24 Kasım 2024
  • İstanbul6°C
  • Ankara1°C
  • Antalya14°C

ŞARABA YAKLAŞIM EKONOMİK DEĞİL

Sibel Kutman Oral yüksek vergilerin ekonomik gerekçelere dayanmadığını, sektörün bu yüzden ciddi bir duraklama döneminde olduğunu söylüyor.

Şaraba yaklaşım ekonomik değil

20 Ocak 2009 Salı 12:00

 Jale Özgentürk -Referans

İSTANBUL- Türkiye'de şarap üreten en eski firmalardan biri Doluca. 1926'da Almanya'da şarapçılık konusunda eğitim gören Nihat Kutman tarafından kurulan Doluca, bugün 14 milyon şişe şarap üreten Türkiye'nin ve Avrupa'nın sayılı tesislerinden biri. Bugün aralarında Sarafin gibi ödüllü markaların bulunduğu 40 yakın şarabı bulunan ve Avrupa'da birçok ülkeye ihraç edilen Doluca'nın yönetimine üçüncü kuşak olarak katılan Sibel Kutman Oral, aile geleneği nedeniyle ama keyifle girdiği şarap üretimi konusunda motivasyonunu yitirmiş. 2005 yılından itibaren gelen yüksek vergilerin ekonomik gerekçelere dayanmadığını, sektörün bu yüzden ciddi bir duraklama döneminde olduğunu söylüyor.
Şimdi de global krizin vurduğu sektörün geleceğine iyimser bakamadığını söyleyen Oral, "Dünyanın hiçbir yerinde olmayan vergileri ödüyoruz. Şaraba yaklaşım ekonomik değil. İdeolojik olup olmadığını söyleyemem. Ama ekonomik olsaydı çoktan değiştirilirdi. Çünkü toplanan vergi miktarı artmadı. Kayıtdışı arttı" diyor. Oral, krizde sektörün yatırımlarının duracağını, üzüm ihtiyacı azalacağı için de bağcılıkla geçinen tarım kesiminin zorlanacağını söylüyor.

Türkiye'de şarap üretimi son birkaç yıldır büyük bir ivme yakalamıştı. Markalar, kaliteli üzümler sayesinde güçlü bir sektör doğuyordu. Şu anda sektörün durumu nedir?

Son beş yılda ciddi bir gelişme yaşadık. Sadece rakamsal olarak değil, kalite açısından çok önemli adımlar atıldı. Bağcılık gelişti, üzümler çeşitlendi, teknoloji de paralel olarak gelişti. 80-90 milyon litre şarap üretilir oldu. Bu gelişme devam ediyordu ama şimdi sıkıntılar yaşanıyor. Bu arada tüketicide de ciddi bir değişim yaşandı. Seçicilik artmaya başladı. Marka bilinci, üzüm bilinci, yıl bilinci gelişti. Bundan on yıl önce şarap sadece kırmızı, beyaz diye seçilirken şimdi yılına, fıçısına, yöresine göre tercihler ortaya çıkıyor. Bu sayede Türkiye'de de dünyada madalyalar alan şaraplar üretiliyor artık.

Bu süreçte tüketim arttı mı?

Türkiye'de geçen yıllara oranla artış tabii ki var. Ancak hala kişi başına düşen tüketim 1 litre. Oysa Fransa'da bu 60 şişe. Kayıtdışı yaygın olduğu için de tam rakam bilinemiyor. Son üç yıldır ise uygulanan yüksek vergiler nedeniyle tüketimdeki artış durdu.

Şarapta uygulanan vergi oranı ne kadar şu anda?

ÖTV oranı yüzde 63,3. Bu büyük bir oran. Satın alınan şarapta fiyatın yüzde 63,3'ünü vergi oluşturuyor. Bir de maktu vergi var. Türkiye'de şaraplar haketmediğinden daha pahalı artık. Yüksek vergilerle beraber hızımız kesildi. Bu sektör yüzde 15-20 büyüyen bir sektör haline gelmişti. Bizler de geleceğe çok iyimser bakıyorduk. Verginin arttığı Şubat 2005'ten itibaren büyüme durdu. Büyümenin bir bölümü kayıtdışına kaçtı.

Hükümetin şaraba yaklaşımını nasıl yorumluyorsunuz? Biraz ideolojik mi?
Dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir vergi ödüyoruz. Şaraba yaklaşım ekonomik değil. İdeolojik olup olmadığını ben bilemem. Ama ekonomik olsaydı çoktan değiştirilirdi. Çünkü toplanan vergi miktarı artmadı. Kayıtdışı arttı. Bu yüksek vergi oranları yasal çalışan firmaları küçülmeye götüren bir durum yarattı. 2006'da kayıtdışı oranı yüzde 70'lere çıktı. Üretim o yıl yüzde 5 düştü. Ardından bandrol uygulaması başlatıldı.

Kayıtdışını önlemek için getirilen bandrol uygulaması nasıl etki yarattı. Kayıtdışı biraz azaldı mı?

En azından bunu seviçle karşıladık. Sanırım kayıtdışı şimdi yarı yarıya düşmüştür. Ancak denetleme mekanizmalarının sağlam olması lazım. Bundan emin değiliz.

Hükümete yüksek vergilerin sektöre vurduğu darbeyi anlatmakta zorlanıyor musunuz?

