ÖZKAN ALTINTAŞ- TÜRKİYE TURİZM
NEVŞEHİR – Türkiye’nin en değerli turizm bölgesinin Kapadokya’nın en değerli kayalar oyularak yapılan rüya gibi otellerinden, Uçhisar Tepesi’ni kaplayan Cappadocia Cave Resort – CCR otelinin gizlice 66 milyon dolara satıldığı bildirildi. Satın alan kişinin siyasi bir kimliğe sahip olduğu belirtilerek adı açıklanmazken, otelin bu kişi aracılığıyla Katarlı bir işadamına devredileceği ileri sürüldü. Kapadokya otelcilerinin dillerinde dolaşan CCR satışının arkasından alıcıların bölgedeki diğer değerli otellere de talip oldukları bildirildi.

HAYALLERINI GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRDÜ
Kapadokya Tekelli Mahallesi. Divanlı Caddesi. No:83’te bulunan çok değerli Uçhisar, Kapadokya Rüyası adıyla bilinen otel, Canon Türkiye’nin eski Distribütörü ve Cappadocia Cave Resort & SPA'nın ‘Güzel Atlar Diyarı Kapadokya'da yaratıcısı Erkayalar firmasının sahibi Mustafa Çankaya tarafından yapıldı.
Mustafa Çankaya, tarihi varlığa modern bir dokunuş yaparak, Kapadokya'da hayallerini gerçeğe dönüştürdü. Sıfırdan zirveye yükselmeyi başaran ve Kapadokya'ya bir marka yaratan Mustafa Çankaya “20 odayla başladığım proje ve sonra uluslar arası hizmet verebilecek boyutlarda bir butik otel projesine dönüştü” demişti.



CAPPADOCIA CAVE RESORTS
Özel bir Kapadokya deneyimi yaşamak isteyenler için tasarlanan Cappadocia Cave Resorts, Uçhisar Kalesi'nin eteklerinde, harika vadi ve Erciyes Dağı manzarasına hakim bir noktada kuruldu. Gezilerin ardından yorgunluk atmak için kar odası, tuz odası, macera duşu gibi değişik rahatlama mekanları bulunuyor. Ayrıca masaj uzmanlarının hünerli parmakları ile servis veriliyor.
Muhteşem dekore edilen restoranında dünya mutfağından lezzetler sunuluyor. Ayrıca balayı, sevgililer günü gibi özel günlerini unutulmaz bir anıya dönüştürmek isteyenler için özel içerikli aktiviteler yer alıyor.




BAYI TOPLANTıSı FIKRINDEN DEV OTELE
Mustafa Çankaya bir röportajında oteli şöyle anlattı:
“Otelcilikle ilgilenmem ayrı bir hikaye konusudur. 2004 yılında Kapadokya’da konakladığım otelin kahvaltı salonundan, otelin bugün bulunduğu yeri görüp, çok beğendim. Yaptığım araştırmada satılık olduğunu öğrendim ve aynı gün arazi üzerindeki eski evleri satın aldım. Araziyi alırken ilk düşüncem Canon’un bayi toplantıları için ve diğer ülkelerden gelecek Canon yetkililerinin toplantılarında kullanabileceğim 20 odalık küçük bir oteldi. Ancak aldığım arazilerin yanındaki arazilerin de satılık olduğunu öğrenince 20 odalık otel projesi büyüdü, bölgenin lüks otel eksiğini tamamlayacak şekilde ve uluslar arası hizmet verebilecek boyutlarda bir butik otel projesine dönüştü.

MUSTAFA ÇANKAYA KIMDIR?
Mustafa Çankaya: 1960 yılında, Erzincan’ın Tandırlı köyünde ailenin 5 çocuğundan ikincisi olarak dünyaya geldi. İstanbul’a geldiği yıllarda ilkokula başladı. İlk yaptığı iş, aile işi olan, manifatura ve tuhafiyecilikti. Daha sonra mobilyacılık yaptı, Üç yıl süreyle de Üsküdar-Ümraniye gazete dağıtım Gameda bayiliğini üstlendi.

1983 yılında fotoğraf sektörüne tesadüfen geçti. Bir süre perakendeci olarak bu işi sürdürdü. 1988 yılında Canın ile bayi anlaşması yaptı, 1990 yılında Ierkayalar firması adıyla Canon’un, fotoğraf ve video ürünlerinde Türkiye’de tek ve yetkili distribütörü oldu.

Mustafa Çankaya, kendisini etkileyenin Uçhisar’ın konumu olduğunu belirterek şunları söylemişti:
“Tüm manzaraya hakim, en yüksek noktada oluşu. Uçhisar, bölgenin en merkezi yerinde ve buradan Erciyes Dağı’nı 12 ay seyredebiliyorsunuz. Zaten Uçhisar bu kadar görkemli olmasaydı bu otel fikri çıkmazdı. Bana ilham veren Uchisar’ın kendisidir. 2004’ten beri geldiğim Kapadokya’da her konaklayışımda hissettiğim eksiklerden yola çıktım ve çıtası yüksek, kalite sunan bir işletme ihtiyacı gördüm.

Böylesi bir projede öncelikle mimarlarımıza teşekkür etmek isterim. İşleri çok zor. Hem çevreyi koruma adına Anıtlar kurulunun kurallarını uygulamak hem de yatırımcının isteklerine cevap vermek konusunda onlara çok iş düşüyor. Buradan proje mimarımız Yüksek Mimar Sayın Çiğdem Yılmaz’a ve uygulama mimarımız Sayın Şekibe Aslan'a teşekkür etmek isterim. Bu projenin başarılı olmasında onların çevre yapısını ve tarihi dokusunu yakından tanımalarından dolayı büyük payları var.”