TRABZONLU DÖRT BAKAN TESADÜF MÜ?

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 24 Haziran 2018 seçimlerinde "Başkan" seçilmesinden sonra, devletin yeniden yapılanması adım adım ve hızla sürüyor.

Başbakanlık makamının lağvedilmesi ve bakanların doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanması da hayata geçti. Sayısı 27 olan Bakanlar Kurulu artık 16 üyeden oluşuyor. Bazı bakanlıkların adı değişti, bazıları birleştirildi ve tarih oldu. 

Bakanlıklarda, bakanlardan sonra en çok söz sahibi olan ve en üst düzey memur olarak nitelenen "Müsteşarlık" makamı kalkıyor, yerine de önceleri aktif olmayan Bakan Yardımcılıkları makamı getiriliyor. 

Yani, her şey yeniden ve sil baştan gibi. 

Bu arada, kabinede Trabzonlu dört bakan bulunması dikkatlerden hiç kaçmadı. Bir Trabzonlu olarak bölgecilik yaptığımı düşünmeyin, ama işin doğrusu geçmişte bütün Trabzonlu bakanlar görevlerini hep hak etmiş ve çok da başarılı olmuşlardır. 

Trabzon, ülkenin bütün şehirlerine en çok futbolcu ve antrenör ihraç eden bir il olma özelliğinin yanı sıra, ayrıca AK Parti iktidarında Rize'den bile çok bakan, vali, kaymakam ve bürokrat atanan il olma özelliğiyle Tayyip Bey'e güven vermiştir. 

Daha önceki kabinede yer alan, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, İçişleri Bakanlığı süren Süleyman Soylu'nun yanı sıra, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na yeni atanan Mustafa Varank ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı'na atanan M. Cahit Turan has birer Trabzonludur. Bu durum Cumhuriyet Tarihi'nde ilk olma gibi bir özellik arz ediyor. Hiç bir denge hesabı gözetilmediği için bu bir tesadüf gibi görünebilir. Fakat, ortada tesadüf diye bir şey yok. Enerji Bakanlığı'nda iyi bir performans sergileyen Berat Bey ve İçişleri Bakanlığı gibi sıkıntılı bir görevi yürüten Süleyman Soylu'nun yanı sıra yeni gelen Mustafa Varank ve Mehmet Cahit Turan'ın bilgi, birikim ve kariyeri hiç de yabana atılacak başarılardan değildir. 

Trabzonlular dört hemşehrilerinin bakan olmasıyla övünürken, Gaziantepli Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ü, (Trabzonlu olan Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç'un damadı olduğu için) espriyle karışık kendilerinden saydıklarını dile getiriyor. 

Yeni atanan ve havacılıktan da sorumlu olan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Cahit Turan'ın kim olduğuna, neler yaptığına ve bu görevi neden hak ettiğine bir bakalım. 

Ulaştırmada çok başarılı işlere imza atan Binali Yıldırım ve onun ekolünden gelen Ahmet Arslan'ın bıraktığı makama oturan ve Cumhurbaşkanı'nın "Saat mefhumu yoktur" diye nitelediği M. Cahit Turan'ın geçmişine ve kariyerine bakınca, neden bu önemli göreve atandığını anlıyoruz. 

Mehmet Cahit Turan, 1960 yılının 29 Nisan'ında Trabzon'un Merkez'e bağlı Kavala Köyü'nde gözlerini dünyaya açtığında, onun ileride bakan olacağını elbette kimse öngörmemişti. Ortaokulu bitirip askere giden, daha sonra dışardan liseyi, ardından Hukuk Fakültesi'ni bitirip avukat olan merhum babası Ömer Lütfi Turan uzun yıllar Trabzon Belediyesi'nde çalıştı. 5 kız kardeşi olan Cahit Bey'in ağabeyi Prof. Dr. Ahmet Uğur Turan da KTÜ'de Ortopedi uzmanı olarak çalışıyor. 

