23 Aralık 2024
  • İstanbul7°C
  • Ankara1°C
  • Antalya11°C

KHK İLE GELEN DEĞİŞİM…

Musa Alioğlu

18 Kasım 2011 Cuma 15:53

Cumhuriyet tarihimizin olmasa olmaz bakanlıklarından biri de Ulaştırma Bakanlığı’dır. Bakanlığın web sitesinde yer olan Atatürk’ün şu sözleri, bize bu bakanlığın önemini çok iyi
anlatsa gerek. Atatürk diyor ki, “ Ekonomik hayatın etkinliği ve canlılığı, ancak ulaştırma vasıtalarının, yolların, demiryollarının, limanların durumu ve derecesiyle orantılıdır”.
(“İstikbal Göklerdedir” diyen Atatürk burada havacılığı nedense hiç anmamış)..Bu sözün söylendiği tarihten, bu güne kadar bu ülkenin kalkınmasında, ulaştırma hep ayrı ve önemli bir yer tutmuştur.
Cumhuriyet tarihinde en uzun süre Ulaştırma Bakanlığı yapan Sayın Binali Yıldırım’ın da web sitesindeki sözüne de bir bakmak lazım. Sayın Bakan şöyle diyor” Bütün çabamız, yol yapan, yol açan, bir uygarlığın mensubu olma bilinciyle hareket ederek, ulusumuzu ve ülkemizi Atatürk’ün hedef gösterdiği saygın konuma ulaştırmak, Türkiye’nin yolunu açmaktan ibarettir”. Birbirini tamamlayan ve doğrulayan bu iki söze eklenecek başka bir şey yok sanırım.

Genelleme yaparak, kısaca Ulaştırma Bakanlığı diye tanımladığımız bu dev bakanlığın artık adı değişti. Gazetelerde rutin bir haber olarak yer alan bu değişikliğin mazisi bir kaç ay önceye dayanıyor. Değişiklik , 655 Karar sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 06.04.2011 tarihli ve 6223 sayılı kanunun verdiği yetkiye dayanılarak Bakanlar Kurulu’nca 26.09. 2011 tarihinde kararlaştırılmış. Bu karar 1 Kasım 2011 tarih ve 28102 sayılı Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayınlanarak resmen yürürlüğe girdi.
Kanunun yayımıyla, bakanlığın adı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı oldu. Bu değişikliğe neden gerek görüldü derseniz, bana göre çok büyüyen, gelişen ve çok geniş bir alana hizmet veren bakanlığın, daha iyi hizmet vermesi için yapıldı derim. Burada en büyük değişiklik Denizcilik Müsteşarlığı’nın kaldırılması ve yeni birimler kurulması olarak görülebilir.
Şimdi geriye gidip birkaç yıl önce yazdığım bir yazıyı aklıma getiriyorum. Denizcilik Müsteşarlığı kurulduğunda,” Havacılık sektörü üvey evlat mı? Neden, bir de Havacılık Müsteşarlığı kurulmuyor” diye yazmıştım. Geriye dönüp baktığımda boş laf etmişim diye düşünüyorum. Her sektöre bir müsteşarlık kurulursa hantal yapının altında ezilir gideriz. Bakanlıkta yapılan bu radikal değişiklikle Ulaştırma kelimesinin yanına Denizcilik ve Haberleşme kelimeleri de eklendi. Şimdi bana göre denizcilik de ulaştırmanın bir alt dalı olduğuna göre, bu kelime olmasa olmaz mıydı. Veya havacılık sektörü de “ Bizim adımız, neden bakanlığın adında yok” diyebilirdi. Veya kara ulaştırmacılar da aynı şekilde hak iddia edebilirlerdi. Kısaca Ulaştırma ve Haberleşme Bakanlığı olabilir miydi diye fikir jimnastiği yapıyorum. Ama sanıyorum koca bir müsteşarlığın lağvedilmesiyle ortaya çıkan yapı, bakanlık içinde önemli bir yer tuttuğu için bakanlık adında da yer almıştır diye düşündüm.

Bakanlığın eski genel müdürlüklerini hep biliyorduk. Yeni yapılanmaya göre TCK, Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü, TCDD, Demiryolu Düzenleme Genel Müdürlüğü, TDİ, Deniz ve İç sular Düzenleme Genel Müdürlüğü, Kıyı Emniyeti, Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Genel Müdürlüğü, DLH, Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürlüğü oldu.
Ayrıca Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü, Haberleşme Genel Müdürlüğü, Havacılık ve Uzay Teknolojileri Genel Müdürlüğü, Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü, Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü’nün yanı sıra Denetim Hizmetleri Başkanlığı, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Araştırma Merkezi Başkanlığı, ve birkaç yeni daire başkanlığı da kuruldu.

Bunları yapmak öyle kolay olmadı sanıyorum. Kağıt üzerinde yazması kolay, ama hayata geçirmek çok zor olsa gerek. Yeni kanunla birlikte sayın bakan dahil herkes görevden düşmüş oldu ve ardından tekrar göreve atandı. Bu atamanın yanı sıra kanun, bir müsteşar, bir bakan yardımcısı ve 5’te müsteşar yardımcısını atamayı öngörüyor.
Yine, Bakan’a 30 bakanlık müşaviri atama hakkı tanındığını görüyoruz . Bu sayıyı çok görenler olabilir. Ama öyle değil. Devletin en büyük ve en geniş hizmet alanına sahip bakanlıklarından birisi olan bu kurumda 30 müşavir çok olmasa gerek. Yeni yapılanmayla merkez teşkilatının yeniden oluşturulması için bakanlığa 2 bin 105 kişilik bir kadro tahsis edilmiş. Yine aynı şekilde lağvedilen taşra teşkilatlarının yeniden oluşturulması için de 2 bin 188 kişilik kadro ihdas edilmiş. Bu sayılar az mıdır, çok mudur doğrusu bilemiyorum. Bir çok konu bu bakanlığın sorumluluğunda olduğu için, bu sayılar belki de yetersizdir diyebiliriz.
Denizcilik Müsteşarlığı’nın tüm mal varlığını devralan bakanlık, bu arada isterse Büyükşehir belediyelerinin de şehir içi raylı sistem taşımacılık işlerini de devralabilecek. Bakanlığın yeni yapılanmasında hava, deniz ve demiryollarında kaza araştırma ve inceleme kurullarının da kurulması önemli bir gelişme olarak göze çarpıyor.
Bu yeni yapılanmadan bakanlığın önemli genel müdürlüklerinde olan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü etkilenmedi.
Yeni yapılanmanın ulaştırma ve haberleşme sektörümüze çok yararlı olacağını , kanun metnini uzun uzadıya okuduğumda anladım. Yeni bakanlık, ülkemize ve milletimize hayırlı olsun.
İyi uçuşlar Türkiye’m.