16 Ekim 2024
  • İstanbul17°C
  • Ankara12°C
  • Antalya23°C

HALİÇ'İN ALTIN BOYNUZ ADI NEREDEN GELİYOR?

Yapay Zeka

14 Ekim 2024 Pazartesi 22:44

İstanbul'un simgelerinden biri olan Haliç'in "Altın Boynuz" adını almasının arkasında oldukça ilginç bir mitolojik hikaye yatmaktadır. Tarihi İstanbul ile ilgili efsanelerin en eskileri ve en ilginçleri belki de Bosphorus (İstanbul Boğazı) ve Golden Horn’a (Altın Boynuz –Haliç) aittir. Buna rağmen herhalde en az bilinen hikayelerdir. Bosphorus ve Golden Horn isimlerini genellikle (yabancı) turistlerin haritalarında ya da İngilizce hazırlanmış İstanbul seyahat ve gezi kitaplarında görürüz.
Golden Horn (Altınboynuz) olarak adlandırılan Haliç, Bizans İmparatorlarının denize girdiği yerdir. Bizans yazlık sarayı, bugünkü Kasımpaşa'da yer almaktaydı.
Altın çağlarını o zamanda yaşayan Haliç daha sonraları, tersaneler ve fabrikalar sayesinde kötü bir dönem yaşamıştır.1985'den itibaren fabrikalar kaldırılmış, parklar yapılmaya başlanmıştır.

Bosphorus – İstanbul Boğazı Efsanesi

Haliç'in adı, Yunan mitolojisindeki İo adlı bir kadına dayanır. İstanbul boğazı yani Bosphorus efsanesi aslında İstanbul’un kuruluşu ile ilintili bir hikayedir. Adı geçen yazımızda belirttiğimiz gibi Kral Byzas’ın anneannesi ve Hera tapınağının rahibesi İo, Yunan mitolojisinde Tanrıların Kralı olarak geçen çapkın Zeus ile aşk yaşamaktadır.  İo, Zeus tarafından baştan çıkarılan bir rahibe idi. Zeus ve İo bir gün birlikteyken, Zeus’un eşi ve baş tanrıca Hera durumun farkına varır. Bunu üzerine baş tanrı İo’yu boynuzlu bir ineğe çevirir. Başına diktiği dev, kralın adamları tarafından öldürülünce Hera, İo’nun başına bu sefer bir sinek musallat eder.
İo, Hera'nın gönderdiği sinekten kaçarken boynuzuyla toprağı oyarak derin bir iz oluşturmuş ve bu iz zamanla Haliç'e dönüşmüştür. İo'nun boynuzunun altın renginde olduğu düşünülerek buraya "Altın Boynuz" adı verilmiştir.

Haliç’e Pierre Loti tepesinden bir bakış.

İstanbul Boğazını Bosphorus olarak adlandıracak olan hikaye de tam burada başlar. Efsaneye göre İo sinekten kaçarken; yolları, ovaları, dağları ve hatta kıtaları aşar ancak bir türlü kurtulamaz. Sonunda derin bir vadinin kenarına dek gelir: İstanbul Boğazı. Tam vadiyi geçerken, alan suyla dolar ve İstanbul Boğazı oluşur.

Boğaziçi’nin adı böylece oluşur: (Emin olmamakla birlikte) Greekçe “boos”un inek, “foros”un ise geçit anlamına geldiği yönünde bilgilere ulaşabiliyoruz. Eski Yunanca inek geçidi anlamına gelen Bosphorosus ve bugünkü İngilizcede Bosphorus adı böylelikle bügüne dek gelir.

Haliç Altın Boynuz – Golden Horn Efsanesi

Haliç Golden Horn efsanesi de bu hikaye ile bağlantılıdır. Yalnız şöyle bir fark vardır, Golden Horn ismi ile ilgili tek bir efsane değil, birkaç efsane vardır.

Efsane Keroessa

Megaralı Kral Byzas’ın anneannesi İo’nun, boynuzunu sallarken oluşturduğu yarıklardan birisi de Haliç’tir. Burada kıyıya çıkınca bir kız çocuğu dünyaya getirir ve adını Keroessa koyar. Bu isim zaman içerisinde “keros” olarak yani boynuz anlamında kısalır.

Haliç’in çevresindeki toprakların bereketli olmasından mütevellit, bugün bilhassa Batılılar tarafından Golden Horn olarak adlandırılır. Hatta rivayete göre bu isim, annesinin anısına bizzat Büyük Byzas tarafından verilmiştir. Tabi eski Yunan dilinde.

Altınlarla Batan Gemilerin Rivayetleri

Eski İstanbul’da, Roma İmparatorluğu döneminde altın yüklü gemilerin boynuz şeklindeki Haliç’te battığı kabul edilir. İsmin buradan da gelmiş olabileceği şeklinde rivayetler vardır. Öyle ki yakın zamanda bir grup definecinin tonlarca altın buldukları ve gözaltına alındıkları yönünde haberler basında yer aldı.

Boynuz Şekli ve Güneş Işığı

Haliç’in şekli yukarıdan bakınca gerçektende bir boynuza benzemektedir. Eğer bir bahar ya da yaz günü, güneş doğarken Eyüp’te bulunan Pierre Loti tepesinden Haliç’e bakarsanız, nasıl altın gibi parladığına şahit olursunuz.

Altın boynuz adının aslında buradan geldiği de iddia edilmektedir. Gerçeğe en yakın söylenti de budur.

Tarihi Yarımada (Kartal) ve Haliç (Yılan)

Son olarak diğerlerinden biraz farklı bir hikaye daha var. Aslında bu Roma İmparatorluğu döneminden kalma bir rivayet. Gerçek İstanbul’a yani sur içindeki eski İstanbul’a, Anadolu yakasındaki bir tepeden, Büyük Çamlıca Tepesi’nden bakarsanız; Tarihi Yarımada’nın bir kartala benzediğini görebilirsiniz. Ve Haliç’in de bu kartalın ağzındaki bir yılana…

Megaralılar ve Byzas: Bir başka anlatıya göre ise, Megaralılar'ın kralı Byzas, annesi Keroessa'nın anısına bu bölgeye "Altın Boynuz" adını vermiştir. Byzas, İstanbul'u kuran efsanevi kral olarak kabul edilir.

Neden Altın Boynuz?

Verimlilik: Haliç, doğal bir liman oluşturacak şekilde deniz içine uzanır ve yüzyıllar boyunca Bizans ve Osmanlı gemilerine ev sahipliği yapmıştır. Bu verimliliği nedeniyle taşı toprağı altın gibi görülen Haliç'e Batılılar tarafından "Altın" sıfatı eklenmiş ve "Altın Boynuz" adı bu şekilde günümüze kadar ulaşmıştır.

Sığınma Ücreti: Bir diğer rivayete göre ise, dışarıdan gelen gemiler Haliç'e sığındıklarında karşılığında altın ödemek zorunda kalırlardı. Bu durum da Haliç'in adının altınla ilişkilendirilmesine neden olmuştur.

Özetle, Haliç'in "Altın Boynuz" adı, hem mitolojik kökenlere sahip hem de bölgenin tarihsel ve coğrafi önemini yansıtmaktadır. Hem güzelliği hem de taşıdığı anlamlar nedeniyle İstanbul'un en değerli sembollerinden biri olmuştur.