23 Kasım 2024
  • İstanbul5°C
  • Ankara16°C
  • Antalya20°C

SEÇİME GİDERKEN BİR ANKETÇİNİN GÖRÜŞLERİ

Doğan Satmış

31 Mart 2023 Cuma 14:33

Seçim yaklaşırken ve adaylar netleşirken her gün ortalıkta anketler de uçuşmaya başladı.

Kamuoyu araştırması yapan pek çok şirket var ve bunların çoğunun, karşılığında para aldıkları için, birlikte çalıştıkları kurum ve kişilere yaranmaya çalışarak ‘hoş şeyler’ söylediği malum.

Ama işini dürüst ve düzgün yapanların, sandık sonuçlarını tam olarak tahmin ettiklerini de , geçmiş deneyimlerden biliyoruz.

Dün yakından tanıdığım ve kendisine güvendiğim bir kamuoyu araştırma şirketi yöneticisi ile konuştum ve son durumu sordum.

Sandıkta durumun başabaş olduğunu söyledi.

Bazılarının dediği gibi, bir tarafın ötekine ezici bir üstünlüğü yokmuş.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda sonuçlanabileceğini de söyledi.

Anlattıkları satır başları ile şöyle:

“Kılıçdaroğlu ve 6’lı masa dağınık bir görüntü veriyor.

Meral Akşener’in masayı devirip geri dönmesi, 6’lı masayı oluşturan kitlede şaşkınlık ve soğukluk yaratmış, bunun ‘kasıtlı bir davranış olduğunu’ düşünenler bile olmuş ve oylarda gerilemeye bile yol açmış.

Kılıçdaroğlu’nun, adaylık için 100 bin oyu bile AKP’nin desteğiyle topladığı söylenen Muharrem İnce’yi ziyaretini seçmen olumsuz karşılamış.

CHP seçmeni, 6’lı masa bileşenlerinin, güçlü oldukları yerlerde kendilerini göstermesini arzu ediyor, örneğin Ahmet Davutoğlu’nun Konya’yı silip süpürmesi bekleniyor, “Eğer Davutoğlu Konya’da sandığı patlatmazsa, o zaman 6’lı masa neden kuruldu?” diye soruyorlar.

CHP seçmeni, 6’lı masanın bileşenlerine bol keseden milletvekili sandalyesi dağıtılmasına, tavizler verilmesine de olumsuz bakıyor. Hatta bu tavizler CHP içinde küskünlük yaratacak, sonuçları etkileyecek kadar sıkıntılı görülüyor.

Ve iktidar kanadının seçim iraatları, vaatleri, bol keseden para dağıtması, seçmende olumlu etkiler bırakıyor.”

Xxx

Aslında iktidarın, bol keseden para dağıtması, EYT, emekli zammı, elektrik fiyatında indirim gibi para basma makinalarını tam gaz çalıştıracak icraatları, gelecekte hepimizin refahını ve genel olarak ekonomiyi olumsuz etkileyecek adımlar ama seçmen bunlara bakmıyor, cebine bakıyor.

Bütün finans sektörü biliyor ki, kur korumalı mevduatın korunması için bankalar, döviz hesaplarına, kur koruma görünümü altında yüksek dolar faizi veriyor, böylelikle kur şoklarının seçime kadar engellenmesine çalışılıyor.

Kısaca iktidar, seçime kadar, tam bir makyavelist politika ve ‘Her yol mübah’ mantığı ile, ekonominin zararına da olsa, pek çok icraata imza atıyor.

Xxx

Bundan bir önceki seçimlerde, Paris muhabiri Süleyman Tosunoğlu, Fransız Gazete ve televizyonlarının yöneticilerine, “Türkiye’deki seçimin sonuçları ne olur?” diye sormuş, sonra da bu yorumları kendi gazetesinde tam sayfa yayınlamıştı.

Ne dediler biliyor musunuz Fransız medya yöneticileri:

“Siz Türkiye’de iktidarın sandıkta kaybedip, ertesi sabah sarayı boşaltacağına inanıyor musunuz?”

Gerçi o zaman (7 Haziran) seçimler yenilensin diye bazı politik oyunlar oynandı ve sonunda da Fransızlar haklı çıktılar ama yine de bu cevap, Avrupalıların Türkiye’ye önyargılı bakışlarının bir yansıması.

Türkiye, iyi kötü, 150 yıldır seçim yapıyor ve sandıkta pek çok iktidar değişti. Tabii ki, sandıkta kaybeden herkes, iktidarı bırakıp gitmek durumunda. Gerek anayasa referandumunda mühürsüz oyların geçerli sayılması, gerekse İstanbul belediye başkanlığı seçiminin tekrarlanması gibi bazı ‘kuraldışı’ tavırlar olsa da, 150 yıl sonra birinin çıkıp ‘sandık tanımam’ demesini kimse beklememeli. Açık anayasa hükmüne rağmen Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığını, üstelik oybirliği ile YSK tarafından kabul edilmesi de bu geleneği bozmamalı.

14 Mayıs seçimi Türkiye için bir dönüm noktası.

14 Mayıs’a daha 1,5 ay var ve kazanmak isteyenler, kamuoyu araştırması yapan ve seçmenin nabzını tutanları önemseyip, dinlemeliler.

Yoksa 15 Mayıs sabahı herkes bir sürprizle karşılaşabilir.