19 Eylül 2024
  • İstanbul20°C
  • Ankara18°C
  • Antalya26°C

KADINLARA REGL İZNİ TARTIŞMASI! 'EN AZ 2 GÜN OLMALI...'

Regl izninin hakları olduğunu düşünenler olduğu gibi, bu durumun iş hayatlarında bir engel oluşturacağını, eşitlik arayışlarını sekteye uğratacağını düşünen kadınlar da azımsanmayacak kadar çok sayıda

Kadınlara regl izni tartışması! 'En az 2 gün olmalı...'

26 Mart 2022 Cumartesi 15:00

İSTANBUL-Şirketlerin kadın çalışanlarına regl dönemlerinde resmi izin tanıması politikası gün geçtikçe daha fazla benimseniyor. Regl izninin hakları olduğunu düşünenler olduğu gibi, bu durumun iş hayatlarında bir engel oluşturacağını, eşitlik arayışlarını sekteye uğratacağını düşünen kadınlar da azımsanmayacak kadar çok sayıda. Regl izni konusunu tüm detaylarıyla mercek altına aldık...

Regl döneminde resmi izin hakkına sahip olmak yeni bir yaklaşım değil. Regl izni aslında bazı ülkelerde, onlarca yıldır yaygın bir uygulama. Kadınların yüzde 30 ila 40’ı her ay regl dönemlerinde şiddetli ağrı başta olmak üzere çeşitli semptomlar yaşıyor. Çeşitli araştırmalar, regl kramplarının yılda ortalama dokuz günlük üretkenlik/verimlilik kaybından sorumlu olduğunu gösteriyor.

Geçtiğimiz günlerde LinkedIn'de bir Türk şirketi kadın çalışanları için 'regl izni' uygulaması başlattığını duyurdu. Bu duyuru sayısız yorum aldı. Bazı kadınlar uygulamayı desteklerken bir kısmı ise 'Bizim özelimiz' diyerek buna karşı çıktı. Erkeklerin bir kısmı regl günü izninin kadınların hakkı olduğunu savunurken, bazılarının ise 'O zaman biz de izin isteriz' dedikleri görüldü.

Konu üzerinde biraz araştırma yapınca regl izninin sadece ülkemizde değil, tüm dünyada tartışma yarattığını gördük. Kadınlara özel regl izni politikasının ilginç tarihçesini, ülkelerin kararlarını ve en önemlisi de kadınların bu konuya nasıl yaklaştıklarını araştırdık. Size şu kadarını söyleyelim; kafalar çok karışık.

kadinlara-regl-izni-002.pngKADINLARIN YÜZDE 14’Ü İŞTEN/OKULDAN İZİN ALIYOR

2017 yılında 32.748 Hollandalı kadınla yapılan bir anket, kadınların yüzde 14’ünün regl dönemlerinde işten veya okuldan izin aldığını ortaya koydu. Ankete katılanların yüzde 68’i, regl dönemlerinde daha esnek çalışma saatleri seçeneğine sahip olmayı dilediklerini söyledi. Kadınların yaklaşık yüzde 80’i regl semptomlarının sonucunda daha az üretken hissetmelerine rağmen yine de çalışmaya devam etti.

Şirketlerin böyle bir konuda esnek davranabilmesi güzel bir gelişme olur ancak her kadın regl dönemini aynı şekilde yaşamıyor, böyle bir ihtiyacı olmadan her kadının izin yapmasının doğru olmayacağını düşünüyorum. Yani eğer kadın bu dönemde kendini kötü hissediyorsa raporlu olması çok güzel bir şey ama her ay mutlaka bu izni yapabilmeleri saçma olur. Bu şuna benziyor: Benim her ay grip olma ihtimalim var ama olsam da olmasam da izin kullanacağım. Sadece grip olduğumda izni kullanmam daha mantıklı değil mi? Zaten böyle bir durumda rapor alıp izinli sayılıyoruz yasal olarak. Bu nedenle regl döneminde de çok rahatsız olan rapor alıp dinlenebilir.
Semra B. / 42

FİKİR SOVYET RUSYA’DAN ÇIKTI, JAPONYA’DA RESMİYET KAZANDI

Kadınların regl döneminde resmi olarak izinli sayılması fikri, 1920-30’larda, Sovyet Rusya’da regl olan kadınların üreme sağlığını korumak amacıyla ücretli izin yapmasına müsaade edilmesiyle ortaya çıktı.

