21 Kasım 2024
  • İstanbul19°C
  • Ankara15°C
  • Antalya17°C

BİR KAHVE KEYFİMİZ VARDI!

Fikri Türkel

16 Ağustos 2024 Cuma 00:46

Bir kahve keyfimiz vardı, artık ona da ulaşmakta zorlanıyoruz. Kahve fiyatları bütün dünyada artmaya devam ediyor. Dünyanın en yaygın içeceğine ne oluyor.

Taze demlenmiş bir fincan kahve olmadan bir güne başlamayı hayal etmek çoğu kişi için zor. Ve son birkaç aydır çeşitli nedenlerden dolayı kahve pazarını takip ediyorum. Kahve ile ilgili yazılacak çok şey var.

Kahve ile birlikte en iyi giden şey sohbettir. Fincana bir kahve koyun ve bu yazımı da bir sohbet olarak kabul edip okuyun..

Geçen hafta Omnivore belgeselini izledim. Dünyanın en iyi restoranı kabul edilen Noma’nın ünlü şefi Rene Redzebi’nin hazırladığı belgeselin bir bölümü de kahveye ayrılmıştı. Mutlaka izlenmeli. Redzebi’nin anlattıkları, daha önce kahve ile ilgili aldığım notları bir makaleye dönüştürmeme teşvikçi oldu.

Günde 3 milyar fincan

8 milyar insan her gün uyanıyor ve günde 3 milyar fincan kahve içiyor… Niye kahve ve kahveyi yudumlayınca neler oluyor? Öncelikle beyin dopamin ile dolar, kalplerimiz daha hızlı çarpar ve merkezi sinir sistemimiz uyanır. Hiç şüpheniz olmasın, kahve zihni, vücudu, ruh halini değiştiren bir maddedir. Dünyada en çok tüketilen psikoaktif madde olan kafeini taşıyan araştır. Bu öyle bir bağımlılıktır ki, kahveyi dünyanın en çok tüketilen gıda maddesi haline getirdi. Sadece içenleri değil ekonomileri ve ulusları da değiştirdi.

Günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası olan kahve, son zamanlarda artan fiyatlar ve çevresel etkiler, bu mütavazı keyfin arkasındaki karmaşıklıkları daha belirgin hale getiriyor. Kahve çekirdeklerinin yetiştirilmesi ve işlenmesiyle ilgili sorunlar, sadece tüketicilerin cebini değil, aynı zamanda gezegenin sağlığını da etkiliyor.

465 milyar dolarlık pazar

2024 itibariyle, kahve endüstrisi 465 milyar dolarlık devasa bir hacme ulaştı. Bu rakam, sadece çekirdeklerin yetiştirilmesi ve işlenmesini değil, aynı zamanda paketleme, dağıtım ve perakende satışı da kapsıyor. Ancak bu büyümenin arkasında, giderek artan zorluklar ve değişen dengeler var.

Kahve üretiminde lider konumda olan Brezilya ve Vietnam, son yıllarda aşırı hava olaylarıyla mücadele ediyor. Brezilya'nın Minas Gerais bölgesinde yaşanan sel ve kuraklık döngüleri, ülkenin Arabica üretimini olumsuz etkiledi. Vietnam'da ise kuraklık, Robusta üretiminde ciddi düşüşlere neden oldu. Bu durumun sonucu olarak, 2024'ün ilk yarısında Vietnam'ın kahve ihracatı yüzde 10.6 oranında azaldı.

Bu arz sıkıntıları, kahve fiyatlarında dramatik artışlara yol açmaya devam ediyor. Maalesef, son bir yılda fiyatlar yüzde 67'nin üzerinde artış gösterdi. Örneğin, İngiltere'de bazı kahve zincirleri, bir fincan kahve için 5 sterlinin üzerinde fiyat talep etmeye başladı.

Kahve Kuşağı

Kahve, genellikle “Kahve Çekirdeği Kuşağı” olarak bilinen tropikal bölgelerde yetişiyor. Bu bölgeler, ormanların yok edilmesiyle büyük ölçüde zarar gördü. Özellikle Orta ve Güney Amerika, Afrika ve Asya’nın bazı bölgeleri bu kuşakta yer alıyor. Bu bölgelerde kahve yetiştiriciliği, toprak verimliliğini artırmak ve kârı maksimize etmek için sıklıkla ormansızlaşmaya yol açtı.

Avrupa Birliği’nin sıkı ormansızlaşma karşıtı düzenlemeleri, bu durumun önüne geçmeye çalışsa da, bu yasaların küçük ölçekli üreticiler üzerinde oluşturduğu ekonomik baskı büyük bir sorun olmaya devam ediyor. Bu düzenlemeler, küçük çiftçilerin üretimlerini sürdürebilmesini zorlaştırdığı gibi geçim kaynaklarını da riske atıyor.

