22 Aralık 2024
  • İstanbul6°C
  • Ankara3°C
  • Antalya14°C

THY’NİN BİYONİK PERSONELLERİ

Sefa İnan

25 Kasım 2014 Salı 11:22

THY ile ilgili yazdığım hemen hemen her yazıya; “Sefa Bey, bu ne THY düşmanlığı?” diyen yorumcular türedi. Bu nedenle, o yorumları atanlara bir kez daha; THY’nin tüzel yapısı ile THY’nin yönetiminin farklı olarak algılanması gerektiğini anımsatmak isterim. Bu nedenle, yazılan yazıların THY’nin tüzel kişiliğine yönelik olmadığını, yeniden vurgulamakta yarar görüyorum. Örneğin; ben bir Türk yurttaşıyım ve her zaman bununla gurur duyarım. Ben, şimdi Türkiye Cumhuriyetini yöneten bugünkü siyasi iktidara yönelik eleştiri yaptığımda, ben Türkiye düşmanı mı oluyorum?

Ayrıca; THY’nin kendini anlatmak ve tanıtabilmek için ayırdığı milyonlarca dolar harcamaları var. Bu tutarla her türlü reklamını yapabilmek ve yandaş medya ve yazar besleyebilmek de olanaklı. Bırakın, birileri de eleştiri yapsın ve özgürce fikirlerini beyan edebilsin! Yanlış varsa, zaten yorumlarsınız. Şirket aleyhine veya her hangi bir şirket yöneticisine yönelik suç oluşturacak yorumum olursa, ilgili mahkemelere başvurulabilir.

***

thy-sefa.jpg

Bu kadar dertleşme yeter… Gelelim THY’nin 2014 yılı üçüncü çeyrek verilerinin analizine:

Türk Havayolları A.O, geçen hafta 9 aylık bilanço ve kar/zararını açıkladı. Daha önce belirttiğim ve bilindiği gibi; 9 aylık bilançolar ülkemiz gibi turizmin ve seyahatlerin özellikle yaz aylarında arttığı döneme karşılık geldiğinden, karlılığın en yüksek olduğu dönemdir. Havayolu şirketleri, senenin 3. çeyreğinde yüksek karlılığa ulaşır, ilk iki dönemdeki zararları kapatma şansına sahip olmanın yanı sıra, kara da geçebilirler.

Hemen, hemen yılın her çeyreğinde, sizlere THY’nin yayınladığı finansal raporlar eşliğinde yorum yapmaya çalışıyorum. Malum, THY her çeyrekte kar veya zararını açıklar ve medyamızda sadece rakam olarak yer alır. Oysaki, THY’nin bir çok ortaklığı ve iştirakleri vardır. Bu ortaklık veya iştiraklerinden ne kazanıyor veya ne kaybediyor, bu konuda bilgi ancak bilançonun hepsini okuyup, hatta geçen seneki verilerle karşılaştırılarak bulunabiliyor. Bunun yanı sıra, THY ölçekli bir firmanın karlılığı, şirketin cirosu ile orantılı olmalıdır. Bu nedenle, THY kar etti dendiği zaman, her rakamı başarı olarak göremeyiz.

Her zaman olduğu gibi yine siz değerli okuyucularımla beraber bu dönemi THY’nin yayınladığı kendi verilerinden analiz edelim.

Olanaklı olduğunca dolar bazında açıklamaya çalışacağım. Öncelikle, 2013 yılı ile 2014 yılının dokuz aylık dönemlerinin karşılaştırmasını yapalım.( Parantez içerisinde yazılmış olan rakamlar gider, yani eksi olarak belirtilmektedir.)

Birimler          01 Ocak-30 Eylül 2014        01 Ocak-30 Eylül 2013        Yüzde Değişim

Satış Gelirleri 8.540.224.290           7.409.543.644 115,26%

Satışların Maliyeti     (6.859.306.284)       (5.855.606.243) 117,14%

Brüt Kar         1.680.918.006           1.553.937.401           108,17%

Genel Yönetim Giderleri       (201.223.163)          (175.684.710) 114,54%

Satış ve Paz. Giderleri           (838.390.529)          (733.003.247)          114,38%

Diğer Faaliyet Gelirler           71.297.353    64.786.844 110,05%

Diğer Faaliyet Giderler         (25.994.140) (68.493.912) 37,95%

Faaliyet Karı  686.607.527  641.542.376  107,02%

Yatırım Faaliyetlerinden Gelirler     54.205.188    63.250.206    85,70%

Yatırım Faaliyetlerinden Giderler   (15.777.841) (1.001.731)   1575,06%

İştirakler        66.690.889    49.599.911    134,46%

Finansman Gelir/Gider Öncesi Kar 791.725.763  753.390.762  105,09%

Finansman Gelirleri  233.986.649  17.575.387    1331,33%

Finansman Giderleri (133.766.726)          (192.741.782)          69,40%

Vergi Öncesi Kar       891.945.686  578.224.367  154,26%

 

Görüldüğü ve Kar/Zarar tablosundan da anlaşılacağı üzere bu dönem geçen seneye göre Vergi Öncesi Karını %54,26 artırarak, yaklaşık 892 milyon dolar kar edilmiştir. THY, sene sonunda kurlarda büyük değişim olmadığı takdirde, bu seviyenin biraz altında seneyi bitirebilir.

