BİR ömür boyu büyük sıkıntılar çeken karikatürcü Mustafa Uykusuz'a babam, yaşamında çok özel bir yer ayırmış, kendisine sürekli hoşgörülü davranmıştı.
Örneğin, Mustafa Abi, her konuşmasında, iki laf arasında mutlaka sunturlu bir küfür savururdu.
Kaba saba konuşması, O'nun acımasız bir dünyada kötülere karşı kendini savunmak için içgüdüsel olarak seçtiği bir yoldu bence...
İçtiği aşırı sigaradan olsa gerek, devamlı oraya, buraya, yerlere gelişigüzel tüküren Mustafa Abi'ye babam, ağzını açıp bir kez bile uyarıda bulunmadı.
Bunun nedeni hiç şüphesiz; 'Markopaşa' ve diğer yayınlar döneminde birlikte aç susuz kalmaları, soruşturmalara, kovuşturmalara uğramaları, hapise girmeleri, babamın en zor günlerinde yanında yer alıp, kendisine sonsuz destek vermesi, inandıkları davada omuz omuza yürümeleri, hiç bir şekilde ödün vermemesi, tehlikeden korkup kaçmaması ve de tokgözlü, dürüst olmasından kaynaklanıyordu.
Mustafa Uykusuz yıllarca babamın çıkardığı gazete ve dergilerin sayfalarını karikatürleriyle doldurdu.
Zaman zaman kitaplarının kapaklarını hazırladı.
'Zübük' gülmece dergisi yayınına son verinceye kadar da derginin demirbaş çizeri olarak kaldı.
Mustafa Uykusuz'un burada Aziz Nesin'le ilgili hoş bir anısına yer vermek istiyorum:
"Aziz'le beraber hapiste yatıyoruz. Koğuşta üniversiteli çocuklar filan da var.
Bizler Asker sigarası içiyoruz, O Kulüp, Yenice gibi sigaralar içiyor. Tabii biz bozuluyoruz.
Bir gün Aziz'in sigaralarının içine hiç fark ettirmeden Asker sigaralarını yerleştirdik.
Aziz aldı sigarayı yaktı, içiyor, bir yandan da bozuluyor.
'Yok canım ' diyor 'sigaraların eski tadı kalmadı'.
'Aziz' dedik, 'sigaranın markası bak neymiş?'
Aziz baktı, feryadı kopardı: 'Tüh Allah kahretsin, Yenice'nin içine Asker sigarası koymuşlar'.
Sonra durumu anlattık..."
Mustafa Uykusuz'la son görüşmem 1980'li yıllarda telefonla oldu.
Söz vermiştim, evine ziyarete gidip, özlem giderecektim kendisiyle…
Ama kısmet olmadı. Amansız bir hastalık kısa bir süre sonra onu da bu dünyadan çekip aldı.
Aziz Nesin'in Mustafa Uykusuz gibi birlikte soluk alıp verdiği, yıllarını paylaştığı, çok sevdiği bir çok değerler öldüğünde; bana sanki hep babamın bir yerleri yaşarken yavaş yavaş küçülüyor, eksiliyor sonra da yok oluyor gibi gelirdi.
Ve gizli gizli, için için ağlardım
***
Yok devenin pabucu...
Türkiye'nin en çok ziyaret edilen mekânlarından Aspendos'un kapısında 3 deve varmış ama ambulans yokmuş
Antik mekânın tarihi dokusunu bozmamak için deve kullanıyorlardır!
***
Aldık başı gidiyoruz
Yatırım için en cazip 50 ülke içersinde yokmuşuz
Yaptırım için tartışmasız kafadayız n'aber?..
***
Olacağına bakın
İstanbul depremde sahipsiz kalacakmış
Sanki şimdi çok sahipli de!
***
Ha gayret
Zeytinyağında 'Made in Turkey' hareketi başlamış
Eh artık en üste çıkmamızın zamanıdır.
***
Duyuru...
Güney Kore'de 1.8 milyon YTL'ye tuvalet şeklinde ev yapılmış
Sekseninden sonra servet sahibi olanlara hararetle önerilir'
***
Marifet ayakta durmak
Çeşme'de turizm 12 aya yayılmış
Yayılmışken 12 ay yan gelip yatmasa bari!..
***
İğneyle kuyu kazmak
Türkiye en çok ağaç diken 3'üncü ülkeymiş
Acaba orman yakan kaçıncı ülke?!
***
Laf ola...
En gerçekçi söz: Ölünceye kadar yaşayacağım...
