20 Eylül 2024
  • İstanbul19°C
  • Ankara16°C
  • Antalya25°C

LİZ TRUSS’IN DÜŞÜŞÜ, GİORGİA MELONİ’NİN ÇIKIŞI

The Economist 19 Ekim'de yayınlanan kapağında Liz Truss’ı elinde spagetti ve pizza şeklinde savaş aletleri tutan bir antik Roma askeri gibi gösteriyor ve ‘’Britalya’ya hoşgeldiniz’’ diyordu.

Liz Truss’ın düşüşü, Giorgia Meloni’nin çıkışı

24 Ekim 2022 Pazartesi 19:55

ROMA - Avrupa siyaset dünyası geçen hafta göz alıcı bir düşüş ve çıkışa sahne oldu. Çalkantılı ve baş döndürücü bir 1.5 ayın ardından Liz Truss İngiltere başbakanlığını bırakmak zorunda kalırken İtalya’da başbakanlık koltuğuna bu kez yükselme hızıyla baş döndüren Giorgia Meloni oturdu. İki ülkede yaşanan iktidar değişimlerinin olağanüstülüğü basına da yansıdı, yapılan benzetmeler yine göze alması güç enstantaneler yarattı. İngiltere basınının, ülkedeki istikrarsızlık karşısında İtalya’yı ibretlik örnek olarak göstermesi ise İtalyanları gücendirdi.

economist-lis-truss.jpg
The Economist 19 Ekim'de yayınlanan kapağında Liz Truss’ı elinde spagetti ve pizza şeklinde savaş aletleri tutan bir antik Roma askeri gibi gösteriyor ve ‘’Britalya’ya hoşgeldiniz’’ diyordu.

SUNDAY TELEGRAPH: BRİTANYA'NIN İNGİLTERE'YE DÖNÜŞÜMÜ TAMAMLANMAK ÜZERE

Liz Truss’ın 20 Ekim’deki istifasından birkaç gün önce, 16 Ekim’de Sunday Telegraph gazetesinde ‘’Britanya’nın İtalya’ya dönüşümü tamamlanmak üzere’’ başlıklı bir yorum yayımlandı. Matthew Lynn imzalı yazıda, İngiltere’nin kısa ömürlü hükümetler yüzünden yönetilemez hale geldiğinden, büyümenin durma noktasına gerilediğinden, doğum oranları gittikçe düşerken nüfusun gittikçe yaşlandığından, altyapının çökmekte olduğundan şikâyet ediliyor ve ‘İngiltere yeni İtalya olma yolunda, üstelik güneş ve makarna olmaksızın’’ deniliyordu.

THE ECONOMİST: BRİTALYA'YA HOŞGELDİNİZ

İngiltere basınından benzer -ve daha fazla ses getiren- bir İtalya kıyası da The Economist dergisinden geldi. Dergi 19 Ekim’de yayımlanan kapağında Liz Truss’ı elinde spagetti ve pizza şeklinde savaş aletleri tutan bir antik Roma askeri gibi gösteriyor ve iki ülkenin ismini birleştirerek "Britalya’ya hoşgeldiniz" diyordu. The Economist, siyasi istikrarsızlık, düşük büyüme oranı ve piyasalara bağımlılık gibi nedenlerle İngiltere’nin İtalya’ya benzetilmesinin kaçınılmaz olduğunu söylüyordu.

liz-truss,-giorgia-meloni.pngÖnceki hafta Liz Truss’ın iktidardaki ömür beklentisini bir marulunkiyle kıyaslayan The Economist bu kez de Truss’ın kendi kehanetinin kurbanı olduğunu vurguluyordu:

‘’2012’de, 'Zincirlerinden Kurtulmuş Britanya' adlı broşürün yazarlarından Liz Truss ve Kwasi Kwarteng, İtalya'yı bir uyarı aracı olarak kullandılar. Şişirilmiş kamu hizmetleri, düşük büyüme, zayıf verimlilik: İtalya ve diğer güney Avrupa ülkelerinin sorunları Britanya'da da mevcuttu. On yıl sonra, Bayan Truss ve Bay Kwarteng farklı bir yol çizmek için yaptıkları başarısız girişimle bu karşılaştırmanın kaçınılmaz hale gelmesine yardımcı oldular. Britanya hâlâ hayal kırıklığı yaratan büyüme ve bölgesel eşitsizlikle boğuşuyor. Ama aynı zamanda kronik siyasi istikrarsızlık ve tahvil piyasalarının baskısı altında. Britalya'ya hoş geldiniz.’’

Bu kapak ve makale ertesi günlerde İtalya gazetelerinin baş sayfalarında, kötü örnek ve düşük standart kriteri olarak gösterilmekten içerlemiş bir tonla yer aldı. İtalya basını, İngiltere’de 2016’dan bu yana 4 kez başbakan değişikliği yaşandığını ve bunun İtalya’daki manzarayla örtüştüğünü teslim etse de özellikle Brexit sonrası İngiltere’nin yaşadıklarının nevi şahsına münhasır olduğunu vurguladı.

CORRIERE DELLA SERA: GERÇEK FELAKETLER MANŞ DENİZİ'NİN ÖTESİNDE

İtalya’nın en çok satan gazetesi Corriere della Sera, ‘’Londra İtalya gibi, Economist bizden söz ediyor ama yanlış hesap yapıyor’’ başlıklı bir analiz yayımladı. Corriere, Economist’i spagetti gibi klişelere başvurmakla eleştirirken ‘’Gerçek felaketler Manş Denizi’nin öte yanında’’ diye yazdı. Yazıda, İngiltere’nin AB’den ayrılma kararıyla sonuçlanan Brexit referandumuna atıfla şu ifadeler yer aldı:

‘’Birleşik Krallık’ta bugün görülen siyasi ve mali kırılganlık, kamusal tartışmaların ateşli tonu 2016 öncesi düşünülemezdi. Brexit referandumu her şeyi değiştirdi. Aşırı milliyetçiler, nostaljikler ve Boris Johnson benzeri fırsatçılardan oluşan bir koalisyona Brexit kumarını kazandıran yalanların zehri Krallığın dokusuna işledi. Bunun, İtalya ya da herhangi bir başka ülkeyle ilgisi yok. Bu felaketi engelleyemeyen kurumlar, partiler ve medya sistemiyle ilgisi var.’’

Popülizm dalgasının Batı’da birçok ülkeyi etkilediğini ancak hiçbirinde İngiltere’deki kadar büyük bir hasar yaratmadığını savunan Corriere della Sera, şöyle devam etti:

‘’Egemenlik, ihtişam fantezileri ve başkalarına ihtiyaç duymama yanılsamasıyla iç içe geçmiş bu hikâyede artık sona geliniyor. Ve yolun sonunda, Avrupa'da pek çok kişinin sevmeye ve hayranlık duymaya devam ettiği bir ülkenin kültürel ve medeni açılardan oryantasyon kaybı var.’’

ingiltere-italya.jpgingiltere-italya.jpg

IL GIORNALE: İNGİLTERE'DE DURUM BİZDEN KÖTÜ

Il Giornale gazetesi de ‘’Economist ‘Britalya’ şakası yapıyor ama İngiltere’de durum bizden kötü’’ başlıklı bir haber yaptı. Öte yandan Il Giornale İngiltere-İtalya benzetmesine kısmen hak vererek, ‘’Economist’in İngiltere’nin bahtsızlıkları için ölçü birimi olarak İtalya’yı kullanması buradaki yorumcuları kızdırabilir ama meselenin özü şu ki Londra’nın artık çok ağır bir uluslararası güvenilirlik sorunu var, bu da İtalya’nın yıllardır yaşadığı soruna benziyor’’ dedi.

Economist’in kapağı İtalya’da Ziraatçiler Birliği’nden, İtalya’nın Londra Büyükelçisi’ne kadar geniş bir kesimin tepkisini çekti. Büyükelçi Inigo Lambertini dergiye bir mektup yazarak ‘’eskimiş klişelerden ilhamlı’’ kapağı eleştirdi ve ‘’Spagetti ve pizza dünya çapında en çok rağbet gören yiyecekler olsa da bir sonraki kapağınız için bir değişiklik yaparak havacılık, biyoteknoloji, otomotiv veya ilaç sektörlerimizden birini seçmenizi öneririz’’ dedi.

İtalya’nın Londra Büyükelçisi’nin bu mesajını, Liz Truss’ın sahneden ayrıldığı günlerde iktidara gelen yeni Başbakan Giorgia Meloni de sosyal medyada paylaştı.

Öte yandan, Brexit ve ardından İngiltere’de yaşanan siyasi ve mali istikrarsızlık, İtalya da dahil diğer AB üyelerinde birlikten ayrılmaya yeltenebilecekler için caydırıcı bir derse de dönüşebilir.

Meloni ve hükümetindeki bazı diğer isimler geçmişte AB’yi İtalya’nın çıkarlarına aykırı bir mekanizma olmakla suçlayan ateşli söylemleriyle dikkat çekiyor, AB ile yapılan anlaşmaların yeniden ele alınmasını istiyordu.

Seçim kampanyası ve sonrasında ise Meloni’nin AB karşıtı tonunu bariz biçimde yumuşattığı görüldü.

Avrupa Parlamentosu Başkanı Roberta Metsola da geçen hafta sonunda yaptığı bir açıklamada İngiltere’deki Liz Truss örneğinin AB ve İtalya’nın yeni hükümeti için bir ‘’ders’’ olması gerektiğini söyledi. İtalyan Il Foglio gazetesinin Floransa’da düzenlediği bir etkinlikte konuşan Metsola, Brexit öncesi ‘’birçok ülkede çok sayıda siyasi gücün ‘Avrupa’dan ayrılmak daha iyi’ dediğini görüyorduk. Bugünse bunu söyleyen kalmadı. Aksine AB’ye girmek isteyen ülkeler listesi gittikçe uzuyor’’ dedi.

Metsola’nın bu sözlerle yansıttığı tablo, İngiltere basınındaki "İngiltere İtalya oldu" benzetmesine karşılık, ‘’İtalya İngiltere olmasın’’ çağrısı olarak da yorumlanabilir.

THE ECONOMIST 19 EKIM 2022’DE NE YAZMıŞTı?

20 Ekim'de Liz Truss İngiltere'nin Muhafazakar Partisi liderliğinden istifa etti ve bu nedenle yakında başbakan olarak görevinden ayrılacak. Parti, yedi gün içinde ardılını seçmek için uzun yıllardır üçüncüsü olan başka bir liderlik yarışması düzenleyecek.

benn 2012 “Britannia Unchained” adlı bir broşürün yazarlarından ikisi olan Liz Truss ve Kwasi Kwarteng, İtalya'yı bir uyarı olarak kullandı. Şişkin kamu hizmetleri, düşük büyüme, düşük üretkenlik: İtalya ve diğer güney Avrupa ülkelerinin sorunları İngiltere'de de mevcuttu. On yıl sonra, farklı bir yol çizmeye yönelik başarısız girişimlerinde , Bayan Truss ve Bay Kwarteng, karşılaştırmanın kaçınılmaz olmasına yardımcı oldular. İngiltere hala hayal kırıklığı yaratan büyüme ve bölgesel eşitsizlikten rahatsız. Ama aynı zamanda kronik siyasi istikrarsızlık ve tahvil piyasalarının baskısı altında . Britaly'ye hoş geldiniz.

