22 Aralık 2024
  • İstanbul7°C
  • Ankara2°C
  • Antalya12°C

PRENS PHİLİP’İN BİR ‘ASANSÖRLÜK’ SALTANATI

Doğan Satmış

18 Nisan 2021 Pazar 20:06

İngiltere Kraliçesi Elizabeth’in eşi Prens Philip’in cenaze törenini izlediniz mi?

Bildiğiniz gibi Prens Philip, 73 yıldır İngiltere Kraliçesi Elizabeth ile evliydi. Kraliçe Elizabeth de, 1952 yılından beri, yani tam 69 yıldır Britanya Kraliçesi.

Bu kadar uzun hüküm süren dünyada yaşayan başka monark yok. 

Ama tarihte, daha uzun süre tahtta oturan üç kişi varmış, Fransa’da 14. Louis 70 yıl tahtta kalmış, ilk sırada o var. Kraliçe Elizabeth bu listede şu anda dördüncü sırada, ama ömrü vefa ederse, tüm rekorları kıracak gibi de görünüyor.

Türkiye’de tahtta en uzun süre oturan padişah Kanuni Sultan Süleyman idi, 46 yıl kaldı. 

Prens Philip’in cenaze töreninde ekranda izlerken, önemli bir bölümü atlamışım. Tabut kilisenin ortasında iken bir anda gözden kayboldu. Meğer benim kaçırdığım o bölümde, tabut bir asansör sistemi ile bulunduğu yerde adeta ‘yere gömülmüş’ ve bir asansör ile kilisenin alt katına indirilmiş. Sonra videoları tekrar izledim.

Ve ilginçtir bu sahne ilk kez görüntülenmiş. Daha önce tabutların böyle yerin yarılıp içine girmesinin görüntülenmesine izin vermiyorlarmış, bunu sadece aile üyeleri görebiliyormuş.

Prens Philip’in kurşun tabutu asansörle alt kata inerken, Kraliçe üzerine sembolik biraz toprak atmış. Çünkü kraliyet naaşları, bizde olduğu gibi toprağın içine gömülmüyor İngiltere’de. Tersine, cenaze törenin yapıldığı kilisenin alt katında, “Royal Vault” denen mahzenimsi bir alanda tutuluyorlar. 

Aziz George Şapeli'ndeki Kraliyet Kasası'nı 1830 yılında Times Gazetesi’nin muhabiri sadece bir kez görmüş, Kraliyet Ailesi dışında başka da gören yok. O gazeteci de bu tabutların olduğu bölümü "gotik sekizgen şeklindeki sütunların arasındaki raflarda Kraliyet Ailesi'nin zengin süslü tabutlarından bazıları görülüyor” diye anlatmış.

Prens Philip, özel olarak tasarladığı Land Rover cipin arkasında taşınan kendi tabutunu 30 yıl önce kendi yaptırmış, içi kurşun kaplı ve çok ağır. Prenses Diana’nın benzer tabutu 250 kilo imiş.

Müslümanlarla Hristiyanların ölüm ritüelleri çok farklı. 

Bilindiği gibi Hazreti Muhammed öldüğünde, ‘Peygamberler öldüğü yerde gömülür’ hadisine dayanılarak, eşi Ayşe’nin odasında kazılan mezara gömülmüştü. Bu küçük odaya daha sonra İslam Halifeleri Ebubekir ve Ömer de gömüldüler. Oda, Hazreti Muhammed Mekke’den Medine’ye göç ettikten sonra inşa edilen Mescid’i Nebevi’nin bir parçası ve peygamberin eviydi. Aradan geçen yüzlerce yılda, Mescid’i Nebevi, yüzbinlerce insanın birlikte ibadet edebileceği çok büyük bir camiye dönüştü. 

Mescid’i Nebevi’de Osmanlı Padişahlarının da çok önemli katkıları var. Fotoğraflarında görebileceğiniz Hz. Muhammed’in türbesinin ‘Yeşil Kubbe’sini Sultan 2. Mahmut iki asır kadar önce yaptırmıştı. Kubbe bugün de  “Kubbetü’l- Hadra” (Yeşil Kubbe) olarak anılıyor. Mescid’i Nebevi’de Osmanlı Padişahlarının yaptığı minareler de vardı ama Suudiler bunların yerine 100 metreyi aşan yeni minareler inşa ettiler.

Halen Hz. Muhammed’in kabri de kilit altında ve içine girmek yasak, sadece kabrin önünden geçişine izin veriliyor. Hz. Muhammed’in kabrinin yanında, dördüncü bir yer boş bırakıldı. Buranın Hz. İsa’nın yeniden dirilmesi için kendisine ayrıldığı rivayet edilir.

Bir ilginç not daha aktarayım: Osmanlı Sultanı 1. Ahmet, ünlü Sultanahmet Camii’ni 6 minareli olarak yaptırdıktan sonra, hakkında dedikodular başladı. Çünkü Mekke’deki Mescid-i Harem’in de 6 minaresi vardı ve ‘padişah ona rakip çıktı’ deniyordu. Bunun üzerine Sultan 1. Ahmet, Mekke’deki camiye 7’nci minareyi ekleterek, dedikoduları boşa çıkardı. Ama maalesef kendisi, Sultanahmet Cami’nin bitmesinden 5 ay sonra, henüz 27 yaşında iken öldü.

Şair Cahit Sıtkı Tarancı’nın ünlü şiirini bilirsiniz:

Neylersin ölüm herkesin başında.

Uyudun uyanamadın olacak.

Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?

Bir namazlık saltanatın olacak,

Taht misali o musalla taşında.

Ama Prens Philip Müslüman olmadığı için, bu şiiri ona uyarlarken ‘Namaz’ yerine ‘Asansör’ demek gerekiyor:

“Bir ‘asansörlük’ saltanatın olacak!”

Gerçekten de öyle oldu.

99 yıl yaşasan da, bir kraliçe ile 73 yıl evli olsan da, bir asırlık ömrün saraylarda geçse de, Prens Philip gibi, özel uçaklar, kraliyet yatları, şatolar, sayısı belirsiz sevgililerin ve metreslerin olsa da, magnum şampanyalar, havyarlar, lüks, şatafat, seyahatler de olsa, her şey bir gün bitiyor.

Tıpkı ekonomist usta John Maynard Keynes’in dediği gibi:

“Uzun vadede herkes ölecek.”

Son bir not: Prens Philip’in cenazesinde çok özel bir isim de vardı. Bu 68 yaşındaki bir kadındı ve Prens Philip'in yakın arkadaşı Kontes Mountbatten’dı. Hasta kocası adına cenazeye katıldı. Prens ile Kontes 30 yıllık dostlukları boyunca o kadar yakınlaştılar ki, bu özel kadın konuk listesinde de özel bir yere sahipti. Listede İngilizcesi ile ‘And also’, Türkçesi ile ‘ve aynı zamanda’denilerek Kontes mutlaka yer alırdı. Yani Prens Philip’in bir daveti, Kontes’siz olamazdı. Bu yüzden adı da ‘And also’ya çıkan kontes törende bir hayli üzgündü.