BİR GEMİYE VE MESLEĞİNE AŞIK OLMAK
Kâmil Yüceoral
13 Ağustos 2013 Salı 10:12
"İskeleye doğru yürümeye başlamıştım ki, tam o sırada onu gördüm. Yolcu salonu güzel gövdesini saklamıştı; ama o, biçimli bem beyaz burnunu binanın bittiği yerden bana doğru uzatmış, sanki demir zincirinin sarktığı delikten göz kırpıyor, onu görmem için sabırsızlanıyordu. Burnu hafif hafif denize batıp çıkarken tam ucundaki üçgen biçimli ufak bayrak, rüzgarda tatlı tatlı dalgalanıyordu.Yanına yaklaştım, ismini okumaya çalıştım: Transylvania .....
Az sonra sevgilimin yanındaydım. Elimi gövdesine sürüyorum. Cildi, kat kat sürülmüş boyalardan kabuk kabuk olmuş, nemli ve tuzlu."
Onu ilk kez, beş altı yaşlarındayken teyzesinin evinin penceresinden görmüş yazarımız; Transylvania, kızkardeşi Bessarabia yolcu gemisi ile beraber Romanyadaki savaştan kaçıp, Boğaz da Bebek açıklarında demir yerinde yatarken..Teyzesi yazarımıza, "Çok uzaklara gidebilirler okyanusları aşıp Amerika’ya kadar " demiş.
"Teyzemin Bebek' teki evinin penceresinden bakarken, bacalarından hafif hafif beyaz bir duman tüten bu gemilerle hayalimde nerelere gitmedim ki? Rüyalarımda kendimi kaç kez onların suları yarıp geçen burnundan sarkmış, ikiye yarılan köpüklü suları seyrederken görmüştüm..Kaç kez, yanından kıyıya uzatılan merdivenlerden inip tanımadığım ülkelere ayak basmıştım."
"5 Ocak 1975, Transylvania son seferini Köstence- İstanbul arasında yapıyor. Uluslararası sularda seyreden gemilerin sigortacısı Lyloyd, artık onu sigortalamıyor. Transylvania tam 37 yaşında..... Bu son sefer sigortasız yapılmakta. O bizi İstanbul'a bıraktıktan sonra Köstenceye dönüp emekli olacak.
Uzun süredir bu geminin hem İstanbul da hem Akdeniz limanlarında rehberliğini yapıyorum. Son iki yıldır da şef rehberim. Geminin üç yüz yolcusu var Köstence limanına verilen yolcu listesinin en sonuna kendi adımı yazdırdım. 1947 yılında Bebek açıklarında onu görmemle aramızda başlayan sevgi bağı artık kopacak; birbirimizi bir daha hiç görmeyeceğiz ama ben onun son yolcusu olmak şerefini kazanacağım"
"İstanbula varınca, yolcularımızı indirip uğurladım. Boşalmış olan sevgili gemiyi baştan başa dolaştım.....
Transilyvania bir daha dönemeyeceği Galata rıhtımından saat 11 de palamarlarını çözdü; beni 16 yaşımda onun kapısından giremediğim rıhtımda bıraktı ve İstanbul Boğazı'ndan son kez çıkıp gitti. Gözden kaybolana dek ardından tek el sallayanı ben oldum"...
Bir gemiye bu denli vefa ve gerçek bir aşk ile bağlanmak, onun koynunda dünyayı gezip, yaşamı paylaşmak, romanlara konu olabilecek muhteşem bir duygu yumağı olsa gerek.. Kendi kitabından alıntılar yaptığımız satırların yazarı, ince, zarif duygulu insan, Turist Rehberliğimizin, yazarlığımızın ve özellikle Cruise Turizmini Türkiye’ye tanıtıp sevdiren ender meslek önderlerimizden.
Bu değerli turizm duayeni ve yazarı,1942 doğumlu, Galatasaray Lisesi'ni 1954-1964 yılları arasında "doya doya okuyan" Galatasaray İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Mezunudur. Öğrenciyken başladığı rehberlik mesleğine, nefes aldığı süreyle devam etti.
Net Turizm şirketinin ilk kurucularındandır ve 1979 yılına kadar 2. başkanı oldu.1
975 yılından itibaren Retur Turizm A.Ş’nin Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptı.
Antik Dekor, Tombak, Collection, Plesure, Tire -bouchon dergilerinin yazarlığını yaptı.
Galatasaraylı Monsenyör- Pierre Dubois’nın Anı Ve Görüşleri', 'Bitmeyen Mektup', 'Bitmeyen Mektep', 'Kâh Orada Kâh Burada' adlı kitapları yazdı.
Geçen sene bu günlerde, sevgilisi olan gemiyle aynı kaderi paylaşırcasına sabah saatlerinde, yaşam limanından palamarını çözüp, aramızdan ayrılan; Kemal Suman.
Nurlar içinde yatsın. İnsan gibi insan, Kemal Suman..
Kendisini, bizlere bıraktığı o güzel eserleri okuyarak, değerli tecrübelerini yeniden öğrenerek ve hayatta iken cok sevdiği bir parçayla anıyoruz;
O Nare e Tu (Deniz ve Sen)
http://www.youtube.com/watch?v=OwfbTVzN-fc
Not: Alıntılar, " Kah Orada Kah Burada, Bir Rehberin Anıları, Remzi Kitabevi 2001 Kemal Suman" , kitabındandır.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2005 Türkiye Turizm