ANADOLU ÜNİVERSİTESİ KORSAN MI?

Yazımızın konusu: “Aylık Akademik Turizm Bülteni” adı altında yayınlanan ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi Turizm ve Otel Işletmeciliği Yüksekokulu‘ndan Nazmi Kozak tarafından hazırlandığı bildirilen bülten rezaleti...
Ancak önce bir kaç gün öncesine dönerek bu ilim irfan yuvasının değerli hocalarını hatırlayalım.
Anadolu Üniversitesi geçtiğimiz günlerde 50. Yılını kutladı.

1946 yılında annem Eskişehir Çifteler Köy Enstitüsü öğretmeni iken dünyaya geldim.

Bu nedenle Eskişehir’le ilgili her konu benim ilgimi çeker.

Gittiğimde Çifteler harasında atların arasında dolaşarak o yıllardan  hafızamın köşelerinde kalan kırıntıları arayıp dururum.

Özellikle üniversitenin Eskişehir’e kazandırdığı modern görüntü ve büyük kentleri kıskandıracak yaşam şekli beni daima mutlu eder.

 

TÜM ÖĞRETİM ÜYELERİ KATILDI

Anadolu Üniversitesi ailesi, öğretim elemanları ve tüm çalışanlarıyla birlikte kuruluşunun 50. yılını düzenlenen iki ayrı resepsiyonda kutladı. Resepsiyon, 19-20 Aralık tarihlerinde Anadolu Üniversitesi Yemekhanesi’nde gerçekleşti.

 Anadolu Üniversitesi’nin 50. yıl resepsiyonuna üniversitenin kurucusu olan Prof. Dr. Orhan Oğuz, Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fevzi Sürmeli, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Ömer Zühtü Altan, Prof. Dr. Nüvit Gerek, Prof. Dr. Nezih Varcan, Prof. Dr. Nazmi Ulutak, emekli öğretim üyeleri, üniversitede görev yapan öğretim elemanları, üniversitenin idari personeli ve eşleri katıldı.

Ayrıca geceye Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen, Vali Yardımcıları Necdet Özeroğlu, Nurettin Yücel, Mustafa Özer, Ahmet Kurt, Ömer Faruk Günay, eşleri ve birçok önemli isim konuk oldu.

 

CUMHURİYET İLKELERİNE BAĞLILIK

Düzenlenen 50.yıl resepsiyonunda Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fevzi Sürmeli gecenin anlam ve önemini belirten bir konuşma yaptı. Prof. Dr. Fevzi Sürmeli, Anadolu Üniversitesi olarak, Cumhuriyetin ilkelerini, dünyanın saygın ve güçlü bir ülkesi olma ülküsünün ön koşulu olarak kabul ettiklerini ifade etti.

Prof. Dr. Sürmeli, konuşmasında “ Üniversitemizin 50 yılda yarattığı değerleri, kültürümüzün ve tarihimizin bizleri gururlandıran birikimini, yenileriyle birlikte paylaşımcı bir yaklaşımla ortaya koymayı hedefledik. 50. kuruluş yılımıza özgü, onu simgeleştiren bilimsel, kültürel, sanatsal ağırlığı olan ve benzerlerinden farklı, özel bir kutlama programı hazırlayarak uygulamak istedik”dedi.

2008 yılı boyunca, Anadolu Üniversitesi’nin benimsediği değerleri ve yaklaşım biçimini yansıtan etkinlikler düzenlendiğini belirten Prof. Dr. Sürmeli, “Anadolu Üniversitesi, kuruluşundan bugüne dek hep yaşamın içinde yer aldı. Bu nedenle de kutlamalarımızda bu özelliğimizi ‘hayatın içinde’ sloganı ile ifadelendirdik” dedi.

 

PROF.DR ORHAN OĞUZ: BİLİM CENNETİNİ HEDEFLEDİK

Anadolu Üniversitesi’nin kurucusu olan Prof. Dr. Orhan Oğuz ise, 50 yıl önce Eskişehir’i bilim cenneti haline getirme amacı ile Anadolu Üniversitesi’nin temellerinin atıldığını söyledi.

Kurulduğundan bugüne dek yetiştirdiği öğrencilerin üniversiteyi uluslar arası bir düzeye taşımayı başardıklarını vurgulayan Prof. Dr. Oğuz, “ Anadolu Üniversitesi’nin dünya üniversitesi haline gelmesinde katkısı bulunan öğretim elemanlarına, personele ve öğrencilere teşekkürlerimi sunuyorum” dedi.

 

GURURU PAYLAŞTILAR

Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ömer Zühtü Altan, üniversitenin 50 yıl içinde değerine değer katan herkese minnetlerini sunarak anarken “ Ben dünya var oldukça üniversitemizin yaşamasını ve bu güzel ülkenin insanlarına umut ve mutluluklar vermesini diliyorum” dedi.

Anadolu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nüvit Gerek ise, Anadolu Üniversitesi’nin kuruluşundan bu yana hizmet vermiş öğretim üyeleri ve çalışanlarıyla birlikte bu gururu paylaşmanın mutluluk verici olduğunu dile getirdi.

 

ATATÜRK İLKELERİNE BAĞLI

Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nezih Varcan, bir kurumun uluslararası anlamda tanınan ve başarılı bir kurum olması için başta yöneticiler olmak üzere, bu yöneticilerin iş yapabilme kabiliyetleri ve bu kabiliyetlere uygun büyük personelle mümkün olabileceğini söyledi. Bu büyük personelin iyi bir orkestra şefliğinde uyumlu çalışması sonucunda başarıya ulaşabileceğini ifade eden Prof. Dr. Varcan “Her zaman birlik ve beraberlik içerisinde, hiçbir dış etkene, siyasi etkene bağlı olmaksızın, parçalanmadan, bölünmeden, yekvücut, Atatürk ilkeleri çerçevesinde, bir kurumsal kimlik altında özveriyle çalışmak gerekiyor” dedi.

Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nazmi Ulutak, Anadolu Üniversitesi içerisinde bulunduğu sürece kurum kültürünü ve insanlarla bir hedefe doğru gidebilmenin nasıl gerçekleşeceğini yaşayarak gördüğünü dile getirdi.

 

ÜNİVERSİTE SEÇİCİ OLMAK ZORUNDADIR

Bütün buraya kadar herşey çok iyi.

Eskişehir Anadolu Üniversitesi bir ilim ve irfan yuvası. Bilimde ayrımcılığı kabul etmeyen, taraf olmayı benimsemeyen Cumhuriyet ve Atatürk ilkelerine bağlı bir kurumdur.

Özellikle akademisyen ruhu vardır ve akademi dışındaki görüşleri bilime aykırılığı nedeniyle kabul edemez. Yoksa her fetva veren profesör olurdu.

Yani üniversite yaptığı işlerde seçici olmak zorundadır.

Çünkü binlerce kişiye eğitim veren kurum, önüne gelene prim vermeyen ve ilkelerinden sapmayan bir görüntü sunmak zorundadır.

 

AMACI BELLİ OLMAYAN AYLIK AKADEMİK TURİZM BÜLTENİ

Bakalım öyle mi?

İnternetten Aylık Akademik Turizm Bülteni adı altında yayınlanan ve Eskişehir Anadolu Üniversitesi Turizm ve Otel Işletmeciliği Yüksekokulu‘ndan Nazmi Kozak tarafından hazırlandığı bildirilen bülten hiç te öyle söylemiyor.

Böyle bir bülten öncelikle ciddi olmak zorundadır. Üniversite veya akademik bir yayın kurumsal kimliği olan kaynaklardan yararlanmak zorundadır.

 

ÜNİVERSİTE BİR ŞEYLERE ALET Mİ EDİLİYOR?

Ama öyle mi?

Bültenin altında yer alan site adreslerine bakınca insan şaşırıyor. 

Bir üniversite yayıncılıkta ve doğru bilgiye ulaşmakta taraf olamaz... Hele bazı kişiler şahsi menfaatlerine üniversiteyi alet ediyorlarsa onlara dikkat etmek gerekir.

İstanbul Üniversitesi'nde kendiminkini hazırlarken doktora ve mezuniyet tezi hazırlayan bir çok arkadaşıma yardım ettim. Böyle bir çalışmanın üniversite içinde ne kadar hassas olduğunu bilirim.

Ancak burada öyle değil...

Başbakanlık Basın Yayın Genel Müdürlüğü’ne kayıtlı, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’ndan ilgili Basın Kanunu’na göre gerekli yasal izinleri almış ciddi bir turkiyeturizm.com dururken ne olduğu belirsiz, adında sadece turizm geçen bazı korsan siteleri kaynak olarak göstermiş.

“Aylık Akademik Turizm Bülteni” isterse dipnotuna eklemeleri için turizm adı altında garip yayınlar yapan bir çok site adı daha verebiliriz.
Herhalde bakış açıları böyle...

Yoksa bilmediğimiz başka bir şey mi var?

 

ESKİŞEHİR ANADOLU ÜNİVERSİTESİ KORSAN ÜNİVERSİTE Mİ?

Şimdi soruyoruz:

Eskişehir Anadolu Üniversitesi Turizm ve Otel Işletmeciliği Yüksekokulu korsan bir kuruluş mu?

Değilse neden dikkat etmeyerek, dipnotunda kaynak göstererek  bu gibi korsan sitelere itibar ediyor.

Bu eğitim kurumunda öğrenim gören binlerce öğrenciyi bu korsan sitelere yönlendirerek suç işlemiyor mu?

Onların taze beyinlerinin yanlış bilgilerle dolmasına sebep olmuyor mu?
Bu denetimsiz, adresleri bile korsan, Türkiye Cumhuriyeti’ne kayıtlı bile olmayan, vergi mükellefi olmayan, yasal kimliği bulunmayan sitelerin yayınları kontrol edilmiyor.
Yapacakları zararlı yayınların genç dimağlara vereceği zarar görülmüyor mu?

 

“AKADEMİK” Mİ, “KOMİK” Mİ?

Anadolu Üniversitesi gibi bir kurum kaynak gösterirken, araştırma yapar ve gerekli belge eline gelmeden “doldur boşalt” yapmaz.

Cumhuriyet ve Atatürk ilkelerini konuşan profesörler böyle hata yapmazlar...

Prof.Dr. Orhan Oğuz İstanbul Üniversitesi’nde hocamdı.

Biz ondan hiç böyle şeyler öğrenmedik.

Üstelik kızı Prof.Dr. Sedefhan Oğuz Yedi Tepe Üniversitesi’nde oğlumun hocası...

Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen ise Eskişehir’i Eskişehir yapan büyük deha...

Bu dünya çapındaki  koskoca üniversitenin “Akademik” adı altında yayınladığı “Aylık Akademik Turizm Bülteni” rezaletine bakın...

Korsan kaynaklara itibar ediyor ve onların reklamını yapıyor.

Bize kalırsa “Akademik” değil “Komik” bir bültenden başka bir şey değil.

İnşallah biri kalkıpta bu işi yapanlara “dur” der.

Yoksa, zaten kör topal giden turizm, bu gibi yalan yanlış bilgiler pompalayan bu gibi “akademik” çalışmalarla iyice göçer