Bu fikir, 1920’lerin sonlarında Japonya’daki işçi sendikaları ile daha fazla gündeme geldi ve en sonunda 1947’de ülke yasasında yer aldı. Japonya'daki hareketin arkasındaki düşünce de kadınların doğurganlığını korumak teorilerine kaynaklanıyordu.

Regl döneminde kadınlara resmi olarak izin hakkı tanınmasının iş yerinde dengeleri değiştirebileceğini düşünenlerdenim. Zaten kadınlar dünya genelinde erkeklerden daha fazla çalışmak, çabalamak zorunda. Regl izni ise bizim kabul ettirmek istediğimiz ‘eşitlik’ algısına ters düşüyor gibi geliyor. Erkeklerin ve patronların gözünde ‘güçsüz’ duruma düşme fikri ve daha az çalışma algısı canımı sıkıyor.
Sare Y. / 29

ZAMAN GEÇTİKÇE İZNİ KULLANAN KADIN SAYISI AZALIYOR

Bugün, regl izni politikasının uygulanması Japonya’da değişiklik gösteriyor. İzin verilen sürenin miktarı ve ücretli olup olmayacağı konusundaki kararlar genellikle sendikalarla toplu müzakerelere ve işverenlerin takdirine bırakılıyor. Yasanın kabul edildiği ilk yıllar nispeten kadınlar bu izni kullanma konusunda daha istekliydi. Yerel medyaya göre, 1965 yılında Japonya’da regl izni kullanan kadın sayısı yüzde 26 idi. Zaman geçtikçe izni kullanan kadın sayısı neredeyse sıfırlandı.

ERKEK ÜSTLERİNDEN UTANIP İZİN ALMIYORLAR

2014 yılında yapılan bir hükümet araştırması, menstrüel izin politikası olan işyerlerinde ankete katılan kadınların yüzde 0.9'undan daha azının bu izni talep ettiğini ortaya koydu. Kadınların çoğunluğu ise erkek üstlerinden utandığı veya anlayış eksikliği gibi nedenlerde izni talep etmediğini söylüyor.

GÜNEY KORE’DE DE İZİN VAR AMA…

Güney Kore’de de tıpkı Japonya’da olduğu gibi, regl iznini kullananların sayısı düşüyor. 2013 yılında yapılan bir ankette Güney Koreli kadınların yüzde 23,6’sının izni kullandığı belirlenmişken, 2017 yılına gelindiğinde bu oran yüzde 19,7’ye düştü.

HİNDİSTAN’DA TABULAR YIKILIYOR

Hindistan’da menstrüasyonla ilgili sağlam tabulara meydan okumaya çalışan bir avuç özel şirket, geçtiğimiz yıllarda regl izni uygulamasına başlamıştı.

Hintli gıda dağıtım şirketi Zomato da Hindistan'da geçen yıl çalışanlara yılda 10 güne kadar ücretli adet izni sunmaya başladı. Bir şirket sözcüsü, bu uygulamaya başlamalarının temel amacının ise ülkedeki ‘regl döneminden utanma algısını’ değiştirmek istemeleri olduğunu söyledi.

Menstrüasyon, kadınların vücudunun doğal bir süreci. Doğal bir akış için özel izin kullanılması gerektiğini düşünmüyorum. Öte yandan regl dönemini gerçekten çok sancılı geçirenlere de anlayışla yaklaşılmalı. Aslında bu durum bir resmi izinden ziyade ‘daha rahat dile getirebilme’ konusu. Dönemini hafif atlatanlar çalışmaya devam edebilir. Bu süreci ağır atlatanlar ise patronlarına rahatlıkla “Regl dönemindeyim, izin istiyorum” diyebilmeli. Konu tamamen bu konudaki algıların yıkılması bence. İzin kısmı da isteğe bağlı olmalı.
Pınar G. / 27

‘REGL OLDUĞUNUZU SÖYLEMEKTEN UTANMAYIN!’

Şirketin kurucusu ve CEO’su Deepinder Goyal, halka açık bir şekilde yayınlanan e-postada kadınlara “Güven, hakikat ve kabul kültürünü teşvik etmek istiyoruz. Regl izni başvurusunda utanılacak ya da damgalanacak bir şey olmamalı. Regl izninde olduğunuzu şirket içi gruplarda veya e-postalarda insanlara söylemekten çekinmemelisiniz” sözleriyle seslendi.

Hindistan’da kadınların regl olduklarında bazen yemek pişirmelerine ve hatta kimseye dokunmalarına izin verilmiyor. Hayırsever bir organizasyon olan Dasra’nın 2014 raporuna göre, Hindistan’daki kızlar genellikle okul döneminin yüzde 20’sini regl oldukları için kaçırıyor. Yine aynı rapora göre, Hintli annelerin yüzde 70’i regl dönemini ‘kirli’ olarak değerlendiriyor.

TÜRKİYE’DE İLK OLARAK 2004’TE TANINDI

Avukat Bilal Çelik, ülkemizde regl izninin ilk olarak 2004 yılında yalnızca hukuken ‘ağır ve tehlikeli işler’ kapsamında değerlendirebileceğimiz ağır işlerde çalışan kadınlara tanındığı bilgisini veriyor.

“İzin süresi ise yönetmelik ile 5 gün olarak belirlenmişti. Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği’nde yer alan bu düzenleme ne yazık ki pratik çalışma hayatı içerisinde uygulama alanı bulamadı” diyen Çelik şunları da ifade ediyor:

“Şu aşamada ülkemizde çalışma hayatına devam eden kadınlara regl izni verilmesini öngören herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Ancak cinsiyet eşitliğini benimseyen bir vizyona sahip kurumsal şirketler kadın çalışanlarına bu yönde bir hak tanımaktadır. Söz konusu uygulama ülkemizde giderek yaygınlaşmaktadır.”

Okuduğum bir yazıda doktorlar regl olduğumuzda hissettiğimiz ağrının kalp krizinde hissedilen ağrıya eşdeğer olduğunu söylüyorlardı. Siz her ay kalp krizi geçirseniz ve bu kriz sırasında da çalışmak zorunda kalsanız ne hissederdiniz?
Başak O. / 29

‘KİŞİSEL MAHREMİYET İHLAL EDİLMEDEN TEMİN EDİLMELİ’

Avukat Çelik, “Şahsi kanaatim kadınların insan haklarına uygun şekilde çalışma hayatında yer alan kadınlarımıza regl izni verilmesi yönündedir ve fakat kadınların regl dönemlerine ilişkin bilgiler kişisel mahremiyetlerini ihlal etmeyecek şekilde temin edilmelidir” diyor ve ekliyor:

“Zira regl izni kullanmak isteyen bir kadının regl olduğunu ispat etmesi kendisinden beklenemez. Dolayısı ile kadın çalışanlardan genel anlamda rızalarına dayalı şekilde söz konusu veriler temin edilmeli ve salt beyanlarına istinaden kendilerine izin verilmelidir.”

Regl dönemlerinin kadınlar için çok zorlu geçebildiğini biliyorum. Çevremdeki pek çok kadın arkadaşım ve eşimden de bu duruma bizzat şahit oluyorum. Eşim bazen ağrılarının dayanılamayacak boyutta olduğunu söyleyip gün içinde birden fazla ilaç almak durumunda kalıyor. Onun ve tüm kadınların böyle bir acı ile mücadele ederken çalışmasını istemem. Zaten çalışsalar da ne kadar verimli olabilirler bilmiyorum. Bu sebeple regl izni bana çok doğru geliyor.
Caner T. / 32

AVRUPA VE ABD BU KONUDA GERİDE KALDI

Ancak dünyanın diğer tarafındaki manzara çok farklı görünüyor. Regl izni politikası Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık ve Avrupa'da neredeyse yok.

Regl izni olan ülkelerde bile, feministler konu kadın hakları olduğunda bu iznin bir geri adım mı yoksa bir ilerleme işareti mi olduğu konusunda ikiye bölünmüş durumda. Bazıları, uygulamanın çalışan kadınlar için doğum izni kadar gerekli olduğunu savunurken, diğerleri kadınları erkeklerden zayıf gösterebileceğini ve daha fazla ayrımcılığa yol açabileceğini söylüyor.

Regl dönemini çok şiddetli geçiren biri olarak; böyle bir resmi iznin gerekli olduğunu düşünüyorum. O süreçte ağrılarla mücadele ederken bir de verimli çalışmak için uğraşmanın, kimseye belli etmemeye çalışmanın sıkıntısını sadece yaşayan bilebilir. Her ay 'ben hastalandım birkaç gün rapor aldım' diyemiyorum. Çünkü birkaç ay üst üste izin isteyince 'ne sık hasta oluyorsun, abartma' gibi bir tepki ile karşılaştım. Şimdi ben ne yapacağım? Eğer resmi bir regl izni olursa en azından durum net şekilde anlaşılır ve kimse de sürekli hasta oluyorsun diye çıkamaz karşıma.
Arzu Y. / 37

İSPANYA’DA İLK ADIM GİRONA’DAN GELDİ

Girona, geçtiğimiz yıl regl izni uygulamasını başlatarak İspanya'da bu izin politikasını düşünen ilk şehir oldu. Yerel işçi sendikası Intersindical-CSC tarafından desteklenen politika, başlangıçta bazı çalışanların direnişiyle karşılandı. Sendika temsilcisi Èrika Andreu, “Bunun menstrüasyonun ağrılı olduğu veya bizim kurban olduğumuz fikrini güçlendireceğinden endişelenen kadınlar varken, neden izin alamadıklarını merak eden bazı erkekler de oldu” diye konuştu.

İTALYA’DA KADIN MİLLETVEKİLLERİ ÖNCÜ OLDU AMA...

İtalya’da 2017’de dört kadın milletvekili, kadınların regl döneminde izin kullanabilmeleri üzerine hazırlanan yasa tasarısını parlamentoya sundu. İtalyan Parlamentosu, şirketlerin şiddetli menstrüal krampları olan kadınlara üç günlük ücretli izin teklif etmelerini gerektiren bir yasa tasarısını onayladı. Fakat bu izinden yararlanabilmek için doktor muayenesinden geçmek ve regl döneminin gerçekten ağır geçip geçmediğinin belirlenmesi gerekiyor.

Regl döneminin hastalıktan pek bir farkı yok. Kadın olmak yeteri kadar zorken, bir de her ay duygu değişimin çok fazla yaşandığı bu dönemde, iş hayatında kadınlara izin verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü regl hem şiddetli ağrısı hem de mide bulantısı, kramplar ve aşırı halsizliğiyle beş-altı gün boyunca psikolojiyi oldukça yıpratıyor. Haliyle bu süre zarfında kişiden tam motive bir şekilde işine konsantre olması ve verimli çalışmasını beklemek çok doğru değil.
İsmail S. / 30

ABD’Lİ KADINLAR REGL İZNİNE OLUMSUZ BAKIYOR

Menstrüel izin fikri ABD'de pek ilgi görmedi. 600 ABD’li ile yapılan ve Health Care for Women International (Uluslararası Kadınlar için Sağlık) dergisinde yayınlanan 2017 tarihli bir ankette, katılımcıların neredeyse yarısı regl izninin etkisinin olumsuz olacağını söyledi.

Bazıları bu izin politikasının regl olmayanlar için haksızlık olacağına veya iznin kötüye kullanılacağına dair endişelerini dile getirirken, diğerleri ise bu izin politikasını gereksiz gördüğünü ve gerekli durumlarda hastalık izni alınabileceğini düşündüklerini söyledi.

'BİZ YAŞADIK ONLAR DA YAŞASIN' DİYORLAR

Cinsiyet ve istihdam üzerine araştırma yapan Sidney Üniversitesi profesörü Elizabeth Hill'e göre, Batı'daki genç kadın ve erkeklerin bu fikre daha açık olma eğiliminde olduklarına dair anekdotsal kanıtlar olduğunu, yaşlı kadınların ise daha çok karşı çıktığını söylüyor. Hill, yaşlı kadınların menstrüasyon sırasında çalışmakta zorlandıkları için genç kadınların da aynı şeyi yapması gerektiğini düşündüklerini de ekliyor.