İki ülke arasındaki karşılaştırma doğru değil. 2009 ve 2019 arasında İngiltere'nin verimlilik artış oranı G 7'deki en yavaş ikinci orandı , ancak İtalya'nınki çok daha kötüydü. İngiltere daha genç ve daha rekabetçi bir ekonomiye sahip. İtalya'nın sorunları kısmen Avrupa kulübünün içinde olmaktan kaynaklanıyor; İngiltere, kısmen, dışarıda olmaktan. İki ülkenin tahvil getirilerini karşılaştırmak yanıltıcıdır. İngiltere'nin daha düşük borcu, kendi para birimi ve kendi merkez bankası var; piyasa, temerrüde düşme şansının İtalya'dan çok daha az olduğunu düşünüyor. Ancak Britaly istatistiksel bir gerçek değilse, gerçek bir şeyi yakalar. İngiltere son yıllarda üç şekilde İtalya'ya çok daha yakınlaştı.

Birincisi ve en açık olanı, İtalya'yı dışlayan siyasi istikrarsızlık İngiltere'yi tamamen etkiledi. Mayıs 2015'te koalisyon hükümetinin sona ermesinden bu yana, İngiltere'de İtalya'da olduğu gibi dört başbakan (David Cameron, Theresa May, Boris Johnson ve Bayan Truss) bulunuyor. Ülkelerin yakın gelecekte kilit adımlarda kalması muhtemeldir. Giorgia Meloni'nin Roma'da yeni başbakan olarak yemin etmesi bekleniyor; Bayan Truss'un geleceği bundan daha tehlikeli olamazdı . Bakanlığın uzun ömürlülüğü artık aylarla sayılıyor: Temmuz ayından bu yana İngiltere'nin dört maliye bakanı var ; İçişleri Bakanı istifa ettiofiste sadece 43 gün sonra bu hafta. Kaos arttıkça siyasete olan güven azaldı: Britanyalıların %50'si 2010'da hükümete güveniyordu ve şu anda %40'tan azı hükümete güveniyor. Bu önlemde İtalya ile fark yüzde 17'den dörde düştü.

İkincisi, tıpkı euro bölgesi krizi sırasında İtalya'nın tahvil piyasalarının oyuncağı haline gelmesi gibi, şimdi de Britanya'dan gözle görülür bir şekilde sorumlular.. Muhafazakarlar, son altı yılını gelişmiş İngiliz egemenliği rüyasının peşinden koşturarak geçirdiler; bunun yerine kontrolü kaybettiler. Silvio Berlusconi, Brüksel ve Berlin'e faul düştükten sonra 2011'de İtalya'da iktidardan uzaklaştırıldı; Bay Kwarteng, fonsuz vergi indirimleri paketine piyasa tepkisi nedeniyle maliye bakanı olarak görevinden atıldı. Yaldızlı tüccarlar şu anda İngiliz hükümet politikasının hakemleridir. Yeni Şansölye Jeremy Hunt, vergi indirimlerinin çoğunun içini boşalttı ve haklı olarak hükümetin enerji fiyatı garanti planını Nisan 2023'ten itibaren yeniden tasarlamaya karar verdi. Kamu maliyesinde kalan boşluğu doldurmak için alması gereken kararlar, piyasalar ile birlikte tasarlanıyor. zihin.

İtalyanların gösterge devlet tahvilleri ile Bunds arasında yayılma konusunda endişe duyması gibi, Britanyalılar da yaldızlı getirilerin ipotek maliyetinden emekli maaşlarının güvenliğine kadar her şeyi nasıl etkilediği konusunda hızlı bir seyir izledi. İtalya'da cumhurbaşkanlığı ve merkez bankası gibi kurumlar uzun zamandır politikacılara karşı siper görevi görüyor. Yani şimdi İngiltere'de. İngiltere Merkez Bankası, 14 Ekim'de acil tahvil alımına son vererek hükümeti rotayı daha hızlı tersine çevirmeye zorladı. Bay Hunt'ın bir mali bekçi köpeği olan Bütçe Sorumluluğu Ofisi ile aynı fikirde olmamasına yer yok. Bu kurumlar önceden seçilmiş milletvekillerine kısıtlamalar getiriyordu , ancak şimdi zincirler sıkı ve gözle görülür bir şekilde bağlanıyor.

Üçüncüsü, Britanya'nın düşük büyüme sorunu daha yerleşik hale geldi. Siyasi istikrar büyümenin ön koşuludur, sahip olunması güzel bir şey değil. İtalyan hükümetleri her şeyi halletmek için mücadele ediyor; Aynı şey Britanya'daki kısa yönetimler için de geçerlidir. Lider ve hükümet değişiklikleri her zaman köşeyi dönünce, pandomim ve kişilik politikanın yerini alır. Bay Johnson, bazıları tarafından “Borisconi” olarak adlandırıldı; siyaset sahnesinde gezinmeye devam ederek, bu karşılaştırmayı daha da keskinleştirebilir.

Mali disiplin, tahvil piyasalarını sakinleştirse de, tek başına büyümeyi artırmayacaktır. Bay Hunt, 31 Ekim'de açıklanacak orta vadeli mali planın bir parçası olarak defterleri dengelemek için yarışıyor. Altyapıya daha az harcayarak paradan tasarruf etmek yaldızlı verimler için iyi olur, ancak ekonominin büyümesine yardımcı olmaz. Kamu hizmetlerinde büyük kesintiler için çok az yer var. Devlet emekli maaşlarını yükseltmek için cömert bir formül olan “üçlü kilidi” aşamalı olarak kaldırmak ve daha mantıklı yollarla para toplamak daha iyidir: örneğin “dom olmayan” vergi statüsünü kaldırmak veya veraset vergilerini yükseltmek. Gelir vergisinde bir artış, yalnızca işçilere düşen ulusal sigorta katkı paylarındaki artışı eski haline getirmekten daha iyi olacaktır.

Şimdilik, işler daha da İngilizleşiyor. Muhafazakar milletvekilleri kargaşa içindeler - dolandırıcılık konusundaki kaotik bir oylama ve daha fazla istifa söylentilerinde açıkça görülüyor - ve yine başbakanlarının ne kadar dayanabileceğine dair entrika tarafından tüketiliyor. Bayan Truss, Downing Caddesi'nde yaşayan ancak hiçbir gücü olmayan kedi Larry'nin insan eşdeğeri haline geldi. Muhafazakar Parti milletvekilleri onu hapse atmaya karar verirse (veya daha doğrusu ne zaman) , Muhafazakar Parti üyelerine dış kaynak sağlamak yerine, kendilerinin bir yedek bulmaları gerekir. Birleştirici bir figür üzerinde çatışan hiziplerin ihtimalleri düşük.


spagetti kavşağı

Sonuç olarak, erken bir genel seçim için durum güçleniyor. Olması pek olası değil: Muhafazakar milletvekilleri neden kendi ölümleri için oy versin? Bayan Truss'un veya herhangi bir halefin yetkiye sahip olmadığı iddiası, parlamenter sistemde kusurludur. Ama Parlamento işleyen bir hükümet üretemiyorsa seçmenlere gitme zamanıdır. O an yaklaşıyor.

Seçimlerin yapılması İtalya'nın sorunlarını çözmedi. Ancak siyasi istikrarsızlığın artık tek parti hastalığı olduğu İngiltere hakkında daha umutlu hissetmek için neden var. Muhafazakarlar, Brexit'ten kaynaklanan aşınma ve 12 yıllık iktidarın tükenmesi nedeniyle neredeyse yönetilemez hale geldi. Bayan Truss, büyümeyi İngiltere'nin en büyük sorunu olarak tanımlamakta haklı. Ancak büyüme fantastik planlara ve büyük patlamalara değil, istikrarlı hükümete, düşünceli politikaya ve siyasi birliğe bağlıdır. Mevcut enkarnasyonlarında Muhafazakarlar bunu sağlayamazlar

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA