23 Kasım 2024
  • İstanbul4°C
  • Ankara18°C
  • Antalya21°C

EMEKLİ VE GENÇLİK TURİZMİ

Can Pulak

06 Mayıs 2013 Pazartesi 21:02

İlkbahar geldi, güneş kendini hafiften göstermeye başladı. Tabiat canlanıyor, çiçekler açıyor, ağaçlar yeşilleniyor. Kuşlar cıvıl cıvıl…
Kış turizmi merkezlerimiz sezonu kapattı. Şimdi Ege ve Akdeniz sahilleri hareketleniyor. Dağlarımızda hayat bitti, deniz mevsimi başlayacak artık.
Türkiye ölü sezonları değerlendiremiyor. Yaz oldu mu, dağ otelleri kapanıyor, kış geldi mi sahillerimizde hayat bitiyor. Oysa dünya turizmi, sezonları uzatmak için ezber bozuyor. Kapalı otelleri açık tutmak için ne mümkünse yapıyor. Yazın dağ otellerini, kışın da sahillerdeki tesisleri çok cazip fiyatlarla emeklilere açıyor.
Ayrıca dünya gençliği için çok güzel programlar yapılıyor.
Türkiye gençlik turizmine tam manasıyla kapalı hale geldi. Gençlerimizin tatillerde gidecekleri yer yok. Eskiden gençlere dağlarda, ormanlarda kamplar yapılırdı. Kızılay kampları , izci kampları, orman kampları gençlerin doğayla tanışmalarını, yaşamlarını doğayla barışık geçirmelerini sağlardı.Bugün gençlerimiz gidemiyor böyle yerlere. Kahvelerde, bilardo salonlarında, televizyon ve bilgisayar başında geçiriyorlar boş vakitlerini.
Emeklileri evden çıkartacak, gençleri ise tabiata taşıyacak programlar üretmeliyiz. Bunu devlet planlayabilir, yapabilir, organize edebilir. Kışın emeklileri, ılıman iklime sahip Güney ve Ege’deki boş tesislere yönlendirebilir, yazın da dağ otellerinde tatil yaptırabilir.Boş sezonları değerlendirme projesine bir miktar devlet katkıda bulunabilir,uzun vadeli
krediler verebilir, sivil toplum örgütlerini ve sosyal kurumları devreye sokabilir.
Uludağ’ı düşünelim mesela… Kartalkaya’yı, Erciyes’i, Ilgaz’ı, Palandöken’i ve yazın kapattığımız tesislere sahip tüm dağlardaki tesisleri hesaba katalım. Buraları emeklilerle doldursak ve boş geçecek 6 ayı ülke turizmine kazandırsak fena mı olur? Çevredeki köyler de nasibini alır bundan,esnaf da iyi para kazanır.
Emekli turizmi deyip geçmeyin. Dünya iyi gelir sağlıyor bu işten. Sadece ekonomisi güçlü ülkeler değil,sıradan olanları bile emekliyi evden çıkaracak ucuz organizasyonlar yapıyor. Örneğin Bulgaristan, Yunanistan, Romanya, Polonya, filan… Biz niye yapmayalım ki? Bizim emeklilerimizin yarısı güç geçiniyor ama, diğer yarısının ya hali vakti yerinde yada çocuklarından destek sağlıyor.
Ankara, İstanbul, İzmir emeklileri kışın Antalya’nın tatil köylerine gitseler, evlerinden daha ucuza yaşarlar. Ege’nin turizm kentleri de öyle değil mi?
Bizim turizm acentelerimiz işin kolayına kaçıyor. Ülkesini doğru dürüst tanımayan insanlarımızı, 12 taksitle Avrupa’ya götürüyor. Gazetelere bakın çarşaf çarşaf ilânlar. O ilanları emekli turizmi için verseler ,gençlik turizmi için düşünseler,
hem sektöre müthiş bir canlılık kazandırırlar, hem de kapalı
tesislerimizin tümüne hayat verirler.
Bugün dünya turizmi, eski kulvarları değiştirerek yeni hedeflere yöneliyor. Gezip tozmayı, kaliteli yaşamı zenginleştiriyor, insanların ilgi alanlarını çoğaltıyor. Kültür turizmi iyice tırmanıyor artık.Türkiye bu açıdan çok şanslı bir ülke.Ayrıca golf turizmi, termal turizmi, sağlık turizmi filan günümüzdeki değerini arttırıyor. Köy turizmi inanılmaz
mesafeler almaya başladı. Paralı turist betondan gelip,büyük beton otellere pek girmek istemiyor. Doğal yaşamı,köy hayatını tercih ediyor çoğu. O nedenle turizm plancıları, bu değişikliğe uygun operasyonlar düşünüyorlar, hazırlıklar yapıyorlar. Bu arada çiftlik turizmi de gündeme geldi,hatta İtalya ve Fransa’da devreye girdi bile.
Bizim bütün bu gelişmeleri iyi izlememiz ve dünyaya paralel adınlar atmamız lazım .Artık deniz-kum-güneş üçgeni, yerini daha farklı tatillerle paylaşmaya hazırlanıyor. Elbette bu üçgenin değeri çok düşmüyor ama,sağladığı geliri paylaşacağı yeni alanların hayata geçmeye başladığını da
unutmamak gerek.