ÖZAL’IN BASIN DANIŞMANI: 60 YILLIK GAZETECİYİM, BÖYLESİNİ GÖRMEDİM
Muğla'nın Bodrum ilçesinde yaşayan gazeteci ve merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal' ın basın danışmanı Can Pulak 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle açıklama yaptı.
10 Ocak 2021 Pazar 11:00
Özal’ın basın danışmanı: 60 yıllık gazeteciyim, böylesini görmedim
Muğla’nın Bodrum ilçesinde yaşayan gazeteci ve merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın basın danışmanı Can Pulak 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle bir açıklama yaptı. Pulak, "Dünyada basın özgürlüğü sıralamasında en geri Afrika ülkelerini bile sollayıp, en alt sıralarda gezinen bir ülke olarak neyi kutluyoruz ki? İktidarlar kendilerine yöneltilen her eleştiriyi saldırı olarak görmekten vazgeçmeli” dedi.
Muğla'nın Bodrum ilçesinde yaşayan gazeteci ve merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal' ın basın danışmanı Can Pulak 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle açıklama yaptı.
AFRİKA’YI BİLE SOLLADIK NEYİ KUTLUYORUZ
Pulak açıklamasında “Şu gazeteciler Bayramına, çalışan gazeteciler gününe, hele yapılan kutlamalara ve çekilen mesajlara çok gülüyorum. Sonra kızıyorum, öfkeleniyorum, söyleniyorum ama ne çare? Dünyada basın özgürlüğü sıralamasında en geri Afrika ülkelerini bile sollayıp, en alt sıralarda gezinen bir ülke olarak neyi kutluyoruz ki? Eğer hapisteki gazetecisi en bol ülke olmayı, basın özgürlüğü iyice cılızlaşmış bir ülke olmayı, iyi yetişmiş ve çok donanımlı, çok başarılı gazetecilerini çalıştırmamayı başaran bir ülke olmayı kutlayacaksak mesele yok… Kutlu olsun” ifadelerini kullandı.
60 YILLIK GAZETECİYİM BÖYLESİNİ GÖRMEDİM
Usta gazeteci Can Pulak açıklamasının devamında ise “60 yıllık bir gazeteci olarak, mesleğinin her dalında çalışmış, mesleki kuruluşlarında Başkanlık dahil her kademesinde görev yapmış,hala ısrarla mesleğini sürdürmeye gayret eden, yaşı 80'e merdiven dayamış biri olarak şunu söylemeliyim. Yarım asırı geçen gazetecilik hayatımda harpler, ihtilaller, darbe teşebbüsleri ve çok sıkı sıkıyönetimler görmüş ve yaşamış biri olarak,basına böylesine baskı, markaj ve ekonomik ablukaya pek rastlamadım, bu derecesini hiç görmedim.
Elbette zor dönemlerden geçtik, sıkıyönetimlerde hırpalandık, demokrasiyi işine geldiği gibi uygulayan iktidarlarla tanıştık ve çatıştık ama böylesine acımasızına, tuttuğunu cezaevine atanına pek şahit olmadık. Allah rahmet eylesin,en korkulan Sıkıyönetim Komutanı Cemal Tural'dı, o bile çok kızdığı gazetecileri iki gün merkez komutanlığında tuttuktan sonra salıverirdi. Demokrat Parti döneminde gazeteciler hapse girmedi mi? İhtilaller ve darbeler döneminde gazeteciler tevkif edilmedi mi? Terör döneminde dağlarda teröristlerle röpörtaj yapan gazetecilerin başı belaya girmedi mi? Tabii ki girdi ama, meslek dayanışması o dönemlerde inanılmaz derecede güçlüydü.
Bir gazeteci yalan mı yazdı,yanlış mı yazdı, olayları çarpıttı ve gerçekleri gizledi mi,genelde mahkeme kanalıyla tekzip gönderilirdi. Öyle günümüzde olduğu gibi, vatan haini-terörist gibi damgalarla suçlanmaz, yakapaça yakalanıp içeri tıkılmazdı. Ben kasıtlı haberlere,önüne gelene yargısız infaz yapanlara, hakaret edenlere hep karşı oldum,halen de karşı çıkmaya devam etmekteyim.
