23 Kasım 2024
  • İstanbul15°C
  • Ankara15°C
  • Antalya19°C

TMSF, HAVACİLİKTA İRTİFA KAYBETTİ

Musa Alioğlu

24 Ocak 2021 Pazar 20:52

Türkiye'nin en büyük holdingi hangi şirkettir diye bir soru sorulsa bana göre bunun cevabı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, yani TMSF'dir.

Türkiye’nin en büyük holdingi hangi şirkettir diye bir soru sorulsa bana göre bunun cevabı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu, yani TMSF’dir. İlk olarak 1960’da Bankalar Tasfiye Fonu adıyla kurulan, ardından 1983’te Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu adını alan ve 2003’te 5020 sayılı kanunla özerk hale gelen bu kuruma, 2005 yılında 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’yla bankacılıkta da düzenleme yapma yetkisi tanındı.

Ardından 2016’da da 6758 sayılı kanunla (Eski 674 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname) ile bir de kayyımlık yapma yetkisi verildi.

Böylece kurum, mevduat sigortacılığı, banka çözümleme ve Olağanüstü Hal Süresinde de kayyımlık görevi üstlendi.

Adı, hala Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu olsa da yapmadığı iş yok bence.

İçinde 29 bankanın, televizyonların ve gazetelerin bulunduğu kurum uhdesinde bir ara 876 şirket (474’ü anonim, 312’si de limited) bulunmaktaydı. 123 şirkette de yüzde 50’nın altında ortaklığı vardı. TMSF, ayrıca 113 kişinin de şahsi mal varlığını kayyım olarak yönetmekteydi.

Aktiflerinin toplam değeri 58.94 milyar ve çalışan sayısı da 44 bin 515 kişidir.

Bünyesine kattığı şirketler arasında bir uçuş okulu ve iki holdinge ait havacılık işletmeleri de olan TMSF’nin çok değişik iştigal mevzularında veya iş kollarının hepsinde de başarılı olup, olamayacağı doğrusu tartışılır. Geçen günlerde basın mensuplarıyla sohbet eden Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Başkanı Muhittin Gülal,

(Kendisi, 2013’ten bu yana Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun da (BDDK) üyesidir.), 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) aidiyeti ve iltisakı olan kişilere ait varlıkların TMSF kayyımında yönetildiğini belirterek, bu kapsamda 797 şirket olduğunu açıkladı. Şirketlerin yüzde 64 oranında büyüdüğüne ve öz kaynak büyümesinin de yüzde 60’lara yükseldiğini anlatan Başkan Gülal, çok iddialı bir ifadeyle “Kayyum döneminde irtifa kaybeden herhangi bir şirketimiz olmadı." diye konuştu. Acaba öylemi?

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi TMSF ilk olarak Faruk Bayındır’a ait olan Tarkim Uçak Bakım Onarım ve Havacılık A.Ş adlı şirketinin uçuş okuluna, Atatürk Havalimanı’ndaki hangarına, Adana ve Çorlu Havalimanları’ndaki uçaklarına el koydu. TMSF, havacılık gibi zor bir iş kolunda işveren olamayacağını anlayıp

yedi uçağı iki ayrı ihaleyle Aralık 2018 tarihinde satışa çıkarır. Uçakları kimler kaça aldı bilmiyoruz. Ama bildiğimiz bir şey var ki, uçakların değerinin altında satılmış olduğudur. TMSF, bence doğru olanı yapıp, uçakları elinden çıkardı. Çünkü, havacılık özel gayret ve ihtimam isteyen yönetimi çok zor bir sektördür.

TMSF, bu satışla havacılıktan başını yine kurtaramadı. Kayserili Boydak Kardeşler’e ait Boydak Holding’e el koydu. (Sonradan adı Erciyes Anadolu Holding oldu) Holdingin Boydak Havacılık Taşımacılık ve Ticaret A.Ş adlı şirketi, ilk olarak 2012 model Cessna Citation 680 Sovereign tipi, 9 yolcu kapasiteli, 4 bin 250 kilometre menzilli bir business jet alarak, hem patronların özel uçuşlarını yapıyor, hem de hava taksi hizmeti sunuyordu.

15 Temmuz darbe kalkışmasından sonra FETÖ Örgütü’yle bağlantılı oldukları gerekçesiyle Boydaklar’ın tüm şirketleri gibi havacılık şirketine ve uçağına da el konuldu. Şirket, TMSF çatısı altında faaliyetine devam etti. Bu sürede kaç saat uçtu, uçak kimlere kiralandı, kimler bu uçaktan yararlandı doğrusu bunları bilmiyoruz. Bu uçak tek başına şirketi kara mı geçirdi, yoksa zarar mı ettirdi açıklama gerektiren konulardandır. Çok rantabl olmamış olacak ki TC-OYD tescil işaretli bu uçak 2020’nin 18 Aralık’ında 5.5 milyon dolar artı KDV’lik bir bedelle satışa çıkarıldı. Fakat, ihalenin yapılıp yapılmadığı, uçağın kime ve hangi şirkete veya kaça satıldığını bilmiyoruz.

Kurumdan bu konuda bilgi istedik, ama herhangi bir dönüş olmadı.

Ardından FETÖ davası kapsamında yönetimi TMSF’ye devredilen Akın İpek’e ait Koza Holding’e bağlı ATP Havacılık Şirketi’ne ve iki uçağına da el konuldu.

İpek kelimesini çağrıştıran TC-IPK tescil işaretli 2012 model Gulfstream 450 tipi 8 bin km. menzilli 14 kişilik uçağın tescil işareti TC-VTN (Vatan çağrışımı için) olarak değiştirildi. Bu uçakta uzun süre TMSF çatışı altında faaliyet gösterdi. Fakat bu uçak da kar edememiş olsa gerek ki, satış listesine kondu. 2021’in ilk haftasında 8 Ocak’ta 12 milyon 600 bin dolarlık bedelle ihaleye çıkarıldı. Bu uçağın da ihalesinin yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa kime veya hangi şirkete kaça satıldığını ne yazık ki hala öğrenemedik.

Her ne kadar TMSF Başkanı “Hiçbir şirketimiz irtifa kaybetmedi” diyorsa da ben aynı kanaatte değilim. TMSF’ciler örneğin mobilyacılıkta başarılı olmuş olabilirler. Ama havacılıkta hiç başarılı olamadılar. Bir şirketin eğitim uçaklarını işletemeyeceği için haraç mezat satan TMSF yönetimi iki holdinge ait bussiness jet uçakları ise bir hevesle çalıştırmaya başladılar. Bunda da başarılı olamamış olacaklar ki, bunları da satışa çıkardılar.

Bu durum tam bir irtifa kaybıdır. Havada irtifa kaybetmek ise çok da tehlikelidir. Bilmediğiniz bu işi yapmaya kalkarsanız irtifa kaybederek düşersiniz. TMSF yönetimine önerim şu ki, havacılıktan uzak durmalarıdır. Gün gelir elinizdeki uçaklar satılmaz ve hurdaya düşer. Bakın, Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) özel kanun çıkmasına rağmen elindeki uçakları iki yıldır satamadı ve yok pahasına hurda fiyatına satışa çıkardı. Milli serveti heba etti. Umarım ki TMSF böyle bir hataya düşmez.

İyi uçuşlar Türkiye’m.