ÖZKAN ALTINTAŞ – TÜRKİYE TURİZM
LONDRA / İNGİLTERE - Londra’da üç günlük WTM Fuarı’na katıldığımda Türk turizmi adına gözlemler yaptım. Ama ne yazık ki, dünya ülkeleri Londra WTM’de “Turizmi nasıl geliştiririz”, “2025’te ne olacak?” diye koştururken, bizim “havanda su dövüyoruz” tavrımız dikkatimi çekti. Yeni turizmcilerin kendilerine çeki düzen verip, “altın yumurtlayan tavuk” denilen turizmin elimizden kayıp gitmesini engellemeliler.
Dedim ya., Kendi içindeki sorunlarla boğuşmayı turizm sanan anlayışı bırakmalıyız. Dünya koşuyor, biz geri gidiyoruz. Nitekim fuarda önümüze yine bir iddia çıktı. Yine TÜRSAB ve başkanı hakkındaydı.
“TürkTurizmcisi” adlı 2020 tarihinden beri sosyal medyada paylaşımlar yapan site Londra WTM 2024 fuarı için “TÜRSAB’dan Fuar Vurgunu!!!” başlıklı belgeli bir yazıyla önemli bir iddiada bulundu.
Eğer bu iddia doğruysa, TÜRSAB’ın kendi ipini kendisi çektiğini gösteriyor.
TÜRSAB’ın bütçesini başkaları için kullanma hakkı olmadığını ve varlığının sadece üyelere hizmet amaçlı olduğunu herkes biliyor. TÜRSAB’ta kaynayan kazan bununla bitmiyor. Londra WTM Fuarı’na taşınan aşağıda bahsedeceğim TÜRSAB’ın yayın organına yaptırılan Hüseyin Kırk’ın “uçkur” haberi için tarafıma yöneltilen sorular hakkında görüşüme yer vereceğim.
YEREL, CILIZ TOPLANTILARIN AMACI NEDIR?
TÜRSAB’TA Yönetime talip olanlar, genel kurulda en az 20 vaat ortaya attılar. Seyahat acentesi üyelerinin hak ve menfaatlerini korumak amacıyla göreve geldiler. Ancak göreve geldikten sonra vaatler unutuldu ve rafa kaldırıldı. İmam geçmişte olduğu gibi bildiğini okuyor. TÜRSAB tanıtım adına, Kültür ve Turizm Bakanlığı var, TGA var diyerek yan gelip yatmamalıdır. Dünya da her platformda Türkiyle adına yer almalı ve ülkemizi korumalıdır.
Seyahat acentelerinin ve Türkiye’nin dünyadakı pazar payını büyütmek için çalışma yapmalılar. Karadeniz’de, Burdur’da, Antalya’da yapılan toplantıların Türkiye turizmine ne faydası var.
TÜRSAB’ın bu faaliyetleri sorgulanmalıdır. TÜRSAB’ta bölgelerle ilgilenen BTK’la zaten var. Ayrıca oraları toplantı olmadan dolaşıp dert dinleyen ekipler var. Bu durumda toplantıların amacı nedir?
Bize kalırsa asıl güç Türkiye’yi dünyaya açabilmektir. Git, Türk turizmi için potansiyel ülkelerde böyle ve daha büyük katılımlı toplantılar yap. Türkiye’yi doğru tanıtıp, vize sorunun çözmek için sivil toplum baskısını harekete geçir. Bak bakalım o zaman senin yanında kimler oluyor?
BÜYÜK SORUMLULUK
“TÜRSAB’dan Fuar Vurgunu!!!” iddiasına gelirsek TÜRSAB’ın bütçesini yanlış yerlerde kullanmak büyük sorumluluklar getirir. Fuarda dev stant açmak, BTK yönetimlerini tatile gider gibi gezdirmek ve devletle yarışa girmek boş işlerdir. Önemli olan icraat. Zamanı gelince adama "Ne yaptın?" diye sorarlar.
Bu gibi şeyleri görünce aklıma çocukluğum geliyor. Mahallede çocuklar “Benim babam senin babanı döver” diyerek babaları kavga ettirirlerdi. TÜRSAB’ın bundan ne farkı var? TÜRSAB, halen “işyeri patronuna posta koyan çalışan durumu sergiliyor” ve herkes gülüyor.
Bu vurgun iddiasına sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı değil, dernek statüsündeki kuruluşları denetleyen İçişleri Bakanlığı ve Sayıştay’ın müdahalesi gerekir. Türkiye’de kendine özel kanun olması TÜRSAB’a “Türkiye Yüzyılı” gibi ne olduğu belirsiz etkinliklerle yapılanları örtbas etmek amacıyla, güç kazanma gayretiyle protokol ziyaretleri yaparak, bu prosedürü aşma hakkını vermez.
TÜRSAB’DAN FUAR VURGUNU VAR MI?
Sosyal medyada TürkTurizmcisi’ndeki yazı şöyle:
TÜRSAB’dan Fuar Vurgunu!!!
Firuz Bağlıkaya ve yönetiminin, İngiltere turizm fuarında 44milyon 500bin TL (yaklaşık 1 milyon sterlin) harcadığını öğrenmiş bulunuyoruz. Bu harcama yalnızca TÜRSAB’ın değil, tüm sektördeki 16 bin acentanın hakkına yapılmış bir ihanet, bir vurgundur!
Fuar sadece 3-5 özel acentayı, Ankara Ticaret Odası’nı ve CHP’li belediyeleri ağırlamak için bir şov alanına dönüştürülmüş.
Heysem Turizm Ayman Maslamani, Turizoom Ali Can Aksu, Leicester Hotel London Muhterem Turantaylak, Erdal Oylum, Fez Travel Ekrem Usta
WTM’DE TÜRSAB YOKTU AMA DEMEK KI…
WTM’de TÜRSAB yoktu ama TÜRSAB üyesi hatta yönetimde görev alan bazı arkadaşlar vardı. Bu arkadaşlar İstanbul Ticaret Odası’nın standında bulunuyorlardı.
Türkiye’nin satış ve pazarlamasından sorumlu TÜRSAB’ın İngiltere pazarına hakim seyahat acentelerini getirmeyişi herkes tarafından garip karşılandı.
Fez Travel Ekrem Usta
Mercan Turizm, Mehmet Mengü
ÇEŞTOB Başkanı Orhan Belge, TÜROB Başkanı Müberra Eresin, Muğla Turizm Komisyonu Başkanı Cumhur Güven Taşbaşı, TÜROB Üyesi Alihan Akkoç, Alakart Travel Ömer Kartın, gazeteciler Özkan Altıntaş, Hasan Arslan,
İntra Turizm, Ertuğrul Karaoğlu
Alanya'dan otelciler ve acenteler
Fuara TÜRSAB üyesi oldukları halde kendi cebinden para harcayarak katılan Intra Turizm, Fez Turizm, Mercan Turizm, Heysem Turizm gibi seyahat acentelerimizi kutluyorum. Ayrıca Türkiye’nin turizm bölgelerinden yine kendi bütçeleri ile katılıp şehir standlarında yer alan sayıları 10’a yaklaşan seyahat acentelerini de kutlamak gerekiyor.
The Marmara Hotels yönetimi
Divan Hotels yönetimi
Elite World Hotels
Maxeira Hotels yönetimi
Bunun dışında ise Türkiye turizminin pazarlamasını unutan TÜRSAB yerine bütçelerinden pay ayırıp fuara “iş başa düştü” diyerek seyahat acentelerini ellerinde olmayan nedenle by-pass ederek katılan değerli otel yöneticilerimizi de kutluyorum.
TÜRKİYE PANELLERDE YOKTU
Türkiye’nin yurt dışından gelecek turist ihtiyacı varken, dünyanın en önemli fuarını görmeyen TÜRSAB’ı kınıyorum. Ayrıca WTM’de düzenlenen panellerde ülkelerini tanıtmak için konuşmalar yapan ülkelerin arasında Türkiye’nin adının bulunmayışı acıydı.
