MERİT HALKİ PALAS SONBAHARDA ÇOK GÜZEL
Özkan Altıntaş
22 Kasım 2009 Pazar 09:06
Başta İstanbul olmak üzere tüm Türkiyeyi etkisi altına alan sis binlerce yolcuyu havalimanlarında ve iskelelerde perişan ederken bana Heybeliada keyfini yaşattı
Vapurlar çalışmayınca dünyanın en güzel yerlerinden biri olan Merit Halki Palas'ta kaldım...
İstanbula yarım saat uzaklıkta bir cennet ada olan Heybeliadanın keyfini bir kez de sonbaharda yaşama fırsatı buldum.
İstanbulluların burunlarının dibindeki böyle bir cenneti göremeyişlerine ve ondan yararlanmamalarına üzüldüm.
Öyle ki
Gazete ilanlarına bakıp dünyanın öbür ucundaki adını sanını yeni öğrendiği adalara gidenlerin bu kadar yakınlarındaki Prens Adalarının cenneti Heybeliadaya gelmemeleri şaşırtıcı
Hele Merit Halki Palas Oteli ve orada kalmak
Benim gibi dünyanın bir çok ülkesine gidip oraları gören biri için birinci tercih sebebidir.
Yani Heybeliada bir cennet, Merit halki Palas Oteli ise bir mücevher.
Geçtiğimiz günlerde Net Holding Yönetim Kurulu Başkanı Besim Tibukun basın toplantısındaki sözleri aklıma geldi
Merit Halki Palas özel tesislerimizden biridir. Ondan vazgeçemeyiz
Besim Tibukun ne kadar haklı olduğunu bir kez daha yaşadım
Yaz aylarında hemen hemen her hafta sonu gelerek kaldığım, havuzuna girdiğim ve mutfağının lezzetini tattığım Merit Halki Palasta bir sonbahar mevsimini yaşadım
Gelişimin tek üzücü yanı Fenerbahçenin Beşiktaşa 3-0 yenilişi oldu.
Derbi maçını izlemek için kıvranırken Merit Halki Palasın başarılı genel müdürü Bülent Hasan Reisoğlu aradı: Tabii Halki Palasta seyredeceksiniz dedi
Peşinden Maltepe Dream Hill Otelinin genel müdürü Erol Sonay aradı Maçı Halkide seyredeceğiz dedi.
Gazeteci arkadaşım Mehmet Erdoğanla birlikteydim.
Maçı nerede seyredeceğiz? diye sordu. Heybeliadada
dedim.
O da şaşırdı. Bir Ataşehirli olarak uzun yıllardır Heybeliadaya ayak basmamıştı.
Hepimiz saat 18.00de Bostancı iskelesinde buluşmak üzere randevulaştık.
Ama hepimiz 18.00de Heybeliadaya direk giden vapuru kaçırdık.
Erol Sonay iskeleye otelin Ön Büro Müdürü Hakan Canaslan ile birlikte geldi. Hep birlikte 18.15te kalkan Büyükada-Heybeliada motoruna bindik. Yol boyunca Fox tvden haberleri izledik.
Heybeliadaya indiğimizde ortalığı hafif bir sis basmıştı.
Halki Palasa doğru yürürken sokak ışıklarının huzmeleri yola esrarengiz bir hava veriyordu. Ağaçların arasına yerleşen sis ise ortamı farklı hale getiriyordu.
Merit Halki Palasın genel müdürü Bülent Hasanreisoğlu bizi kapıda karşıladı.
Maç başlamadan karnımızı doyuralım diyerek hemen yemeğe indik.
Ordövr tabağı ve karışık etten oluşan mönüyü aç kurtlar gibi bitirdik ve salondaki ekranın karşısına geçtik.
Bir yandan kulağımız haberlerdeydi. Ama umut yoktu. Vapurlar çalışmıyordu.
Merit Halki Palasın müdürü Bülent Hasanreisoğlu "Herkese göre bir yastığımız var" deyince rahatladık.
Ama içimizde evden çekinenler vardı. Hemen telefonlara sarıldılar ve fırçaları yediler. Kader bu.... Sonra bu arkadaşlar okey masasından kalkıp sabahın köründe yatmalarına rağmen sis açılınca cin gibi ayağa fırlayıp erkenden evin yolunu tutanlar oldu.
Otele Abdi İbrahim ilaç firması ile BT adlı bir yazılım şirketi gruplar halinde gelmişler ve personeline hem eğitim veriyor, hem de tatil yaptırıyorlardı.
Konuştuğumuzda Merit Halki Palasa gelmekten çok memnun olduklarını söylediler.
Birçoğu "İnsan müthiş dinleniyor diyerek arkadaşlarını getirmek ve yaz aylarında da gelmek üzere aralarında sözleştiler.
Maç saati gelmişti...
Televizyonun karşısında hazırlanan koltuklara yerleştik.
Meyve ve içki eşliğinde maçı seyretmeye başladık.
Fenerbahçe çok kötü oynuyordu. Beşiktaş ise günündeydi. Bastırdıkça bastırdı ve Fenerbahçeyi tarihi bir skorla 3-0 yendi.
Salonda bir çok Galatasaraylı vardı. Ama o gün hepsi Beşiktaşlı olmuştu.
Her golden sonra zıplayıp hopladılar...
En çok ta Galatasaraylı Erol Sonay ile Bülent Hasanreisoğlu zıpladı...
Zaten Galatasaray ve Beşiktaş için dünya şampiyonluğu bile önemli değildi.
Fenerbahçeyi kim yenerse en büyük şampiyon olduklarını kabul ederler.
Nitekim Beşiktaşın önümüzdeki günlerde bu gazla bazı şeyleri halledeceğini umuyorum.
Çayları içtikten sonra okey masasına oturduk.
Ben hiç anlamadığım oyunda gelen iyi taşlar sayesinde 4 kez açtım. Herkes İyi ki bilmiyor muşun? dedi.
Gecenin ikisine kadar süren oyundan sonra kendimi yatağa attım.
Diğerleri sabah 05.00'e kadar oynadılar.
Sabah saat 08.00de kalktım ve banyo yaparak giyinerek lobiye indim.
Otelin balkonundan çam ağaçları arasındaki Ruhban Okulu, deniz manzarasına baktım.
Sis nedeniyle hala karşı sahip görünmüyordu. Ama görüş mesafesi oldukça iyi idi.
Herkes hala uyuyordu. Dışarı çıkarak otelin önünden uzanan iki yanı çam ağaçlarıyla çevrili yolda bir süre kuş seslerini dinleyerek yürüdüm.
Sonbahar bazı yaprakları sarartmıştı. Ama çamlar inadına yeşildiler.
Hafif nemli yolda yürümek çok keyifliydi.
Yürüdüm
Yürüdüm
Martılar uçuşuyor ve bağrışarak oynaşıyorlardı.
Bir ara hepsi sustu
Ortalıkta çıt yoktu
Sessizliğin sesini dinledim
Kulaklarımın çınlamasından başka ses yoktu.
Dünyanın durduğunu her şeyin bittiğini düşündüm.
Sessizlik büyük bir rahatlama getirdi.
Hiç bitmesin istedim.
Her insanın aradığı huzuru bulduğumu fark ettim.
Sonra uzaktan bir geminin düdük sesi duyuldu. Sonra martılar yeniden oynaşıp bağırmaya başladılar.
Bir süre daha yürüdükten sonra Merit Halki Palas Oteline döndüm.
Herkes kalkmıştı
Onlara Sessizliğin sesini dinledim ve huzur buldum dedim.
Merit halki palas'ın broşüründeki sloganda aynıydı
"Mavinin sesizlik içinde yeşil ile buluştuğu yer"
İşte Heybeliada ve Merit Halki Palas Oteli böylesine bir mücevher ve İstanbulun burnunun dibinde bir cennet
Yaz kış demeden gidilecek böyle bir imkanı görmeyen İstanbullular çok şey kaybediyorlar.
Ulaşımı kolay. Odaları muhteşem. Restoran ve barı zengin. Toplantı salonları her türlü buluşmaya uygun. Lobi, pastane, yüzme havuzu, tenis,. yürüyüş, bisiklet ve joging gibi doga aktiviteleri ile ormanın içinde bir cennet...
Bence Merit Halki Palas'ı arayın gidin ve huzuru bulun
info@halkipalacehotel.com
halkipalacehotel.com
0216 351 00 25
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2005 Türkiye Turizm