevreyi korumamız ve koruduğumuzu anlatmamız lazım.
TEMA Vakfı Onursal Başkanı Hayrettin Karaca ile Trabzon’a gittik. Trabzon Çamburnu’ndaki çam ağaçların benzeri sadece Suriye’de var. Trabzon’da ağaçların ağladığını gördük. Hayrettin Karaca ‘Katliam var. Ağaçları kesersen tabiat intikamını alır’ dedi. Ağaçları kesmek günahtır. Gümüşü, altını bulursunuz. Ama ekmeği yiyeceğiniz toprağı bulamazsınız. Her yıl Kıbrıs kadar toprak suya gidiyor. Doğayı koruma kullanmayı bilmiyoruz. Kollamak zorunda olduğumuz çevre var. ”

basaran-ulusoy-034.jpgTÜRKİYE’NİN GELECEĞİ TURİZMDİR
Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı’nı kurarken herkesi çağırmalıydı. Dede Korkut hikayesndeki gibi… Köprüden geçenden geçmeyenden de para alınıyor. Yatırımcılar 50 milyar dolar yatırım yapmışlar. Bu kolay değildir.
Öte yandan sağlık turizminde, sağlıklı yaşlanmaya geldik. Mutfaklarımız yarışıyor. Komple turizm anlayışı ile kişi başına 1000- 1200 dolar kazanabiliriz.
Tarihi değiştirmemiz mümkün değil. Ancak geleceğin mimarları olabiliriz. Komşularımızla birlikte barış içinde olmalıyız. Sektörün işi kültür varlıklarını da korumaktır. Türkiye’rinin geleceği turizmdir. Türkiye raylı sisteme geçmek mecburiyetindedir. Enerji maiyetleri düşmelidir. Turizmde her hükümetin koruma ve kullama şeklinde paylaşması lazımdır. Çevre ve turizm bir arada yürümelidir.

bulent-akarcali-003.jpgSEVDA YILGAZ: ÇEVRE KORUYAN ÜLKELER TERCIH EDILECEK
Türob Sektör temsilcisi, Sevda Yılgaz, yurtdışında kaldığım zamanlar Türkiyeli olmakla gurur duyduğunu belirterek başladığı konuşmasına şöyle devm etti: “Biz dünyanın merkeziyiz. Anadolu ve Türkiye dünyanın merkezidir. Yabancı dil eğitimi veren okullarda tarihi kültürün eğitimini en iyi şekilde başlatırsak kendimizi daha doğru anlatabiliriz. Bizler turizm okurken, neden okuduğumuzu farketmemiştik.
Turizme girince bunun bir ülke görevi olduğunu anladım. Okullarda derslere katılarak rol model olmaya çalıştım. UNWTO, 15 yıl önce çevreyi koruyan ülkeler tercih edilecek demişti. Türob olarak bakanlıkla çevre çalışmaları yaptık. Türkiye’de bugün Avrupa ile bire bir uyum sağlayan turizm sektörü öncü sektör oldu. Çevreye duyarlı tesis belgeleri oluştu. Çevre belgelendirme sistemi oluşturuldu. Ancak bu kadar yol alınmışken sektöre sorulmadan çevreye duyarlı tesis belgesi ortadan kaldırıldı. Bütün çabalar boşa gitti.+

bulent-akarcali-004.jpgSEKTÖRÜN HABERİ OLMADAN GELEN VERGİLER
Konaklama vergisi sektörün haberi olmadan yapıldı. Geliştirme Ajansı çatı örgütü gibi sunuldu. Ancak içinde olan kişiler hakkında iddialar ortaya atılarak istifalarla gündeme oturdu. Bir çok çaba boşa gitti. Turizm endüstri, strateji, ekoloji ve iletişimdir. Dünyada kendini bu kadar anlatan başka bir sektor yoktur. Bundan çıkaracağımız dersler var. Gelirler nasıl toplanacak derken konaklama vergisi çıkarıldı. Kişi başı değil, cirodan denildi. Gelen gidenin doğru sayıldığı bir turizm yapmıyoruz. Ancak bütün dünyayı misafir edecek milletin birikimine sahibiz. Umuyoruz Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı doğru yönetilir ve çatı orada oluşur. Devlet turizmin her şeyinden para kazanmak için uğraşıyor. Bu turizmin önünde en büyük engel olarak ortaya çıkıyor.”

bulent-akarcali-005.jpgHASAN ERDEM: DÜNYA İLE REKABET TURİZM İLE YAPILIR
Türsab yönetim Kurulu Üyesi,Türsab başkan Adayı, Selam Turizm’in sahibi Hasan Erdem, Türkiye’ye 2019’da 36 milyon turist 40 milyar dolar yabancı turist gelmesinin büyük başarı olduğunu söyledi. Hasan Erdem şöyle devam etti:
“Turizm olunca akan sular durmalı. Türkiye yıllardır turizmin kıymetini bilemedi. Rahmetli Özal’ın hareket başlatmasıyla yol aldık.
Türkiye inşaatta başarılıdır. Şirketler dünyada büyük ihaleler alıyor. Ancak dünya ile rahatça rekabet edebileceğimiz sektor turizmdir.Kültürler, dinlerin çıktığı topraklardayız. Eneji ile tanrıya ulaşan mitraizm bile bu topraklardan çıkmıştır. Dünya yaşlanıyor, Türk insanı genç kalıyor. Zengin mutfak kültürümüz var. Yükselen sağlık turizmi var.

EKONOMİK SAVAŞA DUYARLI OLMALIYIZ
Turizm hassas bir sektör. Ülke turizminden gelir bekleniyorsa politik sistem düzelmeli. Hoşgörü anlayışıyla politikalar üretilmesi gerekir. Sürekli kavga halinde olan ülkeye turist gitmez. Türkiye aleyhine algı operasyonları sürüyor.
Türkiye Avrupa ülkelerini bile kıskandırıyor. Planlama doğru yapılırsa turizm daha da ilerler. Ekonomik savaşa duyarlı olmalıyız. Evrensel politikalar üretmeliyiz. Türkiye’nin doğru tanıtıma ve pazarlamaya ihtiyacı var. Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı Türsab’ın üzerinde bir çatı olmamalı. Zaten Türsab tanıtım ve pazarlama yapıyor.

bulent-akarcali-006.jpgTURİZMİ EHLİYETSİZ İNSANLARA BIRAKMAYALIM
Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı fahri elçi olan acentelere bütçe tahsis etmeli. Yurtdışında lobi faaliyetleri yapmalı, sivil toplum kuruluşları açılmalı. Ajansın paralarının nereye harcanacağı çok önemlidir. Türsab’ın 12 bin acentesi şu anda öksüz ve yetim durumdadır. Bu birliği ehliyetsiz insanlara bırakırsak, yalnız kalırsak Türk turizmi zarar görür. Turizmde maliyet artırıcı, bürokrasiyi artırıcı yöntemlerle acentelere zarar veriyorlar. Acenteler turisti korsan taşımak zorunda kalıyorlar. Türkiye’de kanunlar birbirleriyle çelişiyor.”

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA