22 Kasım 2024
  • İstanbul18°C
  • Ankara14°C
  • Antalya17°C

GAZİTEPE HAVALİMANI DOĞRU YERDE Mİ?

Musa Alioğlu

16 Kasım 2010 Salı 22:35

Dünya ile tam entegre olmanın en iyi yolu hava ulaşımıdır. Bunun için de dünyaya açılan hava kapılarınızın yeterli ve yüksek kapasitede olması kesin şarttır. Şöyle bir baktığımızda, bizim dünyaya açılan en büyük hava kapımızın İstanbul Atatürk Havalimanı ve Antalya Havalimanı olduğunu görürüz. Diğer havalimanı ve havaalanlarının da yine aynı amaca az da olsa hizmet ettiğini biliyoruz.

İstanbul'da Atatürk Havalimanı dışında bir de Sabiha Gökçen Havalimanı var. Bunun dışında devreye üçüncü alternatif olarak Çorlu Havalimanı' nı sokanlar var. Çünkü onlara göre üç alanın arasındaki mesafe sadece 105 kilometredir. Yani hızlı tren ile bu üç alanı birbirine bağladığınızda ortada sorun kalmaz diyorlar. Acaba gerçekten öyle mi?

Atatürk Havalimanı bugün kapasitesini tam kullanamıyor. Yani sırasıyla anlatırsak durum şöyledir. Birincisi askeri pist, Havacılık Müzesi, hava lojmanları ve uçak koruganları.. Bunlar buradan tamamen kaldırılırsa ortaya geniş bir alan çıkar. Bunun dışında yine aynı şekilde alanın hemen kenarında yer alan resmi ve özel kurumların da birer birer temizlenmesi konuyu çözer. Yani Dünya Ticaret Merkezi  ve diğer tarafta Sefaköy ve Florya istikametlerinde geniş bir kamulaştırma yapılabilir. Yapılan bu düzenleme ile havaalanının rahatlaması sağlandığı gibi, can ve mal güvenliğini de beraberinde getirir.  Ulaştırma Bakanımız Sayın Binali Yıldırım'ın söylediği sözleri aynen buraya alıyorum. Sayın Bakan diyorlar ki " Şayet AHL'ye üçüncü bir pist yapılacaksa bunun bedeli çok ağır olur. Yani Florya istikametinde 3 bin konut veya Sefaköy istikametinde de 3 bin konut yıkılmalıdır " Bu sözler doğrudur. Bunun faturası yüksek olur. Ama askerlerle varılan anlaşmaya göre onlara bir takım kolaylıklar sağlanacak ve onlar burayı terkedeceklerdir. Haliyle ortaya boş alanlar çıkacaktır. Bunun yanı sıra yeni park sahaları için atıl durumdaki uçakların da buradan kaldırılması gerekir. Ama bu da çok zor, çünkü hukuki engeller var. Çoğu hacizli olan uçaklara kimse dokunamıyor. DHMİ bu durumdan çok şikayetçi, ama yasalar elini kolunu bağlıyor. Bir de alan içindeki çarpık ve fazla yapılaşma sorun yaratıyor. Tüm bunlar ortadan kaldırılırsa AHL ferahlayacak, ama bir üçüncü piste kavuşacak mıdır? İşte bu zor. Aynı anda iniş kalkış yapılabilmesi için iki pist arasında 1200 metrelik bir mesafe olması lazım. Bunu nasıl ve ne şekilde  yaparlar bilemem. Ama, Dünya Ticaret Merkezi'nin hemen yanına doğru uzanacak bir pistten bahsediliyor. Bunun olup olamayacağını düşünenler var. Bekleyip görelim.

Sabiha Gökçen'in durumu ise malum. Dün, eski Başbakan Mesut Yılmaz'a bunu neden yaptın diye hesap soruluyordu. Bugün gelinen noktada anlaşıldı ki, gerçekten gerekli bir yatırımmış. Ama burada da aynı hatalar yapıyor ve alanın etrafını yapılaşmaya açıyorlar.. Bu çok yanlış bir şey. Uçak bakım hangarı  ve similatör merkezi dışında orada alışveriş merkezleri, evler villeler yapmaktan vazgeçmeliyiz. Orasının rant kapısı haline gelmesinin önüne geçmeliyiz. Sabiha Gökçen giderek daha çok yolcu toplayacak, öyle bir gün gelecek ki, orası da tıkanacak ve ihtiyaca cevap vermeyecektır. Bu nedenle şimdiden tedbir almak yararlı olur. Sabiha Gökçen'in durumu ortadayken Çorlu'yu bir alternatif olarak  görebilir miyiz. Bunun da bir çözüm olacağını söyleyebiliriz.  Dünyanın her yerinde büyük kentlerin çok uzağında alanlar var. Yani uçaktan inip hemen otele gidemiyorsunuz. Bu nedenle yabancılar buna alışıktır. Ama Çorlu'dan uçaktan inen bir yolcuyu Taksim'deki otele nasıl ve ne kadar zamanda getirebilirsiniz.? Var mı bizim böyle bir altyapımız. Bizim trafiğimiz buna uygun mu derseniz, hayır derim. Hızlı tren veya metro veya deniz yoluyla ulaşımı düşünebiliriz. Ama bu da uzun zaman isteyen bir yatırım gibi geliyor bana.

Bu durumda ben de İstanbul'a üçüncü havalimanı yapılsın diyenlere katılmak zorunda kalıyorum. Başka çare yok sanki. Başbakan emir verdikten sonra bu iş bitmiştir ve artık tartışmak boşunadır. Bundan sonra yer tartışması başlayacak diye düşünürken İstanbul Anakent Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş'ın yeri de söylemesi sorunu bitirmiştir. Tartışma yapmaksınız, tarafların ve halkın görüşünü almaksızın bir yer belirlenmiştir gibi geliyor bana. Bu da birilerine rant sağlayacaktır. Bugünden değil taa dünden, insanlar oralarda arazi kapatma yarışına çoktan başlamışlar bile. Böyle bir mantık o alanın da yerleşim birimleri arasına hapsolması anlamına gelir. Devlet, kamulaştırmayı normal rayiçler üzerinden yapıp alanın yapılacağı bölgeyi garanti altına almalıdır. Yoksa, yine Ataköy halkı gibi bir süre sonra insanlar " Uçaklar kafamızı yalıyor, geçiyor " diye şikayet etmeye başlayacaklardır.

Gazitepe diye bilinen bölge İstanbul merkeze nereden baksanız 75 kilometre. Böyle bir yerden kente ulaşmak tarihi yerleri gelip görmek nasıl olur bilemem. Yine aynı şekilde bu alandan da kente değişik ulaşım biçimleri denenmelidir. Yoksa oradaki alan, sadece oraya hizmet etmek zorunda kalır. Sabiha Gökçen Anadolu yakasının yolcusunu almıştır ve onunla kendini ispatlamıştır.  Gazitepe Havalimanı'nı kim alır, kim yapar ve kim işletir bilemem. Ama bu alanı alacak olan girişimcinin biraz cesur ve gözükara olması lazım. Çünkü AHL ve Sabiha Gökçen havalimanlarının genişletilmesi ve yeni pistler yapılması durumunda bu alanlar yolcu trafiğini 5 yıl daha idare eder.

Yeni havaalanı yapmayın demiyoruz. Elbette yapılsın ama, karı zararını karşılayacak mı veya rantabl olacak mı onu merak ediyorum. Başbakan'ın bu konudaki hevesine saygı duyarım..Sayın bakanın bu konulardaki öngörüsüne ve bilgisine asla sözüm olamaz. Ama halk burayı benimsemez ise, turist tercih etmez ise zorla mı getireceğiz onları. Konunun temelinde bu vardır. Ama yinede hayırlı olsun demekten başka çare yok. Ülkeye yeni bir eser kazandırılmasıdır söz konusu olan. Yapılacaksa fazla uzatmadan yapılmalı ve hizmete açılmalıdır ki, biran önce yeterli yolcuya kavuşabilsin.
İyi uçuşlar Türkiyem..