25 Aralık 2024
  • İstanbul14°C
  • Ankara10°C
  • Antalya9°C

ÇEVREYİ TURİZME BAĞLAMAK

Can Pulak

16 Ağustos 2010 Pazartesi 13:03

Çevre ile turizmi birlikte düşünmek gerek. Ne turizm çevresiz olabilir nede çevre turizmsiz... İkisini birbirinden ayırdınız mı,kaş yapalım derken göz çıkarırsınız.
Türkiye yıllardır bu hatayı yapıyor.Çevreyi Orman Bakanlığına bağlayınca,ne doğal güzelliklerimiz yeterince korunabiliyor nede turizmimiz gelişebiliyor. Ayrıca her iki konunun da çok patronu var.Devletin farklı kurumları görev yapmak isterken,hem çevrenin hem de turizmin önünü kesiyor.
Oysa biz Çevre Bakanlığını kurarken, müstakil görev yapmasını düşünmüştük.Ancak öyle olursa,dünyanın çeşitli fonlarından yararlanmak mümkündü.Evet bürokrasi biraz artacak,şikayetler sürecekti ama,uluslararası fonların desteği de böyle gelecekti işte.Ama öyle olmadı,ölü doğan bakanlık kısa bir süre sonra sağından solundan budanıp, Orman Bakanlığına aşılandı.
Orman teşkilatı ormanlarımızı koruyamıyor ki,çevreyi korusun.Bir koltuğa iki karpuzu sığdırmaya kalkışınca,olanlar çevreye dolayısıyla da turizme oldu.Madem Çevre Bakanlığı bir yere bağlanacaktı,Ormana değil de turizme bağlansaydı ya..Böylece işler ahenk içinde yürür,şikayetler de bu derece artmazdı.
Koylarımızı korumamız milli bir ödevdir. Ama bunu gel de, Orman ve Çevre Bakanı Veysel Eroğlu’na anlat. Herşeyi parti gözlüğüyle seyretmeye çalışan bu zat,(üstelik de Çevre Profesörü olduğu söyleniyor)koylardan çoğunun Özel Çevre Koruma Kurumunun sınırları içinde kaldığının bile farkında değil.Eğer farkında olsaydı,Gökova’nın Mazı koyunda yapılmak istenen otele karşı çıkardı.
Her zaman söylüyorum, dantel gibi koylarımızı imara açmamak ve korumak,turizme yatırımın en büyüğüdür.Artık sahillerimiz otele doydu.Üstelik dünyada artık büyük otellerin devri de kapandı.Şimdi küçük oteller,butik otelleri,pansiyonlar filan revaçta. .Sahil yatırımlarının yerini,içerlerdeki golf, sağlık, spor, kültür, termal gibi değişik yatırımlar alıyor dünyada.Bu değişikliği görmemiz ve ona göre hareket etmemiz lazım.
Büyük tesisler çevreyi zorlamaya başladı.Doğal güzelliklerimize bu beton yığınlarıyla zarar veriyoruz.Oysa devlet,hala büyük tesislerden medet umuyor,yatırımcıları buna yönlendiriyor.Doğu ve Güneydoğu turizminde belki büyük otellere ihtiyaç var ama, Ege ve Güney’de yeterli. Artık dolduramıyoruz otellerimizi,yataklarımızın çoğu boş.Üstelik de sezon giderek kısalıyor.Bunları dikkate almak ve dünyadaki gelişmelere paralel hareket etmek lazım.
Dünya çevreyi korumayı ön plana hatta ilk plana aldı.Devletler daha çevreci,daha küçük, daha yeşil modeller yaratmaya çalışıyorlar. Golfün dünyada bu kadar tırmanmasının sebebi belki de bu. Golfe karşı çıkanlar, aslında yeşile karşı çıkıyorlar.Deniz suyu ile sulanan,çimlerine artık ilaç vermeye gerek kalmayan gölfün kime ne zararı olabilir ki?Ama Türkiye’de bilen de konuşuyor, bilmeyen de..Üstelik hayatlarında golfü görmeyen,tanımayan,bilmeyenler daha çok konuşuyor.
Koylarımızın bulunduğu alanlara sadece otel değil,artık ev yapma izni de verilmemesi gerekiyor.Buralarda yeni köylerin kurulmasını,eskilerinin de büyümesini kesinlikle engellemek lazım.Özellikle Gökova ve Hisarönü için söylüyorum, buralardaki orman köylerinin hiçbirinde kanalizasyon yok.Denizleri iyice kirleniyor, yakında Haliç’e benzeyecek çoğu.Ayrıca orman köylerindeki seraların sayıları iyice artıyor.Seraların odunla ısındığını düşünürseniz, ormanların nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığını daha kolay anlarsınız.
Turizmde çeşitlilik söz konusu ya, yatırımcının başına gelenlerden de bahsedelim biraz.Başta Çevre olmak üzere,tüm kurumlar yatırımcıya yükleniyor.Nedense güzele düşman bizim bürokratlar.Güzel bir şey mi yaptınız,doğayla uyuma dikkat mi ettiniz,mahvoldunuz demektir.Yapılanı anlaması ,dünya görüşlerindeki farklar nedeniyle mümkün olmayan deneyimsiz memurlar,yatırımcıların analarından emdikleri sütü burunlarından getiriyorlar.
Bodrum’dan çıkıp, şöyle bir Kuşadası,Şirince üzerinden Ayvalık’a gideyim dedim. Gördüklerim ve duyduklarım karşısında pişman oldum desem yeridir.Yatırımcılar çok dertli,Orman-Çevre-Turizm Bakanlıkları ile belediyeleri her telden akortsuz çalan eski orkestralara benzetiyorlar.Tek ortak özelliklerinin ise,yatırımcıyı yokuşa sürerek ağlatmak olduğunu söylüyorlar.
Şirince’de Oya Narin’in Güllü Konaklarını görseniz bayılırsınız.Bu kadar mı güzel olur bir butik otel..?
Çiçekler içinde, müthiş bilinçli dekore edilmiş, lavanta kokulu bu konağımızı yaparken, ne sıkıntılar çekmişler. İnsan duyarken üzülüyor, utanıyor. Ödül vereceklerine, ceza kesip duruyorlar devamlı. Anıtlar Kurulu bahçeye döşenen 3-4 metrelik kayrak yolu söktürmek istiyor hala.
Kuşadası Pamucak beldesinde oteller suyu viski fiyatına alıyorlar.Suya İzmir’in beş katı para ödüyorlar.Maden suyu olsa, bu kadar para verilmez.İçlerinde sezonda bir trilyona yakın fatura ödemek zorunda kalacaklar bile var.Neredeyse mütevazi küçük bir otel parasına eşit.. Pamucak’ın suyu İzmir Belediyesine aitmiş. Onun için ödemeyi buraya yapıyorlar. Pamucak nire, İzmir nire.?
Akıl sır ermiyor işte..
Ayvalık’ta Ortunç oteli var. Eskiden tahta barakalarda ağırlarlarmış konuklarını. Şimdi güçlendirme izni almışlar ve iki katlı, doğayla müthiş uyumlu mükemmel bir tesis yapmışlar. İnanılmaz güzel bir peyzaja sahip,ormanla bütünlük kazanan bu butik otelin de başı dertte. Çevreciler geliyor, ormancılar geliyor, Anıtlar Kurulu memurları geliyor,gelen gelene... Adamlar turistlere hizmet mi versinler, memurlara dert mi anlatsınlar?
İşin ilginç yanı, tesiste kalan Bayındırlık Bakanı, birkaç gün önce şeref defterine güzel şeyler yazarak, bu butik oteli övüyor, sektöre ve ülkeye örnek gösteriyor, sahiplerini yürekten kutluyor. Bakanı böyle düşünüyor ama,sığ görüşlü memurları yasaları farklı yorumlayarak basıyorlar cezayı.Aynı memurlar, 100 metre ilerdeki bir kampingin çevreye duyarsız konum ve yönetimini pas geçiyorlar, 300 metre ötedeki milletvekillerine ait Doğaköy sitesindeki yasalara aykırılıkları görmezden geliyorlar.Ama Ortunç’u ellerinden gelse ortadan kaldıracaklar.
Bütün bunlar, Turizm-Orman ve Çevre üçgeninin doğru dürüst ve uyum içinde çalışmamasından kaynaklanıyor. Yapılacak iş, çevreyi ormandan alıp turizme bağlamak ve kararları hem ülkeyi ve hem de yatırımcıları zarara uğratmadan oluşturmaktır.