TARİHTE İLK PANDEMİYİ HİTİTLER YAŞADI
Hitit Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Sir Gavaz tarihte ilk pandemi ve karantina uygulamasının Hititlerde yaşandığını söyledi. Sir Gavaz ilk biyolojik savaşın da yine Hititler tarafından uygulanmış olabileceğini belirtti.

04 Haziran 2020 Perşembe 13:00
ÇORUM – Hitit Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi ve Hititolog Doç. Dr. Özlem Sir Gavaz, tarihte kaydedilen ilk pandeminin Hititler döneminde olduğunu açıkladı.
Hitit Üniversitesi tarafından sosyal medya düzenlenen, “Pandemi Söyleşileri”ne katılan Doç. Dr. Özlem Sir Gavaz, “Tarihte Kaydedilen İlk Pandemi: Hititlerde Veba” konulu bir sunum yaptı. Gavaz, belki de tarihteki ilk biyolojik savaş örneğinin de Hititler zamanında kaydedildiğini söyledi.
3 bin 500 yıl önce bir süreliğine dünyaya hükmeden Hititlerin, zor salgın günlerinde neler yaşadıklarını tahmin etme şansı yakalayabileceklerini belirten Özlem Sir Gavaz, ayrıca o dönemde kaydedilen birçok çivi yazılı belge sayesinde, pandeminin yayıldığı coğrafya, nasıl bulaştığı ya da çözüm yolları ile ilgili de ipuçlarını bir araya getirerek bir fotoğrafın ortaya konulabileceğini belirtti.
İLK SALGININ ADI: HENKAN
Gavaz, Hititçe metinlerde “henkan-hinkan” kelimesinin “salgın” anlamına geldiğini kaydederek, salgının genel anlamıyla, kısa süre içinde insanlara, hayvanlara ve bitkilerin büyük bir bölümüne bulaşan bir hastalık olduğunu ifade etti.
Ayrıca tıp biliminde endemi, epidemi ve pandemi terimlerinin salgın ve bulaşıcı hastalıkları ifade etmek için kullanıldıklarını belirten Gavaz, “Endemi, küçük çapta salgınlara denilmektedir. Epidemi, daha büyük çaplı neredeyse bir ülkenin tümüne yayılım gösteren salgınlara denilmektedir. Son zamanlarda çok sık duyduğumuz pandemi ise bulaşıcı bir hastalığın ülke sınırlarını aşarak, ülkeler arası yayılım göstermiş halidir. İşte Hititler döneminde baş gösteren salgın da bir pandemidir” dedi.
ANADOLU’DAN MISIR, MEZOPOTAMYA, KIBRIS VE SURİYE’YE YAYILDI
Gavaz, pandeminin yayılım gösterdiği coğrafyanın ise Mısır, Mezopotamya (Mitanni, Babil), Kuzey Suriye (buradaki yerel krallıklar) hatta Alaşiya (Kıbrıs) ve Anadolu olduğunu dile getirdi.
Doç. Dr. Gavaz, özellikle Tel-El Amarna arşivinin yani Mısır kraliyet arşivlerinin yaklaşık olarak M.Ö. 1335’lerde bu salgına odaklandığını ve bazı belgelerde salgının başlangıç yeri ve ciddiyeti ile ilgili bilgiler yer aldığını vurguladı.
Amarna tabletinde, Simyra’daki herkesin Byblos’a girmesinin yasaklandığı ve eşek kervanlarının zararları ile ilgili bir belge olduğunu ve bu belge ile Byblos kentinin karantinaya alındığını belirten Gavaz, bir belgede de Babil’de bir aristokrat kadının vebadan öldüğünün kaydedildiğini ifade etti. Her ne kadar Mısır’daki kaynaklar salgının Mısır ülkesini çok etkilediğine dair bir belge vermese de özellikle MÖ. 1135-1330 tarihlerinde ülkenin bir kaos içinde olduğuna dair arkeololjik ve filolojik belgelerin var olduğunu, M.Ö. 14. yy’da. Hititlerin İmparatorluk döneminde I. Uppiluliuma’nın son saltanat yıllarında baş gösteren ve hem kralın hem de tahta geçen II. Arnuwanda’nın ölmesine sebep olan ve II. Murili döneminde doruk noktasına ulaşan salgının, tarihte yaşanan ilk ciddi pandemi örneği olduğunun altını çizdi.