Maliye ile konuştuğumuz zaman maddi açıklamalar yapıldı. Bizim argümanımız ÖTV aşağı çekildiği zaman belki bir sene birazcık vergi kaybı olabilir ama şarap fiyatları ucuzlayacağı için tüketim artardı. Böylece eninde sonunda daha fazla vergi toplanabilirdi. Ayrıca alkolden alınan vergi içinde şarap o kadar küçük bir kısım ki. Bazen şunu bile savunduk. Şaraptan vergi almasan ne olur? Biraz sektör desteklenebilir. ÖTV aşağı çekilerek sektöre kan verilir, sektör büyür. Genişler tekrar bakarsınız, istenilen olmamışsa dönün. Ancak verilen karar geri alınmaz deniyor. Bazı konular da devletin bir zorunluluğu yok size danışmak gibi. Ama bazıları uzmanlık konusu. Zaten kaç üretici var. Danışılsa konuşulsa daha iyi olur.

Şarapta reklam yasakları ile pazarlama tekniklerinize yönelik bazı yasaklar da var. Bunları nasıl yorumluyorsunuz?

Sektöre yönelik net olmayan yönetmelikler var. Cümleler her zaman yoruma açık. Ama özetle son uygulamaya göre alkollü içeceği fiyat kolaylığı ile özendirmeyeceksiniz. 20 liraydı çek üstüne çizgiyi 15 demek yanlış. Ticaretin en temel kurallarından biri kampanyalar. Biz bu kolaylığı sunabilmek zorundayız. Bunu yap, ama duyurma deniyor. Zaten reklam yasağı var. Sektörde almanız gereken çok yol var.

Dünyada da alkole yönelik kısıtlamalar oluyor... Türkiye'de yapılan yanlış nedir?

Bütün dünyada tabii ki sigaraya ve alkole karşı gençleri korumak için önlemler var. Ama alkol ile sigara birbirinden ayrılıyor. Zarar durumu farklı. Ayrıca alkol içinde de yüksek-düşük alkolü ayrılıyor. Şarabı ve diğerlerini ayırıyor. Her ülke bir alkolizm problemi varsa ona göre davranıyor. Örneğin İskandinavya. Biz farklı uygulama yapıyoruz. Sigaraya ne önlem alıyorsan, koy yanına alkolü.. Biz şarabı ayrı yerde görüyoruz. Şarap alkol için alınmaz, keyiftir.

İçki ruhsatı alma konusunda da sorunlar yaşandığı söyleniyor. Size yansıyor mu?

Bize de yansıyor tabii ki. Biz doğrudan almıyoruz. Kendimiz yaşamıyoruz ama hem ruhsatı olanların yenilenmesi hem de yeni ruhsat alırken gecikmelere maruz kaldığı müşteriler tarafından bize gelen bir bilgi.

KRİZ SEKTÖRÜ VURACAK ÇOK OPTİMİST DEĞİLİM

Şimdi bir de global bir kriz yaşanıyor. Dünyayı kasıp kavuran bir kriz. Nasıl etkileniyorsunuz?


Krizin boyutlarını hiç kimse de tahmin edemediği için biz de tahmin edemiyoruz. Krizin ortasında mıyız neresindeyiz? Ben çok optimist değilim. Dünya bu kadar sarsılırken bizim etkilenmememiz mümkün değil, bunu görüyoruz. Genelde bir kanı vardır. Krizlerden alkol etkilenmez diye. Biraz doğruluk payı olsa da bir kere cirolar düşer. 15 liralık şarap alan daha ucuzuna yönelir. İnsanlar böyle durumlarda lüksü kısar. Şarap da ihtiyaç değil sonuç olarak. Öte yandan amaç alkol almaksa şarap yine kaybeder. Çünkü şarabın alkol oranı düşüktür. Bu kriz farklı. Daha önceki krizlerde en üstteki tabaka pek etkilenmez hayat devam ederdi. Yüksek kaliteli şarap tüketimi de devam ederdi. Hissetmeye başladık tabii ki. İş dünyasında iş yemekleri azaldı. Etkilemeyecek demek zor.

ÜRETİCİ STOKSUZ ÇALIŞMASI TARIMI ETKİLER

Kriz uzarsa şarapçılık sektöründe neler olur?


Küçük büyük tüm üreticiler gireceğiz sıkıntıya. Büyüme oranı yüzde 15'mi düşecek 35'mi bilemiyoruz. Tahmin edemiyoruz. İlk çeyrekten hiç ümitli değilim. Bizim doluca olarak tüketim iki ayrı kanalda gidiyor. Oteller, restoran, gece kulübü. kafe ile perakende. Turizme yönelik kısım daha hızlı kesilir, evde tüketime kayar. Bu durumda da ortalama harcanan şişe başı gelir düşer. Sektörün büyümesi yavaşlarsa, ya da küçülmeye girerse sonuçta üretici stoksuz çalışmak ister. Üzüm ihtiyacımız azalır. Bu da tarımı vurur. Bugün Ege, Trakya, Kapadokya gibi bölgeler sadece bağcılıkla geçiniyor.

SİBEL KUTMAN KİMDİR?
Sibel Kutman Oral, 1975'de İstanbul'da doğdu. 1992 yılında Robert College'dan mezun olduktan sonra ABD'nin Connecticut eyaletindeki Wesleyan University'de okudu. Eğitimini tamamladıktan sonra ilk tutkusu olan modern dans alanında kariyerini sürdürmek amacıyla New York'ta kaldı ve burada profesyonel olarak dans etti. 1997 yılı sonunda Türkiye'ye dönerek Doluca'ya katılmaya karar veren Sibel Kutman Oral, pazarlamadan sorumlu yönetim kurulu üyesi.
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA