İSTANBUL- Sualtı Araştırma Derneği-Akdeniz Foku Araştırma Grubu-SAD-AFAG Başkanı Ozan Veryeri “Yapılması planlanan 7 termik santral nedeniyle Marmara Denizi’nde görülen Akdeniz Foklarının hayatı tehlikede”dedi. Termik santral yapmak için Akdeniz Foku Yaşam Alanı’nin harita ve lejantlardan yakın tarihte silinmiş olduğunu belirten Veryeri “Doğal yaşam tahribata uğratıldı” şeklinde konuştu.
KARABIGA KıYıLARıNDA AKDENIZ FOKLARı GÖRÜLDÜ
Nesli tükenmekte olan ve korunması gereken Akdeniz yaşadığının ortaya çıktığını bildiren SAD-AFAG Başkanı Ozan Veryeri Çanakkale’nin Karabiga kıyılarında Akdeniz fokunun görüntülendiğini belirterek kıyalarda fokların ait yaşam alanları olan mağaralar tespit edildiğini anlattı.
gereken Akdeniz yaşadığının ortaya çıktığını bildiren SAD-AFAG Başkanı Ozan Veryeri, Akdeniz foklarının sayısının dünyada yaklaşık 700, Türkiye’de ise 100 kadar olduğunu söyledi.
TÜRKİYE KORUNMASI İÇİN ANLAŞMALARA İMZA ATTI
Ozan Veryeri, dünyada nesli ileri derecede tehlike altında olan Akdeniz foklarının korunma önceliğinin en üst seviyede gerçekleşmesi için Türkiye’nin de uluslararası anlaşmalara imza attığını belirtti. Ozan Veryeri “Türkiye, bu canlının yaşam alanlarıyla birlikte korunmasını Bern, Barselona ve Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmeleri ile ilgili ulusal mevzuatımızla kabul ve taahhüt etti. Doğa Koruma ve Milli Parklar Dairesi’nce onaylanmış olan Akdeniz Foku Ulusal Eylem Planı’nda nadir deniz memelisinin Marmara’da yaşadığı ve yaşam alanları açıkça belirtilmiştir” dedi.
YAPTIKLARI ÇALIŞMALARI ANLATTI
Ozan Veryeri, Karabiga sahilleri ile diğer denizlerde yaptıkları çalışmaları şöyle anlattı: “SAD–AFAG olarak Marmara, Ege ve Akdeniz kıyılarımızda, uzmanlarımız tarafından seçilen toplam 8 mağarada 2013, 2014 ve 2015 yıllarında Akdeniz foku ve yaşam alanlarını infra-red ışık kaynaklı kendinden harekete geçen kameralarla izledik. Çanakkale’ye bağlı Karabiga Beldesi ve civarında 2014 Eylül ayından bu yana yapılan titiz ve zorlu çalışmalarda canlının bu alanı kuvvetle kullandığı belgelendi. Çalışmalar sürecinde Akdeniz foku varlığı mağara içi çekimleri, karadan gözlemler ve karadan farklı noktalarda video ve fotoğraf çekimleri ile tartışmaya mahal vermeyecek şekilde belgelendi”
DOĞAL YAŞAM TAHRIBATA UĞRATıLDı
SAD Yönetim Kurulu Başkanı Ozan Veryeri, bölgenin Türkiye’de çok değerli ekolojik yaşam alanı olduğu farklı kaynaklarda da ifade edilmesine rağmen, üstün nitelikli doğal yaşam alanı geri dönüşü mümkün olmayacak şekilde tahribata maruz bırakıldığını söyledi
Ozan Veryeri, tehlikeyi şöyle anlattı: “Güney Marmara’da yer alan Karabiga kıyıları 2 ay öncesine kadar Yaban Hayatı Koruma ve Geliştirme Sahası statüsünde iken ormanlık ve makilik alan bu statüden çıkartıldı. Akdeniz fokunun Türkiye’de Korunması Ulusal Eylem Planında Akdeniz Foku Yaşam Alanı olarak belirtilen kıyılarda yapılması planlanan 7 adet termik santral inşaatının herhangi birinin dahi alanda yıkıcı etki yaratacağını daha önceden SAD tarafından ilgili kurumlara teslim edilen kapsamlı bir raporla belirtmişti.
AKDENIZ FOKU YAŞAM ALANı HARITALARDAN SILINMIŞ
Karabiga ve Aksaz yerleşimleri arasındaki kıyılar Türkiye ölçeğinde çok önemli doğa ve denizalanı özelliğindedir. Anlaşılmaktadır ki alanda haritalara işlenen Akdeniz Foku Yaşam Alanı da harita ve lejantlardan yakın tarihte silinmiş.
Ozan Veryeri, Karabiga’da yapılması planlanan 7 termik santralin çevresel değerler anlamında mevzuata ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğunu söyleyerek, yasadışı davranıldığını ifade etti. Ozan Veryeri, Karabiga ile Aksaz Köyü arasında kalan 15 kilometrelik kıyı ve deniz alanının sadece Akdeniz foku bakımından değil, yunuslar, bakir kıyılardaki Tepeli Karabataklar, konaklayan göçmen kuşlar, mağaralardaki yarasalar, kara memelileri bakımından önemli yaşam alanı özelliğinde olduğunu kaydetti.
SORUMLULUKTAN UZAK PLANLAMA
ÇED raporlama süreçlerini temel alan, şuur ve sorumluluktan uzak planlama ÇED raporlama süreçlerini temel alan, şuur ve sorumluluktan uzak planlama Ozan Veryeri, yetkilileri de şu sözlerle uyardı: “SAD-AFAG, gerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığı gerekse Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın doğayı korumakla ilgili sorumluluklarını farkına varması gerektiğini düşünmektedir. Fiili duruma ve yasal düzenlemelere aykırı şekilde düzenlenmiş münferit ÇED raporlama süreçlerini temel alan, şuur ve sorumluluktan uzak planlama kararları alınmaktadır. Bu şekilde ülkemizde sağlıklı ekonomik kalkınma ve doğal kaynaklarımızın korunarak gelecek kuşaklara aktarılması hayaldir. Ülkenin kalkınması adı altında, doğanın ana sermaye olarak görülmesi kabul edilemez. Bilim ve gerçeklerden uzak bu tür kararlarla resmi kurumlar tarafından yatırımcıların özellikle alan seçimi konusunda yanlış yönlendirildiğini değerlendiriyoruz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.