Kahve üretimi, sera gazı emisyonlarına önemli ölçüde katkıda bulunuyor. Kahve bitkileri, özellikle gelişim aşamasında büyük miktarda suya ihtiyaç duyar ve bu, su kaynaklarının tükenmesine neden oluyor. Ayrıca, kahve atıkları da önemli bir çevresel sorun oluşturuyor. Her yıl dünya çapında yaklaşık 60 milyon ton kullanılmış kahve telvesi atık hale geliyor ve bu, seragazı emisyonlarını artırıyor. Bununla birlikte, bazı ileri görüşlü kahve zincirleri, kahve telvesini çeşitli ürünlerde kullanarak bu atıkları geri dönüştürme yolları arıyor. Kahve telvesinden palmiye yağının yerine geçebilecek biyomühendislik yağları üretmek gibi.

Tiryakilere iyi haberler

Bütün bu zorluklara rağmen, kahve endüstrisi inovasyon ve sürdürülebilirlik alanında önemli adımlar atıyor:

. Yapay zeka ve makine öğrenimi, kahve çekirdeği kalitesinin değerlendirilmesinden optimum kavurma profillerinin belirlenmesine kadar çeşitli alanlarda kullanılmaya başlandı.

. Büyük kahve zincirleri, çevresel ve ekonomik açıdan sürdürülebilir tedarik zincirleri oluşturmak için çaba gösteriyor.

. Küçük ölçekli kahve üreticileri, genellikle düşük fiyatlar ve değişken piyasa koşulları nedeniyle zorluklarla karşı karşıya kalır. Adil ticaret ve direkt ticaret modelleri, üreticilere daha adil fiyatlar ve daha istikrarlı bir gelir sağlayarak, onların geçim kaynaklarını ve toplumlarını destekleyebilir.

. Kolombiya gibi ülkeler, artan üretimleriyle küresel kahve piyasasında daha önemli bir rol oynamaya başlıyor.

Artan fiyatlar ve çevresel kaygılar karşısında, kahve severler için bazı öneriler:

. Yerel ve sürdürülebilir kaynaklardan üretilen kahveleri tercih edin.

. Evde kahve demlemeyi öğrenin ve kaliteli ekipman yatırımı yapın.

. Kahve atıklarınızı kompost veya bahçe gübresi olarak değerlendirin.

. Daha az sıklıkta ama daha kaliteli kahve tüketmeyi düşünün.

Günde kaç fincan?

Kahve tüketmek deyince, bunu da hatırlatmak isterim. Kahvenin etkileri ne kadar hoş olsa da, bu yasal uyarıcıyı aşırıya kaçırmak kesinlikle mümkün. Ben şimdilik günde bir kahve fincan ile yetinsem de, normal bir kişi için ne kadar kahve kararında olur?

Teknik olarak ele alırsak; ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) günde 400 miligram sınırını öneriyor, bu da yaklaşık 4 fincan kahveye denk geliyor. Elbette, bir fincan kahvenin sertliği, nasıl yapıldığına ve kullanılan çekirdeklerin türüne ve miktarına bağlı olarak büyük ölçüde değişiyor. Araştırmalar, günde 4 fincandan fazla kahve tüketiminin kalp atış hızının artması, anksiyete, mide bulantısı, baş ağrısı ve uykusuzluk gibi istenmeyen yan etkilere yol açabileceğini gösteriyor.

Kahve keyfimiz, küresel ısınmadan ekonomik dalgalanmalara, etik üretimden teknolojik yeniliklere kadar pek çok faktörün etkisi altında dönüşüyor. Bu değişim, sadece sabah rutinimizi değil, aynı zamanda milyonlarca insanın geçim kaynağını ve çevresel sürdürülebilirliği de etkiliyor.

Bir fincan kahvenin arkasındaki karmaşık hikayeyi anlamak, bizi daha bilinçli tüketiciler olmaya teşvik ediyor. Belki de gelecekte, kahve keyfimiz sadece lezzetli bir içecekten ibaret olmayacak; aynı zamanda sürdürülebilir bir dünya için verdiğimiz desteğin de bir simgesi haline gelecek.

Kahve, tarih boyunca toplumları bir araya getiren, kültürleri birleştiren bir içecek oldu. Şimdi ise, küresel sorunlara karşı ortak çözümler üretmemiz için bizi bir araya getiren bir katalizör olabilir. Bir sonraki fincanınızı yudumlarken, elinizde tuttuğunuz şeyin sadece bir içecek değil, daha iyi bir gelecek için bir fırsat olduğunu hatırlayın.​​​​​​​​​

Günde en az bir fincan kahve için, hayatınızı anlam katın…