TAV, BİR DÜNYA MARKASI
Musa Alioğlu
14 Mart 2008 Cuma 01:35
Türkçe sözlüklerde, Farsça olan TAV kelimesi " İşlenecek bir nesnede, bulunması gereken ısının, nemin yeterli olması durumu. Hayvanlarda semizlik, mecazi anlamda ise en uygun durum ve zaman" olarak anlatılır.
TAV, İbrani alfabesinin de 22. harfiymiş ve haç anlamına gelirmiş. Günlük hayatımızda artık çok az kullandığımız bu sözcük son yıllarda Türk ekonomisinin en çok bilinen markalarından biri olarak hayatımıza girdi. TAV deyince artık havalimanı, havalimanı deyince aklımıza TAV geliyor. Ama bir konuda şikayetim var ki , Atatürk Havalimanı'nın adı giderek TAV Havalimanı olmasın. Uçaktan bakınca tesislerin çatısına dev harflerle yazılan TAV Airports yazısını hiç gördünümüz mü ? Bu kadar çok TAV reklamı biraz fazla gibime geliyor.
TAV (Tepe-Akfen-Vie) bir kısaltma. Ülkemizin en önemli ticari guruplarından biri olan Hacettepe Vakfı'nın Tepe Gurubu, Akfen Holding ve Vienna Airport tarafından kurulan bu konsorsiyumun yabancı ortağı olan VİE havalimanı yönetimi konusunda uzman bir kuruluş. Diğer iki ortak ise kuruluş yıllarında bu alana çok uzak. Buna rağmen tecrübeli ortak bir süre sonra ayrılarak yerine Venture(Ortaklık) kelimesine bıraktı.
Artık, TAV yabancı arkadaşı olmaksın tek başına yürümeye karar vermişti. Ama bunu nasıl ve ne kadar becerebilecekti. İşte önemli olan da buydu? TAV Atatürk Havalimanı' na talip olduğu zaman herkes şöyle bir dudak büktü. Gerçi o sıralarda yabancı ve işi bilen ortak henüz ayrılmamıştı. Zaman çabuk geçti ve bir gün baktık ki bu yeni ve pek tanınmayan oluşum AHL'de görkemli bir açılış yapıyor ve kendini tanıtıyordu. First day passenger şapkalarımızı takıp, balonların altında beyaz koltuklara oturduğumuz günden bu yana çok zaman geçti. TAV büyüdü, büyüdü ve artık ülkeye sığmaz oldu.
İşe İstanbul'dan başlayan TAV ardından Ankara Esenboğa, İzmir Adnan Menderes ve Antalya -Gazipaşa'yi bünyesine katmıştır. Gürcistan'da Tiflis ve Batum onlardan sorulmaktadır. Kahire Havalimanı'nda Turner ve Bin Laden ortaklığını alt etmiş ve orayı da kazanmıştır. Tunus da ise onlar yine tek ve en büyük havalimanı otoritesidir. İnşaat alanında tecrübeli olmanın verdiği avantajla, hem havalimanı yapıyor, hem de işletiyorlardı. Yap -işlet devret kuralları gereği şimdilik ilk iki kelimeyi (yap ve işlet) hakkını vererek hayata geçiriyorlardı. Son kelime olan devret-meye ise hiç niyetleri yok gibi gidiyorlar. TAV'ın ticari geçmişinde bir tek olumsuz ve üzücü olay vardır. Bu onların başarısızlığı olarak görülmemelidir. TAV içinde Yahudi sermayesi var gibi komik bir iddia ile ortaya çıkan İran İslam Cumhuriyeti'ndeki bazı tutucu çevreler, hükümetlerine ve İran Ulaştırma Bakanlığı'na baskı yaparak İmam Khomeyni Uluslararası Havalimanı'nda kurulan TAV-PARS ortaklığını bozmuşlardır. Bu konuda zamanın bakanlarının büyük gayretleri bile sonuç vermemiş ve oraya gönderilen ekip alet ve edavat gerisin geri getirilmiştir. İran'da kendi gibi düşünmeyenlere karşı geliştiren korkuların bir sonucu olarak ortaya çıkan bu durum TAV'ın daha büyük başarılara gitmesini hiç engellemedi, aksine onları kamçıladı.
Bugün Avrupa'nın hangi ülkesine giderseniz gidin göreceğiniz bütüh havalimanları TAV'ın işlettiği havalimanlarından çok da iyi değildir. Ülkemizin yüzakı olan üç büyük kentimizin havalimanları rüştünü ispat etmiştir.
Bu bir vizyon meselesidir. Bu konuda gerekli siyasi iradeyi gösteren geçmiş hükümetlerin, AKP hükümetinin ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın verdiği desteği tarih önemli sayfalarından birine yazdı bile. Bu gelişme ve kalkınma hikayesinde SHGM ve DHMİ'nin de katkılarını elbette unutmamak gerek. Elbette tüm bunları hayata geçiren Hamdi Akın ve M. Sani Şener'ın dehasını da unutmamak gerek. Özellikle gece gündüz çalışan , yılın 250 gününü evinden uzakta ve uçarak geçiren, tabirimi mazur görsün "Atom karınca" lakaplı ve mezunu olmaktan gurur duyduğu Karadeniz Teknik Üniversitesi'nin fahri doktora ünvanı verdiği bu değerli yöneticiyi artık istesek de unutmamız mümkün değil. TAV'ı, TAV yapan yönetim kademesi de işinin ehli ve terübeli insanlardan oluşuyor. Yıllarca havalimanlarında yöneticilik yapan, devlet deneyimlerini özel sektörde pekiştiren TAV İstanbul Genel Müdürü Kemal Ünlü ve TAV İzmir Genel Müdürü Ömer Vanlı gibi yöneticilerin bu büyümeye katkıları yadsınamaz.
TAV ile ilgili böyle bir ufuk turu yaptık. Yarın hangi ülkede hangi havalimanını alırlar bilinmez. Sabiha Gökçen'i alan Malezya ortaklı Limak ve Antalya'yı alan Fraport ortaklı İbrahim Çeçen gurubun aksine, bilinen bir gerçek var ki yüzde yüz Türk sermayeli bir şirket olarak , dünya markası olmayı kısa zamanda başardılar ve binlerce insana oralarda da ekmek kapısı açtılar. Artık, TAV tavlanmıştır,yani tam kıvamına gelmiştir.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2005 Türkiye Turizm