Lagaluga Tur (44)
İçinde oturduğumuz her yanı lime lime dökülen, neredeyse yaşıma eşit binanın orijinalliği bozulmasın diye kat sakinleri tarafından yıllardır hiçbir yerine dokunulmamış.
Komşularımız zamanla bu harabede yaşamaya alışık oldukları için oralı bile değiller, yeter ki ceplerinden para çıkmasın.
Allah korusun büyük bir deprem olsa, ya da binamızda bir yangın çıksa acaba ne oluyor diye merak edip de kapılarını aralayıp kafalarını dışarıya bir kez uzatmazlar bile...
Şiddetli yağmurlarda benim yaşadığım çatı katına tepeden sürekli yağmur yağar. Kendi kısıtlı olanaklarımla ara sıra onartmaya çalıştığım çatımıza çok zeki olan bazı kat sakinleri, "Çatı bizim değil" deyip karışmamayı tercih ederler.
Önceleri çok kızıyordum ama, iyicene düşününce hak vermek zorunda kaldım adamlara. Öyle ya, binanın çatısı benim dairemin üstünü kapatırken, altımdaki katın üstünü benim katın tabanı örtüyor.! Yani diğer katların çatıyla ilgileri yok ki!
Zamanla artık makyajındaki son kalıntılar da iyicene silinen binamızın tamamen çürüyen gider borularını değiştirtmek farz olunca; 8 ayda yarım yamalak ancak toplanabilen parayla sonunda iki usta tuttuk.
Eşim "Aman" dedi " ustalar önce bizim kattan başlasınlar diğer günler ben evde yokum"
Asansör kuruldu, çalışmalar başladı.
Bizim banyoda onarım yapan ustalardan biri klozetimizi kırdıktan sonra "Bu zaten çoktan çürümüş, yerine yenisini almak gerekiyor" dedi.
Çaresiz kendisine yenisini alması için parayı verdiğimde, "Bu saatte olmaz, çok geç, ancak yarın alabilirim " dedi.
Saate baktım, henüz 17:30'du. Usta erkenden kararan havanın etkisiyle zamanı gecenin bir yarısı sanmıştı herhalde. İtirazın bir anlamı ve yapacak fazla bir şey yoktu. Suları akıtmamamızı ve tuvaleti ertesi gün kendileri gelinceye kadar kullanmamamızı bize sıkı sıkı iyicene tembihleyerek çekip gittiler.
Aşağı yukarı her gün sabahın ilk saatlerinde tuvalete gitme alışkanlığı olan ben daha yatağa girmeden kara kara düşünmeye başlamıştım bile. O gece büyük bir sıkıntıyla uyumaya çalıştım. Aksilik bu ya, bir ara düşümde tertemiz pırıl pırıl bir pisivuara ihtiyacımı giderirken gördüm kendimi.
Birden uyanıp, yataktan fırladım.
Şimdi ben ne yapacaktım ? Karım uyku sersemi bana dönüp "Tut" dedi.
Söylemesi kolay. Meret tutulacak gibi sert bir şey değil ki, elime alıp tutayım.
Arkasından da "Git balkondan yap" deyip bana daha da dahiyane bir fikir verdi.
Bir gün önce de kaynanam telefonda " Sizin oralarda yakınlarda cami yok mu ?" diye yol göstermişti. Kıvranıyordum. Şişe aramaya başladım. Süt, bira, kola; artık ne şişesi olursa olsun bulup içine yapacaktım
Yok yok..
Sonunda evin dört bir yanına saldırıp, deliler gibi poşet, kavanoz gibi şeyler aramaya koyuldum. Düşünebiliyor musun, her zaman naylon poşet, boş kavanoz ve şişelerden geçilmeyen evimizde gerektiğinde bunlardan hiçbirini bulamıyordum..
Meğer temizlik meraklısı karım bir gün önce hepsini fuzuli şeyler diye evden yok etmişti. Son bir hamleyle iki bacağımı birbirine sıkıştırıp, yampiri yampiri 5 kat merdivenleri koşarak aşağıya indim ve kendimi dışarıya zor attım. Bütün iyi niyetime rağmen binamızdan fazla uzaklaşamadan hemen önüme ilk çıkan bir köşede rahatlamaya başladım.
Tam o sırada yarı zemin bir dairenin ışıkları yandı." Yaşlı başlı koskoca adamsın, bizim evin duvarına işemeye utanmıyor musun?" diyen bir dönmenin kart sesini duydum.
Benim sırtımda pijama olduğunu fark edince de evi paylaştığı arkadaşına seslenip, " Kız koş, ayol bu herifi karısı gece yarısı sokağa atmış" dedi.
Yapıldığından beri hiçbir yerine el değmeyen binamızın gider boruları sonunda yenilenmiş ama olan benim emektar gider boruma olmuştu!
***
Geveze adam
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Hüseyin Üzmez'in tacizinden ziyade konuşmasına kızmış
Madem bir halt yedin, sağda solda dillendirmeye ne gerek var. Kesip sesini otursana be adam!..
***
Hassasiyet
Emniyet Genel Müdürlüğü'nden polislere silahları için "Kullanırken hassas olun" uyarısı gelmiş
"Size vereceğimiz geçici rahatsızlıktan dolayı özür dileriz" deyip tetiğe basarlar artık!
***
Boşuna heves
DTP'liler Taksim'e çıkamamış
Çıkamadıkları gibi bu ülkede arzu ettikleri taksimi de yapamazlar!
***
Kutsal görev
Öğretmenler 'ihbarcı' olacakmış
İyi iyi...
Yılanın başını küçükken ezmeli!
***
Tecrübe konuşuyor
Şarkıcı Bülent Ersoy, " Eşlerimi sıfır kilometre seçerim" demiş
Yani ergenlik çağına gelir gelmez!
***
Laf ola
Bu memleketin denizi, kerizi ve krizi hiç bitmez!