Bu finansal tablolarda da görüleceği üzere kurlar bilançoyu olumlu yönde etkilemiş ve karlılığına etki yapmıştır. Aynı şekilde bir havayolu için en büyük gider kalemi olan yakıt fiyatları da, geçen seneye kıyasla düşüş göstermiş (108 Dolardan kademeli olarak 80 dolara kadar düşüş var) olup o da bilançoya olumlu katkı sağlamıştır. Tabii ki bu düşüş her zaman sürmez.

Gelir ve gider kalemlerindeki değişim için aşağıda bazı örnekler vermek gerekirse:

Akaryakıt giderleri; %16,66, yer hizmet giderleri ;%41,59, yolcu hizmet ve ikram giderleri; %61,67, reklam tanıtım giderleri; %42,91, personel giderleri; %09,58 olarak gerçekleşmiştir. Buna karşılık gelirler sadece %15,25’dir. Tüm giderlerin ortalama artışı ise %16,77, yani gelir artış oranının üzerinde.

25 Ağustos 2014’de, daha önce yazdığım THY’DEN KAZANANLAR! (http://www.airporthaber.com/kose-yazilari/thyden-kazananlar.html) başlıklı yazımı anımsatırım…Yazımdaki 6 aylık bilanço karşılaştırmasında belirttiğim gibi; aynı şeyi tekrar etmek istiyorum: THY’nin, maliyetleri konusunda dikkatli olması gerekiyor. Genel görüntü; maliyetlerin yüzde olarak, gelirlerden daha yüksek artması. Eğer böyle devam ederse, yakın gelecekte problem yaşanabilir. Şimdi, bazı aklı evveller kalkıp ta; maliyet azaltalım diyerek, zaten çok düşük seyreden personel giderlerini tekrardan tırpanlanamasın da

2013 yılı 9 aylık raporda; satışların maliyetinin gelire oranı %79,02 iken 2014 yılında bu oran %80,31 olmuştur. “THY’DEN KAZANANLAR!” köşe yazıma yorum atanların bazıları, yapmış olduğum değerlendirmeden daha çok; RASK ve CASK değerlerinin gerçeği yansıtacağını söylemişlerdi. Onları, bu hafta kırmayıp Rask Cask’lı bir değerlendirme yapayım istedim.

Öncelikle RASK ve CASK’ın neyi tanımladığının bilinmesinde yarar var. RASK: Revenue Available Seat Kilometres ve CASK: Cost Available Seat Kilometres olarak geçiyor. Türkçe olarak yazmak gerekirse; Rask: Kilometre başına birim gelir ve Cask: Kilometre başına birim gider olarak tanımlanıyor.

Rask 2013 yılı 9 aylık sunumlarda belirtildiği üzere 8,61 dolar/sent iken, 2014 yılında 8,44 dolar/sente gerilemiş. Bu da bir tür; THY’nin 2013 yılına göre kilometre başına 0,17 dolar/sent gelir yitirdiğini gösterir.. Bir başka şekilde anlatmak gerekirse; THY 2014 yılı trafik verilerinde 101.138.056 (000) km uçuş yaptığını açıklıyor. Bu farkı yani 0,17 dolar/sent rakamını uçulan km ile çarptığımızda, yaklaşık 172 milyon dolar daha az gelir elde ettiğini söyleyebiliriz. THY, geçen seneki, yani 2013’deki rask değerini yakalamış olsaydı, bu kadar fazla gelir elde edecekti.

2013 yılında km başına gider; 7,85 dolar/sent iken, 2014 yılında; 7,81 dolar sente düşmüştür, aradaki fark ise; 0,4 dolar/sent km başınadır. Aynı şekilde uçulan km ile gider azalmasının 40,5 milyon dolar seviyesinde olduğunu hesapladım. Sonuç olarak birim gelir düşüşünün, birim gider düşüşünden fazla olduğu görülüyor.

