22 Aralık 2024
  • İstanbul7°C
  • Ankara7°C
  • Antalya19°C

DOĞRU SÖYLEYENİ HAVALİMANINDAN KOVARLAR

Sefa İnan

31 Aralık 2018 Pazartesi 16:40

Sayın okurlarımız;

2018 yılının son köşe yazısını yazmak için masaya oturduğumda aklıma ilk gelen konu yine 3.Havalimanımız, yani İstanbul Havalimanı oldu.

Umarım hatırlarsınız:

İGA’nın eski CEO su Yusuf Akçayoğlu ortakların oylaması ile görevden alındığında, yeni havalimanının 29 Ekim 2018 de yetişemeyeceğini söylemesini iddia olarak yazmıştık. ( TIKLAYIN)

Sonuç olarak; Yusuf Akçayoğlu’nun yerine Kadri Samsunlu getirilmiş ve yeni dönem başlamıştı. Kısaca ortaklar aynı ve sadece CEO değişmişti.

Mevcut duruma baktığımızda, Yusuf Akçayoğlu’nun haklı çıktığını söyleyebilmek mümkün. “Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” atasözümüzün doğruluğunun hayata geçişi işte budur.

Evet… İstanbul Havalimanı, 29 Ekim 2018’de “Emir Büyük Yerden!” denilerek açıldı açılmasına ama bir dolu aksaklıklar devam ediyor.

Yani “tam zamanında açıldı”!  IGA’ya yer teslimi 1 Mayıs 2015, verilen süre 42 ay, bu da Ekim 2018 sonuna denk gelmekte!

Mevcut durum şimdilik iç karartıcı. İç hatlarda birkaç nokta ve yurt dışında ise birkaç ülke dışında ne gelen var ne de giden… Daha doğrusu, başka ülkelerden gelen giden hiç yok da ortadaki yegane oyuncu ise sadece THY!

İstanbul havalimanının, esas inceleme yetkisi ICAO’nun (global olarak sertifikasyon için). Ancak bu görevi akredite olduğu için SHGM yapıyor… EASA ise  sadece Avrupa için denetleme yapabiliyor.

Merak etmeyin yeni havalimanı’nın fiziki eksikliklerini tek tek yazacak değilim. Bu eksikliklerin bazıları zaten medyaya çoktan malzeme oldular.

Ancak bana göre,bu eksiklikler zaman içinde giderilebilinir. Benim kafama takılan eksiklik, yeni havalimanımıza yakışmayacak boyutta.

sefa-006.jpgNedir bu derseniz; 

Gelen (=Arrivals) yolcuların bu kattan çıkartılamayarak ellerinde valizlerle bir kat yukarıya Gidiş (=Departures) katına çıkartılması ve oradan şehre gidecek vasıtalara bindirilmeleridir.

“Dünyanın en büyük havalimanı” iddialarına hiç de yakışmayacak bir uygulama. Geçici bir süre için de olsa bile…

Bildiğiniz üzere, bu eksikliklerden sonra da belirli şirketlerin taşınması ve belirli izinlerin alınması için 3 Mart 2019’a kadar beklemeye alındı.  Ancak SHGM tarafından yayınlanan son bildiri de yeterince kesin ve açık değil; son karar daha sonraki yapılacak bir ORAT Toplantısında kesinlik kazanır gibi…

Henüz Avrupa ve Amerika’dan “incelemeye/teftişe” gelen giden yok. Özellikle ABD’ye uçmak (buna ABD bayraklı havayolları da dâhil…) için Amerikan TSA’nın bir denetleme yapması gerekiyor; bu uygulama, uzunca bir süredir beklemede. Bu konuda İGA Yönetimine sorduğum soruda bana Aralık sonuna kadar mutlaka hallolacak denmişti. Aralık sonu geldi çattı… Umarım halledilmiştir. Aksi takdirde araya  yılbaşı ve Noel tatilleri falan girmiş olacağından zaman uzayacaktır.

Sakın ola ki bu projenin gereksiz olduğunu söylemek istediğimi sanmayın.

Konu kesinlikle o değil. Konu, ülkemizdeki cesaretle konuşabilecek ve gerekirse eleştirebilecek kişi sayısının maalesef gittikçe azalmasıdır. Birçok kişi sadece karnından konuşuyor. İnanın ki ben o tür kişiler adına utanıyorum. Doğruları söylemek, birilerini veya bazı kurum ve kuruluşlarımızı eleştirmenin neresi yanlış?

Bu korkak yapımızdan dolayı kaybeden her zaman biz vergi mükellefleri oluyoruz. Şüphesizdir ki Devletimizin kasasından çıkan ya da çıkacak para aslında bizim paramız. Sonuçta zararı bir şekilde bizler karşılayacağız.

Neyi mi karşılayacağız?

Bu rakamlar bir yıllık süre içinde yolcu garantisi verilen hallerde. Yani dış hat gidişler (yolcu başı 20€), dıştan dışa transferler (yolcu başı 5€) ve içten dışa transferlerde (yolcu başı 3€) tahsil edilen Yolcu Servis Hizmeti ücretlerinin her 12 ay sonundaki tahsilat toplamına bakılacak.

 

Toplanan para o yılın garanti tutarından az ise, DHMİ, IGA’ya yukarıdaki tablo eşliğinde para ödeyecek ya da yıllık kira gelirinden düşecek. Tam tersi olur da, toplanan para fazla çıkarsa da bu sefer IGA oluşan farkı DHMİ’ye ödeyecek. 

Ancak burada da insanın aklına bir soru geliyor: Biliyorsunuz IGA bir süre öncesinde (mali dar boğaza gireceklerini anlayıp) DHMİ’ye başvurmuş ve ilk 26 aylık (2 yıl, 2 ay) Kira Bedelinin ertelenmesini talep etmişti. Devlet bunu kısmen kabul etti. Ertelenmesi istenen rakamın yaklaşık %65’i dönem sonuna (yani 25 yıllık işletme süresinin sonrasına) ertelendi. İlk bir yıllık işletme süresinin kirası da bu ertelemenin içinde…

Peki şimdi, ISL’de ilk bir yıllık işletme dönemi sonrasında IGA Yolcu Garantisinden dolayı az veya çok alacaklı çıkarsa (ki olasılığı yüksektir), “kira erteleme konusu başka, garanti konusu başka” mantığı ile üste bir de para mı alacaktır?

AHL’nın “hesapta” 3 Mart tarihinde kapanacağı söylenmiş ve karar alınmış olsa da (ki yukarıda dediğim gibi bu söylemde “kesinlikten” çok bir “ima veya temenni” var gibi…) Ben hala bu kapanışın en az 2019’un ortalarına kadar süreceğini tahmin edenlerden biriyim. Umar ve Dilerim ki yeni bir Zafer Havalimanı yanlışı yaşanmaz.

Birazda TALPA genel kurulu ile ilgili benden görüş isteyenlere cevap vereyim. 

TALPA Genel Kurulu öncesi yazdığım tüm yazılara her an ulaşabilmeniz mümkün.  Genel kurullarda yaşanan maskaralıklar isimli köşe yazımda, “Yukarıda yazdığım iki grubun çekişecek olması üçüncü gruba yarar.  Bu üçüncü grup stratejik bir hata yapmazsa, seçimi alıp götürebilir” diye görüş belirtmiştim. Böyle de oldu…

Genel kurulun neticesi açıklanır açıklanmaz, haberimiz ve manşet resmimiz hazır olduğundan sadece oy sayılarını yazıp yayına ilk veren haber portalı olduk. 

Tabii ki yeni yönetimi tanımıyorum. Bu nedenle faaliyetlerini görmeden konuşmak için çok erken. Bir eleştirmen olarak yakinen izleyeceğimden kimsenin kuşkusu olmasın. Bizim habercilik anlayışımız sadece eleştirmeye yönelik olduğundan umarım diğerleri gibi AirlineHaber’e  malzeme olmazlar.

Bu arada tüm okurlarımızın yeni yılını kutlar sağlıklı,başarılı ve mutlu yeni bir yıl  geçirmelerini temenni ederim.  

2019 Yılında buluşmak üzere…