23 Aralık 2024
  • İstanbul11°C
  • Ankara7°C
  • Antalya15°C

ÖĞRETMENLİK HİÇ BİTMİYOR

Özkan Altıntaş

23 Kasım 2010 Salı 22:44

Anne tarafımın tamamı öğretmen olan bir aileden geliyorum.

Geçtiğimiz yıllarda kaybettiğim annem Köy Enstitüsü öğretmeni idi…

Atatürk’ün Türk milletine armağanı olarak tanımlanan Köy Enstitülerinin öğretmeni olmanın büyük bir onur olduğunu aradan geçen yıllarda daha çok anladım.

Köy Enstitüsü’nde pırıl pırıl önlüklerini giymiş ve Türkiye’nin geleceğini kurmaya aday öğrenciler arasında büyüdüm.

Ağabeyimle sünnet törenimiz bile Köy Enstitüsü’nde yapıldı.

Bahçe işleri yapar, inek sağardık.

Öğrencilerin sergilediği tiyatro gösterileri ve müsamereleri keyifle izlerdim.

Onların arasından geleceğin sanatçıları, yazarları, düşünürleri ve başarılı işadamlarının çıkacağını bilemezdim.

Köy Enstitüsü öğretmeni bir annenin çocukları olarak tayinlerle yıllarca oradan oraya savrulduk.

Bu nedenle hiçbirimiz aynı şehirde doğamadık.

Annemin köy Ensitüsü yaşamı Trabzon Beşikdüzü, Sivas Yıldızeli, Eskişehir Çifteler, Balıkesir Savaştepe, İzmir Kızılçullu ve Bolu’da sürdü…

Sonunda Köy Enstitülerine noktayı koydular ve annem Bolu’da düz liseye öğretmen oldu…

Dayılarım da öğretmendi…

Aradan yıllar geçti.
İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nü bitirirken Psikoloji ve Padagoji eğitimi alarak “Eğitim Lisansı” yaptım.

Daha sonra İstanbul’un köklü eğitim kurumlarından ve Türkiye’ye önemli insanlar yetiştiren Pertevniyal Lisesi’nde staj yaptım.

Staj dönemimde okulda kalmamı istediler.

Ama gönlüm elvermedi.

Daha sonra Milli Eğitim Bakanlığı’ndan bir yazı geldi. Beni Bursa Lisesi’ne tayin ettiklerini öğrendim. O devirde öğretmenin maaşı düşüktü. 1250 lira maaş veriyorlardı. Ailemin yanında olmadan yaşamaya için yeterli değildi. Çaresiz kabul etmedim.

Hürriyet’te gazetecilik yaşamım başladı.

Hürriyet’te görev yaptığım dönemde öğretmenliğim bitmedi.

Daha sonra diğer gazeteler ve televizyonlarda bir çok kişiye pek çok şey öğrettiğime inanıyorum.

Emekli oldum, kendi işimi kurdum.

Sektör yayıncılığı yaparak bir çok kişiye iş imkanı sağladım ve öğrettim.

Çıkardığım yayınlarda yaklaşık 45 kişiyi sektöre kazandırdım.

Sonra internet gazeteciliği başladı.

İnternet gazeteciliğinde birçok şeye öncü olarak herkese bir şeyler öğrettiğimi sanıyorum.

Yani öğretmenlik hiç bitmedi…

Öğretmenliğin ana gıdası öğretmektir…

Hazreti Ali “Bana bir kelime öğretenin kulu kölesi olayım” demiş.

Ben çok kelime öğrettim.

Ama en çok nankör insanlardan yoruldum.

İnsanların birbirlerine hainlik yapmalarından sıkıldım.

Ucuz hesap peşinde koşanlardan bıktım.

Yüzüne gülüp, arkandan dalavere çevirenlerin varlığından iğrendim.

Ama insanlar akıllanmıyor…

Kendisine bir şeyler öğretene bile kötülük yapabiliyorlar.

En iyisi kötülüklerden uzaklaşmaktır..

Dedim ya…

Öğretmek ve öğretmenlik çok kutsal bir görev…

Hayatım boyunca öğretmenliğimi yapan kaybettiğim öğretmenlerimi rahmetle anıyor, hayatta olanlara ise yürekten teşekkür ediyorum.

Tüm öğretmenlerin Öğretmenler Günü’nü kutluyorum.