Dünya genelinde ‘evlenebilir, doğum yapabilir’ gibi sebepler kadınların işe alınma sürecini etkileyebiliyor. Uzmanlar, kadınların regl iznine karşı çıkma sebeplerinden birinin de tam olarak bu nokta olduğunu söylüyor. Kadınların ayda birkaç gün kullanacağı regl izni, onları erkeklerden ‘daha az’ çalışıyor durumuna düşürebileceğinden, işe alım süreçlerinde de karşılarına engel olarak çıkabilme ihtimali bulunuyor.

REGL KADIN OLMANIN BİR PARÇASI, EN AZ İKİ GÜN İZİN OLMALI

Regl izni konusunda fikirlerine danıştığımız Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, konuyu detaylı bir şöyle anlatıyor:

-- Bu yolun henüz çok başındayız. Ben 2022 yılında özel sektörde oranın daha da artacağını düşünüyorum.

-- Regl izni aslında kadın olmanın bir parçası, fizyolojik bir ihtiyaç. Elinizde olmadığı zamanlarda ve vücudunuzun genetik yapısıyla ilgili olarak çok ağrılı, kramplı süreçler yaşadığınızda iş yerinizden ancak doktora giderek izin alabiliyorsunuz. Böyle bir durumda kişinin doktora gitmesi ile ya da çeşitli ‘yaratıcılıklarla’ izin almaya çalışması değil, izin hakkı tanınması gerekiyor. Bu izin en azından iki gün olmalı. Çünkü ilk iki gün gerçekten çok zorlu geçiyor.

REGL İZNİNİN EŞİTLİK MÜCADELESİ İLE HİÇBİR İLGİSİ YOK!

-- Hak konusunda biz eşitliğe yasal mevzuat üzerinden bakıyoruz. Ancak regl, fizyolojik bir durum. Regl izninin eşitlik mücadelesi ile hiçbir ilgisi yok. Bunun birbirine karıştırılmaması gerekiyor. Kadınların “ben ağrıya da dayanırım, güçlüyüm” ispatına ihtiyacı yok. Yasal mevzuat üzerindeki kadın erkek eşitliğinden bahsederken, sürecin içinde regl izninin de olması gerekiyor. Bunu eşitliğin önünde bir engel olarak göreceksek o zaman doğum iznini de almayalım. Doğum yapıp ertesi gün iş başı yapalım. Mümkün mü?

REGL OLDUM DEMEK ZORUNDA DEĞİLİZ, İZİN HAKKIMIZI BİLDİRMEMİZ YETERLİ

-- Regl izni politikası uygulandığında da müdüre gidip “ben regl oldum, izin kullanacağım” demek zorunda kalmamalıyız. Regl dönemi her zaman düzenli olmayabiliyor, tarihleri aynı olmuyor. Bu sürece girildiğinde kişi iş yerine ‘çalışamayacağını’ bildirmeli ve bu yeterli olmalı. İnsan Kaynakları tarafından yapılacak bir düzenleme ile bu izni kullanmak isteyen kadınlara hak tanınmalı. Herkes kullanmak zorunda da olmamalı elbette. İsteyen kullanır, isteyen kullanmaz tamamen kadınlara ve geçirdikleri sürece bağlıdır.

İŞE ALIM SÜRECİNİ ETKİLEMEMELİ

-- Kadınların işe alım süreçleri ‘evlenebilir, doğum yapabilir’ gerekçeleri ile her zaman daha zor oluyor. Haliyle kadınlar regl izninin yasal hale gelmesinin de işe alım ya da terfi gibi konularda kendilerini engelleyebileceğinden endişe ediyor. Toplumsal cinsiyet eşitliği kavramlarının artık ortaya konması gerekiyor. Nasıl ki eşit işe eşit ücret mücadelesi veriyorsak, bu kavramlar için de mücadele ediyoruz.

-- Regl dönemi aynı zamanda iş gücünü de düşüren bir dönemdir. Kadınların yapacağı iki günlük regl izni ile iş yeri yıkılmayacaktır. Çok acil bir konu olduğunda artık işler evden de yürütülebiliyor. İki günde hiçbir iş, iş yeri batmaz. İş yerinin batmayacağı gibi bu izin politikası kadın çalışanların performansında artışa sebep olacaktır. Tanınan bu izin aslında ‘insan yerine konma, birey olarak görme’ zihniyetidir.

Kaynak: Hürriyet
Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA