ÖZKAN ALTINTAŞ-TÜRKİYE TURİZM
İSTANBUL- Malta doğumlu İstanbul aşığı ressam Amadeo Preziosi'nin Yeşilköy Latin Katolik mezarlığında bulunan mezarı başında anma töreni yapılıyor. Malta’nın İstanbul Başkonsolosu Reuben Gauci 25 Temmuz günü saat 11.00’de Yeşilköy Yeşil Zeytin sokakta bulunan Yeşilköy Latin Katolik Mezarlığı’nda düzenlenen törende ressam Amadeo Preziosi'nin mezarını ziyaret ederek çiçek koyacak.
Anma törenden sonra Latin Katolik Kilisesi’ni de ziyaret edecek olan Malta İstanbul Başkonsolosu Reuben Gauci daha Yeşilköy de kısa bir gezinti yaparak ressam Amadeo Preziosi'nin yaşadığı sokakları dolaşacak.
AMADEO PREZİOSİ (1816 - 1882)
Kont Amadeo Preziosi Malta'dan İstanbul'a 1842 yılında göç etti. 1882 yılında ölümüne kadar da İstanbul'da 40 yıl yaşadı. İstanbul’da dönemin İstanbul Osmanlı yaşamını yansıtan bir çok tablo yapan ressamın eserleri tarihi yansıttığı için büyük değer taşıyor.
1816’da Malta’da dünyaya gelen Amadeo Preziosi, çocukluk ve gençlik yıllarını Malta’da geçirdi. Babası Kont Gio François Preziosi, Malta’da saygın bir kişi olan tanınıyordu.
Kontluk ünvanı Preziosi ailesine 1718 yılında Sardinya ve Savoy Dükü Kral Victor Amadeu II’den intikal eder. Amadeo Preziosi’nin resme olan merakı çocukluk yaşlarında başladı. Ailenin hukuk öğrenimi görmesi yönündeki baskılarına rağmen bu öğrenimi ve mesleği terk ederek Malta’nın ünlü ressamlarından Giuseppe Hyzler’in stüdyosunda ders almaya başladı. 1840’larda kardeşi Leandro ile birlikte Fransa’ya gitti. Kardeşi yeni bir keşif olan fotoğrafçılık üzerine eğitim alırken o, Paris Güzel Sanatlar Akademisi’ne devam etti.
PİTORESK KENT İSTANBUL
19. yüzyılın başında Doğu’nun mistisizmini fark eden romantik ressamlar, tablolarına işledikleri ateşli renkler ve pırıl pırıl tablolarıyla yeni keşfettikleri Şark manzaralarını Batı’ya ulaştırdılar. Amadeo Preziosi de, Malta’dan İstanbul’a gelen ve Şarkın mistisizminden kurtulamayan birçok sanatçıdan biridir. 1842’de Malta’dan temelli ayrılan sanatçı ‘Doğu’da yeniden doğacağına inanıyordu..
Preziosi, diğer Oryantalist ressamlardan farklı olarak, İstanbul’dan gelip geçmedi. İstanbul’dan hemen hiç kopmadan, Eylül 1882’ye kadar Batı’nın tanımladığı ‘Dünya Kentlerinin Kraliçesi’ dediği İstanbul ile yaşamını bütünleştirdi.
1850’DE KIRIM HARBİ’Nİ RESİMLEDİ
İngiliz İmparatorluğu hakimiyetindeki Malta Adası’ndan olması nedeniyle Amadeo Preziosi haliyle İngiliz pasaportu taşımaktadır. Pera’daki Levanten sosyeteyle olduğu kadar, İngiliz asıllı Levanten ailelerle de çok yakın dostluklar kurar. Özellikle de İngiliz diplomatik misyonu tarafından aranan bir sanatçı olur. Büyük Britanya Kralı’na ve Kraliçe’ye derin saygıyla bağlı olan Amadeo Preziosi’nin muhtelif tabloları İngiliz Sarayı’nın resim koleksiyonuna dek ulaşır.
1850’de Kırım Harbi sırasında Batı basını Preziosi’den savaş gemilerini, İngiliz Ordusu’nu ve Boğaz’daki alışılmamış sahneleri resmetmesini talep eder. Bu süreçte Preziosi son derece yoğun bir üretim meydana getirir. 1867'de Paris uluslararası sergisine Osmanlı-Türk ressamı olarak katıldı.
WALES PRENSİ İLE PRENSES ONU ZİYARET ETTİ
1869 yılında İstanbul’a gelen Wales Prensi Albert Edward ve nişanlısı Prenses Alexandra Christina İstanbul’da kaldıkları günlerde Amadeo Preziosi’nin Beyoğlu’nda İngiliz Sefareti karşısında, Hammalbaşı Sokak’ta bulunan stüdyosunu ziyaret eder ve bazı tablolarını satın alır.
Resimlerinin büyük ilgi görmesi nedeniyle sanatçı, eserlerinin taş baskılarından oluşan iki albüm yayınlatır.
RESSAMIN TALİHSİZ ÖLÜMÜ
Topkapı Sarayı Kütüphanesi’ndeki ikinci albüm, sanatçının ölümünden kısa bir süre sonra 1883 yılında Paris’ta Canson Libraire tarafından Le Mercier baskısından yararlanılarak yenilenmiş baskıdır.
İstanbul’da yayınlanan ‘Levant Herald’ gazetesinin 28 Eylül 1882 tarihli 210. sayısında şu haber yer alır:
“Suluboya ressamı ve şehrimizin ünlü sanatçısı Mösyö Preziosi, önceki gün yanında yalnız hizmetkârı olduğu halde avlanmak amacıyla Yeşilköy’de kırlarda bulunuyordu. Bir süre sonra, artık evine dönmeye karar verdi. Tüfeğini hizmetkârına uzattı. Fakat bu sırada tüfeği tutamayarak yere düşürünce tetik hareket aldı. Patlama sonucunda çıkan saçmalar Preziosi’nin yaralanmasına sebep oldu. Sanatçı kaburgalarına saplanan saçmalarla halen ağır yaralıdır ve durumu endişe vericidir.”
Haberin yayınlandığı gün, Amadeo Preziosi girdiği komadan kurtulamadı. 1882'de öldü ve Yeşilköy’deki San Stefano Katolik Mezarlığı’na gömüldü.
HAMMALBAŞI SOKAK’TAKİ EVİ HARABE HALİNDE
Bugün Hammalbaşı Sokak’taki evi harabe halinde olsa da, ömrünün son günlerini geçirmek için seçtiği Yeşilköy Teyyareci Nuri Bey Sokağı’nın köşesindeki av köşkü bahçesine yapılan apartmanlarla hayli değişikliğe uğrasa da zamana direnmeye devam ediyor.
İSTANBUL’A OLAN SEVGİSİ ESERLERİNE RUH KATTI
Preziosi suluboya resimlerde İstanbul halkını, çarşılarını, hayran olduğu mezarlıkları ve dergahları resmetti. Onun İstanbul’a olan sevgisi her biri birbirinden renkli ve canlı tablolarına ayrı bir ruh katmıştır.
Preziosi'nin resmettiği dükkanda oturup eskiciyle pazarlık eden esnafın yüzündeki tevazuyla karışık kendini beğenmişlik, kuşağına sokulu divitle gösterdiği okuryazarlık fotoğrafla değil, ancak fırçayla verilebilir. Hiç kimse İstanbul esnafını, çarşıda gezinen halkı ve gururla at üstünde dikilen süvariyi bu kadar iyi tasvir edemezdi.
İNSAN TİPLEMELERİNE GÖSTERDİĞİ İLGİ
Bilgili ve kaprisli bir mimari, incelikli renkler armonisi, durmadan değişiklik gösteren süslerin eşsiz uyumu. İşte bu saydıklarımız Preziosi’yi İstanbul’a cezbeden gizli kalmış güzellikler olmuştu. Boğaziçi, Haliç kıyıları, mesire yerleri, mezarlıklar, çarşılar onun en sevdiği temalardı. Preziosi’nin en büyük özelliklerinden biri de Osmanlı topraklarında yaşayan insan tiplemelerine gösterdiği ilgiydi. Nitekim Preziosi, Boğaziçi, Haliç ve İstanbul’u sarmalayan tüm yaşamı görüntülerken, Osmanlı İmparatorluğu’nun çeşitli mesleklerden ve etnik gruplardan tüm insan tiplemelerini de ihmal etmemiş, her birini en ince detayına kadar resmetmişti.
DOĞUNUN RENGİNİ YAŞAMA GEÇİRDİ
E. H. Jerningham, ‘To and From Constantinople’ adlı kitabında şöyle der:
“Köprünün üzerindeki yaşamın mükemmel bir suluboya görünümü için, İstanbul’u ziyaret eden hiç kimse Mr. Preziosi’nin atölyesini görmeden gitmemelidir. Genelde suluboya resminde takdire şayan bir yeteneğe sahip olan sanatçı, özellikle Doğulu olan her şeye nüfuz etmiş olan o kendine has Doğu rengini yaşama geçirmiş ve böylece İstanbul’a gelen seyyaha en hayran kaldığı şeylerin gerçek bir hatırasını yaşatmıştır.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.