23 Aralık 2024
  • İstanbul9°C
  • Ankara5°C
  • Antalya11°C

BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM, OLDUM 64

Özkan Altıntaş

08 Haziran 2010 Salı 12:06

Çok genç yaşta iken çevremde 60’ı geçkin insanları görünce o yaş bana ütopya gibi gelirdi…
Hatta çok sevdiğim rahmetli anneannem ölmesin diye her gece dua ederdim. Onu 72 yaşında kaybettik…
Annem içinde aynı duaları yapardım. Onu ise 82 yaşında kaybettik.
Gazeteci oldum.
Gazetecinin ömrü 60 yaş diye haberler yapardık…
Son yıllarda gazeteci yaşıtlarımı ve benden küçükleri birer birer kaybettik.
Çevremdeki yaşıtlarıma bakıyorum, bir çoğu işi gevşetmişler.
Yani hayata yeterince sarılmıyorlar.
Beklentileri hiç kalmamış gibi yaşıyorlar.
İnsan öyle yaşarsa tabii yaşlanır…
Benim ise hayallerimi hiç bitmedi…
Saysam o hayaller buraya sığmaz.
Birde insanları severim.
Sevgi, hayatımda yaşam tarzımdır.
Beni sevsinler sevmesinler, doğru bildiğim yoldan şaşmam.
Hani "iyilik enayiliktir" derler ya, "olsun" deyip iyilik yaparım.
İnsanlara iyilikten zarar gelmeyeceğine inanırım.
Bu yüzden önceleri beni sevmeyen çok kişi iyi arkadaşım olmuştur
Beni bilen bilir. Hep yenilik peşinde koştum. Hep proje ürettim. Yaşıtlarım arasında benim kadar gazetecilik konusunda bilgisayar kullanan parmakla sayılacak kadar azdır.
Hayallerim dedim de…
En büyük hayalim nedir?
Çok param olmasıdır.
Bu saatten sonra çok paranın bana faydası olacak?
Ben o parayı kendim için değil çocuklar için istiyorum.
Zor şartlarda ama keyifli bir eğitimle Türkiye’nin en iyi liselerinden biri olan Vefa Lisesi’ni bitirdim.
O okul bana çok şey kazandırdı.
Hocalarım çok iyi idi. Hala minnetle anıyorum.
Okulum beni mezunlar gününe çağırdı ve bana 40. yıl plaketi verdi.
O gün bizlere bir şeyler anlatıldı.
Ondan sonra kararımı verdim.
Allah bana iyi para nasip ederse, çocuk okutacağım.
Korkmayın çocuk okutmak o kadar büyük para değil.
Vefa Lisesi Müdürü bir çocuğun aylık bursunun 100 lira olduğunu söyledi.
Düşünsenize bir piyango çıkıyor ve ben o okulun ihtiyaç sahibi tüm çocuklarını okutabilme gücüne kavuşuyorum. O çocukların kaybolmasını engelliyorum. Ülkeme yeni gençler kazandırıyorum.
Daha söylerken gözlerim yaşarıyor.
Var mı böyle mutluluk?
Bu gün 8 Haziran…
Geçen hafta üç Milli Piyango bileti aldım ve içimden çıkması için dua ettim.
İnşallah çıkarda doğum günümde kendi kendime bu mutluluğu armağan ederim.
Birde dünyada insanların gözyaşlarının artık dinmesini diliyorum.
Çocuklar, analar, babalar, kardeşler, dostlar hep ağlıyor.
İnsanlık birbirini yiyor.
İnsanlar birbirlerine tahammül edemiyor.
Herkeste bir hırs, herkeste bir tuhaflık.
Halbuki hemipimiz sonu belli...
İnşallah bu üzüntüler de biter.

8 Haziran 1946 günü, Köy Enstitüsü bir öğretmen annenin çocuğu olarak Eskişehir Çifteler’de bir Cumartesi günü hayata gelmişim. Babam o dönemde Eskişehir Cer Atölyelerinde çalışıyormuş.
Annem tipik bir devlet memuru olarak Türkiye’nin dört bir yanında görev yapan öğretmen.
Öyle ki, ailede hiçbir kardeş onun için aynı şehirde doğamadı.
Ağabeyim Sivas Yıldızeli, kızkardeşim Balıkesir Savaştepe…
Ben Eskişehir Çifteler.
Annem ise İstanbullu.
Babam Trabzon Köprübaşı…
Dost sohbetlerinde sözlerimi herkes hatırlar…
30 yaşından sonrasını hatırlamıyorum. Fırtına gibi geçti.
Hatırlayan varsa beri gelsin…
Haa birde, kötülük yaşını geçtim.
Bu saatten sonra benden kötü adam olmaz.
Dedim ya yaş kemale erdi.
Doğum günüm kutlu olsun…
Telefonla, maille ve başka iletişim araçlarıyla doğum günümü hatırlayarak kutlayan tüm sevdiklerime selam olsun.
Allah onların da en güzel günleri yaşamalarını sağlasın.
Bu gün benim doğum günüm…
Çok sevdiğim eşim ve çocuklarımla kutlayacağım.