Asıl faaliyet karı ise; geçen seneye kıyasla %7,02 oranında artmıştır. Bu oranların daha yüksek seviyelerde seyretmesi, şüphesiz hepimizin ortak dileğidir. Faaliyet dışı kar oranı, daha yüksek ve burada kur dalgalanmaları, iştirakler vs. önemli ölçüde bilançoyu etkiliyor. Yine de; Türk Havayolları çalışanlarını kar elde ettikleri için kutlamak gerekir. Umarım bir gün, THY çalışanlarının personel giderleri de en azından yönetimin personel giderleri oranında artış gösterir. Aşağıda açıklayacağım gibi, yönetimin ücret gelirleri yüzde olarak personelin çok üzerinde olduğundan, THY yönetimi teşekkürü maddi olarak zaten almış durumda. Bu nedenle yönetimi kutlamaya gerek görmedim.

Şöyle ki;

2014 yılı 9 aylık faaliyet raporunda yazıldığına göre; “Yönetim Kurulu Üyeleri’ne yıllık ortalama 205.000 TL, Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcılarına ise yıllık ortalama 494.000 TL brüt ücret ödenmektedir. Yönetim Kurulu üyeleri, Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcılarına ödenen ücret ve ikramiye de içinde, tüm maddi menfaatlerin toplamı, 2014 Ocak – Eylül döneminde; 7.385.606 TL olarak gerçekleşmiştir”

2013 yılı 9 aylık faaliyet raporunda ise “Yönetim Kurulu Üyeleri’ne yıllık ortalama 195.000 TL, Genel Müdür Yardımcılarına ise yıllık ortalama 413.000 TL brüt ücret ödenmektedir. Yönetim Kurulu üyeleri ve Genel Müdür Yardımcılarına ödenen ücret ve ikramiye dâhil, tüm maddi menfaatlerin toplamı 2013 Ocak-Eylül döneminde 4.919.811 TL olarak gerçekleşmiştir.

Hımmmm, iyi rakam… 2013-2014 arası ortalama %50 ZAM MI ACABA? … Enflasyon(!) farkı desem yine olmuyor. Bu artış da neyin nesi oluyor..? diye düşünüp durdum. THY ve ortaklıklarında çalışanlar, 2013-2014 arası ne kadar zam aldı acaba?

THY yönetimi, genel müdürleri, genel müdür yardımcılıklarının aldığı bu zam miktarı her nedense kimsenin dikkatini falan çekmiyor. Çekiyorsa da yazılmıyor.

Bu konuda ben sadece THY Yönetim Kurulu sayısı değişmedi diye biliyorum. Genel Müdür ve Yardımcıları arttı mı onu da bilemiyorum. Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcılıkları artmadıysa, kendi kendilerine başarı primi mi verdiler acaba? Malum, işleri çok zor olmalı. Belki de yorgunluk primi falandır. THY basın sözcüsü Ali Genç bu artışın nereden kaynaklandığını öğrenip yorum atarsa siz değerli okurlarıma bunu anında iletirim. (Tabii ki benim gibi belge koyarak…)

Bunların yanı sıra THY iştiraklerine de bir göz atalım.( Rakamlar Türk Lirası olarak gösterilmektedir)

Birimler          01 Ocak-30 Eylül 2014        01 Ocak-30 Eylül 2013        Yüzde Değişim

SunExpress    56.623.523    60.953.929    92,90%

Turkish DO&CO         26.177.747    22.132.312    118,28%

TGS     27.331.043    13.134.896 208,08%

THY Opet       39.403.005    20.073.306    196,30%

TEC     -1.048.404     -15.974.883   6,56%

Türkbine Teknik       -74.362          -570.607        13,03%

TCI      -4.306.430     -1.068.190     403,15%

Uçak Koltuk   -963.820        -240.145        401,35%

Goodrich         -240.056        -565.447        42,45%

Vergi İade Aracılık     -1.342 0

Toplam           142.900.904  97.875.171    146,00%

 

Turkish DO&CO; %18,28, TGS; %108,08, THY Opet; % 96,30 oranında karlılıklarını artırmışlar. Sırasıyla bu firmaların toplam satışlarının ne kadarını THY’ye yaptıkları belirtirsek: Turkish DO&CO: %88, TGS: %70, THY Opet: %81. Uçak koltuk ve TCI dediğimiz galley firması zarara devam ediyor. Burada yine dikkat çekmeye önem verdiğim konu, THY iştiraklerinin bir çoğunun THY’ye yaptıkları satışlardan iyi kar elde ettikleri. THY olmasa, kargalar gözlerini oyacak Sanırım iyi yerde dükkân açmışlar.

Burada değerlendirilmesi gereken iki firma var. Bunlardan biri olan TEC firması zararını büyük ölçüde düşürmüş görülüyor. Bu firmanın da THY’ye satış oranı %95. Yani, her 100 birimlik gelirin 95 lirasını, THY’ye yaptığı satışlar oluşturmakta. TEC’in zararını düşürmesi tabii ki çok güzel. Ancak TEC’den beklenen THY dışındaki tüm havayollarının motor bakımlarına hizmet vermeyi büyütmesidir. Koskoca tesis THY için açılmış olamaz.

SunExpress ise; yakıt fiyatının düşük seyretmesine rağmen karlılığı düşmüş. THY ve PEGASUS karlılıklarını artırırken, ne olmuş da geçen seneye göre karı düşmüş. İlginç…

SunExpress de satışlarının %21’ini, doğrudan THY’ye yapmakta. Daha önce yazdığım gibi; SunExpress, THY ve Anadolujet’e wet lease uçak kiralamaktadır. Bu wet lease operasyonundan iyi kar elde etmelerine ve geçen seneye göre operasyonlarda daha fazla uçak kullanmalarına rağmen, bu düşüklüğün nedenini anlamak zor.

Hal böyleyken, SunExpress te karlılığın artması gerekirken düşmesi, incelenmesi gereken bir durum. Kendilerini Pegasus’la kıyaslarlarsa, ne söylemek istediğimi daha iyi anlayacaklardır. Bunun yanı sıra, Pegasus da 9 aylık mali tablolarını açıkladı. Ancak, Pegasus’un finansal bilgileri dışında sunumları henüz yayınlanmamış veya ben göremedim.(Umarım en kısa zamanda yayınlarlar.) Pegasus’un finansal verilerine göre; Dönem karı, 2013 yılında 159 milyon iken; 2014 yılında 234 milyona çıkmış görünüyor. Gördüğüm kadarı ile Pegasus maliyetlerini çok iyi kontrol altında tutabiliyor. Maliyetler THY’den daha düşük seyrediyor.

Sabiha Gökçen’de THY ve AnadoluJet ikilisine karşı Pegasus. Her iki taraf için de zor bir mücadele sürdürülüyor. Rekabet adil olursa, problem yok. Ancak; Pegasus’un rekabet kuruluna sürekli THY hakkında şikâyette bulunması, oralarda adil olmayan bir rekabet ortamı olduğunu düşündürüyor.

Bu işin ideali ve adaletli olanı, otoritelerin her şirkete eşit uzaklıkta davranması olmalıdır. THY, bildiğiniz gibi; bazen devlet, bazen ise ben özel şirketim diyebilen, bukalemun tarzı bir politika sürdürüyor. THY bu rekabet ortamında; bakalım ben devlet şirketiyim diyerek otoriteleri her zaman olduğu gibi etkisi altına almaya mı çalışacak, yoksa karşısındaki özel şirkete karşı kendisinin de resmen özel şirket olduğunu hatırlayıp, dürüst ve adil bir mücadeleden mi yana olacak? Birlikte gözlemleyeceğiz. Sonuçta her iki havayolumuz da Türk şirketi ve vergisini T.C’ye veriyor.

Hep şirketleri inceleyecek değiliz ya biraz da çalışanlar ne durumda bakalım:

THY’nin yurtdışındaki yabancı rakiplerine göre daha karlı büyümesinin altında yatan en önemli etken; THY’nin, personel başına ağırladığı yolcu sayısının benzerlerinin çok üstünde olması, birim personel maliyetinin benzer şirketlere göre aşağılarda kalmasıdır. THY’nin internet sitesinde yer alan sunumlardan da görebileceğimiz üzere; bir THY personeline 2013 yılında 2,084 yolcu düşerken, bu sayı Air France ve KLM’de; 803 dür. THY personeli biyonik mi acaba?

Buna karşılık; Air France, KLM, her bir birim ASK (kilometre başına koltuk) maliyeti olarak 3,6 USD personel giderine katlanırken, THY sadece 1,4 USD ‘de kalmış.

Değerli okurlarım;

Şirketler, birbirleri ile rekabet ederken, şirketlerini bugünkü konuma getiren çalışanlarına haksızlık etmemeleri gerekir. Her ne kadar acımasız bir rekabet ortamı varsa da, filler tepişirken, çimenlerin ezilmemesine dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum. “Çimenler olarak gördüğüm havayolu çalışanlarının, maliyet düşürme hesaplarının içinde yer almaları durumunda, şirketlerine yönelik aidiyet duygusunda azalmalar ve motivasyonlarında düşüklükler görülebilir. Bu da kısa vadede olmasa da; uzun vadede onarılması güç yaralar açar…” diyerek, çalışanlardan yana taraf olduğumu belirtip, yazımı bitirmek istiyorum.

NOT/ THY ve Pegasus halka açık şirketlerdir. Bu nedenle onların ne yapıp yapamadığını kontrol etmek olanağı var. Türkiye’de başka havayolları da var. Onları bu açıklıkta gözlemlemek bu nedenle olanaksız olduğundan onlara yer veremedim.