Hititolog Doç. Dr. Özlem Sir Gavaz
KURTULMAK İÇİN TANRILARA YAKARDILAR
II. Murili döneminde kralın bizzat tanrılara yakarışının konu edildiği salgın dualarında, bir salgın hastalığın varlığından, bu sebeple yirmi yıldır Hitit ülkesinin can çekiştiğinden, bazı şehirlerde kontrol altına alınmasına rağmen, bazı şehirlerin bu sebeple birer mezarlığa döndüğünden ve bununla başa çıkamadıklarından bahsettiğini anlatan Özlem Sir Gavaz, “Askeri seferler sırasında, askerlerin günler süren uzun yürüyüşleri ve düşmanla çarpışmaları, bedensel ve zihinsel yorgunluk, memleketlerine ya da ailelerine kavuşma konusunda belirsizlik, temizlikten yoksunluk, yeterli beslenememe gibi nedenler Hititli askerlerin herhangi bir salgın hastalığa yakalanmaları için yeterli. Kuşkusuz hijyenden uzak bir ortamda bitler ve pireler aracılığıyla, kişilerin birbiri ile teması ve ortak eşya kullanımı gibi salgının tutsaklardan, Hitit ordusuna ve sonrasında da tüm bu coğrafyaya yayılmasının önünü açmıştır. Hititler başlarına gelen her doğal afet, felaket, savaşta yenilgi, uzun yıllar devam eden kuraklık ve onun kaçınılmaz sonucu olan kıtlık ya da birden ortalığı kasıp kavuran bir salgın hastalığın arkasında tanrılara karşı işlenen bir günah ya da bir ihmal olduğunu düşünmüşlerdir. Bu nedenle ancak tanrıları memnun ettikleri takdirde rahat ve huzur veya bolluk ve bereket lükslerine kavuşacaklarına inanmışlardır. Hatta Hititçe çivi yazılı metinlerde kaydedilen onlarca bayramı, sırf tanrıların onların başına sarabileceği binbir çeşit beladan kendilerini kurtarmak için eksiksiz yerine getirmeyi vazife edinmişlerdir. Bu sebepten tedavi yöntemleri de daha çok majik yöntemlerdir” ifadelerini kullandı.
İLK BİYOLOJİK SAVAŞ
Metinlerde kaydedilen bazı ritüellerin sırf salgını ortadan kaldırmak üzere icra edildiğini ifade eden Sir Gavaz, ilginç bir majik yönteme dikkat çekerek, “Ülkedeki veya ordudaki bir salgın hastalığı ortadan kaldırmak için yapılan bir ritüelde, bulaşının (yani mikrop, virüs, hastalık vs.) majik yöntemlerle, yüklendiği koçların, düşman ülkeye salındığından” bahsederek bunun belki de tarihte kaydedilen ilk biyolojik savaş örneği olabileceğine değindi.
Gavaz, diğer taraftan salgından kurtulabilmek için izlenen en akılcı çözümün ise bazı şehirlerde uygulanan karantina yöntemi olduğunu da sözlerine ekledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ruslar yakınlarına gül kokulu Türk lokumu götürüyorRus, Ukraynalı, Türki Cumhuriyeti vatandaşları, Bağımsız Devletler Topluluğu(BDT) ülke vatandaşı turistleri tatil yaptıkları Antalyadan dönüşte hediye olarak Türk Lokumu ve helva almayı tercih ediyor20 Mart 2025 Perşembe 12:00YEME İÇME
İnternet yasakları iş dünyasını çökerttiSosyal medya kısıtlamalarıyla günlük 5 milyon TL’lik reklam harcaması riske girdi. sosyal medya kısıtlamalarına karşı markaların alması gereken önlemler konusunda bilgi verildi20 Mart 2025 Perşembe 11:00GÜNDEM
Google, ırk ayrımcılığı için 28 milyon dolar ödemeyi kabul ettiGoogle, beyaz ve Asyalı çalışanlara diğer etnik kökenlerden gelen çalışanlarına göre daha iyi ücret ödediği ve kariyer fırsatları verdiği suçlamasıyla açılan dava kapsamında 28 milyon dolar ödemeyi kabul etti.20 Mart 2025 Perşembe 10:00KURUMSAL
Doğuş Grubu Hırvatistan’da Hyatt Regency Zadar Otelini açıyorDoğuş Grubu Mayıs ayında, 60 milyon dolara mal olan Hırvatistan’da Hyatt Regency Zadar Otelini açacak20 Mart 2025 Perşembe 09:00KONAKLAMA
Lirada değer kaybı: Ekonomistler nasıl yorumladı?İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile birlikte 100'e yakın kişinin gözaltına alınmasının ardından Türk lirası döviz karşısında değer kaybetti.19 Mart 2025 Çarşamba 23:00GÜNDEM
Aşk Çeşmesi'ne dalan sarhoş turiste 520 dolar cezaPolis, "Kesinlikle alkol vardı" diye ekledi. Kendisine 500 avro (yaklaşık 524 dolar) para cezası verildi ve ömür boyu bu Barok yapıyı ziyaret etmesi yasaklandı.19 Mart 2025 Çarşamba 22:00TURİZM
Tayland hükümeti, vizesiz kalış süresini kısaltıyorTayland hükümeti, yabancı turistlerin ülkede vizesiz kalabilecekleri süreyi 60 günden 30 güne indirmeye hazırlanıyor.19 Mart 2025 Çarşamba 21:00TURİZM
ATF25, sağlık turimcilerini fuara çağırdıATF25-Antalya Turizm Fuarı, 22-23-24 Ekim 2025 tarihlerinde sağlık turizmcilerini fuara katılmaya çağırıyor19 Mart 2025 Çarşamba 20:00MICE
Antalya'da Aksu'ya bir otel daha yapılıyorAntalya'nın ilçelerine turizm yatırımları art arda yapılırken, son olarak Aksu'ya 469 milyon TL'lik bir yatırımla 3 yıldızlı bir otel inşa edilecek19 Mart 2025 Çarşamba 19:00KONAKLAMA
Son halife Abdülmecid için inşa edilen türbe neden boş kaldı?Hindistan'ın Maharaştra eyaletinde, Aurangabad bölgesinin çorak topraklarında muhteşem ama terk edilmiş bir türbe var. Son halife Abdülmecid için inşa edilen türbe boş kaldı.19 Mart 2025 Çarşamba 18:00GÜNDEM
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2005 Türkiye Turizm