AİRPORTTVDE KENDİN PİŞİR KENDİN YE
Özkan Altıntaş
31 Mart 2010 Çarşamba 19:26
Turizm gazeteciliği kimlere kaldı...
Her gün ortaya birileri çıkıyor...
Otellerde yemekli toplantıları kovalayanlar
Hiçbir vasfı olmadan yalakalık yapanlar
Turizmin tsinden bile haberi olmayanlar.
Turizmcilerin arasında çıkar peşinde koşanlar
Turizm, bu boş insanların eline kalırsa
Sonunda olacağı buydu
Yazık ki, ne kadar yazık
Türkiyenin en büyük sorunu meslek kimliği karmaşasıdır.
Meslek kimliğini koruyan yasaların olmayışıdır.
Önüne gelen doktor olur, avukat olur, polis de olur
Eline bir fotoğraf makinesi, mikrofon veya kamera alan gazeteci de olur..
Kimse ona ne olduğunu, nereden geldiğini sormaz
Bu gibi kimseler bazılarının işine gelir
Çünkü kullanacak kişi ararlar ve bu cahil, zavallı insanları bulurlar.
Ama gerçek gazetecileri kimse kullanamaz
İnternet sitelerine önceki gün gelen bir bülten birisinin bu işi hiç bilmeden bu işlere soyunduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Geçmiş kamera karşısına, bol keseden atıp tutuyor.
Turizm Aktüelin sahibi Hasan Arslan arkadaşım hemen tepkisini ortaya koydu.
Gazeteciliği korumak için köşesinde yazdı.
Hasan Arslan biraz yumuşak üslupla yazmış.
Bu, kurukahveci arkadaşa sayın diyerek, hakkı olmadığı halde biraz yüceltmiş..
Sorarsan bu kişi turizme büyük hizmetler veriyor
1968den beri turizm yazarıyım, bu kişinin adını ilk kez duyuyorum.
Bu arkadaş ortaya nereden çıktı?
Ne zaman turizm televizyoncusu oldu?
Ne zaman duayen oldu?
Ne yaptı da ödül verildi?
Kim verdi?
Başarıları nedir?
Ne bilen var ne de duyan.
O kişiden her gün bir bülten geliyor.
Bültenlere bakarsanız allami cihan...
Turizmi ondan başka bilen yok!
Şöyle yapmış, böyle yapmış
Şöyle başarılı, böyle başarılı
Şöyle ödül alıyor, böyle alıyor diye
Bunun adına Kendin pişir, kendin ye derler.
Arkadaş işini iyi biliyor.
Kendini pişirip, pişirip birilerine yedirmeye çalışıyor.
Başarılı da oluyor.
Bizim "çaylak" internet siteleri desteksiz atan arkadaşın haberini "mal bulmuş nimet gibi" kullanıp adamı afişe ediyorlar.
Adam da haberleri görünce gaz alıyor.
Bir bülten...Bir bülten daha...
Nasıl olsa ortada "çaylak" siteler var.
Kimdir, nedir diye soran yok!
Uydum yok, bir kez bile izlemedim.
Ama gelen bültenler şaşırtıcıydı...
Bir kez uyardık.
Tureb başkanı diye İro başkanını ekrana çıkarmıştı.
Yakında birisi Başbakan Erdoğanım dese hemen kabul edip ekrana çıkaracak.
Hemen "Çaylak" internet sitelerine bülten gönderip haberi yayınlatacak.
Bu arkadaş hala akıllanmadı.
Son olarak Berlin ITB Fuarında tüm basını karşısına aldı.
Berlin ITB Fuarını izleyen "tek Türk gazeteci "diye bir arkadaşı programına aldı.
Hasan Arslan sitesinde yazınca "Bakanlığın davetlisi tek Türk gazetecisi" gibi mazeret arkasına sığınmak istedi.
Özrü kabahatinden büyüktü...