Bölgenin en önemli eğitim kurumlarından Trabzon Lisesi'ni bitiren Turan, daha sonra, Karadeniz Teknik Üniversitesi İnşaat- Mimarlık Fakültesi'ne girer. Siyasi çalkantıların yoğun olduğu 12 Eylül öncesi, kararlı bir ülkücü olarak girdiği KTÜ'den, darbe sonrası 1981'de inşaat mühendisi olarak mezun olur. Yüksek lisansını da burada yapar. Diplomasını aldıktan sonra hayali olan, o zamanki adıyla TCK olan Türkiye Cumhuriyeti Karayolları'nda 1985 yılında Edirne'de Kent içi geçiş yapımında mühendis olarak işe başlar ve tam 12 yıl sonra başmühendis olur. Sakin, kararlı, az konuşan, çalışkan yapısıyla dikkat çeken ve de başarılı bir performans sergileyen Cahit Turan, ardından bu kurumda büro mühendisliği, kontrol mühendisliği, kontrol şefliği görevlerinde bulundu. 1997 yılından itibaren İstanbul 17. Bölge Müdürlüğü bünyesinde Otoyol Bakım İşletme Başmühendisi, Otoyol Yapım Başmühendisi, Bölge Müdür Yardımcısı ve İstanbul'un Avrupa Yakası 17. Bölge Müdürü olarak Zincirlikuyu'daki TCK'nın tarihi binasında Boğaz'a bakan o makam odasına bileğinin hakkıyla oturmuştur. 

Herkes gibi onun da hayatında dönüm noktaları vardır. Meslek büyüğü ve aynı okuldan mezun olduğu, Faruk Nafız Özak 59'uncu Hükümet'te Bayındırlık ve İskan Bakanı olunca Cahit Bey, 2005 yılında Ankara'ya Karayolları Genel Müdürü olarak atanır. Daha sonra kurum Ulaştırma Bakanlığı'na bağlanır. Bu dönemde Bakan olan Binali Yıldırım'ın Ortaköy'de Karayolları Misafirhanesi'nde yaptığı bir basın toplantısında, kendisine sorduğu tüm sorulara anında, doyurucu cevaplar vermesi gazetecilerin dikkatini çekmişti. İşin tam ehli olmak ve tabandan gelmek, her kademede görevler yapmak böyle bir şey olsa gerek. Daha sonra Başbakan olan Ahmet Davutoğlu, ondan yapılması çok da uygun olmayan bir iş istediğinde "Ben buna imza atamam" dediği için görevden alındığı, Ankara'da hala daha dilden dile anlatılır. Göreve üçlü kararname ile gelen ve geçmişte MHP ile gönül bağı bulunan Cahit Bey'i Tayyip Erdoğan danışmanları arasına alıp çok güzel bir vefa örneği sergiliyordu. Ardından 2015'te yine Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Danıştay Üyeliği'ne atanan ve dürüstlüğü ile tanınan Turan, iyi bir devlet adamı vasfını kazanmıştır. Ardından, devletten ayrılarak Kuzey Marmara Otoyol (KMO) İnşaatını yapan Marmara Otoyol Adi Ortaklığı adlı şirkete CEO olarak atanır. Evli ve hepsi üniversite mezunu, üç çocuk babası Cahit Bey'in çok mütedeyyin bir ailenin mensubu olarak, Erdoğan "Öl dese" ölecek kadar kendisine sadık olduğunu tanıyanlar dile getiriyor. Kavala'da Kayalık Kahvesi'ndeki baba evinde başlayan sakin çocukluktan sonra, iyi yetişmiş ve bu millete borcunu ödemeye devam eden dürüst bir vatan evladı ve onun hakkını teslim eden siyasi irade ve bu iradenin kararlılığı görülüyor. 

Durum böyle olunca, yani işi bilene ve de ehline verince başarı kendiliğinden gelir. Uzun devlet deneyimini, özel sektörle taçlandıran yeni bakanın görevinde çok başarılı olacağına şahsen inanıyorum. 

Başta hemşehrim olan ve olmayan tüm bakanlara, görevlerinde başarı diliyorum. 

İyi uçuşlar Türkiye'm...