Gazetecinin eleştirmek hakkıdır ama,belden aşağı vurmak, hakaret ve küfretmek işi değildir ve olamaz da. Hele Türkiye'mizin genel menfaatlerine zarar vermek, gerçek ve meslek kurallarına sadakatle bağlı bir gazetecinin asla hakkı ve ödevi olamaz. Ama her eleştiriyi hakaret kabul etmek, kişisel hakların çiğnenmesi gibi görmek ve her vesileyle yargıya başvurmak da doğru değildir” diye konuştu.
İKTİDARLAR HER ELEŞTİRİYİ SALDIRI OLARAK GÖRMEKTEN VAZGEÇMELİ
Pulak açıklamasının sonunda ise, “İktidarlarla basın arasındaki öteden beri gelen sürekli kavgada, iki tarafın da kusurlarını kabul etmeliyiz. İktidarlar kendilerine yönelen her eleştiriyi saldırı olarak görüyor, basın ise ispatlayamayacağı bir sürü asılsız haberi kamuoyuna gerçekmiş gibi sunuyor. Bunun üzerinde devamlı kavga etmek yerine, daha akıllıca önlemler düşünmek gerek. Örneğin gazeteciler, yazdığını ispat edecek araştırma ve belgelere dayanmalılar ve (gazeteci kaynağını açıklamak zorunda değildir)gibi bir savunma kalkanının arkasına sığınmamalılar.
Ayrıca her dedikoduyu, araştırıp soruşturmadan haber yapmamalılar. Yaparlarsa, basının başına çorap örmek için uğraşan iktidarların ekmeğine yağ sürmüş olurlar. Bugün Türkiye'de bir avuç çalışan gazeteci varsa, koskoca bir çalışmayan gazeteciler ordusu da vardır. Hem de hepsi de deneyimli, donanımlı ve gerçek gazeteci… Yani ekmeğini gazetecilikten kazanan kişiler bunlar. Çalışan gazeteciler içinde mesleğini hakkıyla yapan, dürüst ve adil meslektaşlarım da vardır, tepeden paraşütle inen sonradan olma gazeteciler de…
Sonradan olma ve gazetelerin köşelerine oturtulan sun'i yazarların çoğu da, iktidarların dili ve borazanları olarak görevlerini başarıyla sürdürüyorlar. Burada üzerinde durmamız gereken nokta, siyasetin asla kabul edilemeyecek kavgacı ve kirli dilinin, aynı şekilde basına da bulaşmasıdır. Sadece iktidar basınına değil, muhalefet basınına da… Türkiye bu dili mutlaka düzeltmek zorundadır. Süratle düzeltmezse eğer, siyasetçilerin de gazetecilerin de dilleri daha da kavgacı ve kirli hale gelecektir ki, bunun ülkemize çok daha büyük zararları olur.
CEZA MAHKEMELERİN İŞİDİR RTÜK VE BASIN İLAN KURUMUNUN DEĞİL
Gazeteci Pulak açıklamasını şu sözlerle bitirdi: Gazete ve televizyonların gerçek gazetecilerin eline geçebilmesi için birşeyler yapmak, belki de müteahhit, tüccar patronları devreden çıkaracak bir formül bulmak gerek. Bunu da ancak iktidar-basın ortak çalışması meydana getirir ki,günümüzde böyle bir işbirliğini beklemek şimdilik hayal gibi görünüyor.
Türkiye ne yapıp edip, tıpkı adalet reformu gibi, tıpkı siyasi reform gibi basın reformunun da çalışmalarını da bir an önce başlatmalı ve mesleğimizin üzerindeki demoklesin kılıcını süratle kaldırmalıdır. Basınla yapılacak bir barış hareketinin ve atılacak sağlıklı ve dost adımların faydasını, sadece iki kesim değil tüm Türkiye görecektir.