Fuarda Türkiye turizmine karşı gizli bir ambargonun varlığını herkes farketti. Ancak konuştuğumuz bir çok kişinin “Türkiye çok pahalı oldu” şeklindeki sözleri, sorunun ana kaynağının bizde olduğunu gösterdi. Burada aklımızı başımıza almalıyız.
İTO Başkan Vekili Bahadır Yaşık, Türkiye Otelciler Federasyonu Başkanı (TÜROFED Erkan Yağcı, Anadolu Kültürel Girişimcilik- AKG Başkanı Halil Korkmaz
TURİZME LİYAKAT SAHİBİ YÖNETİCİLER LAZIM
Bence Türkiye turizminde en büyük sorun “herkesin kendi işini doğru yapmasında”… Yani meslek kimliği. Herkes birbirinin işen burnunu sokacağını üzerine düşen görevi yapmalıdır. Bu arada turizmin sivil toplum kuruluşlarının başına kartvizitine “başkan” yazdırmak isteyenler değil “liyakat” sahibi ve “kendi işinde başarılı” kişiler seçilmelidir.
Özellikle seyehat acentelerinin başına “acenteci” ve hizmet aşkı olanlar gelmelidir. TÜROB, TÜROFED, TUREB gibi kuruluşlar bu konuda ellerinden geleni yapıyorlar.
Ancak TÜRSAB’daki sorunlar hiç bitmiyor. Yıllardır kangren halinde devam ediyor.
Sorduğumuz kişiler “TÜRSAB’ta büyük rant var. Onun için koltuğu kimse bırakmak istemiyor” iddiasında bulunuyorlar. Günahları boynuna biz görmedik, iddiala yer veriyoruz.
Ancak seyahat acentelerinin aklını başına alma zamanı geldi de geçti bile.
Acentelerin hepsi sıkıntıda ve ne yapacaklarını bilmiyorlar Çünkü önderleri yok. Türkiye’de TÜRSAb’ın organize ettiği “kendin pişir kendin ye” tarzı cılız toplantılarla bu işin olmayacağını herkes biliyor.
SON SÖZ, LONDRA WTM’DE HÜSEYİN KIRK’IN “UÇKUR” MESELESİ
Londra WTM Fuarı’nda herkesin bana sorduğu bir soru daha vardı.
TÜRSAB üyesi Hüseyin Kırk’ın özel hayatını ilgilendiren ve yasalara göre bu konuda konuşmak , yazmak kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilen “uçkur” meselesi….
Efendim, Hüseyin Kırk, imam nikahlı eşiyle mahkemelik olmuş falan… Alan razı satan razı. Bu konu ne bizi ne kimseyi ilgilendirir. O tarafların işidir.
Ancak! Herkesin TÜRSAB’ın yayın organı olduğunu bildiği Turizm Ajansı’na TÜRSAB yönetimi kendilerini eleştiren Hüseyin Kırk’ı küçük düşürüp, susturmak için bu uçkur meselesini bir haber yaptırmış.
Londra WTM Fuarı’nda bana “Hüseyin Kırk imam nikahlı miydi? TÜRSAB’ın sitesi Turizm Ajansı yazmış. Bu nedir?” diye soranlar oldu.
Bende soranlara “TÜRSAB’ın 1618 sayılı Kanunu’nda Hüseyin Kırk’ın özel haylatına veya aletine ilişkin bir madde var da ben mi bilmiyorum?” dedim.
TÜRSAB gibi saygın bir kuruluşun hem kendi hemde üyesinin kimliğini zedeleyerek, suç olduğu halde insanların kişilik haklarına tecavüz eden haber yaptırması yüz kızartıcı bir suçtur.
Hüseyin Kırk’ın aletinin turizimle ne ilgisi olduğunu bilen varsa beri gelsin.
Zaten Hüseyin Kırk bu haberi yapan ve yaptıranlarla ilgili olarak “Benim özel hayatım beni ilgilendirir” diyerek Savcılığa suç duyurusunda bulunmuş.
Bence TÜRSAB, öncelikli olarak Hüseyin Kırk’tan özür dilemeli ve yolunu şaşırmadan asli görevine dönmelidir. Yoksa Türk turizmi TÜRSAB’ın bu şaşkın tavırları nedeniyle giderek kan kaybediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.