ALTTAKİLER
Osman Özbuldu
12 Ekim 2010 Salı 09:13
Turizm bakanlığı yetkililerinin verdiği veriler ışığında, seyahat ve konaklama örgütleri tepe yöneticilerinden olup turizm adına söz sahibi olan olmayan herkes adeta ortak söylem tutturmuşçasına, gelen turist sayısındaki rakamsal artış üzerine sevinç naraları atmaktadır
Ancak, Kişi başı elde edilen gelir bir kenara bırakılarak, göreceli sonuçları olan turist geliş rakamlarıyla, Türk turizmi olağanüstü gelişmelerle müthiş atılımda demek ne kadar doğru olur.
Evet, düne kadar obalarda yada çadırlarda karşılanan konaklama ihtiyaçı, Her biri bir saray özelliği taşıyan özellikle, kıyılarda kurulmuş konaklama tesisleri görkemleri ve sunulan hizmetlerle adeta bir keyif merkezine dönüşmüş ve övünç vesilesi olmuştur. Bununla birlikte, Çalışanlar için aynı durum söz konusu değildir. bazı konaklama tesislerimizin görkemiyle bu tesislerde konuklara hizmet üreten çalışanların çalışma standartlarındaki olumsuzlukların sebep olduğu şaşırtıcı çelişki de yadsınamaz.
Otel çalışanların sorunları mı olurmuş demeyin, Viktor Hugo'nun sefiller romanındaki benzeri anlayışın hakim olduğu aile işletmeleri mevcuttur. Otel sahibi, yöneticiler ve konaklayan turistler '' Üstekiler ''diye sınıflanabilirken, çalışanlara ise adeta '' alttakiler '' rolü verilmiştir.
Çalışanların sosyal hakları ve çalışma koşulları turizmde çalışan olma ayrıcalığını taşımaktan oldukça uzak olabilmektedir.
Acentelerde alıştığımız her şey ucuzu olsun mantığı ve günübirlik tedbirlerle yürütülen turizm anlayışı, konaklama sektöründe de olağan olabilmektedir. Dil bil bilmeyen, müşteri ilişkileri zayıf olan personelin sebep oluğu sorunlar bir yana, Personel lojmanlarının yeterince temiz olmadığı ve personelin taşım araçlarının yetersizliği ve servis şoförlerinin yoğun çalışmaktan yorgun düştükleri v.s bilgimizdedir.
Turizmin niteliğine etki yapan her olumsuzluk, turizmcinin sorumluluğu olsa gerekir ve sadece tesis yaparak veya alt düzenlemeler tamamlanmadan işler bitmiş olmamaktadır
Anlaşılan odur ki, o görkem ardında sıkıntılarla işleyen bir yapı olabilmektedir. Bunun en vahim sonucunu geçenlerde Antalya'da otel çalışanlarını taşıyan bazı çalışanların hayatını kayıp ettiği servis aracının sebep olduğu kaza ile örnekleyebiliriz.
Konaklama ve taşıma sektörünün 'Alttakiler' i elim bir kazada mağdur olmuşlardır.
Her şey devletten beklenemez, bazı turizmci yöneticiler görevlerini ihmal etmektedir yada yönetici olmayı alınan ünvan sananlar mı var bilinmez..
Konaklama tesislerinin işletme anlayışından olumsuz etkilenen ve Turizm sektörünün '' alttakiler'' i olan diğer bir kesim ise şoförlerdir...
Nasıl mı ? Tur başlangıcı ve bitiminde konaklama tesislerine taşıdıkları turistleriyle gelen turizm şoförlerine karşı haksız ve yakışıksız uygulamalar bazen cinnet geçirtecek seviyelerde olabilmektedir, Şoförler zaman zaman otel içine dahi alınmamakta adeta cüzamlı muamelesi yapılmaktadır. Turizm işbirliği içinde yürütülmelidir, Gerekçesi ne olursa olsun turizm sektöründe önemli işlevleri olan şoförlere reva görülen bu tutum ve davranışlar saygın değildir, Unutulmamalıdır ki turistleri konaklama tesislerine emniyetle taşıyan şoförlerdir ve bir bardak su dahi bazen çok görülebilmektedir.
Düşünün bir kez, dinlenebileceği bir yatak ve yiyecek bir lokma önüne konup konmayacağını bilmeksizin, yollardaki bin bir tehlikeler aşılarak konaklama tesisine varılmaktadır. yani, tur güvenliği güvende değildir. çünkü, şoför yol boyunca bir türlü rahat değildir. Öyle ki, konaklamadan vazgeçtik, benzinliklerde banyo yapmaya, arabada yatmaya zaten alışkınlardır. yeme ve içme dahi verilmeksizin kapıdan atılabilmektedirler.
Tur boyunca rehberi ve şoförü ile bütünleşen turistlerden bazısı durumu öğrenince, şoförün psikolojik durumunun tur güvenliği için önemini bildiklerinden kendi odalarını vermeyi dahi önerenler olmuştur. Bu durum, türk turizminin başarısına gölge düşürmektedir. görkemli otellere veya sektör yöneticilerine yakışmamaktadır. Şoförler ağırlansın demiyoruz ama yapılan hizmete biraz saygı gösterilemez mi ? bazı düzenlemeler yapılamaz mı ?
Bu iş bizim işimiz değil, acente yetkilileriyle yapılan antlaşmalar esastır diyenler olabilir, Haklı da olabilirler, Ama, sonuç itibariyle, Türkiye'de yapılan turizm risk altındadır. Rehber ve şoför için bazı temel kabuller olmalıdır. Otel veya acente yöneticileri ellerini vicdanlarına koymalıdır, gerçi kendi personeline sahip çıkamayan birilerinden böyle bir beklenti, hayal mi dersiniz...
Öte yandan, Ülkemizde yapılan turizmi eleştirel gözle yorumlayan köşe yazarları ve uzmanlar turizm işleyişiyle ilgili olarak devamlı uyarılar yapmaktadırlar
Koskoca bu adamların derdi nedir ki;
'' Türk turizmi, sektörel alt yapısıyla ilgili sorunları çözmedikçe, sektörde gerçek başarıyı tesis edemez, bir ileri iki geri diyebileceğimiz iniş çıkışlarla dönemsel kazançla yetinmek zorunda kalır...
Ucuz işçilik ve düşük maliyet üzerine tasarımlanan ve yürütülen turizm anlayışı, uzun süreçte ülke kaynaklarının sömürülmesi ötesi bir artı sağlamaz, Bu yıl pek çok tur operatörü kepenk kapattı, yansımaları olan iflaslar bizde de duyuldu duyulacak ve yakında işten çıkarmalarla ilgili olumsuz haberler habercilere ulaşır...
Turizmciler turizmde çalıştığı halde turizmi yaşayamayan bir topluluk oldu, İşler yolunda olmazsa gerek ki, pek çok seyahat acente yöneticisinin yanından geçilemeyecek kadar, her an patlayacaklarmış gibi stres yüklüler... '' demektedirler...
Keşke, yalancıktan değil, yapılır ve yaşanır bir türk turizmi yapabilsek, ne de yakışır...
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2005 Türkiye Turizm