Son söz olarak şunu da eklemeliyim. İmkansızlıklar içinde kıvranan ve taşra basını dediğimiz tüm Anadolu yerel gazete ve gazetecilerine ciddi destekler yapmalıyız. RTÜK gibi, Basın İlan Kurumu gibi resmi kurumları basına tehdit ve baskı aracı olarak kullanmamalı, aksine bunları medya dünyamızın destekçisi haline getirmeliyiz. Ceza, mahkemelerin işidir, RTÜK ve Basın İlan Kurumunun değil…
- İstanbul’da dört kişilik bir ailenin maliyeti 73 bin 739 liraİPA'nın verilerine göre Ekim ayında İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti geçtiğimiz aya göre 2.308 lira artarak 73 bin 739 lira oldu.14 Kasım 2024 Perşembe 15:00GÜNDEM
- Bisikletin en hızlıları Antalya’da pedal çeviriyorUluslararası bisiklet yarışı UCI Nirvana Gran Fondo World Series’in ilk 15 Kasım’da 20 km zamana karşı parkuru yarın Antalya Expo yolunda saat 10.00’da start alacak. 14 Kasım 2024 Perşembe 14:00DERNEKLER
- Kapalı Çarşı’da koşulmazı koşmaya hazır mısın?İstanbul’un en zorlu noktalarından biri olan Kapalı Çarşı’da koşucular hem şehre meydan okuyacak hem de kendilerini alışılmışın dışında bir parkurda sınama fırsatı bulacak.14 Kasım 2024 Perşembe 13:00MICE
- Rixos Sailing Cup 2024: Göcek’te rüzgarla yarış başladıRixos Sailing Cup Yelken Yarışı, 11 ülkeden 52 tekne ve 386 yelken sporcusunu buluşturuyor, hem yerel hem de küresel çapta deniz tutkunlarının ilgisini çekiyor.14 Kasım 2024 Perşembe 12:00MICE
- Kapılarını açan Büyük Mısır Müzesi göz kamaştırıyorDünyanın en büyük arkeoloji müzesi olan ve 120 dönümlük, 80 futbol sahası alana yayılan Büyük Mısır Müzesi kapılarının açılması için turistler uzun süre bekledi.14 Kasım 2024 Perşembe 11:00MICE
- Depremde yıkılan 600 yıllık Yusuf Kümbet restore edildiVan'da 2011'de meydana gelen 7.2 ve 5.6 büyüklüğündeki 2 depremde kısmen yıkılan 600 yıllık Kara Yusuf Kümbeti'nde restorasyon çalışmaları yüzde 90 seviyesinde tamamlandı.14 Kasım 2024 Perşembe 10:00TURİZM
- İngiltere ve Galler arasına lüks yataklı tren geliyor2025'te hizmete girecek: 'Britannic Explorer'da spa, süper şef Simon Rogan'ın hazırladığı yemekler ve lüks banyolu kabinler 5.800 £'dan başlıyor14 Kasım 2024 Perşembe 09:00ULAŞTIRMA
- Aşk Çeşmesi'ne yapılan tahta para havuzu turistleri kızdırdıTuristler bakım için suyu boşaltılan Aşk Çeşmesi, olarak bilinen Trevi Çeşmesi'nin yerine yapılan 'çirkin' derme çatma tahtadan para atma havuzuna tepki gösterdi.14 Kasım 2024 Perşembe 08:00TURİZM
- Boot Düsseldorf 2025 'We Love Water' ’sloganı ile açılıyorDünyanın en büyük yat ve su sporları fuarı Boot Düsseldorf, 18-26 Ocak 2025 tarihleri arasında “Suyu Seviyoruz” (We Love Water) ’sloganı ile açılacak14 Kasım 2024 Perşembe 07:00MICE
- Antalya Havalimanı 2025’e 82 milyon kapasiteyle girecekUlaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu, Antalya Havalimanı'nda kapasiteyi 35 milyondan 82 milyona çıkarıyoruz13 Kasım 2024 Çarşamba 19:00ULAŞTIRMA
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2005 Türkiye Turizm
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.