25 Ekim 2024
  • İstanbul15°C
  • Ankara9°C
  • Antalya21°C

500 YILLIK KAHVE KÜLTÜRÜ SERGİLENİYOR

Radikal Gazetesi'nde Öale ÖzgentürkTürk kahvesinin 500 yıllık öyküsü Topkapı Sarayı'nda sergilendiğini belirterek kaçırılmaması gerektiğini yazdı.

500 yıllık kahve kültürü sergileniyor

12 Nisan 2015 Pazar 10:00

İSTANBUL- Radikal Gazetesi'nde Öale ÖzgentürkTürk kahvesinin 500 yıllık öyküsü Topkapı Sarayı'nda sergilendiğini belirterek kaçırılmaması gerektiğini yazdı. Jale Özgentürk'ün yazısı şöyle:
Türk kahvesinin 500 yıllık öyküsü Topkapı Sarayı'nda sergileniyor. Türk kahvesini bir kültür mirası olarak dünyaya tanıtmayı hedefleyen Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği'nin çabalarıyla düzenlenen "Bir taşım keyif" sergisinde 800 parça eser yer alıyor. Derneğin amacı dünyada günde 1.1 milyar fincan içilen kahvede yüzde 10 bile payı olmayan Türk kahvesinin bilinirliğini arttırmak.

Kimi zaman yorucu bir günün ya da görüşmenin ardından, kimi zaman çok keyifli bir anımızda, mutlulukları ve mutsuzlukları paylaştığımız güzelliklerden biri kahve.
Dünyada petrolden sonra satış büyüklüğüne sahip ikinci ürün... Pazar büyüklüğü 20 milyar doları buluyor. Yılda 400 milyar fincan kahve içiliyor. Bu günde 1.1 milyar fincan kahve demek.
Kahve üretimi Habeşistan'da başlıyor. Bugün en büyük kahve üreticileri arasında Brezilya, Kolombiya, Panama gibi aynı iklim koşularına sahip ülkeler var.


ABD yılda 26 milyon, Almanya 21 milyon, İtalya, 8 milyon çuval kahve ithalatı gerçekleştirirken, Türkiye de ise ithalat 700 bin ton civarında.
Küçük kırmızı meyvelerden üretilen kahve dünyanın farklı bölgelerinde farklı kültürel ortamlar yaratmış yıllardır.
Türk kahvesi de Yemen'den gelen kahvenin farklı biçimde pişirilmesiyle doğuyor. Türkiye’de bugün her üç tüketiciden 1’i Türk kahvesi içiyor. Kadınlar erkeklerden daha fazla düşkün kahveye. Kadınların yüzde 72’si, erkeklerin ise yüzde 69'u Türk Kahvesi seviyor.
Kahvenin bu topraklardaki öyküsü 500 yıl önceye varıyor. Yıllar içinde kahvenin pişiriminden sunumuna büyük bir zenginlik doğmuş. İşte bu öykü bugünlerde Topkapı Sarayı Müzesi'nde sergileniyor.
Türk kahvesini bir kültür mirası olarak dünyaya tanıtmayı hedefleyerek 2008 yılında kurulan Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği'nin çabalarıyla düzenlenen "Bir taşım keyif – Türk kahvesinin 500 yıllık öyküsü” başlıklı sergiyi gezmek için dernek üyesi ve Arzum CEO'su Murat Kolbaşı ile buluştuk.
Türkiye'nin iç karartan gündeminden biraz uzaklaştık ve kahvenin öyküsünü dinledik. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın himayesinde açılan sergi, yaklaşık 800 parçadan oluşuyor. Sergide Osmanlı döneminde kahve kültürü, zaman içerisindeki dönüşümüyle anlatılıyor. Sergide Türkiye'de birçok müzeden kahve kültürünü anlatan eserler yer alıyor.
Arzum serginin sponsorlarından biri. Küçük ev aletleri üretimini 1953 yılından beri sürdüren şirket, Türkiye'de kahve makinası üretiminde de öncülerden biri. Cezve ile başlayan kahve makinası üretimini kısa süre önce piyasaya çıkardığı Okka markasıyla sürdürüyor.
Arzum'un CEO'su Kolbaşı, derneğin amacının “Türk kahvesi kültürünü yaşayan bir değer haline getirmek” olduğunu anlatıyor. Türk kahvesini üreten ve satan kurumlar arasında koordinasyonu da sağlamak istediklerini ekliyor.
Kahve kültürel miras listesinde
Bu kapsamda Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteği ile “Türk kahvesi kültürü ve geleneği”nin 2013 yılı itibariyle UNESCO’nun Somut Olmayan Kültürel Miras listesine dâhil edildiğini hatırlatan Kolbaşı, Türk kahvesinin 1.1 milyar fincanlık pazardan yüzde 10 bile pay alamadığını anlatıyor. Kolbaşı bunun nedenlerini de şöyle sıralıyor:
-- Espressonun, filtre kahvenin ve suda çözülebilir hazır kahvenin tüm dünyaya yayılmasında, bu kahve türlerinin 1900'lü yılların başında makinalı çözümlere geçmesi belirleyici oldu. Türk kahvesi ise 2003 yılına kadar makinalaşamadı.
-- Arzum 2003'te ilk elektrikli cezveyi üretti. Ardından benzer ürünler geldi. Son 10 yıllık periyotta Türk kahvesinde önemli bir makinalaşma süreci başladı. 100 yıl gecikme ile makinalı çözümler başlamış oldu.
-- Başka bir sorun da, kahvenin makinayla da yapılsa elle servis ediliyor olması. Arzum, kendine global pazarda yer bulabilmek için, Türk kahvesini doğrudan fincana servis eden bir ürüne odaklandı. Arzum Okka bu bakış açısıyla geliştirip piyasaya sunuldu.
-- Okka doğrudan fincana servis özelliğiyle rakiplerinden ayrışıyor. Servisin ardından kendi kendini yıkıyor. Bunun arkasında önemli bir yazılım var.
Kolbaşı, Türk kahvesinin en ince çekilen kahve türü olduğunu bu nedenle kısa sürede bayatladığını belirtiyor. Şimdi çalıştıkları konunun da bu olduğunu belirtiyor. Çekirdekten fincana servis edilebilen makinalar üretilirse Türk kahvesinin Avrupa pazarında güçlenebileceğini söylüyor. Bunu başarmak için de tüm sektör temsilcilerinin birlikte strateji üretmesini öneriyor.
Kahveyi sevmeyen var mı, bilmiyorum. Türkiye kültürünün önemli bir parçası olan kahvenin fincandan sunumuna değişimini bilmek istiyorsanız, 15 Haziran'a kadar sürecek sergiyi kaçırmayın derim!

Yorumlar
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON DAKİKA