Türkiyenin partner ülke olduğu dünya çapında bir fuarda, Türk basınının olmadığını düşünmek gibi bir cahillik yaptı
Üstelik Kültür ve Turizm Bakanı ile tüm bakanlık yetkililerinin katıldığı bir fuarda tek Türk gazeteci vardı demek bu işteki cehaletini iyice ortaya koydu.
Yetmedi 20 vali, 30a yakın belediye başkanı ve onları izleyen bölgesel Türk gazetecileri de vardı.
Tüm turizm kuruluşlarının yöneticileri oradaydı
Bu kişiye göre bir Türk gazeteci vardı
İnsan atar da
.
Bu kadar atmaz
Ankaradan bakanlığın götürdüğü 20ye yakın gazeteci hangi millettendi?
İstanbul'dan bakanlığın götürdüğü gezeteciler hangi millettendi?
Antalya Gazeteciler Cemiyetinin tüm yönetimi oradaydı.
Onlar hangi millettendi?
Almanyada bulunan Türk gazeteciler hangi millettendi?
Tüm gazeteciler "Türkiye fuarın ev sahibi" diye son güne kadar oradaydılar
Hatta ödül törenine bile katıldılar.
Tabii her şeyden bihaber ve orada olmayan kişi, programı reyting yapsın diye turizmciler ve gazeteciler yoktu diyen birilerinin dolmuşuna binmişti.
Fuarın bu bölümüne katılmayarak erkenden kaçanların konuşma hakları bile yoktur
Tekrar ediyorum.
Türkiye fuarın ev sahibiydi ve herkes son güne kadar oradaydı
Hem de tüm gazeteciler
Tüm turizmciler...
Hürriyette çalıştığım dönemde bu arkadaş bana muhabir olmak için başvursa yanlış haberden hemen evinin yolunu tutardı.
Turizme dair hiçbir şey bilmeyen bu arkadaş sürekli olarak "çaylak" turizm sitelerini yanıltıyor.
Çünkü o sitelerde gazeteci kimliğini taşıyan kişiler parmakla sayılacak kadar azdır
Turizm haberi verdiğini zanneden, otellerde yemekleri kovalayan, fotoğrafçılık yapan diğerlerinin ise ne olduğu belirsizdir
.
En çok üzüldüğüm konu yönetiminde değerli gazeteci arkadaşlarımın bulunduğu ve bir dönem görev yaptığım AirportTV gibi genç bir televizyonda bu kişinin at oynatmasıdır.
Birilerinin bu arkadaşa dur veya ayağını denk al demesi gerekir.
Ya da yaptıklarını kontrol etmesi gerekir.
Yoksa kendi pişirip, kendi yemeye devam ediyor.
Bu arada AirportTV'yi pişirip yiyor...
Programa aldığı kişilerin ünvanlarını karıştırıyor
Bir çok gazeteci arkadaşımı küçük düşüren açıklamalar yapıyor.
Çünkü Berlin ITB Fuarında ben de vardım.
Benimle birlikte çok değer verdiğim gazeteci arkadaşlarım vardı.
Tek gazeteci dolmuşuna binen "kurukahveci" arkadaş ise hiç yoktu
Gazeteciliğin her kuruluşunda üyeyim ve yöneticiyim.
Benim kim olduğumu googlea adımı yazarak herkes öğrenebilir.
Her şey bir yana mesleğim adına çok üzülüyorum.
Turizm Aktüelin sahibi sevgili Hasan Arslana eline sağlık diyorum.
Ekranda bir şeyler yapmak isteyen arkadaşa ise Artık aklını başına al diyorum.
"Çaylak" sitelere ise "Artık çaylaklığı bırakın" diyorum.
"Bu arkadaşın bindiği, dolmuşa binmeyin" diyorum.
- Geri
- Ana Sayfa
- Normal Görünüm
- © 2005 Türkiye Turizm