BODRUM-Bodrum İlçesi'nde 1'inci derece Doğal ve Arkeolojik SİT alanı Kisebükü Koyu'na tesis yapılmasını engellemek için her türlü yasal ve eylemsel mücadelenin verileceği açıklandı
Muğla'nın Bodrum İlçesi'nde Mazı köyü sınırları içerisindeki kalan 1'inci derece Doğal ve Arkeolojik SİT alanı Kisebükü Koyu'ndaki 230 dönümlük ormanlık arazinin tahsis edilerek 2 bin 550 yataklı üç turistik tesis yapılmak istenmesi, düzenlenen basın toplantısıyla eleştirildi. Basın toplantısında, mavi yolculuğun en önemli duraklarından biri olan koya tesis yapılmaması ve bakir kalması için her türlü yasal ve eylemsel mücadelenin verileceği açıklandı.
Kumbahçe semtindeki Mahfel Cafe'de bugün düzenlenen 'Kisebükü'nü Gaptırmıcez' konulu basın toplantısına Mavi Yol Girişimi Sözcüsü Filiz Dizdar, Deniz Ticaret Odası Meclis Üyesi Rüştü Tezcan, Bodrum Denizciler Derneği Başkanı Mustafa Demiröz, Deniz Ticaret Odası Meslek Komitesi Başkanı Arif Yılmaz konuşmacı olarak katıldı.
Deniz Ticaret Odası Meclis Üyesi Rüştü Tezcan, Kisebükü Koyu'nun ranta kurban gitmemesi için yaklaşık 20 yıldır mücadele verdiklerini, 2005 yılında yapılan tahsislerle ilgili olarak Deniz Ticaret Odası Bodrum Şubesi tarafından açılan dava ile yürütmeyi durdurma kararı aldıklarını hatırlattı. 15 Mayıs 2008 tarihli 5761 sayılı Turizmi Teşvik Kanununda değişik yapan kanunun Resmi Gazete'de yürürlüğe girmesi ile yeni bir durum ortaya çıktığını ve tahsis edilen alanlara inşaat izninin yeniden gündeme geldiğini kaydeden Tezcan, "Çünkü bu yasa ile belirli turizm vasıflarına sahip arazilerin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan alınıp Kültür ve Turizm Bakanlığı'na tahsis edilmesine karar verildi. Böylece önceden yapılan tahsislere yeniden ışık yakılmış oluyor" dedi. Yasa değişikliğinin orman vasfını yitirmiş yerlerin kullanıma açılması, ölü arazilerin cazibe merkezi haline getirilip turizme kazandırılması için doğru ve geçerli olabileceğini ifade eden Tezcan, "Ancak Kisebükü, Gökova'nın en güzel. en önemli ormanlık alanlarındandır. Tescilli anıt ağaçlar ve tarihi eserler vardır. Yıllardır deniz turizmcileri-mavi yolcular olmak üzere trekkingciler, cip safariciler ve yöre halkı tarafından kullanılmaktadır" dedi. Yedi yıl önce ilk tahsisler çıktığında 130 bin doğa ve denizsever imza topladığını hatırlatan Tezcan, "20 yıldır girişimciler, yatırımcılar burada yapılaşma çabası içerisindedir. Bizler de 20 yıldır burayı korumaya çalışıyoruz. Bu mücadele bitmeyecekmiş gibi duruyor. Yatırımcılara, doğaya, tarihe, deniz turizmine zarar vermeyecek başka yerler önermenize rağmen buradan vazgeçmiyorlar ama biz de mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz" diye konuştu.
RANTIN PENÇESİNE DÜŞMÜŞ DURUMDA
Mavi Yol Girişimi adına açıklama yapan Filiz Dizdar da Kisebükü koyu, tahsis alanları ve haritalarını gösteren fotoğrafların önünde konuştu. Tahsislerin yapıldığı koy içerisindeki Adalıyalı mevkisinin rantın pençesine düştüğünü savunan Dizdar, "Bu koya sadece teknelerin yakıştığını görüyor ve böyle kalmasını istiyoruz. Bu nedenle mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu koy aynı şekilde kalacak" dedi. Gökova'ya açılan pencere olan Kisebükü'nün, sürdürülebilir deniz turizminin giriş kapısı olduğunu ifade eden Dizdar, "Yaban hayatı, kültür, tarih ve doğal doku niteliklerine sahiptir ve burası teşvik edilecek bir alan olamaz. Tahsisi yapılan üç turizm alanı 1'inci Derece Doğal ve Arkeolojik SİT Alanı'dır. Bizans, Osmanlı ve Helenistik döneme ait eserler vardır. Bu tesisleri her yere yapabilirsiniz ama Türkiye'de Kisebükü gibi bir koy daha bulamazsınız. Bu nedenle Kisebükü'nü vermiyoruz, vermeyeceğiz, vermemek için elimizden geleni yapacağız" dedi.
Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Arif Yılmaz ise Turizm Teşvik Kanunu Yasası'nın cennet koyları cehenneme çevireceğinin anlaşıldığını belirterek Deniz Ticaret Odası Bodrum Şubesi olarak dava açıldığını ve davanın kazanılmasına rağmen tahsislerin yapıldığını ve bunlara rağmen yasalarda yeni değişiklikler yapılarak cennet koy üzerinden ranttan vazgeçilmediğini söyledi.
O OTELLER BOŞ KALIR
Denizciler Derneği Başkanı Mustafa Demiröz de, turizmin temelinde deniz ve denizcilik bulunduğunu belirtti. Demiröz, "Deniz olmaz ise turizm yapamazsınız, cennet koyları ormanlık alanları yapılaşmaya açıp koyları teknelere kapatırsanız turizmi öldürürsünüz. Eğer turizmden ekmek yeniliyorsa deniz olduğu içindir, deniz yoksa turizmden bahsedemezsiniz. Sıra mavi yolculukta kullanılan bakir koylara mı geldi? Bu nedenle Kisebükü halka açık kalmalı, vatandaş kullanmalı. TC vatandaşının hakkı, dünya mirası olan bir koyun birilerine rant amacıyla peşkeş çekilmesine karşıyız. Bu tesisler yapılırsa kimseye bir faydası olmayacak. Koyları yapılaşmaya açarak turizmin geleceğinin karartıldığını Ankara çok iyi bilmeli" dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.