TURİZMDEKİ KRİZ VE ÇÖZÜM YOLLARİ-1
Doç,Dr.Yetkin Bulut
16 Haziran 2016 Perşembe 10:49
Ülkemizde Turizm sektörü çok ciddi ve derin bir kriz yaşıyor. Bu krizin mali boyutları çok önemli sonuçlar ortaya çıkaracak. Bunun en önemli sonuçlarını da ödemeler dengesinde hepimiz yaşayıp göreceğiz. Sektörün yaşadığı kriz sonucunda açık daha da büyüyecek ve bunun doğal bir sonucu olarak da dövizin bir miktar artış sağlayacağı da su götürmez bir gerçek.
Bu krizin bize öğretmesi gereken birkaç temel nokta olduğunu düşünüyorum.
SEKTÖR UMUTLARıNı TEK PAZARA BAĞLAMAMALı
Yaşadığımız kriz de bize gösterdi ki eğer pazarımızı sadece bir ülkeye bağlarsak hepimiz yanlış yaparız. Bunun en bariz örneğini Kemer’deki konaklama tesisleri yakından yaşadı ve daha da yaşayacak. Kemer’de yaşayan halk tüm umutlarını Ruslara bağladı be ne kadar yanlış yaptığını gördü.
Finansta temel stratejilerden bir tanesi yumurtaların hepsini tek sepete koyulmamasıdır.
Bu stratejinin nedeni ise gayet basittir. Herhangi bir kriz yaşanıldığı veya başka bir ifade ile bir kaza yaşanıldığı zaman ellinizdeki yumurtaların hepsini kaybetme riskiniz ortaya çıkacaktır.
Diyelim ki yumurtaların hepsini kaybetmediniz ama bu kez katlanmanız gereken zarar ve bu zararın boyutları büyük olacaktır.
BİLİNÇLİ TÜKETİCİ VE DİĞERLERİ
Kemer özelinde turizmde turist ve müşteri davranışlarına şöyle bir bakmak yararlı olacaktır. Rus turist ya da müşteri Avrupalı müşteri gibi değil. Avrupalı müşteri ne istediğini bilen bu doğrultuda karar veren bilinçli bir tüketici grubundan oluşuyor.
Rus müşterileri bu şekilde bir müşteri grubu değil. İşte bu noktada yatırımcı ve işletmeyi yönetenlerin düştükleri en bariz stratejik hata ortaya çıktı. Rus turist grubu işletme ne sunarsa onu kabul eden bir müşteri grubu. Bu bağlamda hem yatırımcı hem de işletmeleri yönetenler dediler ki “nasılsa hazır müşteri var”, “nasılsa erken rezervasyon sayesinde bir yıl sonrasının rezervasyonunu yapıyorlar” gibi düşüncelere kapıldılar. Bu düşünce gerek yöneticilerin gerekse de yatırımcıları günü yakalamalarının önüne geçti. Çünkü netice itibari ile odalar doluyor ve gelir elde ediliyor idi. Burada insanların kaçırdıkları diğer bir nokta da acaba bu müşteriler hakikaten bize gerçekten kâr ettirdiler mi? Yoksa sadece günü mü kurtardık? Bunu elbette şirket sahip ve yöneticilerinin yaptıkları oran analizleri verecektir.
KAR ELDE ETTİK Mİ?
Gelirin geliyor olması aslında bizim kâr elde ettiğimizi göstermez. Aslında otel dolu olabilir ancak acaba maliyetler ile mukayese ettiğimiz zaman hakikaten biz gün sonunda kâr elde ettik mi? Bu sorunun cevabını iyi vermek gerekiyor.
Ciro ile kâr aynı şeyler değildir. Dolayısı ile ciro elde ettik ama kârlılık oranlarımız hakikaten sektör ortalamasının neresinde yer aldı? Kârlılık oranımız eğer sektör oranının altında kaldıysa o zaman biz zarar etmişiz demektir.
Şimdi Rusya ile yaşanan kriz aslında yukarıda da belirttiğim gibi bize yumurtaların hepsini aynı sepete koymamamız gerektiğini öğretmiş olması gerekiyor.
YAPISAL SORUNLAR SURATIMIZA ÇARPILDI
Kriz aslında fırsatları da beraberinde getirir. Başta Kemer’deki yatırımcı ve işletme yöneticileri olmak üzere sektördeki aktörlerin iyi bir durum analizi yapması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu kriz yarın Rusya ile anlaşma sağlansa bile 6 ayda kendisini amorti edecek bir kriz değil. Bu kriz aslında yapısal anlamda yaşadığımız ama nasılsa gelir geliyor mantığıyla ötelediğimiz yapısal sorunlarımızı suratımıza çarpıldığı bir kriz olarak karşımıza çıktı. Dolayısı ile bu zamanları iyi değerlendirmemiz gerekiyor.
STK’LAR BIR ARAYA GELMELI
Şimdi sektörde herkes bu yaşanan krizden sonra karşı atağa geçti ve herkes kendi ilini, ilçesini tanıtmak için var gücü ile çalışıyor. Burada yapılan stratejik hata şu. Herkes kendi başına hareket ediyor. Aslında bu tür işler bir yerden koordineli şekilde yapılır ise daha çabuk ve net sonuç alınır.
Örneğin Kemer için düşünecek olur isek Kemer ilçesinde yer alan tüm STK’lar kendi başlarına hareket etmemelidir. Bu STK’lar hepsi bir araya gelmeli ve birlikte hareket edilmesi gerekir. Bu da ancak tüm STK’ların bir araya gelerek kuracakları iktisadi teşekkül ile gerçekleşir. Çünkü herkes bu işe ekonomik olarak da ortak olur ise işler daha profesyonel şekilde yürütülür ve herkes de çıkan sonuçtan memnun olur. Aksi halde herkesin bireysel çabası yetersiz kalabilir.
DOĞRU TANıTıM İLE DOĞRU HEDEF KITLE
Sektörde yaşanan krizi atlatmak için yapılan tanıtım faaliyetlerinde atlanılmaması gereken bir nokta var. O da doğru yerde doğru tanıtım mecrasında ve doğru hedef kitleye ulaşmak.
Ne olursan ol gel yaklaşımı kısa vadede sektörün yarasını bir nebze de olsa hafifletir gibi gözükse de orta ve uzun vadede sektöre yarar yerine zarar getirir. Bize nitelikli turistin gelmesi gerekiyor. Kuru, para harcamayan kalabalık bize fayda yerine zarar getirir.
Bu yüzden de bize kimin gelmesini istiyor isek ona göre “konumlandırma” çalışmamızı yapmamız gerekiyor.
MÜŞTERI DAVRANıŞLARI IYI TESPIT EDILMELİ
Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta da hitap edilecek müşteri grubunun davranışlarının iyi tespit edilmesi gerektiğidir. Yani demek istediğim şey şu. Uzak doğulu turistler genel yapı itibari ile kültür turizmini tercih etmektedir. Eğer hedefimizde bu var ise o zaman bu turistleri hedef alan stratejiler uygulanmalıdır.
Bunun için ise turistik ürün değerini taşıyan il, ilçe bu doğrultuda hareket etmelidir. Antalya açısından örneklendirecek olur isek her ilçe aslında farklı konumlandırılabilecek bir turistik üründür. Bu yüzden her ilçenin hitap edeceği müşteriler tespit edilmeli ve bu müşteri grubuna uygun stratejiler doğrultusunda hareket edilmelidir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2005 Türkiye Turizm